Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Yirmi Beşinci Lem'a - Hastalar Risalesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 148888" data-attributes="member: 27"><p>Allah cc. insanoğlunu dünyaya göndermesindeki sebep elbetteki kendisine ibadet etmemiz içindir. Bunu şu ayetten anlıyoruz. “Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım.” Yani Allah'a ibadet etmek ve razı olduğu bir kul olabilmek için dünyada bulunuyoruz. Bize verilen ömür, ebedi hayata nisbetle çok kısa görünse de, bu kısacık ömrümüzle ebedi bir saadeti kazanmakta bizim elimizde. Bir imtihana tabiyiz. Ve bu kısacık imtihan sürecinde görüyoruz ki; herkes aynı şartlarda bir ömür sürmüyor. Kimi zengin, kimi fakir, kimi topal, kimi kör ilaahir, çeşit çeşit hallerde, bir neticeye doğru yol almaktayız. Sağlık ve sıhhat hayattan bir parça olduğu gibi, musibet ve hastalıklar da hayatın bir parçasıdır. Elbette dünyada sahip olduğumuz çeşit çeşit imkanların da o nisbette hesabı ve sorgusu olacaktır. Konumuz itibariyle bu değişiklik arz eden insan manzaralarından musibetzede ve hasta olan insanlar gurubunu ele alacağız.</p><p></p><p>Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu Yirmi Beşinci Lem'a nın "Hastalara bir merhem, bir teselli, mânevî bir reçete, bir iyâdetü’l-marîz (Hasta ziyâret etme, hâl ve hatırını sorma.) ve geçmiş olsun makamında" yazıldığını belirtmiştir. İnşallah bu risale reçetemiz, tesellimiz ve yaralarımızın bir merhemi olur. İstifade etmek dileğiyle.</p><p></p><p></p><p><span style="color: DarkRed"><strong>BİRİNCİ DEVÂ</strong></span></p><p><span style="color: DarkRed"></span></p><p><span style="color: DarkRed"><strong>Ey biçare hasta! Merak etme, sabret.</strong> Senin hastalığın sana dert değil, belki bir nevi dermandır. Çünkü ömür bir sermayedir, gidiyor. Meyvesi bulunmazsa zayi olur. Hem rahat ve gafletle olsa, pek çabuk gidiyor. Hastalık, senin o sermayeni büyük kârlarla meyvedar ediyor. Hem ömrün çabuk geçmesine meydan vermiyor, tutuyor, uzun ediyor—tâ meyveleri verdikten sonra bırakıp gitsin. İşte, ömrün hastalıkla uzun olmasına işareten bu darbımesel dillerde destandır ki, “Musibet zamanı çok uzundur; safâ zamanı pek kısa oluyor.”</span></p><p></p><p>Hastalıklara merak göstermek, "Acaba bu hastalığım düzelir mi? Dermanı var mıdır? Daha ne kadar çekeceğim?" gibi meraklı sorular, hastalıkların ve maddi musibetlerin artmasına sebeptir. "Maddî musibetleri büyük gördükçe büyür, küçük gördükçe küçülür." 2 "...musibete giriftar olan adam, itirazkârâne şekvâ ve merakla onu karşılamak, musibeti ikileştiriyor." 3 Hastalıklar bu fani ömür ağacımıza takılan, Allah'ın lütfettiği meyvelerdir. Hastalıklar hayatımızı günah kirlerinden arındırır, olgunluk kazandırır, manevi yönden terakkimize sebep olur. "Hayat musibetlerle, hastalıklarla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemmül eder, vazife-i hayatiyeyi yapar. Yeknesak istirahat döşeğindeki hayat, hayr-ı mahz olan vücuttan ziyade, şerr-i mahz olan ademe yakındır ve ona gider." 4 Hastalıkların ve musibetlerin, bunun gibi azim neticeleri, meyveleri vardır. Ve gaflette olan, biz insanlara bir uyarıcı, ikaz edici hükmündedir. Acizliklerimizin farkına varmamıza bir vesiledir. </p><p></p><p></p><p><span style="color: DarkGreen"><em>1. (Zariyat Suresi, 56)</em></span></p><p><span style="color: DarkGreen"><em>2. İkinci Lem'a s.37</em></span></p><p><span style="color: DarkGreen"><em>3. İkinci Lem'a s.37</em></span></p><p><span style="color: DarkGreen"><em>4. İkinci Lem'a s.33</em></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 148888, member: 27"] Allah cc. insanoğlunu dünyaya göndermesindeki sebep elbetteki kendisine ibadet etmemiz içindir. Bunu şu ayetten anlıyoruz. “Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım.” Yani Allah'a ibadet etmek ve razı olduğu bir kul olabilmek için dünyada bulunuyoruz. Bize verilen ömür, ebedi hayata nisbetle çok kısa görünse de, bu kısacık ömrümüzle ebedi bir saadeti kazanmakta bizim elimizde. Bir imtihana tabiyiz. Ve bu kısacık imtihan sürecinde görüyoruz ki; herkes aynı şartlarda bir ömür sürmüyor. Kimi zengin, kimi fakir, kimi topal, kimi kör ilaahir, çeşit çeşit hallerde, bir neticeye doğru yol almaktayız. Sağlık ve sıhhat hayattan bir parça olduğu gibi, musibet ve hastalıklar da hayatın bir parçasıdır. Elbette dünyada sahip olduğumuz çeşit çeşit imkanların da o nisbette hesabı ve sorgusu olacaktır. Konumuz itibariyle bu değişiklik arz eden insan manzaralarından musibetzede ve hasta olan insanlar gurubunu ele alacağız. Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu Yirmi Beşinci Lem'a nın "Hastalara bir merhem, bir teselli, mânevî bir reçete, bir iyâdetü’l-marîz (Hasta ziyâret etme, hâl ve hatırını sorma.) ve geçmiş olsun makamında" yazıldığını belirtmiştir. İnşallah bu risale reçetemiz, tesellimiz ve yaralarımızın bir merhemi olur. İstifade etmek dileğiyle. [COLOR=DarkRed][B]BİRİNCİ DEVÂ[/B] [B]Ey biçare hasta! Merak etme, sabret.[/B] Senin hastalığın sana dert değil, belki bir nevi dermandır. Çünkü ömür bir sermayedir, gidiyor. Meyvesi bulunmazsa zayi olur. Hem rahat ve gafletle olsa, pek çabuk gidiyor. Hastalık, senin o sermayeni büyük kârlarla meyvedar ediyor. Hem ömrün çabuk geçmesine meydan vermiyor, tutuyor, uzun ediyor—tâ meyveleri verdikten sonra bırakıp gitsin. İşte, ömrün hastalıkla uzun olmasına işareten bu darbımesel dillerde destandır ki, “Musibet zamanı çok uzundur; safâ zamanı pek kısa oluyor.”[/COLOR] Hastalıklara merak göstermek, "Acaba bu hastalığım düzelir mi? Dermanı var mıdır? Daha ne kadar çekeceğim?" gibi meraklı sorular, hastalıkların ve maddi musibetlerin artmasına sebeptir. "Maddî musibetleri büyük gördükçe büyür, küçük gördükçe küçülür." 2 "...musibete giriftar olan adam, itirazkârâne şekvâ ve merakla onu karşılamak, musibeti ikileştiriyor." 3 Hastalıklar bu fani ömür ağacımıza takılan, Allah'ın lütfettiği meyvelerdir. Hastalıklar hayatımızı günah kirlerinden arındırır, olgunluk kazandırır, manevi yönden terakkimize sebep olur. "Hayat musibetlerle, hastalıklarla tasaffi eder, kemal bulur, kuvvet bulur, terakki eder, netice verir, tekemmül eder, vazife-i hayatiyeyi yapar. Yeknesak istirahat döşeğindeki hayat, hayr-ı mahz olan vücuttan ziyade, şerr-i mahz olan ademe yakındır ve ona gider." 4 Hastalıkların ve musibetlerin, bunun gibi azim neticeleri, meyveleri vardır. Ve gaflette olan, biz insanlara bir uyarıcı, ikaz edici hükmündedir. Acizliklerimizin farkına varmamıza bir vesiledir. [COLOR=DarkGreen][I]1. (Zariyat Suresi, 56) 2. İkinci Lem'a s.37 3. İkinci Lem'a s.37 4. İkinci Lem'a s.33[/I][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Yirmi Beşinci Lem'a - Hastalar Risalesi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst