Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Zübeyir Gündüzalp
Zübeyir Abiden notlar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="nurul reþha" data-source="post: 214701" data-attributes="member: 1008015"><p><strong>* Başkalarını sık sık affedin, fakat kendinizi ve nefsinizi asla. </strong></p><p><strong>* Rıfk, mülâyemet, nezaketle muamele. Bunun zıddı huşûnet ve sertliktir. Rıfktan mahrum olan, hayırlardan mahrum bulunur. </strong></p><p><strong>* Mü�mine eziyet haramdır. </strong></p><p><strong>* Lütuf; güzellik, tevazu ve mahviyetle, gönül alarak yapılan muameledir. Temiz kalplilik ve yüksek insanlık hislerinin eseridir. * Allah, yumuşak huylu, din kardeşlerine şefkat ve merhamet eden kulu sever. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000">İslâm, hamiyet hissinin kaynağıdır</span></strong> <strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>* Yerde olanlara merhamet ediniz ki, size de gökte olanlar merhamet etsin. </strong> <strong></strong></p><p><strong>* İslâm dini, hamiyet hissinin kaynağıdır. Her Müslüman, iman ve İslâmiyeti, namus ve haysiyetini, hizbü�l-Kur�ân müntesiblerini, birbirlerini dinsizlere karşı korumak, müdafaa etmek, ihtimam göstermekle mükelleftir. * İnsaf dinin yarısıdır. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong> <strong><span style="color: #ff0000">Dâvâ adamı olabilmek</span></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000"></span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>* Mağrib tarafındaki tövbe kapısı, halk için kıyamete kadar açıktır. </strong> <strong></strong></p><p><strong>* Mesai arkadaşlarına hürmet ve sevgi beslemeyenler, dâvâ ve idare adamı olamazlar. Sevgi, şefkat, müsamaha, hürmet; müdebbir ve muvaffakiyetlere namzet bir dâvâ adamının mümtaz hasletleridir. * Hiçbir şey ilim ve hilimden daha efdal olarak toplanmış değildir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000">Hizmet arkadaşlarına şefkat ve hürmet etmek</span></strong> <strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>* Cemaatin bütün düzen ve âhengi, cemaat fertlerinin yekdiğerine şefkat, merhamet, sevgi, hürmetkâr münasebetiyle mümkündür. * Allah�ın rızasını kazanmak, aziz ve muhterem olmak istersen, din hizmetinde devamlı muvaffak olmanın sırrını ararsan, hizmet arkadaşlarının hürmete şayan olduklarını bil ve hürmet et. Onlara şefkat, müsamaha, muhabbet ve merhamet et. </strong> <strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000">Merhamet eken, huzur biçer</span></strong> <strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>* Merhamet tohumunu eken, muhakkak huzur ve saadet meyvesini elde eder. </strong> <strong></strong></p><p><strong>* Allah merhamet edenlere merhamet eder. Sen de merhamet et ki; Allah�ın merhametine nail olasın. * Sulh, cenkten daha iyidir. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000">Dâvâ arkadaşlarına tatlılıkla muâmele etmek</span></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000"></span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>* Dâvâ arkadaşlarınla ve ehl-i imanla bir iş göreceğin zaman tatlılıkla, mülâyemetle, mahviyet ve tevazu ile muamele et. Bu güzel ahlâklara riâyetle hâsıl olacak bir hizmette, sertlik, şiddet, hiddet, inatçılık göstermek mânâsız, hattâ ahmaklık olur. * İslâm düşmanları karşısında çarpışan yiğitlere şefkat, muhabbet ve hürmet et. Tâ ki, Kur�ân ve iman hizmeti yolunda başını koyarlarken, senden zorluk çekmesinler. </strong> <strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000">Babam bana �Oğlum!� dediğinde... </span></strong> <strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Babam beni �Oğlum!� diye kucakladığı zaman, kendimi taçlı bir padişah sanırdım. </strong> <strong></strong></p><p><strong>Din kardeşlerine elinden geldiği kadar merhamet et ki, Allah da sana merhamet etsin. </strong></p><p><strong>Bir kitapta, �Kerem, iyilik, merhamet, ihsan büyüklerin âdetidir� diye okumuştum. Hayır, yanlış söyledim, peygamberlerin âdetidir. Âciz kimsenin beline kuvvetli yumruğunu vurma. Olur ki, bir gün onun ayağına düşersin. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000">Herkesin mizacı bir olmaz </span></strong> <strong></strong></p><p><strong>Hizmet-i iman meydanına yeni girenlerin veya fıtrî hususiyet taşıyanların iplerini uzat. Onları pek sıkma, kabiliyetine göre kaldırabileceği bir hizmet göster. Herkesin mizacı bir olmaz. Bu dirayet ve feraseti, müsamaha ve şefkati gösteremezsen, onun ipini koparmış, kaçırmış, bir adam kaybetmiş olursun. Bu acemilik, bu hamlık ve idaresizliği yapmamak için sık sık kendinle konuş, idare ve müsamaha icaplarını zaman zaman oku ve kendine ihtar et. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000">Allah bir kapı kaparsa, başka bir kapı açar </span></strong> <strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Cenâb-ı Hak, hikmeti olarak bir kapıyı kaparsa, fazl-u keremiyle başka kapı açar. </strong> <strong></strong></p><p><strong>Muarız; lütuf, kerem, semahat görürse, artık ondan kötülük gelmez. </strong></p><p><strong>Kötülük etme, sonra iyi dosttan dahi kötülük görürsün. Ferasetli ve iyi adam, kötülerin bir iyi tarafını bulur, o iyiliği takdir eder. Şerri ve kötülüğünü hafifletmeye veya gidermeye böylece muvaffak olur. Zira köpek bile ekmeğini yediği takdirde seni muhafaza eder. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000">Öfke zamanında merhamet etmek </span></strong> <strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Erler, hizmet ve dâvâ arkadaşlarını kendilere tercih etmekle muvaffakiyete berdevam olmuşlardır. </strong> <strong></strong></p><p><strong>Kötülük düşünen, kötü kimsenin gönlünü iltifatla kap. </strong></p><p><strong>Öfke zamanında hürmet ve merhamet ne güzel şeydir. </strong></p><p><strong>Din ve dâvâ kardeşlerinden gelen acı tatlıdır; hakaret takdir; tokat, şefkattir; tükrük misk-ü amberdir. Bu da Nur-u Kur�ân hizmetkârlığının şiarı ve şe�nidir. Dünyada mağrur olan kimse, din yolunda selâmetli gidemez. Kendini gören kişi hakkı göremez. </strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: #ff0000">Başkalarını büyük, kendini küçük görmek </span></strong> <strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Alçakların yaptığı gibi din ve dâvâdaki kardeşlerine hakaret gözüyle bakma, onları küçük görme; onları büyük, kendini küçük gör. Eğer yaşlı isen iman ve İslâmiyet davasında çalışan, Nur Risâleleriyle nurlanan gençleri, yaşı küçük ruhu büyük bil. Bu güzel ahlâk, ne güzel ahlâk... Merhametsizliğin bir alâmeti, nisyan-ı nefisle (kendi nefsini unutarak) kendi kusurlarını unutmakla din kardeşlerinin her birinde bir kusur bulmak, onlara karşı sevgisini ve merhametini kaybederek tenkit gözlüğünü takınmaktır. Kendi kusurlarına, yakını uzaklaştırıcı, sisli gösterici âletle bakıp, din kardeşlerinin kusurlarına ise, mikroskopla bakmaktır. Kendi kusurlarını gören, kardeşlerininkini örten, kendi kabahatini büyük, din ve dava kardeşinin kabahatini küçük gören, hattâ göremeyen Müslümanlar, Allah ve Resûlullahın rahmet ve mağfiretine nail olan, yüksek ahlâklı, yüksek seciyeli Müslümanlardır. Ehl-i iman nişanını taşıyan dindarlardır. Öyle fertlerden müteşekkil azlar çoktur, küçükler büyüktür, zayıflar kuvvetlidir. </strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="nurul reþha, post: 214701, member: 1008015"] [B]* Başkalarını sık sık affedin, fakat kendinizi ve nefsinizi asla. * Rıfk, mülâyemet, nezaketle muamele. Bunun zıddı huşûnet ve sertliktir. Rıfktan mahrum olan, hayırlardan mahrum bulunur. * Mü�mine eziyet haramdır. * Lütuf; güzellik, tevazu ve mahviyetle, gönül alarak yapılan muameledir. Temiz kalplilik ve yüksek insanlık hislerinin eseridir. * Allah, yumuşak huylu, din kardeşlerine şefkat ve merhamet eden kulu sever. [COLOR=#ff0000]İslâm, hamiyet hissinin kaynağıdır[/COLOR][/B] [B] * Yerde olanlara merhamet ediniz ki, size de gökte olanlar merhamet etsin. [/B] [B] * İslâm dini, hamiyet hissinin kaynağıdır. Her Müslüman, iman ve İslâmiyeti, namus ve haysiyetini, hizbü�l-Kur�ân müntesiblerini, birbirlerini dinsizlere karşı korumak, müdafaa etmek, ihtimam göstermekle mükelleftir. * İnsaf dinin yarısıdır. [/B] [B][COLOR=#ff0000]Dâvâ adamı olabilmek [/COLOR] * Mağrib tarafındaki tövbe kapısı, halk için kıyamete kadar açıktır. [/B] [B] * Mesai arkadaşlarına hürmet ve sevgi beslemeyenler, dâvâ ve idare adamı olamazlar. Sevgi, şefkat, müsamaha, hürmet; müdebbir ve muvaffakiyetlere namzet bir dâvâ adamının mümtaz hasletleridir. * Hiçbir şey ilim ve hilimden daha efdal olarak toplanmış değildir. [COLOR=#ff0000]Hizmet arkadaşlarına şefkat ve hürmet etmek[/COLOR][/B] [B] * Cemaatin bütün düzen ve âhengi, cemaat fertlerinin yekdiğerine şefkat, merhamet, sevgi, hürmetkâr münasebetiyle mümkündür. * Allah�ın rızasını kazanmak, aziz ve muhterem olmak istersen, din hizmetinde devamlı muvaffak olmanın sırrını ararsan, hizmet arkadaşlarının hürmete şayan olduklarını bil ve hürmet et. Onlara şefkat, müsamaha, muhabbet ve merhamet et. [/B] [B] [COLOR=#ff0000]Merhamet eken, huzur biçer[/COLOR][/B] [B] * Merhamet tohumunu eken, muhakkak huzur ve saadet meyvesini elde eder. [/B] [B] * Allah merhamet edenlere merhamet eder. Sen de merhamet et ki; Allah�ın merhametine nail olasın. * Sulh, cenkten daha iyidir. [COLOR=#ff0000]Dâvâ arkadaşlarına tatlılıkla muâmele etmek [/COLOR] * Dâvâ arkadaşlarınla ve ehl-i imanla bir iş göreceğin zaman tatlılıkla, mülâyemetle, mahviyet ve tevazu ile muamele et. Bu güzel ahlâklara riâyetle hâsıl olacak bir hizmette, sertlik, şiddet, hiddet, inatçılık göstermek mânâsız, hattâ ahmaklık olur. * İslâm düşmanları karşısında çarpışan yiğitlere şefkat, muhabbet ve hürmet et. Tâ ki, Kur�ân ve iman hizmeti yolunda başını koyarlarken, senden zorluk çekmesinler. [/B] [B] [COLOR=#ff0000]Babam bana �Oğlum!� dediğinde... [/COLOR][/B] [B] Babam beni �Oğlum!� diye kucakladığı zaman, kendimi taçlı bir padişah sanırdım. [/B] [B] Din kardeşlerine elinden geldiği kadar merhamet et ki, Allah da sana merhamet etsin. Bir kitapta, �Kerem, iyilik, merhamet, ihsan büyüklerin âdetidir� diye okumuştum. Hayır, yanlış söyledim, peygamberlerin âdetidir. Âciz kimsenin beline kuvvetli yumruğunu vurma. Olur ki, bir gün onun ayağına düşersin. [COLOR=#ff0000]Herkesin mizacı bir olmaz [/COLOR][/B] [B] Hizmet-i iman meydanına yeni girenlerin veya fıtrî hususiyet taşıyanların iplerini uzat. Onları pek sıkma, kabiliyetine göre kaldırabileceği bir hizmet göster. Herkesin mizacı bir olmaz. Bu dirayet ve feraseti, müsamaha ve şefkati gösteremezsen, onun ipini koparmış, kaçırmış, bir adam kaybetmiş olursun. Bu acemilik, bu hamlık ve idaresizliği yapmamak için sık sık kendinle konuş, idare ve müsamaha icaplarını zaman zaman oku ve kendine ihtar et. [COLOR=#ff0000]Allah bir kapı kaparsa, başka bir kapı açar [/COLOR][/B] [B] Cenâb-ı Hak, hikmeti olarak bir kapıyı kaparsa, fazl-u keremiyle başka kapı açar. [/B] [B] Muarız; lütuf, kerem, semahat görürse, artık ondan kötülük gelmez. Kötülük etme, sonra iyi dosttan dahi kötülük görürsün. Ferasetli ve iyi adam, kötülerin bir iyi tarafını bulur, o iyiliği takdir eder. Şerri ve kötülüğünü hafifletmeye veya gidermeye böylece muvaffak olur. Zira köpek bile ekmeğini yediği takdirde seni muhafaza eder. [COLOR=#ff0000]Öfke zamanında merhamet etmek [/COLOR][/B] [B] Erler, hizmet ve dâvâ arkadaşlarını kendilere tercih etmekle muvaffakiyete berdevam olmuşlardır. [/B] [B] Kötülük düşünen, kötü kimsenin gönlünü iltifatla kap. Öfke zamanında hürmet ve merhamet ne güzel şeydir. Din ve dâvâ kardeşlerinden gelen acı tatlıdır; hakaret takdir; tokat, şefkattir; tükrük misk-ü amberdir. Bu da Nur-u Kur�ân hizmetkârlığının şiarı ve şe�nidir. Dünyada mağrur olan kimse, din yolunda selâmetli gidemez. Kendini gören kişi hakkı göremez. [COLOR=#ff0000]Başkalarını büyük, kendini küçük görmek [/COLOR][/B] [B] Alçakların yaptığı gibi din ve dâvâdaki kardeşlerine hakaret gözüyle bakma, onları küçük görme; onları büyük, kendini küçük gör. Eğer yaşlı isen iman ve İslâmiyet davasında çalışan, Nur Risâleleriyle nurlanan gençleri, yaşı küçük ruhu büyük bil. Bu güzel ahlâk, ne güzel ahlâk... Merhametsizliğin bir alâmeti, nisyan-ı nefisle (kendi nefsini unutarak) kendi kusurlarını unutmakla din kardeşlerinin her birinde bir kusur bulmak, onlara karşı sevgisini ve merhametini kaybederek tenkit gözlüğünü takınmaktır. Kendi kusurlarına, yakını uzaklaştırıcı, sisli gösterici âletle bakıp, din kardeşlerinin kusurlarına ise, mikroskopla bakmaktır. Kendi kusurlarını gören, kardeşlerininkini örten, kendi kabahatini büyük, din ve dava kardeşinin kabahatini küçük gören, hattâ göremeyen Müslümanlar, Allah ve Resûlullahın rahmet ve mağfiretine nail olan, yüksek ahlâklı, yüksek seciyeli Müslümanlardır. Ehl-i iman nişanını taşıyan dindarlardır. Öyle fertlerden müteşekkil azlar çoktur, küçükler büyüktür, zayıflar kuvvetlidir. [/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Zübeyir Gündüzalp
Zübeyir Abiden notlar
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst