Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Tefeül...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="uður1" data-source="post: 268750" data-attributes="member: 1016557"><p><strong><span style="font-family: 'Calibri'"><u>TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ</u></span></strong> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">13.7.RİSALE-İ NUR VE HARİÇ MEMLEKETLER(DEVAMI)</span></u></strong></p><table style='width: 100%'><tr><td> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Medine-i Münevvere’de bulunan ve Nur’un hakikatini tam anlayan ve İslâmiyete hizmet eden bir zâtın mektubudur.</strong><br /> Gönüller fâtihi, pek muhterem ve mükerrem Üstadımız Hazretleri,<br /> Mübarek ellerinizden öper, bütün aziz ve sadakatli talebelerinizle beraber sıhhat ve selâmette daim olmanızı bârigâh-ı Kibriyâdan niyaz eylerim.<br /> Müslümanlar için en büyük bir bayram diye ancak vasıflandırılabilen beraatiniz, bütün Nurcuları şâd ve handan eylediği gibi, bendenizi de dünyalar kadar memnun ve mesrur eylemiştir. Nasıl memnun etmesin ki, sizin eserlerinizle birlikte beraatiniz demek, ruhun maddiyata, nurun zulmete, imânın küfre, hakkın bâtıla, tevhidin şirke ve irfanın cehle galip gelmesi demektir.<br /> Yıllardan beri önüne sıradağlar gibi engeller, korkunç uçurumlar gibi mâniler konulan “Nur çağlayanı”, en sonunda mu’cizevî bir şekilde bütün sedleri yıkmış, mânileri aşmış, nur ile bütün zulmetleri târümar eylemiştir.<br /> “Mu’cizevî harikalarla doğan İlâhî tecellîlerin vasfında kalemler kırılır, fikirler gürülder, ilhamlar yanar, kül olur” derlerdi. Hakikaten bendeniz, şimdi bu müstesna zaferin karşısında aynı aczi bütün varlığımla hissediyorum. Zira tefekkür ve ilhamıma nihayetsiz bir ufuk açılıyor. Cihan, muhteşem bir “Nur mâbedini” andırıyor. Civarımdaki herşey, her yer derin vecd ve istiğraklarla gaşyolmuş bir halde... Her zerrede, [SUP]<span style="color: #cc0000">1</span>[/SUP] </span><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">وَاِنْ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">مِنْ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">شَىْءٍ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">اِلاَّ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">يُسَبِّحُ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">بِحَمْدِهِ</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> sırr-ı Sübhânîsi tecelli ediyor...<br /> Binaenaleyh bilmiyorum, bu mes’ut hadiseyi şanlı bir zafer, şahane bir fetih, İlâhî bir kurtuluş, cihanşümul bir bayram diye mi vasıflandırayım? Zira kudsî </span><span style="font-family: 'Calibri'">dâvânın kazanmış olduğu bu İlâhî zafer, bütün İslâm ve insanlık dünyasındaki mücahitlerin azimlerine kuvvet, ruhlarına can, imânlarına hız ve heyecan vermiştir.<br /> Evet, azim ve imanları, aşk ve emelleri henüz kemale ermemiş olan birçok Müslümanlar, maalesef acıklı bir yeis içinde idiler. Böyle bir zaferin tahakkukunu, hayal ve muhal görüyorlardı. Fakat bütün feyiz ve nurunu insanlığı tenvir ve irşad için İlâhî bir güneş halinde Arş-ı Âzamın pürnur ufuklarından inen Kur’ân-ı Kerîmden alan Nur neşriyatı, durgun gölleri andıran gönülleri deryalar gibi coşturmuş, kasvet ve hicran yıllarının ümit ve emellere vurduğu müthiş zincirleri kırmıştır. O nur kaynağından fışkıran o serapa feyiz ve hikmetler saçan eserler, hislerin, fikirlerin ve bilhassa alevler içinde yanan ruh ve vicdanların ezelî ve ebedî ihtiyaçlarına cevap verdiği gibi, onları dalga dalga boğucu karanlıklar muhitinden, ter temiz ve pırıl pırıl nur ufuklarına çıkarmıştır.<br /> Yıllarca devam eden uzun bir sükût, derin bir gaflet ve boğucu bir zulmetten sonra İlâhî bir güneş halinde parlayan bu kudsî zafer, nur için yol aramakta olan perişan beşeriyetin yakın bir gelecekte uyanacağını müjdelemektedir. Çünkü, din ihtiyacı sırf Müslümanların değil, bil’umum insanların ezelî ve ebedî ihtiyacıdır.<br /> Bugün bedbaht insanlık, din nimetinden mahrum olmanın sürekli hicran ve felâketlerini bağrı yanarak çekmektedir. Bu acıklı buhranın korkunç neticesidir ki, çeyrek asır zarfında iki büyük harbe girmiş ve üçüncüsünün de kapısını çalmak çılgınlığını göstermektedir.<br /> Artık bütün insanları kardeş yaparak yemyeşil cennetlerin nurlu ufuklarından esen refah ve saadet, huzur ve âsâyiş rüzgârıyla dalgalanan âlem-şümûl bir bayrak altında toplayacak olan yegâne kuvvet, İslâmdır. Zira beşeriyetin bugünkü hali, tıpkı İslâmdan evvelki insan cemiyetlerinin acıklı halidir. Bunun için insanlığı o günkü ebedî felâketten kurtaran İslâm, bugün de kurtarabilir…<br /> Evet, milyonların, milyarların kalbinde asırlardan beri kanamakta olan o derin yarayı saracak yegâne müşfik el, İslâmdır. Her ne kadar ufuklarda zaman zaman bazı uydurma ışıklar görülüyorsa da, müstakbel, bütün nur ve feyzini güneşlerden değil, bizzat Rabbü’l-Âlemînden alan ezelî ve ebedî yıldızındır. O yıldız, dünyalar durdukça duracak ve onu söndürmek isteyenleri yerden yere vuracaktır.<br /> <br /> Cihan-kıymet Üstadım,<br /> Malûm-u fâzılâneleridir ki, son günlerde mukaddes dâvâya hizmet eden bazı tenvir ve irşad hareketleri doğmuş, fakat maalesef hiçbirisi Risale-i Nur Külliyatının gördüğü mühim işi görememiş ve ihraz ettiği İlâhî zaferi kazanamamıştır. Zira bu yol, peygamberlerin, velilerin, âriflerin, salihlerin ve bilhassa cânını cânana seve seve fedâ eden ve sayısı milyonlara sığmayan kahraman şehitlerin mukaddes yoludur. Artık bu çetin yolda yürümek isteyenler, her an karşılarına dikilecek olan müthiş mâniaları daima göz önünde tutmaları lâzımdır. Evet, bu yolda yürüyecek olanların, sizdeki sarsılmak bilmeyen imanla, yüksek ve İlâhî irfanla ve bilhassa harikulâde ihlâs ve feragatle mücehhez olmaları gerektir. Çünkü, bu mühim vâdide Nur dâvâsının takip ettiği tebliğ, tenvir ve irşad usulü bambaşka hususiyetler taşımaktadır. Artık insanın his ve fikrine, ruh ve vicdanına bambaşka ufuklar açacak olan bu derin bahsi, dua buyurun da, müstakil ve mufassal bir eserde aziz ve gönüldaşlarımıza arz etmek şerefine nâil olayım. Çünkü, bu nurlu bahis o kadar derin ve o derece mühimdir ki, böyle birkaç sahifelik mektup ve makalelerle asla ifade edilemez.<br /> İman ve Kur’ân nuru ile ter temiz gönlünü fethettiğiniz gençlik, İlâhî zaferinizin en parlak delilini teşkil eden en mühim varlık ve en kıymetli cevherdir. “Nurdan Sesler”in hemen her mısraında, asîl ve şuurlu ruhuna hitap ettiğim tertemiz gençlik, işte bu hak ve hakikatın bağrı yanık âşığı olan gençliktir.<br /> Nurlu dâvânın kazanmış olduğu bu son zaferin verdiği bütün vecdle dolu bir ilhamla yazdığım şu manzumeyi (*) takdim ediyorum. Kabulünü rica ve istirham eylerim.<br /> Tekrar tekrar ellerinizden öper, kıymetli dualarınızı beklerim, pek muhterem Üstadım Hazretleri.</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">Mânevi evlâtlarınızdan<br /> Ali Ulvi</span><br /> <strong><u><span style="color: #990000"><span style="font-family: 'Calibri'">Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :</span></span></u></strong><br /> <span style="font-family: 'Calibri'">[SUP]<span style="color: #cc0000">1</span>[/SUP] : “Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.</span><span style="color: #cc0000"><span style="font-family: 'Georgia'"> </span></span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><span style="color: #cc0000">(*) </span>: (*) “Gönüller Fatihi Büyük Üstada” başlıklı olan bu manzume, Mektubat’ın ve İhlâs Risalelerinin âhirindedir.</span><br /> <br /> </td><td> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">Lügatler : </span></u></strong><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>acz</strong> : acizlik, güçsüzlük</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>âlem-şümûl</strong> : dünya çapında, evrensel</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">ârif</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : ilim ve irfan sahibi, bilgide ileri olan<br /> <strong>Arş-ı Âzam</strong> : Cenâb-ı Hakkın büyüklük ve yüceliğinin en geniş, en azam şekilde tecelli ettiği yer</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">arz etmek</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : söylemek, ifade etmek<br /> <strong>âsâyiş</strong> : bir yerin düzen ve güvenlik içinde bulunması durumu, düzenlilik, güvenlik<br /> <strong>asır</strong> : yüzyıl<br /> <strong>azim</strong> : gayret, kararlı olma<br /> <strong>aziz</strong> : çok değerli, izzetli </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">bahis</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : konu<br /> <strong>bârigâh-ı Kibriyâ</strong> : Cenâb-ı Hakkın sonsuz büyüklüğünün tecellî ettiği yüceler yücesi makam<br /> <strong>bâtıl</strong> : İslâmiyete göre doğru olmayan, hak olmayan<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">bedbaht</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : kötü bahtlı, talihsiz<br /> <strong>beraat</strong> : temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">beşeriyet</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : insanlık<br /> <strong>bil’umum</strong> : bütün, genel olarak<br /> <strong>bilhassa</strong> : özellikle<br /> <strong>binaenaleyh</strong> : bundan dolayı<strong> </strong></span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>buhran</strong> : bunalım, zor durum</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">cânan</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : sevgili<br /> <strong>cehl</strong> : cahillik, bilgisizlik<strong> </strong></span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>cemiyet</strong> : topluluk</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">cevher</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : maden; öz<br /> <strong>cihan</strong> : dünya<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">cihan-kıymet</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : dünya değerinde<br /> <strong>cihanşümul</strong> : dünya çapında, evrensel </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">derya</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : deniz<br /> <strong>ebedî</strong> : sonu olmayan, sonsuz<br /> <strong>emel</strong> : arzu, istek<br /> <strong>ezelî</strong> : başlangıcı olmayan, sonsuz</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">feragat</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : fedakarlık, hakkından vazgeçme<br /> <strong>fethetme</strong> : bir yeri veya bölgeyi ele geçirme<br /> <strong>fetih</strong> : açma; bir beldeyi fethetme </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">feyiz</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : bolluk, bereket, lütuf<br /> <strong>gaflet</strong> : âhirete, Allah’ın emir ve yasaklarına duyarsız davranma hâli, umursamazlık<br /> <strong>galip gelmek</strong> : üstün gelmek<br /> <strong>gaşyolunmak</strong> : kendinden geçmek </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">hak</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : doğru, gerçek<br /> <strong>hakikat</strong> : asıl, esas, gerçek<br /> <strong>hakikaten</strong> : gerçekten<strong> </strong></span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>hicran</strong> : keder, büyük üzüntü</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>hikmet</strong> : fayda, yarar</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">hususiyet</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : özellik<br /> <strong>ihlâs</strong> : ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet<br /> <strong>ihraz etmek</strong> : hedeflenen bir şeyi kazanmak, elde etmek<br /> <strong>ilham</strong> : Allah tarafından insanın kalbine indirilen mânâ<br /> <strong>irfan</strong> : bilgi, kültür; anlayış </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">irşad</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : doğru yolu gösterme<br /> <strong>istiğrak</strong> : Allah aşkıyla kendinden geçme hâli<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">istirham eylemek</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : rica etmek<br /> <strong>kasvet</strong> : sıkıntı<br /> <strong>kemâl</strong> : kusursuzluk, mükemmellik<br /> <strong>kudsî</strong> : yüce, kutsal<br /> <strong>küfür</strong> : inkâr, hakkı kabul etmeme<br /> <strong>mâbed</strong> : ibadet edilen yer<br /> <strong>maddiyat</strong> : maddi şeyler</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">malûm-u fâzılâneleri</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : “faziletli şahsiyetlerinizce bilinen” anlamında Üstada yönelik bir saygı ifadesi<br /> <strong>manzume</strong> : vezinli ve kafiyeli söz, şiir<br /> <strong>mes’ut</strong> : mutlu<br /> <strong>mesrur eylemek</strong> : sevinçli, mutlu etmek<br /> <strong>mu’cizevî</strong> : bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz ve hayrette bırakır şekilde </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">mufassal</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : ayrıntılı<br /> <strong>muhal</strong> : imkânsız<br /> <strong>muhit</strong> : çevre, bölge<br /> <strong>muhterem</strong> : hürmete lâyık, saygıdeğer<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">mukaddes</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : kutsal, yüce<br /> <strong>mücahit</strong> : cihad eden, din uğrunda çaba harcayan kimse</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">mücehhez</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : donanmış<br /> <strong>mükerrem</strong> : ikram edilen, saygı gösterilen<strong> </strong></span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>müstakbel</strong> : gelecek</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">müstakil</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : bağımsız, başlı başına<br /> <strong>müstesna</strong> : benzeri olmayan, sıradışı </span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>müşfik</strong> : şefkatli</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">nâil olmak</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : ulaşmak, erişmek<br /> <strong>neşriyat</strong> : yayın, yayma<br /> <strong>nihayetsiz</strong> : sınırsız, sonsuz<br /> <strong>niyaz eylemek</strong> : dua etmek, yalvarıp yakarmak </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Nurdan Sesler</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : Ali Ulvi Kurucu tarafından yazılan bir şiirin başlığı<br /> <strong>pürnur</strong> : nur dolu, nurlu<br /> <strong>Rabbü’l-Âlemîn</strong> : âlemlerin Rabbi olan Allah<br /> <strong>saadet</strong> : mutluluk<br /> <strong>sadakat</strong> : bağlılık, doğruluk</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">salih</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : dinin emir ve yasaklarına uygun hareket eden, Allah’ın sevgili kulu<br /> <strong>sed</strong> : engel<br /> <strong>selâmet</strong> : esenlik, güven </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">serapa</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : tepeden tırnağa, baştan başa<br /> <strong>sıhhat</strong> : sağlık<br /> <strong>sırr-ı Sübhânî</strong> : her türlü eksiklikten, kusur ve çirkinlikten yüce olan Allah’a ait sır </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">sükût</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : sessiz kalma, susma<br /> <strong>şâd ve handan eylemek</strong> : memnun ve mutlu etmek<br /> <strong>şirk</strong> : Allah’a ortak koşma<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">şuurlu</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : bilinçli<br /> <strong>tahakkuk</strong> : gerçekleşme</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">takdim etmek</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : sunmak<br /> <strong>târümar eylemek</strong> : dağınık, perişan etmek </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">tebliğ</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : bildirme, ulaştırma<br /> <strong>tecellî</strong> : görünme, yansıma<br /> <strong>tefekkür</strong> : Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde düşünme </span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>tenvir</strong> : aydınlatma, nurlandırma</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">teşkil eden</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : oluşturan<br /> <strong>tevhid</strong> : birleme, her şeyin bir olan Allah’a ait olması<br /> <strong>vasfetme</strong> : bir şeyin özelliklerini ifade etme<br /> <strong>vasıflandırmak</strong> : nitelendirmek<br /> <strong>vecd</strong> : kendini kaybedercesine İlâhî aşka dalma, coşku hâli<strong> </strong></span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>veli</strong> : Allah dostu</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">yegâne</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : tek, eşsiz<br /> <strong>yeis</strong> : ümitsizlik<br /> <strong>zarfında</strong> : içinde<br /> <strong>zerre</strong> : atom, maddenin en küçük parçası<br /> <strong>zulmet</strong> : karanlık</span><br /> <br /> </td></tr></table><p></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">Tertib-i mukaddematta "tefviz" tenbelliktir, terettüb-ü neticede tevekküldür. Semere-i sa'yine ve kısmetine rıza; kanaattır, meyl-i sa'yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa, dun-himmetliktir. </span></span></p><p> </p><p> <span style="color: black"><span style="font-family: 'Calibri'">(Bediüzzaman Said Nursi - Hakikat Çekirdekleri'nden 95) </span></span></p><p> </p><p> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">Lügatler</span></u></strong></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Dûn himmetlik</strong> :gayretsizlik, himmetsizlik</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Hakikat: </strong>gerçek</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>İktifa</strong> :yetinme</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Kanaat </strong>:helalle yetinmek, kısmetine razı olmak, aç gözlü olmamak, tatmin olmak, inanmak</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>kısmet </strong><img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite7" alt=":p" title="Stick out tongue :p" loading="lazy" data-shortname=":p" />ay, bahşiş, nasip, taksim edilen kısım</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Mevcud </strong>:var olan</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Meyl-i sa’y</strong> :</span><span style="font-family: 'Calibri'">çalışma eğilimi, isteği</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Rıza :</strong>hoşnut olmak, memnun olmak</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Semere-i sa’y</strong> :</span><span style="font-family: 'Calibri'">çalışmanın meyvesi, neticesi</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Tefviz </strong>:</span><span style="font-family: 'Calibri'">yetki ve sorumluluğu başkasına veya Allah’a havale etme</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Terettüb-ü netice</strong> :</span><span style="font-family: 'Calibri'">sonuç olarak ortaya çıkma</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Tertib-i mukaddemat</strong> :</span><span style="font-family: 'Calibri'">bir sonuca ulaşmak için uyulması gerekli olan sebepler sırası</span></p><p> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>Tevekkül</strong> :sebebleri işledikten sonra işi başkasına bırakmak, Allah’a güvenme ve Onu vekil kabul etme</span></p><p> </p><p></p><p></p><p><span style="color: #888888"> -- </span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="uður1, post: 268750, member: 1016557"] [B][FONT=Calibri][U]TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ[/U][/FONT][/B] [B][U][FONT=Calibri]13.7.RİSALE-İ NUR VE HARİÇ MEMLEKETLER(DEVAMI)[/FONT][/U][/B] [TABLE] [TR] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [FONT=Calibri][B]Medine-i Münevvere’de bulunan ve Nur’un hakikatini tam anlayan ve İslâmiyete hizmet eden bir zâtın mektubudur.[/B] Gönüller fâtihi, pek muhterem ve mükerrem Üstadımız Hazretleri, Mübarek ellerinizden öper, bütün aziz ve sadakatli talebelerinizle beraber sıhhat ve selâmette daim olmanızı bârigâh-ı Kibriyâdan niyaz eylerim. Müslümanlar için en büyük bir bayram diye ancak vasıflandırılabilen beraatiniz, bütün Nurcuları şâd ve handan eylediği gibi, bendenizi de dünyalar kadar memnun ve mesrur eylemiştir. Nasıl memnun etmesin ki, sizin eserlerinizle birlikte beraatiniz demek, ruhun maddiyata, nurun zulmete, imânın küfre, hakkın bâtıla, tevhidin şirke ve irfanın cehle galip gelmesi demektir. Yıllardan beri önüne sıradağlar gibi engeller, korkunç uçurumlar gibi mâniler konulan “Nur çağlayanı”, en sonunda mu’cizevî bir şekilde bütün sedleri yıkmış, mânileri aşmış, nur ile bütün zulmetleri târümar eylemiştir. “Mu’cizevî harikalarla doğan İlâhî tecellîlerin vasfında kalemler kırılır, fikirler gürülder, ilhamlar yanar, kül olur” derlerdi. Hakikaten bendeniz, şimdi bu müstesna zaferin karşısında aynı aczi bütün varlığımla hissediyorum. Zira tefekkür ve ilhamıma nihayetsiz bir ufuk açılıyor. Cihan, muhteşem bir “Nur mâbedini” andırıyor. Civarımdaki herşey, her yer derin vecd ve istiğraklarla gaşyolmuş bir halde... Her zerrede, [SUP][COLOR=#cc0000]1[/COLOR][/SUP] [/FONT][B][FONT=Times New Roman]وَاِنْ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]مِنْ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]شَىْءٍ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]اِلاَّ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]يُسَبِّحُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]بِحَمْدِهِ[/FONT][/B][FONT=Calibri] sırr-ı Sübhânîsi tecelli ediyor... Binaenaleyh bilmiyorum, bu mes’ut hadiseyi şanlı bir zafer, şahane bir fetih, İlâhî bir kurtuluş, cihanşümul bir bayram diye mi vasıflandırayım? Zira kudsî [/FONT][FONT=Calibri]dâvânın kazanmış olduğu bu İlâhî zafer, bütün İslâm ve insanlık dünyasındaki mücahitlerin azimlerine kuvvet, ruhlarına can, imânlarına hız ve heyecan vermiştir. Evet, azim ve imanları, aşk ve emelleri henüz kemale ermemiş olan birçok Müslümanlar, maalesef acıklı bir yeis içinde idiler. Böyle bir zaferin tahakkukunu, hayal ve muhal görüyorlardı. Fakat bütün feyiz ve nurunu insanlığı tenvir ve irşad için İlâhî bir güneş halinde Arş-ı Âzamın pürnur ufuklarından inen Kur’ân-ı Kerîmden alan Nur neşriyatı, durgun gölleri andıran gönülleri deryalar gibi coşturmuş, kasvet ve hicran yıllarının ümit ve emellere vurduğu müthiş zincirleri kırmıştır. O nur kaynağından fışkıran o serapa feyiz ve hikmetler saçan eserler, hislerin, fikirlerin ve bilhassa alevler içinde yanan ruh ve vicdanların ezelî ve ebedî ihtiyaçlarına cevap verdiği gibi, onları dalga dalga boğucu karanlıklar muhitinden, ter temiz ve pırıl pırıl nur ufuklarına çıkarmıştır. Yıllarca devam eden uzun bir sükût, derin bir gaflet ve boğucu bir zulmetten sonra İlâhî bir güneş halinde parlayan bu kudsî zafer, nur için yol aramakta olan perişan beşeriyetin yakın bir gelecekte uyanacağını müjdelemektedir. Çünkü, din ihtiyacı sırf Müslümanların değil, bil’umum insanların ezelî ve ebedî ihtiyacıdır. Bugün bedbaht insanlık, din nimetinden mahrum olmanın sürekli hicran ve felâketlerini bağrı yanarak çekmektedir. Bu acıklı buhranın korkunç neticesidir ki, çeyrek asır zarfında iki büyük harbe girmiş ve üçüncüsünün de kapısını çalmak çılgınlığını göstermektedir. Artık bütün insanları kardeş yaparak yemyeşil cennetlerin nurlu ufuklarından esen refah ve saadet, huzur ve âsâyiş rüzgârıyla dalgalanan âlem-şümûl bir bayrak altında toplayacak olan yegâne kuvvet, İslâmdır. Zira beşeriyetin bugünkü hali, tıpkı İslâmdan evvelki insan cemiyetlerinin acıklı halidir. Bunun için insanlığı o günkü ebedî felâketten kurtaran İslâm, bugün de kurtarabilir… Evet, milyonların, milyarların kalbinde asırlardan beri kanamakta olan o derin yarayı saracak yegâne müşfik el, İslâmdır. Her ne kadar ufuklarda zaman zaman bazı uydurma ışıklar görülüyorsa da, müstakbel, bütün nur ve feyzini güneşlerden değil, bizzat Rabbü’l-Âlemînden alan ezelî ve ebedî yıldızındır. O yıldız, dünyalar durdukça duracak ve onu söndürmek isteyenleri yerden yere vuracaktır. Cihan-kıymet Üstadım, Malûm-u fâzılâneleridir ki, son günlerde mukaddes dâvâya hizmet eden bazı tenvir ve irşad hareketleri doğmuş, fakat maalesef hiçbirisi Risale-i Nur Külliyatının gördüğü mühim işi görememiş ve ihraz ettiği İlâhî zaferi kazanamamıştır. Zira bu yol, peygamberlerin, velilerin, âriflerin, salihlerin ve bilhassa cânını cânana seve seve fedâ eden ve sayısı milyonlara sığmayan kahraman şehitlerin mukaddes yoludur. Artık bu çetin yolda yürümek isteyenler, her an karşılarına dikilecek olan müthiş mâniaları daima göz önünde tutmaları lâzımdır. Evet, bu yolda yürüyecek olanların, sizdeki sarsılmak bilmeyen imanla, yüksek ve İlâhî irfanla ve bilhassa harikulâde ihlâs ve feragatle mücehhez olmaları gerektir. Çünkü, bu mühim vâdide Nur dâvâsının takip ettiği tebliğ, tenvir ve irşad usulü bambaşka hususiyetler taşımaktadır. Artık insanın his ve fikrine, ruh ve vicdanına bambaşka ufuklar açacak olan bu derin bahsi, dua buyurun da, müstakil ve mufassal bir eserde aziz ve gönüldaşlarımıza arz etmek şerefine nâil olayım. Çünkü, bu nurlu bahis o kadar derin ve o derece mühimdir ki, böyle birkaç sahifelik mektup ve makalelerle asla ifade edilemez. İman ve Kur’ân nuru ile ter temiz gönlünü fethettiğiniz gençlik, İlâhî zaferinizin en parlak delilini teşkil eden en mühim varlık ve en kıymetli cevherdir. “Nurdan Sesler”in hemen her mısraında, asîl ve şuurlu ruhuna hitap ettiğim tertemiz gençlik, işte bu hak ve hakikatın bağrı yanık âşığı olan gençliktir. Nurlu dâvânın kazanmış olduğu bu son zaferin verdiği bütün vecdle dolu bir ilhamla yazdığım şu manzumeyi (*) takdim ediyorum. Kabulünü rica ve istirham eylerim. Tekrar tekrar ellerinizden öper, kıymetli dualarınızı beklerim, pek muhterem Üstadım Hazretleri.[/FONT] [FONT=Calibri]Mânevi evlâtlarınızdan Ali Ulvi[/FONT] [B][U][COLOR=#990000][FONT=Calibri]Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :[/FONT][/COLOR][/U][/B] [FONT=Calibri][SUP][COLOR=#cc0000]1[/COLOR][/SUP][COLOR=#cc0000] [/COLOR]: “Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.[/FONT][COLOR=#cc0000][FONT=Georgia] [/FONT][/COLOR] [FONT=Calibri][COLOR=#cc0000](*) [/COLOR]: (*) “Gönüller Fatihi Büyük Üstada” başlıklı olan bu manzume, Mektubat’ın ve İhlâs Risalelerinin âhirindedir.[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [/TD] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [B][U][FONT=Calibri]Lügatler : [/FONT][/U][/B] [FONT=Calibri][B]acz[/B] : acizlik, güçsüzlük[/FONT] [FONT=Calibri][B]âlem-şümûl[/B] : dünya çapında, evrensel[/FONT] [B][FONT=Calibri]ârif[/FONT][/B][FONT=Calibri] : ilim ve irfan sahibi, bilgide ileri olan [B]Arş-ı Âzam[/B] : Cenâb-ı Hakkın büyüklük ve yüceliğinin en geniş, en azam şekilde tecelli ettiği yer[/FONT] [B][FONT=Calibri]arz etmek[/FONT][/B][FONT=Calibri] : söylemek, ifade etmek [B]âsâyiş[/B] : bir yerin düzen ve güvenlik içinde bulunması durumu, düzenlilik, güvenlik [B]asır[/B] : yüzyıl [B]azim[/B] : gayret, kararlı olma [B]aziz[/B] : çok değerli, izzetli[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]bahis[/FONT][/B][FONT=Calibri] : konu [B]bârigâh-ı Kibriyâ[/B] : Cenâb-ı Hakkın sonsuz büyüklüğünün tecellî ettiği yüceler yücesi makam [B]bâtıl[/B] : İslâmiyete göre doğru olmayan, hak olmayan[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]bedbaht[/FONT][/B][FONT=Calibri] : kötü bahtlı, talihsiz [B]beraat[/B] : temize çıkma, suçsuz olduğunun anlaşılması[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]beşeriyet[/FONT][/B][FONT=Calibri] : insanlık [B]bil’umum[/B] : bütün, genel olarak [B]bilhassa[/B] : özellikle [B]binaenaleyh[/B] : bundan dolayı[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]buhran[/B] : bunalım, zor durum[/FONT] [B][FONT=Calibri]cânan[/FONT][/B][FONT=Calibri] : sevgili [B]cehl[/B] : cahillik, bilgisizlik[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]cemiyet[/B] : topluluk[/FONT] [B][FONT=Calibri]cevher[/FONT][/B][FONT=Calibri] : maden; öz [B]cihan[/B] : dünya[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]cihan-kıymet[/FONT][/B][FONT=Calibri] : dünya değerinde [B]cihanşümul[/B] : dünya çapında, evrensel[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]derya[/FONT][/B][FONT=Calibri] : deniz [B]ebedî[/B] : sonu olmayan, sonsuz [B]emel[/B] : arzu, istek [B]ezelî[/B] : başlangıcı olmayan, sonsuz[/FONT] [B][FONT=Calibri]feragat[/FONT][/B][FONT=Calibri] : fedakarlık, hakkından vazgeçme [B]fethetme[/B] : bir yeri veya bölgeyi ele geçirme [B]fetih[/B] : açma; bir beldeyi fethetme[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]feyiz[/FONT][/B][FONT=Calibri] : bolluk, bereket, lütuf [B]gaflet[/B] : âhirete, Allah’ın emir ve yasaklarına duyarsız davranma hâli, umursamazlık [B]galip gelmek[/B] : üstün gelmek [B]gaşyolunmak[/B] : kendinden geçmek[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]hak[/FONT][/B][FONT=Calibri] : doğru, gerçek [B]hakikat[/B] : asıl, esas, gerçek [B]hakikaten[/B] : gerçekten[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]hicran[/B] : keder, büyük üzüntü[/FONT] [FONT=Calibri][B]hikmet[/B] : fayda, yarar[/FONT] [B][FONT=Calibri]hususiyet[/FONT][/B][FONT=Calibri] : özellik [B]ihlâs[/B] : ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet [B]ihraz etmek[/B] : hedeflenen bir şeyi kazanmak, elde etmek [B]ilham[/B] : Allah tarafından insanın kalbine indirilen mânâ [B]irfan[/B] : bilgi, kültür; anlayış[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]irşad[/FONT][/B][FONT=Calibri] : doğru yolu gösterme [B]istiğrak[/B] : Allah aşkıyla kendinden geçme hâli[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]istirham eylemek[/FONT][/B][FONT=Calibri] : rica etmek [B]kasvet[/B] : sıkıntı [B]kemâl[/B] : kusursuzluk, mükemmellik [B]kudsî[/B] : yüce, kutsal [B]küfür[/B] : inkâr, hakkı kabul etmeme [B]mâbed[/B] : ibadet edilen yer [B]maddiyat[/B] : maddi şeyler[/FONT] [B][FONT=Calibri]malûm-u fâzılâneleri[/FONT][/B][FONT=Calibri] : “faziletli şahsiyetlerinizce bilinen” anlamında Üstada yönelik bir saygı ifadesi [B]manzume[/B] : vezinli ve kafiyeli söz, şiir [B]mes’ut[/B] : mutlu [B]mesrur eylemek[/B] : sevinçli, mutlu etmek [B]mu’cizevî[/B] : bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz ve hayrette bırakır şekilde[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]mufassal[/FONT][/B][FONT=Calibri] : ayrıntılı [B]muhal[/B] : imkânsız [B]muhit[/B] : çevre, bölge [B]muhterem[/B] : hürmete lâyık, saygıdeğer[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]mukaddes[/FONT][/B][FONT=Calibri] : kutsal, yüce [B]mücahit[/B] : cihad eden, din uğrunda çaba harcayan kimse[/FONT] [B][FONT=Calibri]mücehhez[/FONT][/B][FONT=Calibri] : donanmış [B]mükerrem[/B] : ikram edilen, saygı gösterilen[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]müstakbel[/B] : gelecek[/FONT] [B][FONT=Calibri]müstakil[/FONT][/B][FONT=Calibri] : bağımsız, başlı başına [B]müstesna[/B] : benzeri olmayan, sıradışı[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]müşfik[/B] : şefkatli[/FONT] [B][FONT=Calibri]nâil olmak[/FONT][/B][FONT=Calibri] : ulaşmak, erişmek [B]neşriyat[/B] : yayın, yayma [B]nihayetsiz[/B] : sınırsız, sonsuz [B]niyaz eylemek[/B] : dua etmek, yalvarıp yakarmak[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]Nurdan Sesler[/FONT][/B][FONT=Calibri] : Ali Ulvi Kurucu tarafından yazılan bir şiirin başlığı [B]pürnur[/B] : nur dolu, nurlu [B]Rabbü’l-Âlemîn[/B] : âlemlerin Rabbi olan Allah [B]saadet[/B] : mutluluk [B]sadakat[/B] : bağlılık, doğruluk[/FONT] [B][FONT=Calibri]salih[/FONT][/B][FONT=Calibri] : dinin emir ve yasaklarına uygun hareket eden, Allah’ın sevgili kulu [B]sed[/B] : engel [B]selâmet[/B] : esenlik, güven[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]serapa[/FONT][/B][FONT=Calibri] : tepeden tırnağa, baştan başa [B]sıhhat[/B] : sağlık [B]sırr-ı Sübhânî[/B] : her türlü eksiklikten, kusur ve çirkinlikten yüce olan Allah’a ait sır[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]sükût[/FONT][/B][FONT=Calibri] : sessiz kalma, susma [B]şâd ve handan eylemek[/B] : memnun ve mutlu etmek [B]şirk[/B] : Allah’a ortak koşma[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]şuurlu[/FONT][/B][FONT=Calibri] : bilinçli [B]tahakkuk[/B] : gerçekleşme[/FONT] [B][FONT=Calibri]takdim etmek[/FONT][/B][FONT=Calibri] : sunmak [B]târümar eylemek[/B] : dağınık, perişan etmek[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]tebliğ[/FONT][/B][FONT=Calibri] : bildirme, ulaştırma [B]tecellî[/B] : görünme, yansıma [B]tefekkür[/B] : Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde düşünme[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]tenvir[/B] : aydınlatma, nurlandırma[/FONT] [B][FONT=Calibri]teşkil eden[/FONT][/B][FONT=Calibri] : oluşturan [B]tevhid[/B] : birleme, her şeyin bir olan Allah’a ait olması [B]vasfetme[/B] : bir şeyin özelliklerini ifade etme [B]vasıflandırmak[/B] : nitelendirmek [B]vecd[/B] : kendini kaybedercesine İlâhî aşka dalma, coşku hâli[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]veli[/B] : Allah dostu[/FONT] [B][FONT=Calibri]yegâne[/FONT][/B][FONT=Calibri] : tek, eşsiz [B]yeis[/B] : ümitsizlik [B]zarfında[/B] : içinde [B]zerre[/B] : atom, maddenin en küçük parçası [B]zulmet[/B] : karanlık[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [/TD] [/TR] [/TABLE] [FONT=Calibri] [/FONT] [COLOR=black][FONT=Calibri]Tertib-i mukaddematta "tefviz" tenbelliktir, terettüb-ü neticede tevekküldür. Semere-i sa'yine ve kısmetine rıza; kanaattır, meyl-i sa'yi kuvvetlendirir. Mevcuda iktifa, dun-himmetliktir. [/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Calibri](Bediüzzaman Said Nursi - Hakikat Çekirdekleri'nden 95) [/FONT][/COLOR] [B][U][FONT=Calibri]Lügatler[/FONT][/U][/B] [FONT=Calibri][B]Dûn himmetlik[/B] :gayretsizlik, himmetsizlik[/FONT] [FONT=Calibri][B]Hakikat: [/B]gerçek[/FONT] [FONT=Calibri][B]İktifa[/B] :yetinme[/FONT] [FONT=Calibri][B]Kanaat [/B]:helalle yetinmek, kısmetine razı olmak, aç gözlü olmamak, tatmin olmak, inanmak[/FONT] [FONT=Calibri][B]kısmet [/B]:pay, bahşiş, nasip, taksim edilen kısım[/FONT] [FONT=Calibri][B]Mevcud [/B]:var olan[/FONT] [FONT=Calibri][B]Meyl-i sa’y[/B] :[/FONT][FONT=Calibri]çalışma eğilimi, isteği[/FONT] [FONT=Calibri][B]Rıza :[/B]hoşnut olmak, memnun olmak[/FONT] [FONT=Calibri][B]Semere-i sa’y[/B] :[/FONT][FONT=Calibri]çalışmanın meyvesi, neticesi[/FONT] [FONT=Calibri][B]Tefviz [/B]:[/FONT][FONT=Calibri]yetki ve sorumluluğu başkasına veya Allah’a havale etme[/FONT] [FONT=Calibri][B]Terettüb-ü netice[/B] :[/FONT][FONT=Calibri]sonuç olarak ortaya çıkma[/FONT] [FONT=Calibri][B]Tertib-i mukaddemat[/B] :[/FONT][FONT=Calibri]bir sonuca ulaşmak için uyulması gerekli olan sebepler sırası[/FONT] [FONT=Calibri][B]Tevekkül[/B] :sebebleri işledikten sonra işi başkasına bırakmak, Allah’a güvenme ve Onu vekil kabul etme[/FONT] [COLOR=#888888] -- [/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Tefeül...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst