Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Yirmi Beşinci Lem'a - Hastalar Risalesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 149918" data-attributes="member: 27"><p><span style="color: DarkRed"><strong>ÜÇÜNCÜ DEVÂ</strong></span></p><p><span style="color: DarkRed"></span></p><p><span style="color: DarkRed"><strong>Ey tahammülsüz hasta!</strong> İnsan bu dünyaya keyif sürmek ve lezzet almak için gelmediğine, mütemadiyen gelenlerin gitmesi ve gençlerin ihtiyarlaşması ve mütemadiyen zeval ve firakta yuvarlanması şahittir.</span></p><p><span style="color: DarkRed"></span></p><p>Dünyaya keyif sürmek, konforlu ve sıkıntısız bir hayat geçirmek için gelmedik. Aciziz, elimiz birşeye yetişmiyor, bizi terkedenlere engel olamıyoruz, sahip olduklarımızı kaybederken elimizden gelen neredeyse hiç bir şey yok. Sevdiklerimizi, zamanımızı, sağlığımızı, malımızı, mülkümüzü, güzelliğimizi vs. kaybederken çaresiz kalıyoruz. Belki 10 sene, belki 1 sene, belki de daha dün sahip olduğumuz bir çok şey, artık bizimle değil. Kaybettiklerimiz, bu dünyanın keyif ve lezzet yeri olmadığını ihtar ediyor bize.</p><p></p><p><span style="color: DarkRed">Hem insan, zîhayatın en mükemmeli, en yükseği ve cihazatça en zengini, belki zîhayatların sultanı hükmünde iken, geçmiş lezzetleri ve gelecek belâları düşünmek vasıtasıyla, hayvana nisbeten en ednâ bir derecede, ancak kederli, meşakkatli bir hayat geçiriyor. </span></p><p></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray">"Muhakkak ki, Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık."</span></strong> 8 buyuruyor Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de. Diğer canlılardan farklı olarak, çok daha üstün, kıyaslanamayacak kadar fazla özelliklere sahibiz. Fakat hayattan lezzet alma noktasında hayvanların en basitine bile yetişemiyoruz. Çünkü onlar anı yaşıyorlar, biz ise tüm zamanlarla alakadarız. Yüzyıllar önce birinin başından geçen bir olay bile bizi üzebiliyor veya sevindirebiliyor. Geçmişteki lezzetlerin yokluğu, gelecekte karşımıza çıkma ihtimali olan olumsuzluklar, hayvana nisbeten hayattan alacağımız lezzeti acılaştırıyor, hiçe indiriyor. Üstad insan ve hayvanın hayattan aldığı lezzet noktasında şu kıyaslamayı yapıyor; <strong><span style="color: DarkSlateGray">"Hayvan gibi olamazsın. Çünkü, hayvanın mazi ve müstakbeli yok. Ne geçmişten elemler ve teessüfler alır ve ne de gelecekten endişeler ve korkular gelir. Lezzetini tam alır. Rahatla yaşar, yatar, Hâlıkına şükreder. Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, birşey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister; fakat, o his dahi gider, o elemden de kurtulur." </span></strong><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Black">9</span></span></p><p></p><p><span style="color: DarkRed">Demek insan bu dünyaya yalnız güzel yaşamak için ve rahatla ve safâ ile ömür geçirmek için gelmemiştir. Belki azîm bir sermaye elinde bulunan insan, burada ticaret ile, ebedî, daimî bir hayatın saadetine çalışmak için gelmiştir. Onun eline verilen sermaye de ömürdür.</span></p><p><span style="color: DarkRed"></span></p><p><span style="color: DarkRed">Eğer hastalık olmazsa, sıhhat ve âfiyet gaflet verir, dünyayı hoş gösterir, âhireti unutturur. Kabri ve ölümü hatırına getirmek istemiyor. Sermaye-i ömrünü bâd-ı heva boş yere sarf ettiriyor. Hastalık ise, birden gözünü açtırır. Vücuduna ve cesedine der ki: “Lâyemut değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni Yaratanı düşün, kabre gideceğini bil, öyle hazırlan.”</span></p><p><span style="color: DarkRed"></span></p><p><span style="color: DarkRed">İşte hastalık bu nokta-i nazardan hiç aldatmaz bir nâsih ve ikaz edici bir mürşiddir. Ondan şekvâ değil, belki bu cihette ona teşekkür etmek, eğer fazla ağır gelse sabır istemek gerektir.</span></p><p></p><p><span style="color: DarkGreen"><em><strong>8.</strong> Ömer Nasuhi Bilmen - Tin/4</em></span></p><p><span style="color: DarkGreen"><em><strong>9.</strong> On Birinci Şua - s.267</em></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 149918, member: 27"] [COLOR=DarkRed][B]ÜÇÜNCÜ DEVÂ[/B] [B]Ey tahammülsüz hasta![/B] İnsan bu dünyaya keyif sürmek ve lezzet almak için gelmediğine, mütemadiyen gelenlerin gitmesi ve gençlerin ihtiyarlaşması ve mütemadiyen zeval ve firakta yuvarlanması şahittir. [/COLOR] Dünyaya keyif sürmek, konforlu ve sıkıntısız bir hayat geçirmek için gelmedik. Aciziz, elimiz birşeye yetişmiyor, bizi terkedenlere engel olamıyoruz, sahip olduklarımızı kaybederken elimizden gelen neredeyse hiç bir şey yok. Sevdiklerimizi, zamanımızı, sağlığımızı, malımızı, mülkümüzü, güzelliğimizi vs. kaybederken çaresiz kalıyoruz. Belki 10 sene, belki 1 sene, belki de daha dün sahip olduğumuz bir çok şey, artık bizimle değil. Kaybettiklerimiz, bu dünyanın keyif ve lezzet yeri olmadığını ihtar ediyor bize. [COLOR=DarkRed]Hem insan, zîhayatın en mükemmeli, en yükseği ve cihazatça en zengini, belki zîhayatların sultanı hükmünde iken, geçmiş lezzetleri ve gelecek belâları düşünmek vasıtasıyla, hayvana nisbeten en ednâ bir derecede, ancak kederli, meşakkatli bir hayat geçiriyor. [/COLOR] [B][COLOR=DarkSlateGray]"Muhakkak ki, Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık."[/COLOR][/B] 8 buyuruyor Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de. Diğer canlılardan farklı olarak, çok daha üstün, kıyaslanamayacak kadar fazla özelliklere sahibiz. Fakat hayattan lezzet alma noktasında hayvanların en basitine bile yetişemiyoruz. Çünkü onlar anı yaşıyorlar, biz ise tüm zamanlarla alakadarız. Yüzyıllar önce birinin başından geçen bir olay bile bizi üzebiliyor veya sevindirebiliyor. Geçmişteki lezzetlerin yokluğu, gelecekte karşımıza çıkma ihtimali olan olumsuzluklar, hayvana nisbeten hayattan alacağımız lezzeti acılaştırıyor, hiçe indiriyor. Üstad insan ve hayvanın hayattan aldığı lezzet noktasında şu kıyaslamayı yapıyor; [B][COLOR=DarkSlateGray]"Hayvan gibi olamazsın. Çünkü, hayvanın mazi ve müstakbeli yok. Ne geçmişten elemler ve teessüfler alır ve ne de gelecekten endişeler ve korkular gelir. Lezzetini tam alır. Rahatla yaşar, yatar, Hâlıkına şükreder. Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, birşey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister; fakat, o his dahi gider, o elemden de kurtulur." [/COLOR][/B][COLOR=DarkSlateGray][COLOR=Black]9[/COLOR][/COLOR] [COLOR=DarkRed]Demek insan bu dünyaya yalnız güzel yaşamak için ve rahatla ve safâ ile ömür geçirmek için gelmemiştir. Belki azîm bir sermaye elinde bulunan insan, burada ticaret ile, ebedî, daimî bir hayatın saadetine çalışmak için gelmiştir. Onun eline verilen sermaye de ömürdür. Eğer hastalık olmazsa, sıhhat ve âfiyet gaflet verir, dünyayı hoş gösterir, âhireti unutturur. Kabri ve ölümü hatırına getirmek istemiyor. Sermaye-i ömrünü bâd-ı heva boş yere sarf ettiriyor. Hastalık ise, birden gözünü açtırır. Vücuduna ve cesedine der ki: “Lâyemut değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni Yaratanı düşün, kabre gideceğini bil, öyle hazırlan.” İşte hastalık bu nokta-i nazardan hiç aldatmaz bir nâsih ve ikaz edici bir mürşiddir. Ondan şekvâ değil, belki bu cihette ona teşekkür etmek, eğer fazla ağır gelse sabır istemek gerektir.[/COLOR] [COLOR=DarkGreen][I][B]8.[/B] Ömer Nasuhi Bilmen - Tin/4 [B]9.[/B] On Birinci Şua - s.267[/I][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Yirmi Beşinci Lem'a - Hastalar Risalesi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst