Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Kişisel Gelişim
aç gözlülük
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="hayru nisa" data-source="post: 246457" data-attributes="member: 1013763"><p>Açlığın en basit çeşidi, besin yoksunluğunun yarattığı durumdur. lakin ona doyduktan sonra da açlık bitmez, sadece çok daha acıklı bir hal alır.işte bu evrede aç gözlülüğün açığa çıkdığı an...</p><p></p><p>bir süredir konu hakkında düşünüyorum; hatta özellikle çevremdeki insancıkları izlediğim zamandan beri.onlardan bahsetmeyeceğim ama bence açlıkdanda ötesi var. yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz besinleri aldığımızda doyarız; hayatımızı sürdürmek için yeterli ve gerekli olan temel koşulu sağlamış oluruz. peki buna tokluk denebilir mi? yani açlığın karşıtı tokluk olabilir mi? bence olamaz. açlık bir tezse, antitezi tokluk olabilir belki ama bu da sırf senteze koyacağımız açgözlülüğümüzü meşru çıkarmak için kurulmuş bir denklem sanırım. oysa hayvanların açlığı basittir; yerler ve doyarlar; tekrar acıkırlar, tekrar yerler ve tekrar doyarlar. besin bulmak yaşamlarının amacıdır; gene aynı şekilde yaşamlarını sürdürmelerinin de tek yolu. o zaman bizim açlığımız -sadece- kolayca alt edilebilecek bir şımarıklık mıdır? bir çeşit artı değer şımarıklığı?</p><p></p><p>peki eşrefi mahlukat olan insanın ki bu biçok insan için şaibeli bir deyim , yani insanın açlığı hangi noktada son bulur? öznesi biz, nesnesi besin olan açlığımızı her giderdiğimizde; yeni bir nesneye acıkırız. çünkü yaşam savaşımızın konusu artık besin bulmak değildir. elbette hala yaşayabilecek kadar yiyen ve günü bunu sağlamak için didinerek tüketen insanlar var. peki öyle olmayanlar, yani yediği halde aç olanlar. çöpü karıştırmayanlar, yemeksepeti'ne dadananlar, akşam yemeği son derdi olanlar; ben, biz, doyduktan sonra neye acıkırız? yeni biten savaşın; garanti yemek zaferinin yorgunluğunu üzerimizden atmdan neye savaş açarız? açlığının nesnesini kaybeden insan, neye doymaya çalışır? ve her doyuşun başka bir açlığa gebe olduğunu fark eden özne, açlıkla nasıl savaşır? neyle savaştığını bilmeyen bir savaşçı, kazanamayacağına ne zaman ikna olur? </p><p></p><p>buna benzer düşünceleri toparlamaya çalışırken, hep doğru soruları soramadığımı ve aslında insan doğasının öznel yapısını kaçırdığımı hissettim. hala da bir sonuca ulaşabilmiş değilim. anlamadan irdelemek de böyle bir şey. sonuçta bu konuyu kendimce somutlaştırmak için bir şeyler yazmaya çalışdım.</p><p> </p><p>şimdiden afiyet olsun. ha bir dahaki sefere "tanım" yazarken de en azından daha emin olmaya çalışacağım, bu pek olmadı.. karnım aç ya, ondan herhalde..</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="hayru nisa, post: 246457, member: 1013763"] Açlığın en basit çeşidi, besin yoksunluğunun yarattığı durumdur. lakin ona doyduktan sonra da açlık bitmez, sadece çok daha acıklı bir hal alır.işte bu evrede aç gözlülüğün açığa çıkdığı an... bir süredir konu hakkında düşünüyorum; hatta özellikle çevremdeki insancıkları izlediğim zamandan beri.onlardan bahsetmeyeceğim ama bence açlıkdanda ötesi var. yaşamak için ihtiyaç duyduğumuz besinleri aldığımızda doyarız; hayatımızı sürdürmek için yeterli ve gerekli olan temel koşulu sağlamış oluruz. peki buna tokluk denebilir mi? yani açlığın karşıtı tokluk olabilir mi? bence olamaz. açlık bir tezse, antitezi tokluk olabilir belki ama bu da sırf senteze koyacağımız açgözlülüğümüzü meşru çıkarmak için kurulmuş bir denklem sanırım. oysa hayvanların açlığı basittir; yerler ve doyarlar; tekrar acıkırlar, tekrar yerler ve tekrar doyarlar. besin bulmak yaşamlarının amacıdır; gene aynı şekilde yaşamlarını sürdürmelerinin de tek yolu. o zaman bizim açlığımız -sadece- kolayca alt edilebilecek bir şımarıklık mıdır? bir çeşit artı değer şımarıklığı? peki eşrefi mahlukat olan insanın ki bu biçok insan için şaibeli bir deyim , yani insanın açlığı hangi noktada son bulur? öznesi biz, nesnesi besin olan açlığımızı her giderdiğimizde; yeni bir nesneye acıkırız. çünkü yaşam savaşımızın konusu artık besin bulmak değildir. elbette hala yaşayabilecek kadar yiyen ve günü bunu sağlamak için didinerek tüketen insanlar var. peki öyle olmayanlar, yani yediği halde aç olanlar. çöpü karıştırmayanlar, yemeksepeti'ne dadananlar, akşam yemeği son derdi olanlar; ben, biz, doyduktan sonra neye acıkırız? yeni biten savaşın; garanti yemek zaferinin yorgunluğunu üzerimizden atmdan neye savaş açarız? açlığının nesnesini kaybeden insan, neye doymaya çalışır? ve her doyuşun başka bir açlığa gebe olduğunu fark eden özne, açlıkla nasıl savaşır? neyle savaştığını bilmeyen bir savaşçı, kazanamayacağına ne zaman ikna olur? buna benzer düşünceleri toparlamaya çalışırken, hep doğru soruları soramadığımı ve aslında insan doğasının öznel yapısını kaçırdığımı hissettim. hala da bir sonuca ulaşabilmiş değilim. anlamadan irdelemek de böyle bir şey. sonuçta bu konuyu kendimce somutlaştırmak için bir şeyler yazmaya çalışdım. şimdiden afiyet olsun. ha bir dahaki sefere "tanım" yazarken de en azından daha emin olmaya çalışacağım, bu pek olmadı.. karnım aç ya, ondan herhalde.. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Kişisel Gelişim
aç gözlülük
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst