Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Zulme Razı Olmak Dahi Zulümdür
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 262318" data-attributes="member: 27"><p><strong>Cevap: Zulme Razı Olmak Dahi Zulümdür - Açıklamalı Risale Dersleri</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"></span></span>[BILGI]<span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"><strong>Aziz, sıddık kardeşlerim,</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"><strong></strong></span></span><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222">Dün, Emin, bu havaliye gelen bir kolordu münasebetiyle, istemediğim ve Rusun harbe devamını bilmediğim halde, Rusya’nın Kafkasla ittisali kesilmesini söyledi. Ben, onun sözünü kesip susturduğum halde, kalbim ehemmiyetle bir alâka gösterdi.</span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"> Sonra, bugün namazda ve tesbihatında iken, mânevî tarzda denildi ki:</span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"> Küre-i arzda çarpışan, mücadele eden cereyanlardan herhalde <strong>birisi İslâmiyete ve Kur’ân’a ve Risale-i Nur’a ve mesleğimize taraftar olacak; bu noktadan ona karşı bakmak gerektir.</strong> Bakmamak için bir iki mektupda <strong>yazdığım sebepler çendan kalbe, akla kâfidir; fakat meraklı ve hevesli olan nefse kâfi gelmiyor diye kalbime geldi.</strong> Aynen tesbihatta ihtar edildi ki:</span><span style="color: #000000"></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000"></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000"> </span><span style="color: #b22222">Ehemmiyetli sebebi ise: <strong>Bakmakta bir tarafa tarafgirlik hissi uyanır; tarafgir nazarı, taraftar olduğu taraf cereyanın kusurunu görmez, zulmüne rıza gösterir, belki alkışlar.</strong> <strong>Halbuki küfre rıza, küfür olduğu gibi, zulme razı olmak dahi zulümdür.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #b22222"><strong></strong></span></span>[/BILGI]<span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Dünyanın dört bir yanında siyasi veya içtimai çok hadiseler meydana geliyor. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Bu hadiselerin herbirinin durumuna vakıf olmak beşer olarak pek mümkün değil. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Bilhassa çoğunluğu avamdan olan, gündelik işleri olan kişilerin bu meselelere vakıf olması hiç mümkün değil. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Vaziyet böyle iken halkın büyük çoğunluğunun, </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">dünyanın bu tür hadisatlarına aşırı ilgi ve alaka gösterdiğine şahit oluyoruz. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Haliyle bu ilgi ve alaka bir tarafa meyletmeyi gerekli kılıyor. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Basit bir futbol maçında bile insani bir özellik olarak hemen bir tarafı seçip beğeniyor ve taraftar oluyoruz. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Bahsettiğimiz gibi hadiselerin tam olarak içinde olmayan </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">ve işi de aslında bu olmayan kesimi oluşturan bu kişiler,</span></span></p><p> <span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">kendi kısır yorumlarıyla taraf oldukları tarafın her halini mübah görmeye ve karşı tarafı da haksız görmeye başlıyorlar. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Bu tür ilgi ve alakalar toplumu derinden yaralayan, içtimai hayatı altüst eden ilgi ve alakalardır. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000"></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Günlük hayatımızın büyük bir çoğunluğu belki de bu tür hadiseleri tartışmakla, </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">taraftarlıklarımızı göstermekle hatta belki bilerek ya da bilmeyerek </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">o hadise içinde zulmedenleri taraf edinmekle o zulümlere rıza göstermiş olduğumuz gibi; </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">kendi hayatımıza dahi zulmetmiş oluyoruz şöyle ki;</span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000"></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Altıncı Söz'de Üstad Hazretleri bize emaneten veilmiş olan azalarımızın ve cihazatların, </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">gerçek Sahibi olan Allah'a satmamız, </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">O'nun yolunda kullanmamız halinde ve bunun aksi halindeki sonuçlarını gösteriyor. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000"></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">En büyük cihad olan nefisle cihad etmekle mükellefiz. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">En birinci ilgi ve alaka göstereceğimiz hadiseler en yakınımızdan başlıyor. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Halbuki biz dünyanın boğucu hadiseleri ile iştigal ederken en yakınımızdaki daireleri ihmal ediyoruz. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Bu şekilde nefsimize zulmetmiş oluyoruz. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Vücudumuzun maddi ve manevi tüm azalarına da zulmetmiş oluyoruz. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Kendimize, ailemize, komşularımıza ve akrabalarımıza vs. karşı olan vazifelerimiz </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">en dış dairedeki gereksiz ve hatarlı zaman sarfiyatından dolayı hep mühmel kalıyor. </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">Altıncı Söz'deki beyanata göre, </span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">bize verilen sayısız kıymetli latifelerin ve azalarımızın yanlış kullanıldığında,</span></span></p><p> <span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000">başımıza getireceği dünyevi ve uhrevi sonuçlara bir göz atalım.</span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000"></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000"></span></span>[DIKKAT]<strong>Birinci hasâret:</strong> O kadar sevdiğin mal ve evlât ve <strong>perestiş ettiğin nefis ve hevâ</strong> ve meftun olduğun gençlik ve hayat zayi olup kaybolacak, senin elinden çıkacaklar. Fakat günahlarını, elemlerini sana bırakıp boynuna yükletecekler.[/DIKKAT]</p><p></p><p>Evet, dünyanın bu tür hadiselerine bilerek ya da bilmeyerek </p><p>göstermiş olduğumuz ilgi ve alakadan doğan tarafgirlik ve nihayetindeki zulme taraftarlık; </p><p>ondan husüle gelen günahlarını boynumuza yükleyecekler. </p><p>Bunlardan bize gelen fayda ise sadece hiçbirşey.</p><p></p><p></p><p>[DIKKAT]<strong>İkinci hasâret:</strong> Emanete hıyanet cezasını çekeceksin. Çünkü en kıymettar aletleri en kıymetsiz şeylerde sarf edip nefsine zulmettin.[/DIKKAT]</p><p></p><p>Allah cc. bize en güzel ve en kıymettar aletleri vermiş. </p><p>Biz onları asıl amacının dışında kullandık. </p><p>Gözümüzü Sani-i Basir'e satmadık. </p><p>Onun yarattığı sayısız ve meşru güzelliklerden yüz çevirip, sevmediği, razı olmadığı, </p><p>nefsimizin beğendiği şeyleri görmeye sarfettik. </p><p>Gazetelerde okunmadık bir sayfa bile bırakmazken, kendimizden bir satır bile okumadık.</p><p></p><p>Kulağımızı bizim için yarattığı birbirinden güzel seslere tıkadık. </p><p>Asıl gayesinin dışında, kulağın fıtratına uygun olmayan sesleri dinlemede kullandık. </p><p>Radyolara, televizyonlara diktik kulağımızı. </p><p>Ezanın sesini duymadık. </p><p></p><p>Akıl gibi kainatın tılsımlarını açan bir anahtarımız varken, onu lüzumsuz işleri düşünmede kullandık. </p><p>Hiç ilgimiz alakamız olmayan, bir tesirimiz de bulunmayan </p><p>dış dünyanın hadiseleri ile zihinlerimizi karmakarışık hale getirdik. </p><p>Siyaset, futbol, şarkıcı, şucu, bucu, amerikası, fransası derken,</p><p> Allah'ın binbir isimlerinin tecelli yeri olan dünya ve semanın tefekkürüne dalmayı ihmal ettik.</p><p> Kur'anından bir ayetin manasına vakıf olmaya belki o kadar çalışmadık.</p><p></p><p>Zaman gibi azim bir sermaye varken elimizde, onu ahireti kazanmaya kullanmadık. </p><p>Yirmi dörtten bir saatini ebedi saadetimize bir bilet olabilecek namaza sarfetmedik. </p><p>Yirmi dördünü de dünyaya harcadık. </p><p>Çünkü fıtri gayelerinin dışında kullanıldığından, göz yoruldu, kulak işitmez oldu, akıl yorgun düştü. </p><p>Kalp fani sevgililerinin ardından onları elde edemeyişinin hüsranıyla heder oldu. </p><p>Allah'a, Habibullah'a muhabbet edecek yer kalmadı. </p><p></p><p></p><p>[DIKKAT]<strong>Üçüncü hasâret:</strong> Bütün o kıymettar cihazât-ı insaniyeyi hayvanlıktan çok aşağı bir derekeye düşürüp hikmet-i İlâhiyeye iftira ve zulmettin.[/DIKKAT]</p><p></p><p>Allah cc. en güzel şekilde yarattı insanı. </p><p>Maddi ve manevi terakkiyata vesile olabilecek şekilde dizayn etti herbir azamızı, hissiyatımızı. </p><p>İnsanlar ise terakkiyatta değil, tedenniyatta yarıştı. </p><p>Birbirinin her halinden ders alan sahabelere benzemek varken, yapılan süfliyatlar ders konusu oldu. </p><p>Sabahtan akşama kadar yaptığı pislikleri anlatan ve onu dinleyenlerle dolu dünya. </p><p>İşte zulüm, işte zulme rıza.</p><p></p><p>[DIKKAT]<strong>Dördüncü hasâret:</strong> Acz ve fakrınla beraber, o pek ağır hayat yükünü zayıf beline yükleyip zevâl ve firak sillesi altında daim vâveylâ edeceksin.[/DIKKAT]</p><p></p><p>Yaptığı bu yanlış davranışlardan bir fayda göremedi insan. </p><p>Çünkü fanilere muhabbet, fenaya gitmeleri ile firaka döndü. </p><p>Elini uzattığı bir lezzete onun gibi niceleri talip oldu, hevesi kursağında kaldı. </p><p>Aczini ve fakrını bilip bir Rabbi Rahimine, Kadir-i Rahimine iltica etmeyi bırakıp, kendi gibi olanlardan dilendi. </p><p>Onlar karşısında zillete düştü. </p><p>Birden istemeyi bırakıp, binlerden istemeye mecbur kaldı. </p><p></p><p>[DIKKAT]<strong>Beşinci hasâret:</strong> Hayat-ı ebediye esasatını ve saadet-i uhreviye levazımatını tedarik etmek için verilen akıl, kalb, göz, dil gibi güzel hediye-i Rahmâniyeyi, Cehennem kapılarını sana açacak çirkin bir surete çevirmektir.<span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000"></span></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><span style="color: #000000"></span></span>[/DIKKAT]</p><p></p><p>Bir göreve gönderiliyorsunuz işyerinizden. </p><p>Size vardığınız yerde gerekli olan şeylerin en güzelleri veriliyor. </p><p>En kıymetlileri. </p><p>Görevi başarı ile bitirmeniz için bunları kullanmanız yeterli. </p><p>Siz ise bunları çöpe atıyorsunuz. </p><p>Akıbet kaçınılmaz. </p><p>İşten atılmakla kalmaz, sütüne üstlük bir de mahmkemelik olursunuz. </p><p></p><p>Allah'ta en kıymettar azaları, cennetini, ebedi saadetini, rü'yetine mazhar olmayı kazandıracak şekilde vermiş. </p><p>Bu kadar güzelliğe sahip olup kaybetmek, en aşağılara düşmek ne kadar büyük hüsran.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 262318, member: 27"] [b]Cevap: Zulme Razı Olmak Dahi Zulümdür - Açıklamalı Risale Dersleri[/b] [FONT=verdana][COLOR=#b22222] [/COLOR][/FONT][BILGI][FONT=verdana][COLOR=#b22222][B]Aziz, sıddık kardeşlerim, [/B][/COLOR][/FONT][FONT=verdana][COLOR=#b22222]Dün, Emin, bu havaliye gelen bir kolordu münasebetiyle, istemediğim ve Rusun harbe devamını bilmediğim halde, Rusya’nın Kafkasla ittisali kesilmesini söyledi. Ben, onun sözünü kesip susturduğum halde, kalbim ehemmiyetle bir alâka gösterdi. Sonra, bugün namazda ve tesbihatında iken, mânevî tarzda denildi ki: Küre-i arzda çarpışan, mücadele eden cereyanlardan herhalde [B]birisi İslâmiyete ve Kur’ân’a ve Risale-i Nur’a ve mesleğimize taraftar olacak; bu noktadan ona karşı bakmak gerektir.[/B] Bakmamak için bir iki mektupda [B]yazdığım sebepler çendan kalbe, akla kâfidir; fakat meraklı ve hevesli olan nefse kâfi gelmiyor diye kalbime geldi.[/B] Aynen tesbihatta ihtar edildi ki:[/COLOR][COLOR=#000000] [/COLOR][COLOR=#b22222]Ehemmiyetli sebebi ise: [B]Bakmakta bir tarafa tarafgirlik hissi uyanır; tarafgir nazarı, taraftar olduğu taraf cereyanın kusurunu görmez, zulmüne rıza gösterir, belki alkışlar.[/B] [B]Halbuki küfre rıza, küfür olduğu gibi, zulme razı olmak dahi zulümdür. [/B][/COLOR][/FONT][/BILGI][FONT=verdana] [COLOR=#000000]Dünyanın dört bir yanında siyasi veya içtimai çok hadiseler meydana geliyor. Bu hadiselerin herbirinin durumuna vakıf olmak beşer olarak pek mümkün değil. Bilhassa çoğunluğu avamdan olan, gündelik işleri olan kişilerin bu meselelere vakıf olması hiç mümkün değil. Vaziyet böyle iken halkın büyük çoğunluğunun, dünyanın bu tür hadisatlarına aşırı ilgi ve alaka gösterdiğine şahit oluyoruz. Haliyle bu ilgi ve alaka bir tarafa meyletmeyi gerekli kılıyor. Basit bir futbol maçında bile insani bir özellik olarak hemen bir tarafı seçip beğeniyor ve taraftar oluyoruz. Bahsettiğimiz gibi hadiselerin tam olarak içinde olmayan ve işi de aslında bu olmayan kesimi oluşturan bu kişiler, kendi kısır yorumlarıyla taraf oldukları tarafın her halini mübah görmeye ve karşı tarafı da haksız görmeye başlıyorlar. Bu tür ilgi ve alakalar toplumu derinden yaralayan, içtimai hayatı altüst eden ilgi ve alakalardır. Günlük hayatımızın büyük bir çoğunluğu belki de bu tür hadiseleri tartışmakla, taraftarlıklarımızı göstermekle hatta belki bilerek ya da bilmeyerek o hadise içinde zulmedenleri taraf edinmekle o zulümlere rıza göstermiş olduğumuz gibi; kendi hayatımıza dahi zulmetmiş oluyoruz şöyle ki; Altıncı Söz'de Üstad Hazretleri bize emaneten veilmiş olan azalarımızın ve cihazatların, gerçek Sahibi olan Allah'a satmamız, O'nun yolunda kullanmamız halinde ve bunun aksi halindeki sonuçlarını gösteriyor. En büyük cihad olan nefisle cihad etmekle mükellefiz. En birinci ilgi ve alaka göstereceğimiz hadiseler en yakınımızdan başlıyor. Halbuki biz dünyanın boğucu hadiseleri ile iştigal ederken en yakınımızdaki daireleri ihmal ediyoruz. Bu şekilde nefsimize zulmetmiş oluyoruz. Vücudumuzun maddi ve manevi tüm azalarına da zulmetmiş oluyoruz. Kendimize, ailemize, komşularımıza ve akrabalarımıza vs. karşı olan vazifelerimiz en dış dairedeki gereksiz ve hatarlı zaman sarfiyatından dolayı hep mühmel kalıyor. Altıncı Söz'deki beyanata göre, bize verilen sayısız kıymetli latifelerin ve azalarımızın yanlış kullanıldığında, başımıza getireceği dünyevi ve uhrevi sonuçlara bir göz atalım. [/COLOR][/FONT][DIKKAT][B]Birinci hasâret:[/B] O kadar sevdiğin mal ve evlât ve [B]perestiş ettiğin nefis ve hevâ[/B] ve meftun olduğun gençlik ve hayat zayi olup kaybolacak, senin elinden çıkacaklar. Fakat günahlarını, elemlerini sana bırakıp boynuna yükletecekler.[/DIKKAT] Evet, dünyanın bu tür hadiselerine bilerek ya da bilmeyerek göstermiş olduğumuz ilgi ve alakadan doğan tarafgirlik ve nihayetindeki zulme taraftarlık; ondan husüle gelen günahlarını boynumuza yükleyecekler. Bunlardan bize gelen fayda ise sadece hiçbirşey. [DIKKAT][B]İkinci hasâret:[/B] Emanete hıyanet cezasını çekeceksin. Çünkü en kıymettar aletleri en kıymetsiz şeylerde sarf edip nefsine zulmettin.[/DIKKAT] Allah cc. bize en güzel ve en kıymettar aletleri vermiş. Biz onları asıl amacının dışında kullandık. Gözümüzü Sani-i Basir'e satmadık. Onun yarattığı sayısız ve meşru güzelliklerden yüz çevirip, sevmediği, razı olmadığı, nefsimizin beğendiği şeyleri görmeye sarfettik. Gazetelerde okunmadık bir sayfa bile bırakmazken, kendimizden bir satır bile okumadık. Kulağımızı bizim için yarattığı birbirinden güzel seslere tıkadık. Asıl gayesinin dışında, kulağın fıtratına uygun olmayan sesleri dinlemede kullandık. Radyolara, televizyonlara diktik kulağımızı. Ezanın sesini duymadık. Akıl gibi kainatın tılsımlarını açan bir anahtarımız varken, onu lüzumsuz işleri düşünmede kullandık. Hiç ilgimiz alakamız olmayan, bir tesirimiz de bulunmayan dış dünyanın hadiseleri ile zihinlerimizi karmakarışık hale getirdik. Siyaset, futbol, şarkıcı, şucu, bucu, amerikası, fransası derken, Allah'ın binbir isimlerinin tecelli yeri olan dünya ve semanın tefekkürüne dalmayı ihmal ettik. Kur'anından bir ayetin manasına vakıf olmaya belki o kadar çalışmadık. Zaman gibi azim bir sermaye varken elimizde, onu ahireti kazanmaya kullanmadık. Yirmi dörtten bir saatini ebedi saadetimize bir bilet olabilecek namaza sarfetmedik. Yirmi dördünü de dünyaya harcadık. Çünkü fıtri gayelerinin dışında kullanıldığından, göz yoruldu, kulak işitmez oldu, akıl yorgun düştü. Kalp fani sevgililerinin ardından onları elde edemeyişinin hüsranıyla heder oldu. Allah'a, Habibullah'a muhabbet edecek yer kalmadı. [DIKKAT][B]Üçüncü hasâret:[/B] Bütün o kıymettar cihazât-ı insaniyeyi hayvanlıktan çok aşağı bir derekeye düşürüp hikmet-i İlâhiyeye iftira ve zulmettin.[/DIKKAT] Allah cc. en güzel şekilde yarattı insanı. Maddi ve manevi terakkiyata vesile olabilecek şekilde dizayn etti herbir azamızı, hissiyatımızı. İnsanlar ise terakkiyatta değil, tedenniyatta yarıştı. Birbirinin her halinden ders alan sahabelere benzemek varken, yapılan süfliyatlar ders konusu oldu. Sabahtan akşama kadar yaptığı pislikleri anlatan ve onu dinleyenlerle dolu dünya. İşte zulüm, işte zulme rıza. [DIKKAT][B]Dördüncü hasâret:[/B] Acz ve fakrınla beraber, o pek ağır hayat yükünü zayıf beline yükleyip zevâl ve firak sillesi altında daim vâveylâ edeceksin.[/DIKKAT] Yaptığı bu yanlış davranışlardan bir fayda göremedi insan. Çünkü fanilere muhabbet, fenaya gitmeleri ile firaka döndü. Elini uzattığı bir lezzete onun gibi niceleri talip oldu, hevesi kursağında kaldı. Aczini ve fakrını bilip bir Rabbi Rahimine, Kadir-i Rahimine iltica etmeyi bırakıp, kendi gibi olanlardan dilendi. Onlar karşısında zillete düştü. Birden istemeyi bırakıp, binlerden istemeye mecbur kaldı. [DIKKAT][B]Beşinci hasâret:[/B] Hayat-ı ebediye esasatını ve saadet-i uhreviye levazımatını tedarik etmek için verilen akıl, kalb, göz, dil gibi güzel hediye-i Rahmâniyeyi, Cehennem kapılarını sana açacak çirkin bir surete çevirmektir.[FONT=verdana][COLOR=#000000] [/COLOR][/FONT][/DIKKAT] Bir göreve gönderiliyorsunuz işyerinizden. Size vardığınız yerde gerekli olan şeylerin en güzelleri veriliyor. En kıymetlileri. Görevi başarı ile bitirmeniz için bunları kullanmanız yeterli. Siz ise bunları çöpe atıyorsunuz. Akıbet kaçınılmaz. İşten atılmakla kalmaz, sütüne üstlük bir de mahmkemelik olursunuz. Allah'ta en kıymettar azaları, cennetini, ebedi saadetini, rü'yetine mazhar olmayı kazandıracak şekilde vermiş. Bu kadar güzelliğe sahip olup kaybetmek, en aşağılara düşmek ne kadar büyük hüsran. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Zulme Razı Olmak Dahi Zulümdür
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst