Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Tefeül...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="uður1" data-source="post: 269206" data-attributes="member: 1016557"><p><strong><span style="font-family: 'Calibri'"><u>DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ</u></span></strong> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">8.7.HÜRRİYETE HİTAP(DEVAMI)</span></u></strong></p><table style='width: 100%'><tr><td> <span style="font-family: 'Calibri'">İkinci hakikat: Zaman-ı sâlifte, yani galebe-i vahşet vaktinde âlemde hükümfermâ, vahşetin mahsulü ve tedennî ve inkırazın mahkûmu olan kuvvet ve cebrin saltanatı idi. Herhangi devletin deverân-ı demmi yerine girmişse, öyle devletlerin sahâif-i tarihiyeleri baykuşların âşiyâneleri gibi satırları inkırazlarını çağırıyorlar, bağırıyorlar.<br /> <br /> Tasallut-u medeniyetin zamanında âlemin hükümranı ilim ve marifettir. Müvellidi medeniyet; ve şânı tezayüd; ve ömrü ebedî olduğundan herhangi devletin hayat ve müdebbiri olmuşsa, o hükûmeti kendi gibi kayd-ı ömr-ü tabiîden ve ecel-i inkırazdan tahlis ve küre-i arz kadar yaşamasına istidat vermiş. Kitab-ı Avrupa sahâifi bunu alenen gösteriyor.<br /> <br /> Eğer denilse: Şimdiye kadar bu hükûmet-i zaifeyi âdi adamlar idare edebilirlerdi. Fakat bu kadar metin ve dehşetli, kaviyen emel ettiğimiz yeni hükûmeti omuzunda taşıyacak harika ve dâhi adamlar lâzımken, Asya ve Rumeli tarlası acaba öyle mahsulât verecek mi?<br /> <br /> Buna cevap: Eğer başka inkılâplar başa gelmezse, evet.<br /> <br /> Ve üçüncü hakikate dikkat et. Şöyle ki:<br /> <br /> Bu zaman-ı mâzide insan istidad-ı gayr-ı mütenâhîye mâlik iken, o kadar dar ve mahdut daire içinde hareket ediyordu ki, güya insan iken hayvan gibi yaşadığından, efkâr ve ahlâkı o daire nispetinde tedennî etmiş ve mahsur kalmıştı. Şimdi bu şer’î hürriyet-i âdilâne eğer yaşasa ve bozulmazsa, fikr-i beşerin ağır zincirlerini paralamakla ve istidad-ı terakkiye karşı setleri hercümerc ederek o küçük daireyi dünya kadar tevsi edebilir. Hatta benim gibi bir köylü adam, Süreyya kadar ulvî olan idare-i umumîyi nazara alacak, âmâl ve müyûlâtın filizlerini orada bağlayacak. Ve her bir fiil ve tavrının orada bir ihtizaz ile zîmedhal bulunacağından, himmet Süreyya kadar teâlî ve ahlâkı o derece tekemmül ve efkârı memalik-i Osmaniye kadar tevessü edeceğinden, Eflâtun’ları, İbn-i Sina’ları ve Bismarck’ları, Dekart’ları ve Taftazanî’leri inşaallah geri bırakacak. Bu kuvvetli Asya ve Rumeli tarlası çok şübban-ı vatan mahsulü vereceğinden kaviyen ümitvarız.</span><br /> <br /> </td><td> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">Lügatler : </span></u></strong><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>âdi</strong> : basit, sıradan<br /> <strong>alenen</strong> : açıktan<br /> <strong>âmâl</strong> : emeller, istekler<br /> <strong>aşiyane</strong> : yuva<br /> <strong>cebr</strong> : zorlama, zorbalık<br /> <strong>deverân-ı dem</strong> : kan dolaşımı<br /> <strong>ebedî</strong> : sonsuz<br /> <strong>ecel-i inkıraz</strong> : dağılıp yok olma vakti, çökme zamanı<br /> <strong>efkâr</strong> : fikirler<br /> <strong>emel etmek</strong> : ümit etmek, ümit bağlamak<br /> <strong>fikr-i beşer</strong> : insan fikri<br /> <strong>galebe-i vahşet</strong> : vahşetin üstünlüğü, ilkelliğin üstünlüğü<br /> <strong>hakikat</strong> : esas, gerçek<br /> <strong>hercümerc etmek</strong> : alt üst etmek; karma karışık etmek<br /> <strong>himmet</strong> : ciddi gayret<br /> <strong>hükûmet-i zaife</strong> : zayıf hükûmet<br /> <strong>hükümfermâ</strong> : egemen, hüküm süren<br /> <strong>hükümran</strong> : hükmü geçen, hükmeden, egemen olan<br /> <strong>hürriyet-i âdilâne</strong> : adaletli hürriyet<br /> <strong>idare-i umumî</strong> : genel idare<br /> <strong>ihtizaz</strong> : sarsıntı<br /> <strong>inkılâp</strong> : değişim, dönüşüm<br /> <strong>inkıraz</strong> : yıkılma, dağılıp yok olma, son bulma<br /> <strong>istidad-ı gayr-ı mütenâhî</strong> : sonsuz yetenek<br /> <strong>istidad-ı terakki</strong> : ilerleme ve kalkınma yeteneği<br /> <strong>istidat</strong> : kabiliyet, yetenek<br /> <strong>kaviyen</strong> : kuvvetli bir şekilde<br /> <strong>kayd-ı ömr-ü tabiî</strong> : doğal ömür sınırı<br /> <strong>kitab-ı Avrupa sahaifi</strong> : Avrupa kitabının sayfaları; Avrupa tarihinin yaprakları<br /> <strong>küre-i arz</strong> : yerküre, dünya<br /> <strong>mahdut</strong> : sınırlı<br /> <strong>mahsul</strong> : ürün<br /> <strong>mahsulât</strong> : ürünler<br /> <strong>mâlik</strong> : sahip<br /> <strong>marifet</strong> : bilgi, eğitim<br /> <strong>metin</strong> : sağlam, kuvvetli<br /> <strong>müdebbir</strong> : idareci; idare eden, çekip çeviren<br /> <strong>müvellid</strong> : doğurtan; ebe<br /> <strong>müyûlât</strong> : meyiller, eğilimler<br /> <strong>nazara almak</strong> : dikkate almak<br /> <strong>nispetinde</strong> : ölçüsünde<br /> <strong>sahâif</strong> : sayfalar, tarih sayfaları<br /> <strong>sahâif-i tarihiye</strong> : tarihî sayfalar<br /> <strong>Süreyya</strong> : Ülker yıldızı, pervin<br /> <strong>şer'î</strong> : dine uygun<br /> <strong>tahlis</strong> : kurtarmak<br /> <strong>tasallut-u medeniyet</strong> : medeniyetin musallat olması, hâkimiyeti<br /> <strong>teâlî</strong> : yükselme, yücelme<br /> <strong>tedennî</strong> : alçalma, gerileme<br /> <strong>tekemmül</strong> : mükemmelleşme, olgunlaşma<br /> <strong>tevsi etmek</strong> : genişletmek<br /> <strong>tezayüd</strong> : ziyadeleşme, artma<br /> <strong>ulvî</strong> : yüce, büyük<br /> <strong>vahşet</strong> : ilkellik (medeniyetin zıttı)<br /> <strong>zaman-ı mâzi</strong> : geçmiş zaman<br /> <strong>zaman-ı sâlif</strong> : geçmiş zaman<br /> <strong>zîmedhal</strong> : giriş yeri, menfez; karışma yeteneği</span><br /> <br /> </td></tr></table><p><strong><span style="font-family: 'Calibri'"><u>TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ</u></span></strong> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">13.11.RİSALE-İ NUR VE HARİÇ MEMLEKETLER(DEVAMI)</span></u></strong></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td> <span style="font-family: 'Calibri'">Risale-i Nur’un Avrupa’daki intişarı ve hüsn-ü kabule mazhariyetine nümune olarak Findandiya’daki Nur talebesi Habiburrahman Şakir’den gelen diğer bir mektup.</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">Vellamonkatu 21<br /> <br /> 12/2/1958</span><br /> <br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Çok muhterem kardeşlerim,</span></strong><br /> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">وَعَلَيْكُمُ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">السَّلاَمُ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">وَرَحَمَةُ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">اللهِ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">وَبَرَكَاتَهُ</span></strong><br /> <br /> <span style="font-family: 'Calibri'">Göndermiş olduğunuz inayetnamenizi ve dört tane risale İhlâs, Zeylü’l-Hubab, “Risale-i Nur hakkında Müellifine gönderilen bir mektup”, “Risale-i Nur Hakkında Verilen Konferans”ları aldım. Teşekkürlerimi takdim ederim efendim.<br /> <br /> Evet, büyük Üstad Said Nursî Hazretleri, zamanımızın büyük dâhilerinden ve Allah’ın en büyük sevgili bendelerinden olduğunda asla şüphemiz yoktur. Belki, bu zata 14. asrın müceddidlerinden deyip itikad etsek bile mübalâğa etmiş olmayacağız. Hamdler olsun Allah Hazretlerine ki, Türk Milleti hazinelerinden zuhur etmiş bu cevheri, inkılâp dolaganlarında gark olup zayi olmasından zamanımıza kadar sakladı; asrımızı, bu zatın vücudu ile ziynetledi. Mûsâ Peygamberi Firavunun eteğinde beslediği gibi, bu zat-ı mübareki de dinsiz zalimler meyanında cefalar içinde besledi. Geleceklerde de selâmetlikle uzun seneler yaşamasını bir Allah’tan temenni ederiz. Üstad Bediüzzaman hakkında bizim akidemiz budur.<br /> <br /> Mümkün olursa, bizim tarafımızdan huzurlarına arz-ı ihlâsımızı, gaibane muhabbetimizi bildirseniz ve özünden bizim için hayır dualarını vekâleten rica etseniz diye ricada kalıyoruz. Hürmet ve selâmlarla.</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">Muhlis dinî, millî kardeşiniz<br /> <br /> Habiburrahman Şakir</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">***</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Sorbon Üniversitesi İslâm ve Roma Mukayeseli Hukuk Kürsüsü Profesörü ve Paris İslâm Kültür Merkezi Fahrî Başkanının Üstad Bediüzzaman Hazretlerine Yazdığı Mektup</span></strong><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">21 Cemaziyelahir 1377<br /> <br /> İslâmbol</span><br /> <br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Allah Yolunda Mücahid Muhterem Hazret-i Üstad,</strong><br /> <br /> Allah size uzun ömür ihsan eylesin. Göndermiş olduğunuz kıymetli hediyeniz olan kitabınızı ve selâmınızı alarak teşekkür ettim. Allah size selâmet versin. Kıymetli yüksek eserlerinizden istifadeye muvaffak kılsın.<br /> <br /> Eskiden beri sizin yüksek vasıflarınızı ve büyük mücahedenizi işitirdim ve daima da işitmekteyim. Allah, birbirinden uzak olanları kavuşturucudur. Bizleri, sevgi ve rızasını kazanmakta muvaffak kılsın. Bu fakir ve zelil kul, yüksek ve aziz olan siz Kur’ân hâdimine teşekkürlerini arz eder.</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">Dr. Muhammed Hamidullah</span><br /> <br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Washington’daki İslâm Cemiyetinin ve İslâm Kültür Merkezinin Genel Sekreteri Dr. Muhammed Habilullah’tan, Irak’taki Nur talebesi Ahmed Ramazan’a gelen mektup.</span></strong><br /> <br /> <span style="font-family: 'Calibri'">Washington İslâm Kültür Merkezine hediye etmek lûtfunda bulunduğunuz Bediüzzaman Said Nursî’nin Hutbetü’ş-Şamiye ve Risale-i Nur Mizanları adlı kitaplara mukabil halis teşekkürlerimin kabulünü rica ederim.<br /> <br /> Tekrar tekrar teşekkürlerimi arz eder, iyi ve saadetli günler dilerim.</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">İslâm Kültür Merkezi Genel Sekreteri el-Muhlis<br /> <br /> Dr. Muhammed Habilullah</span><br /> <br /> </td><td> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">Lügatler : </span></u></strong><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>akide</strong> : inanç</span> <br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">arz etme</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : söyleme, ifade etme<br /> <strong>arz-ı ihlâs</strong> : samimiyeti ve içtenliğini sunma<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">aziz</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : çok değerli, izzetli, saygın<br /> <strong>bende</strong> : hizmetkâr, hizmetçi, kul<br /> <strong>cefa</strong> : eziyet, sıkıntı<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Cemaziyelahir</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : Hicrî takvime göre altıncı aya verilen isim<br /> <strong>cevher</strong> : maden, kıymetli taş<br /> <strong>dâhi</strong> : dehâ sahibi, üstün zekâ ve hikmet sahibi<br /> <strong>dolagan</strong> : dolap, dehliz<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">fakir</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : muhtaç, yoksul anlamına gelen ve tevazu için kullanılan bir ifade<br /> <strong>gaibane</strong> : görmeyerek, gaybî olarak<br /> <strong>gark olma</strong> : boğulma </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">hâdim</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : hizmetçi, hizmet eden<br /> <strong>halis</strong> : katıksız, saf<br /> <strong>hamd</strong> : minnet, övgü ve şükür<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Hazret-i Üstad</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : Bediüzzaman Said Nursî<br /> <strong>Hutbetü’ş-Şamiye</strong> : Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin 1909 yılında Şâm Emevi Camii’nde irad ettiği, İslâm dünyasının maddî ve manevî hastalık, geri kalma gibi sebep ve çarelerini anlattığı bir hutbeyi içeren kitap<br /> <strong>hüsn-ü kabul</strong> : güzel bulunma, iyi şekilde karşılanıp kabul edilme<br /> <strong>İhlâs Risalesi</strong> : Lem’alar isimli eserde yer alan Yirmi Birinci Lem’a<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">ihsan eyleme</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : ikram etme, bağışlama<br /> <strong>inâyetname</strong> : Allah’ın yardım ve inayetine mazhar olmaya, Kur’ân ve iman hakikatlerini anlamaya vesile olacak mektup, yazı<br /> <strong>inkılâp</strong> : değişim, dönüşüm<br /> <strong>intişar</strong> : yayılma<br /> <strong>itikad etme</strong> : kabul edip inanma </span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>lûtf</strong> : iyilik, bağış<br /> <strong>mazhariyet</strong> : bir nimete nail olma, erişme<br /> <strong>meyan</strong> : ara<br /> <strong>muhabbet</strong> : sevgi<br /> <strong>muhlis</strong> : samimi, ihlâslı, içten<br /> <strong>muhterem</strong> : hürmete lâyık, saygıdeğer</span><strong><span style="font-family: 'Georgia'"> </span></strong><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">mukabil</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : karşılık<br /> <strong>muvaffak kılmak</strong> : yardım ederek başarılı olmayı sağlamak<br /> <strong>mübalâğa etme</strong> : abartma, aşırı gitme<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">mücahede</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : cihad etme, din uğrunda çaba harcama<br /> <strong>mücahid</strong> : cihad eden, din uğrunda çaba harcayan<br /> <strong>müceddid</strong> : yenileyici; sahih hadis ile her yüz senede bir geleceği bildirilen, dinin hakikatlerini asrın ihtiyacına göre ders veren Peygamber vârisi olan büyük âlim ve velî zât<br /> <strong>müellif</strong> : telif eden, kitap yazan<br /> <strong>nümune</strong> : örnek, misal<br /> <strong>risale</strong> : kitap, mektup; Risale-i Nur’dan her bir bölüm </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Risale-i Nur Mizanları</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : Risale-i Nur ölçüleri; Risale-i Nur içinde iman ve küfür meselelerine dair karşılaştırma ve değerlendirmelerin yapıldığı konulardan derlenen İman ve Küfür Muvazeneleri isimli eser<br /> <strong>saadetli</strong> : mutlu<br /> <strong>selâmet</strong> : esenlik, güven<br /> <strong>takdim</strong> : sunma<br /> <strong>temenni</strong> : dileme, isteme<br /> <strong>vekâleten</strong> : vekil olarak<br /> <strong>vücud</strong> : varlık, beden<br /> <strong>zât-ı mübarek</strong> : mübarek, hayırlı zât<br /> <strong>zayi olma</strong> : kaybolup gitme </span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>zelil</strong> : aşağı, seviyesi düşük anlamına gelen ve tevazu için kullanılan bir söz<br /> <strong>Zeylü’l-Hubab</strong> : Mesnevî-i Nuriye adlı eserde yer alan bir bölüm<br /> <strong>ziynet</strong> : süs<br /> <strong>zuhur</strong> : ortaya çıkma, görünme</span><br /> <br /> </td></tr></table></blockquote><p></p>
[QUOTE="uður1, post: 269206, member: 1016557"] [B][FONT=Calibri][U]DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ[/U][/FONT][/B] [B][U][FONT=Calibri]8.7.HÜRRİYETE HİTAP(DEVAMI)[/FONT][/U][/B] [TABLE] [TR] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [FONT=Calibri]İkinci hakikat: Zaman-ı sâlifte, yani galebe-i vahşet vaktinde âlemde hükümfermâ, vahşetin mahsulü ve tedennî ve inkırazın mahkûmu olan kuvvet ve cebrin saltanatı idi. Herhangi devletin deverân-ı demmi yerine girmişse, öyle devletlerin sahâif-i tarihiyeleri baykuşların âşiyâneleri gibi satırları inkırazlarını çağırıyorlar, bağırıyorlar. Tasallut-u medeniyetin zamanında âlemin hükümranı ilim ve marifettir. Müvellidi medeniyet; ve şânı tezayüd; ve ömrü ebedî olduğundan herhangi devletin hayat ve müdebbiri olmuşsa, o hükûmeti kendi gibi kayd-ı ömr-ü tabiîden ve ecel-i inkırazdan tahlis ve küre-i arz kadar yaşamasına istidat vermiş. Kitab-ı Avrupa sahâifi bunu alenen gösteriyor. Eğer denilse: Şimdiye kadar bu hükûmet-i zaifeyi âdi adamlar idare edebilirlerdi. Fakat bu kadar metin ve dehşetli, kaviyen emel ettiğimiz yeni hükûmeti omuzunda taşıyacak harika ve dâhi adamlar lâzımken, Asya ve Rumeli tarlası acaba öyle mahsulât verecek mi? Buna cevap: Eğer başka inkılâplar başa gelmezse, evet. Ve üçüncü hakikate dikkat et. Şöyle ki: Bu zaman-ı mâzide insan istidad-ı gayr-ı mütenâhîye mâlik iken, o kadar dar ve mahdut daire içinde hareket ediyordu ki, güya insan iken hayvan gibi yaşadığından, efkâr ve ahlâkı o daire nispetinde tedennî etmiş ve mahsur kalmıştı. Şimdi bu şer’î hürriyet-i âdilâne eğer yaşasa ve bozulmazsa, fikr-i beşerin ağır zincirlerini paralamakla ve istidad-ı terakkiye karşı setleri hercümerc ederek o küçük daireyi dünya kadar tevsi edebilir. Hatta benim gibi bir köylü adam, Süreyya kadar ulvî olan idare-i umumîyi nazara alacak, âmâl ve müyûlâtın filizlerini orada bağlayacak. Ve her bir fiil ve tavrının orada bir ihtizaz ile zîmedhal bulunacağından, himmet Süreyya kadar teâlî ve ahlâkı o derece tekemmül ve efkârı memalik-i Osmaniye kadar tevessü edeceğinden, Eflâtun’ları, İbn-i Sina’ları ve Bismarck’ları, Dekart’ları ve Taftazanî’leri inşaallah geri bırakacak. Bu kuvvetli Asya ve Rumeli tarlası çok şübban-ı vatan mahsulü vereceğinden kaviyen ümitvarız.[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [/TD] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [B][U][FONT=Calibri]Lügatler : [/FONT][/U][/B] [FONT=Calibri][B]âdi[/B] : basit, sıradan [B]alenen[/B] : açıktan [B]âmâl[/B] : emeller, istekler [B]aşiyane[/B] : yuva [B]cebr[/B] : zorlama, zorbalık [B]deverân-ı dem[/B] : kan dolaşımı [B]ebedî[/B] : sonsuz [B]ecel-i inkıraz[/B] : dağılıp yok olma vakti, çökme zamanı [B]efkâr[/B] : fikirler [B]emel etmek[/B] : ümit etmek, ümit bağlamak [B]fikr-i beşer[/B] : insan fikri [B]galebe-i vahşet[/B] : vahşetin üstünlüğü, ilkelliğin üstünlüğü [B]hakikat[/B] : esas, gerçek [B]hercümerc etmek[/B] : alt üst etmek; karma karışık etmek [B]himmet[/B] : ciddi gayret [B]hükûmet-i zaife[/B] : zayıf hükûmet [B]hükümfermâ[/B] : egemen, hüküm süren [B]hükümran[/B] : hükmü geçen, hükmeden, egemen olan [B]hürriyet-i âdilâne[/B] : adaletli hürriyet [B]idare-i umumî[/B] : genel idare [B]ihtizaz[/B] : sarsıntı [B]inkılâp[/B] : değişim, dönüşüm [B]inkıraz[/B] : yıkılma, dağılıp yok olma, son bulma [B]istidad-ı gayr-ı mütenâhî[/B] : sonsuz yetenek [B]istidad-ı terakki[/B] : ilerleme ve kalkınma yeteneği [B]istidat[/B] : kabiliyet, yetenek [B]kaviyen[/B] : kuvvetli bir şekilde [B]kayd-ı ömr-ü tabiî[/B] : doğal ömür sınırı [B]kitab-ı Avrupa sahaifi[/B] : Avrupa kitabının sayfaları; Avrupa tarihinin yaprakları [B]küre-i arz[/B] : yerküre, dünya [B]mahdut[/B] : sınırlı [B]mahsul[/B] : ürün [B]mahsulât[/B] : ürünler [B]mâlik[/B] : sahip [B]marifet[/B] : bilgi, eğitim [B]metin[/B] : sağlam, kuvvetli [B]müdebbir[/B] : idareci; idare eden, çekip çeviren [B]müvellid[/B] : doğurtan; ebe [B]müyûlât[/B] : meyiller, eğilimler [B]nazara almak[/B] : dikkate almak [B]nispetinde[/B] : ölçüsünde [B]sahâif[/B] : sayfalar, tarih sayfaları [B]sahâif-i tarihiye[/B] : tarihî sayfalar [B]Süreyya[/B] : Ülker yıldızı, pervin [B]şer'î[/B] : dine uygun [B]tahlis[/B] : kurtarmak [B]tasallut-u medeniyet[/B] : medeniyetin musallat olması, hâkimiyeti [B]teâlî[/B] : yükselme, yücelme [B]tedennî[/B] : alçalma, gerileme [B]tekemmül[/B] : mükemmelleşme, olgunlaşma [B]tevsi etmek[/B] : genişletmek [B]tezayüd[/B] : ziyadeleşme, artma [B]ulvî[/B] : yüce, büyük [B]vahşet[/B] : ilkellik (medeniyetin zıttı) [B]zaman-ı mâzi[/B] : geçmiş zaman [B]zaman-ı sâlif[/B] : geçmiş zaman [B]zîmedhal[/B] : giriş yeri, menfez; karışma yeteneği[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [/TD] [/TR] [/TABLE] [B][FONT=Calibri][U]TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ[/U][/FONT][/B] [B][U][FONT=Calibri]13.11.RİSALE-İ NUR VE HARİÇ MEMLEKETLER(DEVAMI)[/FONT][/U][/B] [TABLE] [TR] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [FONT=Calibri]Risale-i Nur’un Avrupa’daki intişarı ve hüsn-ü kabule mazhariyetine nümune olarak Findandiya’daki Nur talebesi Habiburrahman Şakir’den gelen diğer bir mektup.[/FONT] [FONT=Calibri]Vellamonkatu 21 12/2/1958[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [B][FONT=Calibri]Çok muhterem kardeşlerim,[/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman]وَعَلَيْكُمُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]السَّلاَمُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]وَرَحَمَةُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]اللهِ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]وَبَرَكَاتَهُ[/FONT][/B] [FONT=Calibri]Göndermiş olduğunuz inayetnamenizi ve dört tane risale İhlâs, Zeylü’l-Hubab, “Risale-i Nur hakkında Müellifine gönderilen bir mektup”, “Risale-i Nur Hakkında Verilen Konferans”ları aldım. Teşekkürlerimi takdim ederim efendim. Evet, büyük Üstad Said Nursî Hazretleri, zamanımızın büyük dâhilerinden ve Allah’ın en büyük sevgili bendelerinden olduğunda asla şüphemiz yoktur. Belki, bu zata 14. asrın müceddidlerinden deyip itikad etsek bile mübalâğa etmiş olmayacağız. Hamdler olsun Allah Hazretlerine ki, Türk Milleti hazinelerinden zuhur etmiş bu cevheri, inkılâp dolaganlarında gark olup zayi olmasından zamanımıza kadar sakladı; asrımızı, bu zatın vücudu ile ziynetledi. Mûsâ Peygamberi Firavunun eteğinde beslediği gibi, bu zat-ı mübareki de dinsiz zalimler meyanında cefalar içinde besledi. Geleceklerde de selâmetlikle uzun seneler yaşamasını bir Allah’tan temenni ederiz. Üstad Bediüzzaman hakkında bizim akidemiz budur. Mümkün olursa, bizim tarafımızdan huzurlarına arz-ı ihlâsımızı, gaibane muhabbetimizi bildirseniz ve özünden bizim için hayır dualarını vekâleten rica etseniz diye ricada kalıyoruz. Hürmet ve selâmlarla.[/FONT] [FONT=Calibri]Muhlis dinî, millî kardeşiniz Habiburrahman Şakir[/FONT] [FONT=Calibri]***[/FONT] [B][FONT=Calibri]Sorbon Üniversitesi İslâm ve Roma Mukayeseli Hukuk Kürsüsü Profesörü ve Paris İslâm Kültür Merkezi Fahrî Başkanının Üstad Bediüzzaman Hazretlerine Yazdığı Mektup[/FONT][/B] [FONT=Calibri]21 Cemaziyelahir 1377 İslâmbol[/FONT] [FONT=Calibri][B]Allah Yolunda Mücahid Muhterem Hazret-i Üstad,[/B] Allah size uzun ömür ihsan eylesin. Göndermiş olduğunuz kıymetli hediyeniz olan kitabınızı ve selâmınızı alarak teşekkür ettim. Allah size selâmet versin. Kıymetli yüksek eserlerinizden istifadeye muvaffak kılsın. Eskiden beri sizin yüksek vasıflarınızı ve büyük mücahedenizi işitirdim ve daima da işitmekteyim. Allah, birbirinden uzak olanları kavuşturucudur. Bizleri, sevgi ve rızasını kazanmakta muvaffak kılsın. Bu fakir ve zelil kul, yüksek ve aziz olan siz Kur’ân hâdimine teşekkürlerini arz eder.[/FONT] [FONT=Calibri]Dr. Muhammed Hamidullah[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [B][FONT=Calibri]Washington’daki İslâm Cemiyetinin ve İslâm Kültür Merkezinin Genel Sekreteri Dr. Muhammed Habilullah’tan, Irak’taki Nur talebesi Ahmed Ramazan’a gelen mektup.[/FONT][/B] [FONT=Calibri]Washington İslâm Kültür Merkezine hediye etmek lûtfunda bulunduğunuz Bediüzzaman Said Nursî’nin Hutbetü’ş-Şamiye ve Risale-i Nur Mizanları adlı kitaplara mukabil halis teşekkürlerimin kabulünü rica ederim. Tekrar tekrar teşekkürlerimi arz eder, iyi ve saadetli günler dilerim.[/FONT] [FONT=Calibri]İslâm Kültür Merkezi Genel Sekreteri el-Muhlis Dr. Muhammed Habilullah[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [/TD] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [B][U][FONT=Calibri]Lügatler : [/FONT][/U][/B] [FONT=Calibri][B]akide[/B] : inanç[/FONT][B][FONT=Georgia] [/FONT][/B] [B][FONT=Calibri]arz etme[/FONT][/B][FONT=Calibri] : söyleme, ifade etme [B]arz-ı ihlâs[/B] : samimiyeti ve içtenliğini sunma[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]aziz[/FONT][/B][FONT=Calibri] : çok değerli, izzetli, saygın [B]bende[/B] : hizmetkâr, hizmetçi, kul [B]cefa[/B] : eziyet, sıkıntı[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]Cemaziyelahir[/FONT][/B][FONT=Calibri] : Hicrî takvime göre altıncı aya verilen isim [B]cevher[/B] : maden, kıymetli taş [B]dâhi[/B] : dehâ sahibi, üstün zekâ ve hikmet sahibi [B]dolagan[/B] : dolap, dehliz[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]fakir[/FONT][/B][FONT=Calibri] : muhtaç, yoksul anlamına gelen ve tevazu için kullanılan bir ifade [B]gaibane[/B] : görmeyerek, gaybî olarak [B]gark olma[/B] : boğulma[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]hâdim[/FONT][/B][FONT=Calibri] : hizmetçi, hizmet eden [B]halis[/B] : katıksız, saf [B]hamd[/B] : minnet, övgü ve şükür[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]Hazret-i Üstad[/FONT][/B][FONT=Calibri] : Bediüzzaman Said Nursî [B]Hutbetü’ş-Şamiye[/B] : Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin 1909 yılında Şâm Emevi Camii’nde irad ettiği, İslâm dünyasının maddî ve manevî hastalık, geri kalma gibi sebep ve çarelerini anlattığı bir hutbeyi içeren kitap [B]hüsn-ü kabul[/B] : güzel bulunma, iyi şekilde karşılanıp kabul edilme [B]İhlâs Risalesi[/B] : Lem’alar isimli eserde yer alan Yirmi Birinci Lem’a[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]ihsan eyleme[/FONT][/B][FONT=Calibri] : ikram etme, bağışlama [B]inâyetname[/B] : Allah’ın yardım ve inayetine mazhar olmaya, Kur’ân ve iman hakikatlerini anlamaya vesile olacak mektup, yazı [B]inkılâp[/B] : değişim, dönüşüm [B]intişar[/B] : yayılma [B]itikad etme[/B] : kabul edip inanma[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]lûtf[/B] : iyilik, bağış [B]mazhariyet[/B] : bir nimete nail olma, erişme [B]meyan[/B] : ara [B]muhabbet[/B] : sevgi [B]muhlis[/B] : samimi, ihlâslı, içten [B]muhterem[/B] : hürmete lâyık, saygıdeğer[/FONT][B][FONT=Georgia] [/FONT][/B] [B][FONT=Calibri]mukabil[/FONT][/B][FONT=Calibri] : karşılık [B]muvaffak kılmak[/B] : yardım ederek başarılı olmayı sağlamak [B]mübalâğa etme[/B] : abartma, aşırı gitme[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]mücahede[/FONT][/B][FONT=Calibri] : cihad etme, din uğrunda çaba harcama [B]mücahid[/B] : cihad eden, din uğrunda çaba harcayan [B]müceddid[/B] : yenileyici; sahih hadis ile her yüz senede bir geleceği bildirilen, dinin hakikatlerini asrın ihtiyacına göre ders veren Peygamber vârisi olan büyük âlim ve velî zât [B]müellif[/B] : telif eden, kitap yazan [B]nümune[/B] : örnek, misal [B]risale[/B] : kitap, mektup; Risale-i Nur’dan her bir bölüm[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]Risale-i Nur Mizanları[/FONT][/B][FONT=Calibri] : Risale-i Nur ölçüleri; Risale-i Nur içinde iman ve küfür meselelerine dair karşılaştırma ve değerlendirmelerin yapıldığı konulardan derlenen İman ve Küfür Muvazeneleri isimli eser [B]saadetli[/B] : mutlu [B]selâmet[/B] : esenlik, güven [B]takdim[/B] : sunma [B]temenni[/B] : dileme, isteme [B]vekâleten[/B] : vekil olarak [B]vücud[/B] : varlık, beden [B]zât-ı mübarek[/B] : mübarek, hayırlı zât [B]zayi olma[/B] : kaybolup gitme[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]zelil[/B] : aşağı, seviyesi düşük anlamına gelen ve tevazu için kullanılan bir söz [B]Zeylü’l-Hubab[/B] : Mesnevî-i Nuriye adlı eserde yer alan bir bölüm [B]ziynet[/B] : süs [B]zuhur[/B] : ortaya çıkma, görünme[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [/TD] [/TR] [/TABLE] [FONT=Calibri] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Tefeül...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst