Zülkarneyn

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi



Bir görüşe göre saçlarını iki bölük yaparak her birini bir tarafa bıraktığı için “Zülkarneyn” (iki boynuzlu) adıyla tanınmıştır. Peygamber olup olmadığı konusunda çok çeşitli rivayetler bulunur. Kehf Sûresinde adı geçen Zülkarneyn, Hz. İbrahim (a.s.) zamanında yaşamış ve Hz. Hızır’dan (a.s.) ders almıştır. Yemen’de Himyer Meliklerinden olduğu İslâm tarihi ve hadis kaynaklarında belirtilmektedir. Bazı kaynaklarda tam isminin Zülkarneyn Sa’b bin Râşid olduğu belirtilir. İbrahim (a.s.) ile Mekke’de buluştukları rivayet edilmektedir. Bazılarının iddia ettiği gibi Zülkarneyn, Makedon kralı İskender-i Rûmî değildir. Zira İskender-i Rûmî, Zülkarneyn’den yaklaşık 1960 sene sonra, yani milattan önce 3-4 yüz sene önce yaşamış Aristo’dan ders almış putperest bir kraldı.

Üstad Bediüzzaman’a göre de İskender-i Rumî ile Zülkarneyn aynı kişi değildir. Zülkarneyn Yemen hükümdarlarından birisi olup, Hz. İbrahim (a.s.) döneminde yaşamış, Hz. Hızır’dan (a.s.) ders almıştır.

Allah’ın kendisine hikmet ve kudret verdiği bir zat olan Zülkarneyn’in, peygamber olup olmadığı hususu tartışmalıdır. Kur’ân’da Kehf Sûresinde Zülkarneyn’le ilgili olarak, şarktan garba hakim olduğu ve mazlum milletleri, zâlim kavimlerin tecavüzlerinden korumak için set inşa ettiği ifade edilmektedir. Bazı tefsirlerde Kur’ân’da geçen Zülkarneyn Seddinin Çin seddi olduğu belirtilmektedir ki, uzunluğu 2.400 km, yüksekliği ise bazı yerlerinde 9 metreyi, bazı yerlerinde de 12 metreyi bulmaktadır. Bazı müfessirler ise bu seddin Ermenistan ile Azerbeycan arasında Kafkas Dağları civarında olduğunu ve Tatarların hücumuna karşı yapıldığını belirtirler. Kesin olan husus ise, Ye’cüc ve Me’cüc denilen ve yeryüzünde fesat çıkaran topluluklara karşı Zülkarneyn tarafından bir seddin inşa edildiğidir. Kehf Suresinin 83 ilâ 98 âyetlerinde geçtiği üzere Zülkarneyn, üstün yeteneklere, geniş kudret ve imkânlara sahipti. Bilgili, kültürlü, dünya coğrafyasının önemli bir kısmını bilen ve İlâhî yardıma mazhar olan bir kişiydi. Zâlimlere hadlerini bildiren, onları cezalandıran, âhiret gününe kesin bir şekilde imân eden, ona göre hareket eden ve iyi ahlaklı dindar toplumları himâye eden bir zattı. Afrika’yı tamamen fethederek, Atlas Okyanusu kıyılarına kadar ulaşmıştı.
 
Üst