Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Geylani Hz. ve Kadirilik
Zikrullah
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="&amp;#304;lim-irfan" data-source="post: 173784" data-attributes="member: 8679"><p><strong>Zikr’in Faydaları:</strong> </p><p><strong><span style="color: blue">Zikir konusu işlenirken girişte zikrin amaç ve faydalarından da sözün gelişi içinde söz konusu etmiştik. Burada biraz daha özel bilgiler verelim istedik.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Kur’an-ı Kerim de zikir ve faydalarını, birinci bölümde zikretmiştik. </span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Hadislere gelince, konunun başında da, Ali Muttaki el-Hindi’nin “Kenzu’l Ummal”inde zikirle ilgili hadislerin sayısını belirtmiştik.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Hadis-i şeriflerde geçen zikrin faydalarını görmek için sanırım en güzel yollardan biri de, böyle bir kitabın hadislerini tek tek okuyarak tesbit etmektir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">İşte şimdi biz, metni değil de, oradaki her hadisin manasında işaret edilen faydaları alt alta sıralamak istiyoruz.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Buna göre bizzat Peygamber Efendimiz (sav)’in dilinden zikrin faydaları şunlardır: </span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">“Zikreden insanları melekler sever, arar, meclislerini sorar, onlara dua eder, hüsnü şehadette bulunurlar. Allah da zikreden kullarını sever, onlarla övünür, onların günahlarını af ve mağfiret eder. Üzerlerine rahmet ve sekinet indirir. Huzur ve feyz bahşeder. Hatta onlarla olanları bile bağışlar. Korktuklarından emin, umduklarına nail eder, dualarını kabul eder. Düşmanlarına karşı destekler. İyiliklere yöneltir. Daima onlarla beraberdir, sevabını kat kat verir. Zikrin derecesi yerle gök arasını doldurur, arş’a kadar ulaşır. Dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır. Zikrin meclisleri, cennet bahçeleridir. Zikreden kul, cennetteki bahçelerine durmadan ağaç dikmektedir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Zikreden bir kul için, altındaki yer süslenir, yedinci kat yere kadar müjdelenir, çevresindeki yerlere karşı iftihar eder. İçinde zikredilen ev, tıpkı gökte ki yıldızların yer halkına parladığı gibi, gök ehli için nurlanır, parlar, ışık saçar. İçinde zikredilen ev, diri ve sağlamdır. Aksi ise ölü ve haraptır. Gafiller arasında zikredilen, harpten kaçanlar arasında savaşan kadar kıymetlidir. Evinde oturup zikreden, odasında oturup altın dağıtandan daha faziletlidir. Allah’ı zikredenler, arş’ın etrafında anılırlar. İstemeden ihtiyaçları giderilir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Zikir, Allah’tan bir nimettir, kalplerin şifasıdır. Peygamberimizin şefaatine sebeptir. Kıyamette insanları en üstün derecelere erdirir. İlmin, ibadet ve duaların en faziletlisidir. Cehennemden uzaklaştırır, cennetlere hem de gülerek irdirir. Mizanda en ağır sevaptır, ölümü kolaylaştırır. Ahirete rağbeti artırır. Amellerin en hayırlısı, Allah katında en temizi, derece bakımından en yükseği, altın ve gümüş infakından, sadakadan, hatta cihattan bile hayırlı olanıdır zikir. İnsanın kalbini şeytandan korur, hatta şeytanı kahreder. Gafleti giderir, semavatın ve cennetin anahtarıdır.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Zikir, zikredeni Allah’a ve insanlara sevdirir. Başkalarının da zikrine sebep olur. Amellerini ve ahlakını güzelleştirir, kalbin cilasıdır, nurlandırır. Keşif ve kerametler sebebidir. İmanın tadını alır, nifaktan beri olur. Zikir Allah’ın sevdiğinin alameti olduğu gibi, gaflet ile zikirsizlikte buğzunun alametidir. Allah’ın yanındaki yerini öğrenmek isteyen. Allah’ın yanındaki yerine ve ona olan zikrine baksın, öğrenir. Zikirsiz, çok konuşma kalbi katılaştırır, kaçınmak gerekir. </span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Zikredenler kıyamet gününde yüzleri nurlu olarak inci mercandan minberler üzerinde diriltileceklerdir. Peygamberlerden ve şehitlerden olmadıkları halde insanlar onlara gıpta edecek, imreneceklerdir. Dünyada da insanların en hayırlılarıdırlar. Allah’ın evliyası ve ahibbasıdırlar.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Bunlar hadis-i şeriflerde zikredenler için bildirilen sevgi, ihsan, sevap, lütuf, bağış, nimet, şifa, derece ve makamlardan bir kısmıdır. Bırakın bunların hepsini, doğrusu birisini bile tahsile vesile olması dahi, zikir için şerefli ve yüce bir faydadır. Kaldı ki Allah, riyadan, gösterişten, başkasına beğendirişten, kendine beğenişten dünya ve içindekilere alet edişten uzak, sırf kendi rızası için yapılan zikir ibadetine hepsini de bol bol verecektir.” </span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Allah dostları alim ve veli kullar zikrullah için bir çok faydalar belirtmişlerdir. Bu faydaların bir çoğunu Kur’an ve hadislerden çıkartmışlardır. Dolayısıyla Kur’an ve hadisten bahseden kitaplara serpiştirildiği gibi bu faydalar tasavvufla ilgili kitaplarda daha yoğun bahsedilmiştir. Hatta bizzat zikir ve faydalarından bahseden kitaplar da yazılmıştır. Ne var ki bunların çoğu, yukarıda hadislerden özetlediğimiz manaların bir şerhinden ibarettir. Bu sebeple biz, o şerhleri okuyucunun anlayışına havale ederek bahsi daha fazla uzatmak istemiyoruz.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Şu kadar var ki tasavvuf ve tarikatların asıl amacı, Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanmaktır. Bunun da zikirle çok yakın ilişkisi vardır. Çünkü zikre devam etmek aşk-ı ilahiyi artırır. Muhabbetle yapılan zikirler, kısa zamanda kalbi ve ruhu temizleyerek kötü ahlakı güzel ahlaka çevirir. Hatta zikrullaha devam, masivayı yakar, zakirde vecd ve cezbeler hasıl eder, keşf ve kerametlerin zuhuruna sebep olur.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Çünkü kul, “la ilahe” demekle Allah’tan gayrı (masiva) ne varsa gönül levhasından siler (nefy); “illellah” diyerek kalpde Allah’ı isbat etmekle de, orasını temizleyerek sıhhat ve selametine sebep olur. Kalp hastalıkları defedilince de, can ve gönül nurlanır, süslenir, güzelleşir ve her türlü kederden, bulanıktan kurtulur, teselli bulur.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Görüldüğü gibi zikrullah maddî manevî dertler dermanıdır. Hatta, lafzından dahi geçip ağah olarak yapılan huzurlu zikirler, beşeri vasıfları ve zulmani sıfatları yok eder, öldürür. Böyle zikredeni Cenab-ı hak, inayeti ile yeniden ihya eder. “Ölmeden önce ölünüz” emrinin hikmeti de burada olsa gerekdir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Bir arifin de dediği gibi bu emir, “Makamat-ı enfüsiyyeden kendi iradesi ile ölmedikçe, makamat-ı ilahiyye nurlarının tecelli etmeyeceğini belirtmektedir. Mücahedenin başı nefsi öldürmektedir. İnsanın kendi varlığını hak varlığına feda etmesidir. Kelime-i tevhid’in semeresi ve neticesi bundan ibarettir.</span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Nefsin entrikaları çoktur. Onu, isteklerinden alıkoymazsan, kelime-i tevhid’den ve zikrullah’tan hasıl olacak zevk ve aşk-ı Rabbani ele girmez. Masivayı yakan ve yıkan, aşk ile ve zevk ile yapılan zikrullahtır.”133 </span></strong></p><p><strong><span style="color: blue">Yalnız, riya’dan, süm’a’dan, ucb’dan ve “oldum” davasından uzak olarak devamlı yapılan zikrin ancak fayda verebileceğini söylemeye bilmem ki gerek var mıdır?</span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="İlim-irfan, post: 173784, member: 8679"] [B]Zikr’in Faydaları:[/B] [B][COLOR=blue]Zikir konusu işlenirken girişte zikrin amaç ve faydalarından da sözün gelişi içinde söz konusu etmiştik. Burada biraz daha özel bilgiler verelim istedik. Kur’an-ı Kerim de zikir ve faydalarını, birinci bölümde zikretmiştik. Hadislere gelince, konunun başında da, Ali Muttaki el-Hindi’nin “Kenzu’l Ummal”inde zikirle ilgili hadislerin sayısını belirtmiştik. Hadis-i şeriflerde geçen zikrin faydalarını görmek için sanırım en güzel yollardan biri de, böyle bir kitabın hadislerini tek tek okuyarak tesbit etmektir. İşte şimdi biz, metni değil de, oradaki her hadisin manasında işaret edilen faydaları alt alta sıralamak istiyoruz. Buna göre bizzat Peygamber Efendimiz (sav)’in dilinden zikrin faydaları şunlardır: “Zikreden insanları melekler sever, arar, meclislerini sorar, onlara dua eder, hüsnü şehadette bulunurlar. Allah da zikreden kullarını sever, onlarla övünür, onların günahlarını af ve mağfiret eder. Üzerlerine rahmet ve sekinet indirir. Huzur ve feyz bahşeder. Hatta onlarla olanları bile bağışlar. Korktuklarından emin, umduklarına nail eder, dualarını kabul eder. Düşmanlarına karşı destekler. İyiliklere yöneltir. Daima onlarla beraberdir, sevabını kat kat verir. Zikrin derecesi yerle gök arasını doldurur, arş’a kadar ulaşır. Dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır. Zikrin meclisleri, cennet bahçeleridir. Zikreden kul, cennetteki bahçelerine durmadan ağaç dikmektedir. Zikreden bir kul için, altındaki yer süslenir, yedinci kat yere kadar müjdelenir, çevresindeki yerlere karşı iftihar eder. İçinde zikredilen ev, tıpkı gökte ki yıldızların yer halkına parladığı gibi, gök ehli için nurlanır, parlar, ışık saçar. İçinde zikredilen ev, diri ve sağlamdır. Aksi ise ölü ve haraptır. Gafiller arasında zikredilen, harpten kaçanlar arasında savaşan kadar kıymetlidir. Evinde oturup zikreden, odasında oturup altın dağıtandan daha faziletlidir. Allah’ı zikredenler, arş’ın etrafında anılırlar. İstemeden ihtiyaçları giderilir. Zikir, Allah’tan bir nimettir, kalplerin şifasıdır. Peygamberimizin şefaatine sebeptir. Kıyamette insanları en üstün derecelere erdirir. İlmin, ibadet ve duaların en faziletlisidir. Cehennemden uzaklaştırır, cennetlere hem de gülerek irdirir. Mizanda en ağır sevaptır, ölümü kolaylaştırır. Ahirete rağbeti artırır. Amellerin en hayırlısı, Allah katında en temizi, derece bakımından en yükseği, altın ve gümüş infakından, sadakadan, hatta cihattan bile hayırlı olanıdır zikir. İnsanın kalbini şeytandan korur, hatta şeytanı kahreder. Gafleti giderir, semavatın ve cennetin anahtarıdır. Zikir, zikredeni Allah’a ve insanlara sevdirir. Başkalarının da zikrine sebep olur. Amellerini ve ahlakını güzelleştirir, kalbin cilasıdır, nurlandırır. Keşif ve kerametler sebebidir. İmanın tadını alır, nifaktan beri olur. Zikir Allah’ın sevdiğinin alameti olduğu gibi, gaflet ile zikirsizlikte buğzunun alametidir. Allah’ın yanındaki yerini öğrenmek isteyen. Allah’ın yanındaki yerine ve ona olan zikrine baksın, öğrenir. Zikirsiz, çok konuşma kalbi katılaştırır, kaçınmak gerekir. Zikredenler kıyamet gününde yüzleri nurlu olarak inci mercandan minberler üzerinde diriltileceklerdir. Peygamberlerden ve şehitlerden olmadıkları halde insanlar onlara gıpta edecek, imreneceklerdir. Dünyada da insanların en hayırlılarıdırlar. Allah’ın evliyası ve ahibbasıdırlar. Bunlar hadis-i şeriflerde zikredenler için bildirilen sevgi, ihsan, sevap, lütuf, bağış, nimet, şifa, derece ve makamlardan bir kısmıdır. Bırakın bunların hepsini, doğrusu birisini bile tahsile vesile olması dahi, zikir için şerefli ve yüce bir faydadır. Kaldı ki Allah, riyadan, gösterişten, başkasına beğendirişten, kendine beğenişten dünya ve içindekilere alet edişten uzak, sırf kendi rızası için yapılan zikir ibadetine hepsini de bol bol verecektir.” Allah dostları alim ve veli kullar zikrullah için bir çok faydalar belirtmişlerdir. Bu faydaların bir çoğunu Kur’an ve hadislerden çıkartmışlardır. Dolayısıyla Kur’an ve hadisten bahseden kitaplara serpiştirildiği gibi bu faydalar tasavvufla ilgili kitaplarda daha yoğun bahsedilmiştir. Hatta bizzat zikir ve faydalarından bahseden kitaplar da yazılmıştır. Ne var ki bunların çoğu, yukarıda hadislerden özetlediğimiz manaların bir şerhinden ibarettir. Bu sebeple biz, o şerhleri okuyucunun anlayışına havale ederek bahsi daha fazla uzatmak istemiyoruz. Şu kadar var ki tasavvuf ve tarikatların asıl amacı, Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanmaktır. Bunun da zikirle çok yakın ilişkisi vardır. Çünkü zikre devam etmek aşk-ı ilahiyi artırır. Muhabbetle yapılan zikirler, kısa zamanda kalbi ve ruhu temizleyerek kötü ahlakı güzel ahlaka çevirir. Hatta zikrullaha devam, masivayı yakar, zakirde vecd ve cezbeler hasıl eder, keşf ve kerametlerin zuhuruna sebep olur. Çünkü kul, “la ilahe” demekle Allah’tan gayrı (masiva) ne varsa gönül levhasından siler (nefy); “illellah” diyerek kalpde Allah’ı isbat etmekle de, orasını temizleyerek sıhhat ve selametine sebep olur. Kalp hastalıkları defedilince de, can ve gönül nurlanır, süslenir, güzelleşir ve her türlü kederden, bulanıktan kurtulur, teselli bulur. Görüldüğü gibi zikrullah maddî manevî dertler dermanıdır. Hatta, lafzından dahi geçip ağah olarak yapılan huzurlu zikirler, beşeri vasıfları ve zulmani sıfatları yok eder, öldürür. Böyle zikredeni Cenab-ı hak, inayeti ile yeniden ihya eder. “Ölmeden önce ölünüz” emrinin hikmeti de burada olsa gerekdir. Bir arifin de dediği gibi bu emir, “Makamat-ı enfüsiyyeden kendi iradesi ile ölmedikçe, makamat-ı ilahiyye nurlarının tecelli etmeyeceğini belirtmektedir. Mücahedenin başı nefsi öldürmektedir. İnsanın kendi varlığını hak varlığına feda etmesidir. Kelime-i tevhid’in semeresi ve neticesi bundan ibarettir. Nefsin entrikaları çoktur. Onu, isteklerinden alıkoymazsan, kelime-i tevhid’den ve zikrullah’tan hasıl olacak zevk ve aşk-ı Rabbani ele girmez. Masivayı yakan ve yıkan, aşk ile ve zevk ile yapılan zikrullahtır.”133 Yalnız, riya’dan, süm’a’dan, ucb’dan ve “oldum” davasından uzak olarak devamlı yapılan zikrin ancak fayda verebileceğini söylemeye bilmem ki gerek var mıdır?[/COLOR][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Geylani Hz. ve Kadirilik
Zikrullah
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst