Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a Gelen İtirazlar
Tevafukların Zorlamalı ve Uydurma Olduğu İddia Ediliyor...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 137984" data-attributes="member: 27"><p><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Tahoma'"><u><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>İddia:</strong></span></u></span></span></p><p><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Verdana'">Nur Risaleleri’nde yapılan ebced ve cifir hesaplarında asla kural tutarlılığı yoktur. Bu hesaplarda şeddeler, tenvinler... bazen sayılmış, bazen de sayılmamıştır. Bu hesaplar yapılırken eldeki sayıya ulaşılabilmek için, ayetlerdeki harfler bile çeşitli gerekçelerle değiştirilmiştir. Bu hesaplarda dikkati çeken diğer bir unsur, hem Said Nursî’nin, hem de Nur Risaleleri’nin birden fazla ismi olmasıdır: Said-i Nursî, Said-ün-Nursî, Said-i Kürdî, Molla Said... Risale-i Nur, Resail-in-Nur, Risalet-ün-Nur, Risale-in-Nur, Risalet-ün-Nuriyye, Bediüzzaman...</span></span></span><p style="margin-left: 20px"> </p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong><u><span style="color: DarkGreen">İddiaya cevap:</span></u></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>- </strong><span style="font-family: 'Verdana'">Farklı bağlamlarda, aynı ifadelere, kelimelere farklı anlamlar yüklendiği gibi, Ebced hesabı </span>çerçevesinde, farklı tevafukların elde edilmesi, farklı işaretin farkına varılması da, farklı bağlamlarda, kelime yapısının farklı şekillerine göre, farklı hesaplarla işarî manayı yüklemek son derece doğaldır. Şedde ve meddelerin sayılıp sayılmaması da bu çerçevede değerlendirilmektedir. Bu bir kuralsızlık değil, ebced ve cifir ilmine vakıf olanlarca benimsenen geçerli bir kuraldır. </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>- </strong>Bediüzzaman ve Nur Risaleleriyle ilgili söz konusu edilen isimlerin hepsi de doğrudur ve yaygın kullanımıyla meşhurdur. <strong>(Aşağıdaki cevabımız, bu konuyu da ilgilendirmektedir. Bizi izlemeye devam edin!)</strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"></p><p><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Verdana'"><u><strong>İddia:</strong></u></span></span></span></p><p><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Verdana'">İsimlerdeki bu çeşitliliğin, hesaplarda kolaylık sağlayacağı aşikârdır. Bu hesaplamalarda öylesine keyfî davranılmıştır ki, aynı isim ya da isim tamlaması için farklı yerlerde farklı sayı değerleri verilmiştir. </span></span></span></p><p><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Verdana'"></span> </span></span></p><p><span style="color: DarkRed"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Verdana'">İstenilen rakamı elde edebilmek için keyfî davranılmıştır; ayetlerdeki cümleler anlamını yitirecek şekilde bölünmüştür.</span></span></span><p style="margin-left: 20px"> </p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong><u><span style="color: DarkGreen">İddiaya cevap:</span></u></strong></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong><span style="font-family: 'Verdana'">- </span></strong><span style="font-family: 'Verdana'">Evvela şu bilinmelidir ki, bir ayetin içinde yer alan bazı harflerin ebced değerlerinin gösterdiği bir hakikat varsa, bu işaret olarak yeter. Bu işaretler bazen bir ayette olur, bazen ayetteki bir cümlede olur, bazen de bir ayetin bazı kelimelerinde olur. Eğer siz “Leb” deyince “Leblebi” anlıyorsanız, bu sizin için yeterlidir.</span></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-family: 'Verdana'"></span> </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>- </strong>T<span style="font-family: 'Verdana'">evafuk demek, mevcut olan -ve tabii ki bizim meşhudumuz olan- bir hakikate, Kur’an’daki bir işaretin uygun gelmesi durumudur. Bu ilmî hakikat yalnız ebced hesabının da içinde bulunduğu işarî tefsir için değil, normal tefsirler için de geçerlidir. Aynı kelimeye, farklı ayetlerde, farklı bağlamlarda, farklı manaların yüklendiğini bilmeyen, tefsirde zaten cahil kabul edilir. Sadece “Hidayet” kavramının Kur’an’da on yedi anlamda kullanıldığı bilinmekt</span>edir. Bir yerde kelimenin hakikî manası, başka bir bağlamda mecazî manasının ön görüldüğü, Tefsir ilminin “t”sini bilenlerin malumudur. </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>- </strong>Abdullah İbn Mes'ud (r.a) şöyle diyor: <em>"Geçmiş milletlerin ve gelecek nesillerin ilimlerini öğrenmek isteyen kimse, Kur'an'ı tetkik etsin. Kur'an'da her türlü ilim vardır. Ancak, bizim anlayışlarımız kısa olduğundan, içinde her şeyi göremiyoruz."</em>(Ebû Hicr, et-tefsirü'l-ilmî, 248 ) </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>-</strong> Ebu'd-Derdâ (r.a) da bu konuda şöyle diyor: <em>"Kur'an'ın lâfızlarına değişik anlamları yükleyemeyen kimse, tam anlayışlı/mükemmel anlayışa sahip bir kimse sayılmaz."</em>(a.g.y). </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'">Bu ifadeler, Kur'an'ın bütün ilimleri ihtiva ettiği hususunun, sahabeler tarafından da benimsendiğini göstermektedir. </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>- </strong>Kur'an'ın bütün ilimleri ihtiva ettiğine işaret eden hadisler de söz konusudur. Bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:</span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"> <em>"Sizden öncekilerin tarihi, sizden sonrakilerin haberi ve aranızdaki meselelerin hükmü Allah'ın kitabındadır. o (hak ile bâtılı birbirinden ayıran) kesin bir hükümdür; şaka değildir. H<span style="font-family: 'Verdana'">er kim zorbalığından ötürü onu bırakırsa, Allah onun boynunu kırar. Her kim hidayeti ondan başkasında ararsa, Allah onu dalâlete düşürür. O, Allah'ın sağlam ipidir. O, hikmet dolu sözlerdir. O, sırat-ı müstakimdir; arzular ona uyduğu müddetçe sapmaz; diller onunla karışıklığa düşmez, alîmler ona</span> doymaz. O, fazla tekrarlanmaktan eskimeyen ve hayranlık veren tarafları bitmeyen bir kitaptır."</em>(Tirmizî, Fedâilü'l-Kur'an, 14; Dârimi, Fadâilu'l-Kur'an, 1). </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>-</strong> Görüldüğü gibi, bu farklı mana yüklenmeleri, keyfî değil, Kur’an’ın geniş kapsamlı ifade tarzının zorunlu bir tezahürüdür ve onun mucizeliğinin bir parıltısıdır. Bu kelimelere farklı bağlamda farklı mananın yüklenmesi, ifade tarzının realitelerle olan ilişkisini, ittifakını, ittihadını, tevafukunu yakalamaya yöneliktir. </span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p> <p style="margin-left: 20px"><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>- </strong>Nitekim, <em>"İnanıp da imanlarına herhangi bir zulüm karıştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır"</em>(Enâm, 6/82) meâlindeki âyet nazil olduğunda, sahâbîler <em>"Ey Allah'ın Resûlü! hangimiz zulme bulaşmamış ki..."</em> diyerek âyetin zâhir ifadesi karşısında içine girdikleri mânevî sıkıntılarını dile getirmişlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.m.),<em>"Şüphesiz şirk büyük bir zulümdür." </em>meâlindeki Lokman sûresinin 13. âyetini delil getirerek söz konusu "zulüm" kavramını şirk olarak açıklamıştı.(İtkan, II/223). </span></p> <p style="margin-left: 20px"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 137984, member: 27"] [COLOR=DarkRed][FONT=Tahoma][U][FONT=Verdana][B]İddia:[/B][/FONT][/U] [FONT=Verdana]Nur Risaleleri’nde yapılan ebced ve cifir hesaplarında asla kural tutarlılığı yoktur. Bu hesaplarda şeddeler, tenvinler... bazen sayılmış, bazen de sayılmamıştır. Bu hesaplar yapılırken eldeki sayıya ulaşılabilmek için, ayetlerdeki harfler bile çeşitli gerekçelerle değiştirilmiştir. Bu hesaplarda dikkati çeken diğer bir unsur, hem Said Nursî’nin, hem de Nur Risaleleri’nin birden fazla ismi olmasıdır: Said-i Nursî, Said-ün-Nursî, Said-i Kürdî, Molla Said... Risale-i Nur, Resail-in-Nur, Risalet-ün-Nur, Risale-in-Nur, Risalet-ün-Nuriyye, Bediüzzaman...[/FONT][/FONT][/COLOR][INDENT] [FONT=Verdana][B][U][COLOR=DarkGreen]İddiaya cevap:[/COLOR][/U] - [/B][FONT=Verdana]Farklı bağlamlarda, aynı ifadelere, kelimelere farklı anlamlar yüklendiği gibi, Ebced hesabı [/FONT]çerçevesinde, farklı tevafukların elde edilmesi, farklı işaretin farkına varılması da, farklı bağlamlarda, kelime yapısının farklı şekillerine göre, farklı hesaplarla işarî manayı yüklemek son derece doğaldır. Şedde ve meddelerin sayılıp sayılmaması da bu çerçevede değerlendirilmektedir. Bu bir kuralsızlık değil, ebced ve cifir ilmine vakıf olanlarca benimsenen geçerli bir kuraldır. [B]- [/B]Bediüzzaman ve Nur Risaleleriyle ilgili söz konusu edilen isimlerin hepsi de doğrudur ve yaygın kullanımıyla meşhurdur. [B](Aşağıdaki cevabımız, bu konuyu da ilgilendirmektedir. Bizi izlemeye devam edin!)[/B][/FONT] [/INDENT][COLOR=DarkRed][FONT=Tahoma][FONT=Verdana][U][B]İddia:[/B][/U][/FONT] [FONT=Verdana]İsimlerdeki bu çeşitliliğin, hesaplarda kolaylık sağlayacağı aşikârdır. Bu hesaplamalarda öylesine keyfî davranılmıştır ki, aynı isim ya da isim tamlaması için farklı yerlerde farklı sayı değerleri verilmiştir. [/FONT] [FONT=Verdana]İstenilen rakamı elde edebilmek için keyfî davranılmıştır; ayetlerdeki cümleler anlamını yitirecek şekilde bölünmüştür.[/FONT][/FONT][/COLOR][INDENT] [FONT=Verdana][B][U][COLOR=DarkGreen]İddiaya cevap:[/COLOR][/U] [FONT=Verdana]- [/FONT][/B][FONT=Verdana]Evvela şu bilinmelidir ki, bir ayetin içinde yer alan bazı harflerin ebced değerlerinin gösterdiği bir hakikat varsa, bu işaret olarak yeter. Bu işaretler bazen bir ayette olur, bazen ayetteki bir cümlede olur, bazen de bir ayetin bazı kelimelerinde olur. Eğer siz “Leb” deyince “Leblebi” anlıyorsanız, bu sizin için yeterlidir. [/FONT] [B]- [/B]T[FONT=Verdana]evafuk demek, mevcut olan -ve tabii ki bizim meşhudumuz olan- bir hakikate, Kur’an’daki bir işaretin uygun gelmesi durumudur. Bu ilmî hakikat yalnız ebced hesabının da içinde bulunduğu işarî tefsir için değil, normal tefsirler için de geçerlidir. Aynı kelimeye, farklı ayetlerde, farklı bağlamlarda, farklı manaların yüklendiğini bilmeyen, tefsirde zaten cahil kabul edilir. Sadece “Hidayet” kavramının Kur’an’da on yedi anlamda kullanıldığı bilinmekt[/FONT]edir. Bir yerde kelimenin hakikî manası, başka bir bağlamda mecazî manasının ön görüldüğü, Tefsir ilminin “t”sini bilenlerin malumudur. [B]- [/B]Abdullah İbn Mes'ud (r.a) şöyle diyor: [I]"Geçmiş milletlerin ve gelecek nesillerin ilimlerini öğrenmek isteyen kimse, Kur'an'ı tetkik etsin. Kur'an'da her türlü ilim vardır. Ancak, bizim anlayışlarımız kısa olduğundan, içinde her şeyi göremiyoruz."[/I](Ebû Hicr, et-tefsirü'l-ilmî, 248 ) [B]-[/B] Ebu'd-Derdâ (r.a) da bu konuda şöyle diyor: [I]"Kur'an'ın lâfızlarına değişik anlamları yükleyemeyen kimse, tam anlayışlı/mükemmel anlayışa sahip bir kimse sayılmaz."[/I](a.g.y). Bu ifadeler, Kur'an'ın bütün ilimleri ihtiva ettiği hususunun, sahabeler tarafından da benimsendiğini göstermektedir. [B]- [/B]Kur'an'ın bütün ilimleri ihtiva ettiğine işaret eden hadisler de söz konusudur. Bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Verdana] [/FONT] [FONT=Verdana] [I]"Sizden öncekilerin tarihi, sizden sonrakilerin haberi ve aranızdaki meselelerin hükmü Allah'ın kitabındadır. o (hak ile bâtılı birbirinden ayıran) kesin bir hükümdür; şaka değildir. H[FONT=Verdana]er kim zorbalığından ötürü onu bırakırsa, Allah onun boynunu kırar. Her kim hidayeti ondan başkasında ararsa, Allah onu dalâlete düşürür. O, Allah'ın sağlam ipidir. O, hikmet dolu sözlerdir. O, sırat-ı müstakimdir; arzular ona uyduğu müddetçe sapmaz; diller onunla karışıklığa düşmez, alîmler ona[/FONT] doymaz. O, fazla tekrarlanmaktan eskimeyen ve hayranlık veren tarafları bitmeyen bir kitaptır."[/I](Tirmizî, Fedâilü'l-Kur'an, 14; Dârimi, Fadâilu'l-Kur'an, 1). [B]-[/B] Görüldüğü gibi, bu farklı mana yüklenmeleri, keyfî değil, Kur’an’ın geniş kapsamlı ifade tarzının zorunlu bir tezahürüdür ve onun mucizeliğinin bir parıltısıdır. Bu kelimelere farklı bağlamda farklı mananın yüklenmesi, ifade tarzının realitelerle olan ilişkisini, ittifakını, ittihadını, tevafukunu yakalamaya yöneliktir. [B]- [/B]Nitekim, [I]"İnanıp da imanlarına herhangi bir zulüm karıştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır"[/I](Enâm, 6/82) meâlindeki âyet nazil olduğunda, sahâbîler [I]"Ey Allah'ın Resûlü! hangimiz zulme bulaşmamış ki..."[/I] diyerek âyetin zâhir ifadesi karşısında içine girdikleri mânevî sıkıntılarını dile getirmişlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.m.),[I]"Şüphesiz şirk büyük bir zulümdür." [/I]meâlindeki Lokman sûresinin 13. âyetini delil getirerek söz konusu "zulüm" kavramını şirk olarak açıklamıştı.(İtkan, II/223). [/FONT] [/INDENT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a Gelen İtirazlar
Tevafukların Zorlamalı ve Uydurma Olduğu İddia Ediliyor...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst