Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Geylani Hz. ve Kadirilik
Abdulkadir-i Geylani Hazretleri (k.s) Sohbetleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Sade ve Sadece" data-source="post: 98405" data-attributes="member: 3812"><p><span style="color: black">Ey Aziz,</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Geleceği yakındır o günün... îzzetini korumak bir bakıma sana bağlı... Hatalarını hatırla, düşün ve tedbirli ol... Hazırlığım şimdiden yap... Burayı bırakıp öte aleme gidince, fayda temin edeceğin kimseleri düşünüp kendini yersiz teselliyle avutma... </span></p><p><span style="color: black">Çünkü orada:</span></p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "O günkü dehşet içinde; kişi karısından, anasından, babasından ve çocuklarından kaçar." (80/34)</strong></span></p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Ayet-i Kerimesinin verdiği hüküm geçer... Herkes kendi derdine düşer...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">- Hani sen bize, dünyada iken sahib olurdun... Korurdun... Burada da yardım etsene...</span></p><p><span style="color: black">Gibi, yarı alaylı, yan ciddî sözlere muhatap olmamak için, herkes bir yere saklanmak ister... Kimi elini yüzüne kapatır. Kimi de kaçar... Kaçacak yer de yok... O da bnşka...</span></p><p><span style="color: black">Sen insanı, orada kaçmakla kurtulur mu sanırsın? Hayır kurtulamaz... Hesap verecek... Hakirden kıtmire kadar... ipek telinden urganına kadar... inceden ince-ye hesap verecek... Gizlisi ve aşikaresi sot'uincak...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">O ne muazzam hesap günüdür... Düşün o günü... Hatta o günün dehşetinden fitre... Çünkü, Allah-ü Teaala o günkü hesabı şöyle anlatır:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "İster içinizde gizlediğiniz olsun; isterse açığa vurduğunuz... Allah hepsiyle sîzi hesaba çekecek..." (2/284)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Bu Ayet-i Kerimedeki derin manayı anlamaya çalış...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Bu hesaptan ancak, burada imtihanını iyi verenler kurtulacak... însanhğına yarnşır bir şekilde hayatını idame ettirenler kurtulu Onun için sen, boş şeylerle meşgul olma... Öz varlığım koruyacak yollardan yürü...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Şunlar var ya, hayvanlar gibidir..." (7/179)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Ayet-i Kerimesiyle anlatılan zümreyo dahil olmayasın; sakın... Bunların avunduğu geçici zevklere dalmaktan kendini koru... Geçici, behimî hislerini tatmin için özünü kirletme... insanlığım yitirme...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Allah-ü Teala'yı daima kendine yakın bil... Daima onun yüce varlığma kendini yakın bilmeye bak... Ve... murakabe halini hiç elden bırakma... Huzura var ve başım onun kuvveti ve kudreti önünde eğ... Düşün ki, Allah-ü Teala:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Beni anınız ki. ben de sizi anayım..." (2/152)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Buyurur... Bu ne şereftir... Daima Hak Taala'yı an ki, bu şerefe nail olabi-lesin... Böyle yaptığın takdirde, Allah-ü Taala'nın:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "O günde, birtakım yüzler vardır ki. parlak ve aydınlıktır... Rablanna nazar ederler..." (75/22)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Çeklinde anlattığı kimselerden ola-sın...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Kalbini parlatırsan, onu bu alemde de görebilirsin... Hakkın zikriyle kalbine cila çekmeye bak... Ve onun kıymetin! bil... Her türlü fenalıktan onu esirge... Çünkü onun hakkında şöyle bir kudsi hadîs vardır:- "Ben ne yere, ne de göğe sığdım; ama, mü'min kulunum kalbi beni aldı..."Sen böyle bir kalbe sahip olursan, daha ne istersin... Ve böyle bir kalbe sahip olmak için ne yapsan azdır... Hem de, hiç gibi bir az...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Bu hali bulduktan sonra ereceğin nimetlerin sayışı yoktur... Onlara sayı yetmez... Rakamlar kafi gelmez...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Bu kadar kıymetli şeyler nasıl bedava elde edilir... Elbette bir şeyi elde etmek için, o şeyin sanma yakışır bir şekilde gayret sarfetmek gerekir... Bu hakikat icabıdır ki; snna. Hakkın sanma yakışır bir şekilde kulluk düşer. Hiç olmazsa yapmaya çalış...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Bu alemde hazırlığım tam yaparsan, öteki alemde her arzun yerine getirilir... Çünkü bu alem ekim yeridir... Orada bi-çilecek şeylerin tohumunu burada ekmek gerekir... Burada ekmeyen orada birşey biçemez... Burada ekim işini bitir, tamamla: </span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Orada her arzu ettiğiniz verilir... "Her arzu ettiğiniz önünüze gelir..." (14/31)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Müjdesin! al... Bu müjdeyi burada alan kullar çok... Sen de onlardan biri olmaya bak...</span></p><p><span style="color: black">Kalbin de kendine göre kulağı var... Ama, onunla duyup işitmek, bu alemin maddi ve fani şeyleri değildir... O, ötelerden gelen, yüce ve ulvî kudretten gelen sesleri dinlemeye aşıktır...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Ona o sesleri duyurmadan bir hayır iş tutacağım sanmayasın... Onun için ona arız olan kirleri temizlemeye bak... Onun kirlerim giderdiğin an bil ki, yücelerden</span></p><p><span style="color: black">gelen sesleri duyacaktır... Ve çağrılara uyacaktır :</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Bana dua ediniz; kabul ederim." (40/60)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Mealinde buyuruîan, ilahî emir gereğince yalvarmaya başlar... Çünkü onun her türlü kirini giderdin.. Günah pasından temizledin...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Artık yalvarmaya baslar... Haliyle Hak Tnala onun yalvarmasını, yakarma-sını duyar; boş bırakmaz...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Allah, selam evine davet eder..."(10/25)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Emri gereğince zatına davet eder... Bir gaflet uykusundasın... Hem de tamamen. Gafletin, dünya yüzünden mı oldu... O halde dinle... Bak Hak Teala anlatıyor :</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Dünya hayatı; anccik bir oyundan ve oyalanmadan ibarettir..." (47/36)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Bu Ayet-i Kerime, dünyanın ne olduğunu anlatırken; sen hala ona dalıp gitmektesin... Ve ona sıkı sıkıya sarılmaktasın... Kendine göre mazursun; çünkü gafilsin...</span></p><p><span style="color: black">Niçin böylesin?... Allah seni burası için mi yarattı?... Yoksa öbür alem için mi yaratıldın?...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Şunu kafi bil ki, sen öbür alemin malısın... Bu alem fanidir. Uyanık zatlar nazarında hiçtir...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Buranın sıkmtısı ve meşakkati çoktur. Böyle sıkıntılı ve meşakkatli alemi neylersin?... Öteleri iste... Yüceleri arzula...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Adımlarım atarken, Hak katında yüceleri arzu ederek at... Oradaki yüksek makamları istiyerek gez... Bu fani varlığı aşıp öteye varanlardan ol... Onlar ne büyük insanlardır; dinle... Onların tarifini Hak'tan dinle:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Onlar SABİKUN'dur. Bilir misin SABÎKUN kime derler?..." (56/10)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "îşte onlar; serapa nimetlerle dolu NAÎM CENNET'inde yerleşmiş ve Hak yakınlığım bulmuş kimselerdir..." (56/11)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Himmetim yüce tut ...Kişinin kıymeti; himmeti ve gayreti kadar olur... Bu düsturu unutma.</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">îçten gayretin! tahrik et. Himmetin! tembel alıştırma... Yola girmemekte direnirse onu kamçıla... îlahî emirlerin kırbacıyla onu döv... Belki bu sayede kurtulursun... Ve yoluna ilahî lütuflar çıkar... Düşün ki, Cenab-ı Hak, yolunda olan kul-larına, lütfunu esirgemez... Kim onun yo-lunu tutsa, kat kat lütuf, ihsan yağdırır...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Sen de onun yoluna girersen, sonra devam edersen, mutlaka sana da Hakkın ihsanı gelir... Ahirette elde edeceğin nimetlerin müjdesin! daha burada iken alırsın... </span></p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Çünkü Allah-ü Teala:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Kullarına lütfedendir..." (42/19) Bu sebeple :</strong></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Onlara dünya hayatmda iken müjdeler gelir..." (10/64)</strong></span></p><p><span style="color: black"><strong></strong></span></p><p><span style="color: black"><strong></strong>Buyurur. Bu müjdeyi alan kullara katılmak, senin için ne büyük bir şeref...</span></p><p><span style="color: black">Sana düşen emirlerin gereğini yerine getirmektir... Hiç olmazsa, böyle birniyeti kaibde beslemek ve istikbal için geliştirmektir...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">îlahî emirleri eda etmeye, omuzlarına yüklenen vazifeleri tamamen yerine getirmeye niyetlen ve kendini o yola koy... Muvaffak olman için de Allah'a yalvar maya başla...</span></p><p><span style="color: black">îlk fırsatta kalb düşmanma karşı bir savaş aç... </span></p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Sakın bu yolda nefsinden emir alma... Zaten, savaşacağın şeylerden biri de nefistir... O da kalbin en büyük düşmanı olduğuna göre, ondan ne gibi bir emir alabilirsin ki...Ona karşı harb açtıktan sonra, elin tetikte olsun... Ondan hiç emin olma. Zayıf anım yakaladığı dakikada, boynunu sıkar... Silahım çevirdiği an, seni kalbinden, can evinden vurur; öldürür...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Seni mahvedecek kalb düşmanlarından biri de şeytandır.</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Muhakkak şeytan, insan için açıktan bir düşmandır..." (12/5)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Buyrulurken, elbette o şeytanın düşmanlığım kabul etmen gerekir... Onun hilesi çoktur. Onunla baş edilmesi de hayli güçtür. Ama sakın azmin kırılmasın...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Hiç korkma, Allah-ü Taala bir şeyin zararım haber verdikten sonra, ondan kurtuluş yollarım da haber verir... Çünkü o, hem alım; hem de kullanıla şefkatlidir. İlmi ve şefkati olan Rabbimizin gücü ve kuvveti de vardır... Sen onun yolunda olursan; nasıl sana, savaşacağın düşman için başarı yollarım öğretmez... Sen ki, en şerefli mahluksun; nasıl emrine asker vermez... Onun askeri mi yok dersin?... </span></p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Halbuki :</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Yerin ve semaların askerleri onun emrindedir..." (48/4)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Durum bu olunca, şeytandan nasıl korkarsın? Onunla savaşmaktan niçin kaçarsın?...</span></p><p><span style="color: black">Şu andan itibaren, sana düşen vazife, Hakka sığınmak... Ve... Ondan gelecek yardıma hak kazanmaktır... Onun yardımı sana geldikten sonra, şeytanın sana zfirnrı dokunmaz... Sonra, nefsin (uzağına düşmekten kurtulursun... Sakın nefsin şerrini az bilir... O da şeytan gibi, daima sana kötü yolları gösterir. Bunu da şu Ayet-i Kerime bize haber vermektedir:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Muhakkak nefis, bütün gücüyle kötülüğü emreder ve benimsetmeye çalışır..." (12/53)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Şeytanın ve nefsin durumlarım tes-bit eder, ona göre onlara karşı durursan kurtulursun... Aksi halde, ikisi bir olur; seni helak ederler...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Ahireti düşün... Maddî bazlarla meşgul olma. Hiç bir şey yapamazsan günü belli bir zamanım, Allah'ın zikrine tahsis et... Böyle yapmak suretiyle, kalb gözünü açmaya bak... Böyle yap ve nelere ermiş olduğunu anla...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Kalbinde sırların letaifi, rakamlar halinde, zuhur etmeye başlar... Kendini ittika sahibi kıl ki, ermişlerin erdiğinc sen de eresin... Düşün ki, Allah-ü Teala:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Allah'a karşı ittikad sahibi olunuz ki, Allah size bilmediğinizi öğretendir..." (2/ 282)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Ayetiyle seni müjdeliyor... Ve takva sahibi olduktan sonra nelere ereceğin! de sana anlatıyor...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Başta sisli vat.'ınmı hatırhırsın... Hu hun, ezelde uçup gezdiği yerler göz önüne gelir; öbür alemi sevmeye başlarsın... Bu alemin' ötesindeki varlık alemim anlarsın... Yapacağın her ibadeti zevkle, şevkle yapmaya başlarsın; çünkü gerçeği sezdin...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Rabbın yoluna itirazsız gir..." (16/69)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Ayetindeki gizli sır sana çözülür... Bu sır, içinde çözüldükten sonra, sana iki kanat verilir; o kanadın biri aşk, öbürü de şevk olur... Ruhun onlarla uçar...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Ruhun uçup gezdiği o yerlerden üns meyveleri sana gelir... O üns meyvelerim tattıktan sonra, bu alemin hiçliğini anlarsın... Ve :</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Her meyveden ye..." (16/69)</strong> </span></p><p> <span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Emrini alır, hür olursun... Artık bundan sonra; sana ne korku, ne de hüzün...</span></p><p><span style="color: black">Nefsinde zulmet kirleri kalmaz artık... Ama bu halini senden başkası bilemez... îçinde yaşadığın alemi yalnız sen bilirsin... Her halin açıktır; ama anlayan olmaz... Bu duruma sen de şaşarsın, îçinden :</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Allahım, sen geceyi gündüzc katarsın..." (3/27)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Demeye başlarsın... Sır aynanda, çeşitli tecelli nurları parıldamaya başlar... Bu tecelli nurları sayesinde, azönce hayretler içinde kalıp söylediğin cümledeki sırları çözersin... Kalb bahçene rahmet yağmurlan yağmaya başlar. Çünkü orası; Hak Ta-ala'nın her türlü rahmet tecellisine nail olmaya hak kazanmıştır... Ve Allah-ü Teala'nın mealen arz edeceğimiz şu Ayet-i Kerimedeki şeref madalyasını kazanmıştır:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Biz semadan mübarek su indirdik. Onunla bahçelerin çeşitli bîtkilerini meydana getirdik... Ve harman edilen cinsten hububat bitirdik..." (50/9)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Böyle bir rahmete eren kalb bahçeleri n'olur bilir misin?... Bilmem ki, onu anlatabilmek için, zahirde verilecek bir misal bulunur mu?... Olsa olsa bir îrem Bağları olur... Ama o da, bu ilahî güzellik karşısında hiç kalır... îrem Bağları da ne?...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Kalb bahçen ancak bu hali aldıktan sonradır ki:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>-- "Biz o rahmet suyuyla ölü bir beldeyi dirilttik..." (50/11)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Cümlesinin nelere işaret ettiğini çözersin...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Bugün senin için perdeler aralandı... Biz açtık. Gözlerin de keskin görür..." (50/22)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Cümlesi sana gelmiştir. Kalbinde zulmet kalmadı. Bu sebepler nur alemini rahatça görebilirsin...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Artık herşey'sana ayan beyan... Ne gaflet kalmıştır; ne de cehalet... Hepsi geçmişte cereyan eden birer hadise halini alır... Şimdi onlar çok ötede... Ve sen... Evet sen, vuslat alemindesin... Orada tam bir müşahedeye dalar; nura gark olur gidersin... Bazan, müşahede denizinden çıkar; istiğna denizine dalarsın...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Çünkü Allah bütün alemlere karşı bir istiğna sahibidir...'" (3/97)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Sen de onun bir kulusun. Seni o istiğna alomine alır... îşte o zaman, zatından başkasına ihtiyaç duymaz olursun...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Orada halinden emin olan yoktur... Bir yandan bakarsın ki, vuslat olmuş...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">- Tamam...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Demeye getirirsin... Ama hemen kar şına:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Allah'ın mekrinden emin mi oldular?..." (7/99)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Emri çıkar... Susarsın... Seni bir heybet hali sarar ...Bir ara ümidin kırılır gibi olur. Meyus olursun... Ama, sen senin olmadığım bilmelisin... Bu hal içinde şaşkın dururken ağzından, kendiliğinden:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- Runa bir çare Allahım... Cümlesi dökülür... Ve o anda kalbine şu ilahi hitap gelir :</strong></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyiniz." (12/87)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Bu emir, sonra latif bir rüzgar gibi çevrende esmeye başlar... O estikçe seni bir şevk sarar... Kendini Hakkın güzellik ve yücelik bahçesinde bulursun... Oranın güzelliğine hayran olur, bülbül gibi firakli firkli ötmeye başlarsın... ilahî nağmeler terennüm ederek, bir gül dalından öbürü n e konarsın...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Ve... sana öte alemlerden biri ilahî koku gelecek... Etrafına bakınacak; acaba bu nereden geldi? diyeceksin... Bazan dilin kayacak; tıpkı Yakup Peygamber gibi:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>-- "İhtiyarlığıma hamicdip, bunadığımı demezseniz, Yusuf'umun kokusunu alıyorum..." (12/94)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Dersin... Ah bir içinde saklayabilsen... Ama nasıl saklayabilirsin ki... Sonra elinde mi?...</span></p><p><span style="color: black">Sözünde haklısın Gerçekten aldığın koku, ötelerden sana bir müjdeci gibi gelmektedir... Fakat büyük bir ihtimalle çevresindekiler :</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Sen hala eski şaskınlığındasm..." (12/95)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Diyecekler... Çünkü aynı sözleri çok söyledin. Onlar sadece dinledi... Hiçbir tad alamadıkları için, seni ayıpladılar...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Sen hiç üzülme... Zaten üzülmen de mümkün değil... Çünkü hakikaten bulacağım bulmuş sayılırsın.'.. Eğer nasipleri varsa, gün gelecek; hakikati onlar da anlayacak...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Onu yüzüne sürünce gözleri açıldı." (12/96)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Cümlesindeki hakikati elbet istidatları varsa anlayacaklar... O zaman onlar sana yalvaracaklar ve şöyle diyecekler:</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Biz hata ettik... Sözümüzde yanıldık... Bizim için Allah'tan bağış dile..." (12/91)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Çevrendeki şaşkınların sözüne aldırış etme... Onlar mutlaka önünde baş eğecektir. Yeter ki, sen, özüne ilahî varlıktan bir kırıntı olsun, yerleştirmesin! hilesin... îşte o zaman elbette sana şöyle diyecekler :</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Allah'a kasem ederiz ki, Allah. seni bizden üstün kıldı..." (12/91)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">O rahmet denizine daldıktan sonra elde ettiğin herşey; teker teker, birer hazinedir... Anlattıklanmız, o daldığın denizin bir damlası dahi sayılmaz...</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Rüya tabiri ilmi dahil, bütün bilgilerin hazine anahtarı sana teslim edilir... O zaman kim ne derse desin, sen kendini bilirsin... Artık haline aşinasın... Beka makamına erdiğin için, halinden memnun insanların tavrım takınırsın... Artık başka isteyeceğin bir şey de olmadığı için şu duayı yapmaya başlarsın :</span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black"><strong>- "Rabbim, bana mülk verdin... Bana rüyaların tabirim de bellettin... Yerin ve semaların yaratacısı sensin... Dünya ve ahirette benîm de sahibim sensin... Beni müslüman oîarak oldur... Ve beni salihlere kat..." (12/101)</strong></span></p><p><span style="color: black"></span></p><p><span style="color: black">Cenab-ı Hak cümlemize işin sözünü değil, halini nasib eylesin... Çünkü bu yolda söz değil hal ararlar... Çünkü bu yolda nice yolcular, işi sözle bitirmek istediği için helak oldular... Allah korusun. Amin!...</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Sade ve Sadece, post: 98405, member: 3812"] [COLOR=black]Ey Aziz,[/COLOR] [COLOR=black] Geleceği yakındır o günün... îzzetini korumak bir bakıma sana bağlı... Hatalarını hatırla, düşün ve tedbirli ol... Hazırlığım şimdiden yap... Burayı bırakıp öte aleme gidince, fayda temin edeceğin kimseleri düşünüp kendini yersiz teselliyle avutma... Çünkü orada: [B]- "O günkü dehşet içinde; kişi karısından, anasından, babasından ve çocuklarından kaçar." (80/34)[/B] Ayet-i Kerimesinin verdiği hüküm geçer... Herkes kendi derdine düşer... - Hani sen bize, dünyada iken sahib olurdun... Korurdun... Burada da yardım etsene... Gibi, yarı alaylı, yan ciddî sözlere muhatap olmamak için, herkes bir yere saklanmak ister... Kimi elini yüzüne kapatır. Kimi de kaçar... Kaçacak yer de yok... O da bnşka... Sen insanı, orada kaçmakla kurtulur mu sanırsın? Hayır kurtulamaz... Hesap verecek... Hakirden kıtmire kadar... ipek telinden urganına kadar... inceden ince-ye hesap verecek... Gizlisi ve aşikaresi sot'uincak... O ne muazzam hesap günüdür... Düşün o günü... Hatta o günün dehşetinden fitre... Çünkü, Allah-ü Teaala o günkü hesabı şöyle anlatır: [B]- "İster içinizde gizlediğiniz olsun; isterse açığa vurduğunuz... Allah hepsiyle sîzi hesaba çekecek..." (2/284)[/B] Bu Ayet-i Kerimedeki derin manayı anlamaya çalış... Bu hesaptan ancak, burada imtihanını iyi verenler kurtulacak... însanhğına yarnşır bir şekilde hayatını idame ettirenler kurtulu Onun için sen, boş şeylerle meşgul olma... Öz varlığım koruyacak yollardan yürü... [B]- "Şunlar var ya, hayvanlar gibidir..." (7/179)[/B] Ayet-i Kerimesiyle anlatılan zümreyo dahil olmayasın; sakın... Bunların avunduğu geçici zevklere dalmaktan kendini koru... Geçici, behimî hislerini tatmin için özünü kirletme... insanlığım yitirme... Allah-ü Teala'yı daima kendine yakın bil... Daima onun yüce varlığma kendini yakın bilmeye bak... Ve... murakabe halini hiç elden bırakma... Huzura var ve başım onun kuvveti ve kudreti önünde eğ... Düşün ki, Allah-ü Teala: [B]- "Beni anınız ki. ben de sizi anayım..." (2/152)[/B] Buyurur... Bu ne şereftir... Daima Hak Taala'yı an ki, bu şerefe nail olabi-lesin... Böyle yaptığın takdirde, Allah-ü Taala'nın: [B]- "O günde, birtakım yüzler vardır ki. parlak ve aydınlıktır... Rablanna nazar ederler..." (75/22)[/B] Çeklinde anlattığı kimselerden ola-sın... Kalbini parlatırsan, onu bu alemde de görebilirsin... Hakkın zikriyle kalbine cila çekmeye bak... Ve onun kıymetin! bil... Her türlü fenalıktan onu esirge... Çünkü onun hakkında şöyle bir kudsi hadîs vardır:- "Ben ne yere, ne de göğe sığdım; ama, mü'min kulunum kalbi beni aldı..."Sen böyle bir kalbe sahip olursan, daha ne istersin... Ve böyle bir kalbe sahip olmak için ne yapsan azdır... Hem de, hiç gibi bir az... Bu hali bulduktan sonra ereceğin nimetlerin sayışı yoktur... Onlara sayı yetmez... Rakamlar kafi gelmez... Bu kadar kıymetli şeyler nasıl bedava elde edilir... Elbette bir şeyi elde etmek için, o şeyin sanma yakışır bir şekilde gayret sarfetmek gerekir... Bu hakikat icabıdır ki; snna. Hakkın sanma yakışır bir şekilde kulluk düşer. Hiç olmazsa yapmaya çalış... Bu alemde hazırlığım tam yaparsan, öteki alemde her arzun yerine getirilir... Çünkü bu alem ekim yeridir... Orada bi-çilecek şeylerin tohumunu burada ekmek gerekir... Burada ekmeyen orada birşey biçemez... Burada ekim işini bitir, tamamla: [B]- "Orada her arzu ettiğiniz verilir... "Her arzu ettiğiniz önünüze gelir..." (14/31)[/B] Müjdesin! al... Bu müjdeyi burada alan kullar çok... Sen de onlardan biri olmaya bak... Kalbin de kendine göre kulağı var... Ama, onunla duyup işitmek, bu alemin maddi ve fani şeyleri değildir... O, ötelerden gelen, yüce ve ulvî kudretten gelen sesleri dinlemeye aşıktır... Ona o sesleri duyurmadan bir hayır iş tutacağım sanmayasın... Onun için ona arız olan kirleri temizlemeye bak... Onun kirlerim giderdiğin an bil ki, yücelerden gelen sesleri duyacaktır... Ve çağrılara uyacaktır : [B]- "Bana dua ediniz; kabul ederim." (40/60)[/B] Mealinde buyuruîan, ilahî emir gereğince yalvarmaya başlar... Çünkü onun her türlü kirini giderdin.. Günah pasından temizledin... Artık yalvarmaya baslar... Haliyle Hak Tnala onun yalvarmasını, yakarma-sını duyar; boş bırakmaz... [B]- "Allah, selam evine davet eder..."(10/25)[/B] Emri gereğince zatına davet eder... Bir gaflet uykusundasın... Hem de tamamen. Gafletin, dünya yüzünden mı oldu... O halde dinle... Bak Hak Teala anlatıyor : [B]- "Dünya hayatı; anccik bir oyundan ve oyalanmadan ibarettir..." (47/36)[/B] Bu Ayet-i Kerime, dünyanın ne olduğunu anlatırken; sen hala ona dalıp gitmektesin... Ve ona sıkı sıkıya sarılmaktasın... Kendine göre mazursun; çünkü gafilsin... Niçin böylesin?... Allah seni burası için mi yarattı?... Yoksa öbür alem için mi yaratıldın?... Şunu kafi bil ki, sen öbür alemin malısın... Bu alem fanidir. Uyanık zatlar nazarında hiçtir... Buranın sıkmtısı ve meşakkati çoktur. Böyle sıkıntılı ve meşakkatli alemi neylersin?... Öteleri iste... Yüceleri arzula... Adımlarım atarken, Hak katında yüceleri arzu ederek at... Oradaki yüksek makamları istiyerek gez... Bu fani varlığı aşıp öteye varanlardan ol... Onlar ne büyük insanlardır; dinle... Onların tarifini Hak'tan dinle: [B]- "Onlar SABİKUN'dur. Bilir misin SABÎKUN kime derler?..." (56/10)[/B] [B]- "îşte onlar; serapa nimetlerle dolu NAÎM CENNET'inde yerleşmiş ve Hak yakınlığım bulmuş kimselerdir..." (56/11)[/B] Himmetim yüce tut ...Kişinin kıymeti; himmeti ve gayreti kadar olur... Bu düsturu unutma. îçten gayretin! tahrik et. Himmetin! tembel alıştırma... Yola girmemekte direnirse onu kamçıla... îlahî emirlerin kırbacıyla onu döv... Belki bu sayede kurtulursun... Ve yoluna ilahî lütuflar çıkar... Düşün ki, Cenab-ı Hak, yolunda olan kul-larına, lütfunu esirgemez... Kim onun yo-lunu tutsa, kat kat lütuf, ihsan yağdırır... Sen de onun yoluna girersen, sonra devam edersen, mutlaka sana da Hakkın ihsanı gelir... Ahirette elde edeceğin nimetlerin müjdesin! daha burada iken alırsın... Çünkü Allah-ü Teala: [B]- "Kullarına lütfedendir..." (42/19) Bu sebeple : - "Onlara dünya hayatmda iken müjdeler gelir..." (10/64)[/B] [B] [/B]Buyurur. Bu müjdeyi alan kullara katılmak, senin için ne büyük bir şeref... Sana düşen emirlerin gereğini yerine getirmektir... Hiç olmazsa, böyle birniyeti kaibde beslemek ve istikbal için geliştirmektir... îlahî emirleri eda etmeye, omuzlarına yüklenen vazifeleri tamamen yerine getirmeye niyetlen ve kendini o yola koy... Muvaffak olman için de Allah'a yalvar maya başla... îlk fırsatta kalb düşmanma karşı bir savaş aç... Sakın bu yolda nefsinden emir alma... Zaten, savaşacağın şeylerden biri de nefistir... O da kalbin en büyük düşmanı olduğuna göre, ondan ne gibi bir emir alabilirsin ki...Ona karşı harb açtıktan sonra, elin tetikte olsun... Ondan hiç emin olma. Zayıf anım yakaladığı dakikada, boynunu sıkar... Silahım çevirdiği an, seni kalbinden, can evinden vurur; öldürür... Seni mahvedecek kalb düşmanlarından biri de şeytandır. [B]- "Muhakkak şeytan, insan için açıktan bir düşmandır..." (12/5)[/B] Buyrulurken, elbette o şeytanın düşmanlığım kabul etmen gerekir... Onun hilesi çoktur. Onunla baş edilmesi de hayli güçtür. Ama sakın azmin kırılmasın... Hiç korkma, Allah-ü Taala bir şeyin zararım haber verdikten sonra, ondan kurtuluş yollarım da haber verir... Çünkü o, hem alım; hem de kullanıla şefkatlidir. İlmi ve şefkati olan Rabbimizin gücü ve kuvveti de vardır... Sen onun yolunda olursan; nasıl sana, savaşacağın düşman için başarı yollarım öğretmez... Sen ki, en şerefli mahluksun; nasıl emrine asker vermez... Onun askeri mi yok dersin?... Halbuki : [B]- "Yerin ve semaların askerleri onun emrindedir..." (48/4)[/B] Durum bu olunca, şeytandan nasıl korkarsın? Onunla savaşmaktan niçin kaçarsın?... Şu andan itibaren, sana düşen vazife, Hakka sığınmak... Ve... Ondan gelecek yardıma hak kazanmaktır... Onun yardımı sana geldikten sonra, şeytanın sana zfirnrı dokunmaz... Sonra, nefsin (uzağına düşmekten kurtulursun... Sakın nefsin şerrini az bilir... O da şeytan gibi, daima sana kötü yolları gösterir. Bunu da şu Ayet-i Kerime bize haber vermektedir: [B]- "Muhakkak nefis, bütün gücüyle kötülüğü emreder ve benimsetmeye çalışır..." (12/53)[/B] Şeytanın ve nefsin durumlarım tes-bit eder, ona göre onlara karşı durursan kurtulursun... Aksi halde, ikisi bir olur; seni helak ederler... Ahireti düşün... Maddî bazlarla meşgul olma. Hiç bir şey yapamazsan günü belli bir zamanım, Allah'ın zikrine tahsis et... Böyle yapmak suretiyle, kalb gözünü açmaya bak... Böyle yap ve nelere ermiş olduğunu anla... Kalbinde sırların letaifi, rakamlar halinde, zuhur etmeye başlar... Kendini ittika sahibi kıl ki, ermişlerin erdiğinc sen de eresin... Düşün ki, Allah-ü Teala: [B]- "Allah'a karşı ittikad sahibi olunuz ki, Allah size bilmediğinizi öğretendir..." (2/ 282)[/B] Ayetiyle seni müjdeliyor... Ve takva sahibi olduktan sonra nelere ereceğin! de sana anlatıyor... Başta sisli vat.'ınmı hatırhırsın... Hu hun, ezelde uçup gezdiği yerler göz önüne gelir; öbür alemi sevmeye başlarsın... Bu alemin' ötesindeki varlık alemim anlarsın... Yapacağın her ibadeti zevkle, şevkle yapmaya başlarsın; çünkü gerçeği sezdin... [B]- "Rabbın yoluna itirazsız gir..." (16/69)[/B] Ayetindeki gizli sır sana çözülür... Bu sır, içinde çözüldükten sonra, sana iki kanat verilir; o kanadın biri aşk, öbürü de şevk olur... Ruhun onlarla uçar... Ruhun uçup gezdiği o yerlerden üns meyveleri sana gelir... O üns meyvelerim tattıktan sonra, bu alemin hiçliğini anlarsın... Ve : [B]- "Her meyveden ye..." (16/69)[/B] Emrini alır, hür olursun... Artık bundan sonra; sana ne korku, ne de hüzün... Nefsinde zulmet kirleri kalmaz artık... Ama bu halini senden başkası bilemez... îçinde yaşadığın alemi yalnız sen bilirsin... Her halin açıktır; ama anlayan olmaz... Bu duruma sen de şaşarsın, îçinden : [B]- "Allahım, sen geceyi gündüzc katarsın..." (3/27)[/B] Demeye başlarsın... Sır aynanda, çeşitli tecelli nurları parıldamaya başlar... Bu tecelli nurları sayesinde, azönce hayretler içinde kalıp söylediğin cümledeki sırları çözersin... Kalb bahçene rahmet yağmurlan yağmaya başlar. Çünkü orası; Hak Ta-ala'nın her türlü rahmet tecellisine nail olmaya hak kazanmıştır... Ve Allah-ü Teala'nın mealen arz edeceğimiz şu Ayet-i Kerimedeki şeref madalyasını kazanmıştır: [B]- "Biz semadan mübarek su indirdik. Onunla bahçelerin çeşitli bîtkilerini meydana getirdik... Ve harman edilen cinsten hububat bitirdik..." (50/9)[/B] Böyle bir rahmete eren kalb bahçeleri n'olur bilir misin?... Bilmem ki, onu anlatabilmek için, zahirde verilecek bir misal bulunur mu?... Olsa olsa bir îrem Bağları olur... Ama o da, bu ilahî güzellik karşısında hiç kalır... îrem Bağları da ne?... Kalb bahçen ancak bu hali aldıktan sonradır ki: [B]-- "Biz o rahmet suyuyla ölü bir beldeyi dirilttik..." (50/11)[/B] Cümlesinin nelere işaret ettiğini çözersin... [B]- "Bugün senin için perdeler aralandı... Biz açtık. Gözlerin de keskin görür..." (50/22)[/B] Cümlesi sana gelmiştir. Kalbinde zulmet kalmadı. Bu sebepler nur alemini rahatça görebilirsin... Artık herşey'sana ayan beyan... Ne gaflet kalmıştır; ne de cehalet... Hepsi geçmişte cereyan eden birer hadise halini alır... Şimdi onlar çok ötede... Ve sen... Evet sen, vuslat alemindesin... Orada tam bir müşahedeye dalar; nura gark olur gidersin... Bazan, müşahede denizinden çıkar; istiğna denizine dalarsın... [B]- "Çünkü Allah bütün alemlere karşı bir istiğna sahibidir...'" (3/97)[/B] Sen de onun bir kulusun. Seni o istiğna alomine alır... îşte o zaman, zatından başkasına ihtiyaç duymaz olursun... Orada halinden emin olan yoktur... Bir yandan bakarsın ki, vuslat olmuş... - Tamam... Demeye getirirsin... Ama hemen kar şına: [B]- "Allah'ın mekrinden emin mi oldular?..." (7/99)[/B] Emri çıkar... Susarsın... Seni bir heybet hali sarar ...Bir ara ümidin kırılır gibi olur. Meyus olursun... Ama, sen senin olmadığım bilmelisin... Bu hal içinde şaşkın dururken ağzından, kendiliğinden: [B]- Runa bir çare Allahım... Cümlesi dökülür... Ve o anda kalbine şu ilahi hitap gelir : - "Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyiniz." (12/87)[/B] Bu emir, sonra latif bir rüzgar gibi çevrende esmeye başlar... O estikçe seni bir şevk sarar... Kendini Hakkın güzellik ve yücelik bahçesinde bulursun... Oranın güzelliğine hayran olur, bülbül gibi firakli firkli ötmeye başlarsın... ilahî nağmeler terennüm ederek, bir gül dalından öbürü n e konarsın... Ve... sana öte alemlerden biri ilahî koku gelecek... Etrafına bakınacak; acaba bu nereden geldi? diyeceksin... Bazan dilin kayacak; tıpkı Yakup Peygamber gibi: [B]-- "İhtiyarlığıma hamicdip, bunadığımı demezseniz, Yusuf'umun kokusunu alıyorum..." (12/94)[/B] Dersin... Ah bir içinde saklayabilsen... Ama nasıl saklayabilirsin ki... Sonra elinde mi?... Sözünde haklısın Gerçekten aldığın koku, ötelerden sana bir müjdeci gibi gelmektedir... Fakat büyük bir ihtimalle çevresindekiler : [B]- "Sen hala eski şaskınlığındasm..." (12/95)[/B] Diyecekler... Çünkü aynı sözleri çok söyledin. Onlar sadece dinledi... Hiçbir tad alamadıkları için, seni ayıpladılar... Sen hiç üzülme... Zaten üzülmen de mümkün değil... Çünkü hakikaten bulacağım bulmuş sayılırsın.'.. Eğer nasipleri varsa, gün gelecek; hakikati onlar da anlayacak... [B]- "Onu yüzüne sürünce gözleri açıldı." (12/96)[/B] Cümlesindeki hakikati elbet istidatları varsa anlayacaklar... O zaman onlar sana yalvaracaklar ve şöyle diyecekler: [B]- "Biz hata ettik... Sözümüzde yanıldık... Bizim için Allah'tan bağış dile..." (12/91)[/B] Çevrendeki şaşkınların sözüne aldırış etme... Onlar mutlaka önünde baş eğecektir. Yeter ki, sen, özüne ilahî varlıktan bir kırıntı olsun, yerleştirmesin! hilesin... îşte o zaman elbette sana şöyle diyecekler : [B]- "Allah'a kasem ederiz ki, Allah. seni bizden üstün kıldı..." (12/91)[/B] O rahmet denizine daldıktan sonra elde ettiğin herşey; teker teker, birer hazinedir... Anlattıklanmız, o daldığın denizin bir damlası dahi sayılmaz... Rüya tabiri ilmi dahil, bütün bilgilerin hazine anahtarı sana teslim edilir... O zaman kim ne derse desin, sen kendini bilirsin... Artık haline aşinasın... Beka makamına erdiğin için, halinden memnun insanların tavrım takınırsın... Artık başka isteyeceğin bir şey de olmadığı için şu duayı yapmaya başlarsın : [B]- "Rabbim, bana mülk verdin... Bana rüyaların tabirim de bellettin... Yerin ve semaların yaratacısı sensin... Dünya ve ahirette benîm de sahibim sensin... Beni müslüman oîarak oldur... Ve beni salihlere kat..." (12/101)[/B] Cenab-ı Hak cümlemize işin sözünü değil, halini nasib eylesin... Çünkü bu yolda söz değil hal ararlar... Çünkü bu yolda nice yolcular, işi sözle bitirmek istediği için helak oldular... Allah korusun. Amin!...[/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Geylani Hz. ve Kadirilik
Abdulkadir-i Geylani Hazretleri (k.s) Sohbetleri
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst