Yusuf ile Züleyha

insanFakiri

Well-known member
İnsan bu dünyada sürgünde bir nevi hapishanede... İnsanın kendi nefsi Yusuf'un kardeşleri gibi kendi özünü kuyulara atıp kurtulma çabasında. Diğer insanlar ise nefisleri itibariyle o kuyulardaki insanları gelip bulup ticari bir mal olarak saklarlar. İnsanların hemcinsine yaklaşımı genelde bu çıkarcılık nevinden... Makamı olana, iyi bir mesleği olana çıkarı ve menfaatini görünceye dek hürmette ve saygıda kusuru yok… Kuyudan çıkardıkları Yusuf’u o kervanın zimamdarı 17 gün yol boyunca bakmış, yemek ve su vermiş, gelecek para hürmetine…

İnsan dünya için ahretini satarsa içindeki Yusufi duyguları böyle birkaç kuruşa satıyor demek ki... İnsanın kendisi de başka bir kuyu hükmünde elbet... Kendi kuyusunda insan, kendi özü kendi kazdığı kuyuda ve her gün bulunduğu kuyuyu derinleştirmekle meşgul…

Nefis hem kuyu kazıcı hem de kanlı gömlek giydirici. İnsanın kendi nefsi zarar nevinden kuyular kazıyor ve sahte kanlı gömleklerle aldatıyor benliğini… Buna aldanan insan kendi için hiçbir şey yapmıyor, gözlerini kaybetmiyor, Yusuf'unu aramıyor, sormuyor…

Yusuf'u aramayan göz de söz de akıl da hüsrandadır… Yusuf'u arayıp soran nimetin alasına kavuşur. Zira; Yusuf yeryüzünde Hakkın kâbesi olmuş. Bu kıssanın anlamı ve manasını çözen insan işin derinliklerine girip üçboyutlu bir bakış ile görmesi gerekeni görse sanıyorum kurtuluşa ermenin merdivenlerini arşınlayacak... Ona inanmayan ve kuyuya atan kardeşlerinden tutunda düşmanlığından çatlayan kişiler dahi ona yönelince affa uğramışlar… Yakub'un iyiliğinden, Züleyha'nın kurtuluşuna, kardeşlerinin affedilmesinden babasının gözlerinin açılmasına kadar…

İnsanın kurtuluşu da kendi özündeki Yusuf'u aramasında gizli. Kendi nefsinin Yusuf'unu bulmayana bu dünyada ne tat var ne de bir kurtuluş reçetesi… ’ın peygamberi Yakub dahi Yusuf olmayınca ızdırap içinde bir hayat geçirmiş. Yusuf kıssasında insan kendi özündeki Yusuf'un arkadaşı olarak bu dünya zindanına gelmiş. Ya üzüm ezip Melike içki sunacak ya da idam edilip başını kargalar yiyecek... Ey alçak nefis ne zaman sucunu itiraf edeceksin? Nefis ve ruh dünyaya inerken birbirine ram olarak inerler… Ama bu aşkta nefis ruhun gömleğini arkadan yırtıp sonra da onu hapislere attırır. Nefsanî aşkın sonu burada da Leyla ve Mecnun’da da hüsran…

Ya Rabbi, ben derdimi ancak sana açarım, Yakub AS gibi gönlümün kederini ancak sen anlarsın. Musa AS gibi çöller aşıp bir ağaç altında çaresiz oturduğumda sadece sen yakin bir yerden duyarsın, İsa AS gibi idama mahkûm olduğumda bir sen koşarsın yardımıma. Gönlümün gamını sana açtım bir tek. Senin rahmetinden sadece zulme ve alçaklığa uğramış olanlar ümidi keser. Senden başkasından bir iyilik ummam. Dünya zindanında yutkundukça yutkunurum. Nefsimin zulmünden ve halkın zulmünden sana sığındım. Nefsim zayıf, dar ve küçük bir gemi, halkının zulmü ise tufan dalgaları gibi, taştan ve topraktan dağ dalgaları ki en küçük köpükleri dahi musalla taşı. Hem nefsimden sana sığınırım. Bu zaman gerçekten de sığınacak limanın olmadığı bir ahir zaman dilimi... Senin dinin ve nizamin Yusuf AS gibi garip. Ama sen güçlü ve Kadirsin. Senin hikmetinden umulur ki yıldızlar o garibe boyun eğerler. İnsanın dünya meselelerinin uğraşısından ahreti anmaz olması kalbimin en derin yarası… İyice gaflete gark olmuşuz. Şeytan kullarını yoldan çıkarmış ve boş durmamakta... Senin ahretteki nimetinden başkasını nimet sayar olmuşlar. Dünyanın oyun ve eğlencesine gönül vermişler. Nefislerinin sefasına düşmüşler. Senin nizamını ve hükmünü terk etmişler. Senin gazabını hak edenler senden emin olurlar. Sen hiç ummadıkları anda nicelerini yakalamışsın ansızın... Küfredenleri defalarca cezalandırmışsın. (cc) ve Hz. Muhammed'e (sas) inanıp kendi nefsini put edinenler bu ahir zamanda çoğalmış. Nefislerinin kin ve nefretine kapılıp senin hükümlerini hiçe sayarak Haksız yere cinayet işleyenler çoğalmış. Bunun gibi nice kötülükler ümmeti sarmış. Kendi nefsini ilah edinenden daha zalim kim var?! Sen dileseydin herkesi bir tek ümmet yapardın ama hikmetince ümmetler yaratmışsın. Diğer ümmetler de sapkınlık ve azgınlıkta bu ümmetimizdeki gafil ve cahilleri perde yapıyorlar. Hepsi birbirinin ekmeğine yağ sürüyor. Yeryüzünde tam bir bozgunculuk estiriyorlar. Ya Hak, Ya Kuddüs, Ya Selam olan Rabbimiz! Hakkin gelince batıl yok olur gider. Senin yardımını umuyoruz, Rahmetini bekliyoruz. Biz senin Rahmetini ayni Yakup AS gibi hiç şüphe etmeden, deliler gibi bekliyoruz. Gören halimize gülerdi. Biz deli ve kaçıklar gibiyiz. Seni o derece sevip senden o derece umutluyuz. Sana o derece hüsnü zanla ve sevgiyle doluyuz ki, heran kapı çalsa senden bir iyilik mi diye koşacak gibi oluyoruz. Ne olur bize Rahmetinle eriş.(Amin… Erhamürrahimin…) Mum olmak kolay değil ışık saçmak için önce yanmak gerek:(
 
Üst