Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Tefeül...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="uður1" data-source="post: 263726" data-attributes="member: 1016557"><p><strong><span style="font-family: 'Calibri'"><u>TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ</u></span></strong> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">12.4.BEDİÜZZAMAN VE RİSALE-İ NUR(DEVAMI)</span></u></strong></p><p> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">İslâmiyet düşmanlarının yaptıkları taarruz ve hilâf-ı hakikat menfî propagandalarına mukabil üniversite Nur talebelerinin bir açıklamasıdır.(Devamı)</span></u></strong></p><p> </p><table style='width: 100%'><tr><td> <span style="font-family: 'Calibri'">Nurlara olan taarruzların bir zararı olsa, yirmi faidesi vardır. Elbette yirmi kazanca karşı bir zarar hiç hükmündedir. Taarruzlar ancak ve ancak Nurun neşriyat ve fütuhatının genişlemesine, inkişafına sebeptir ve millet-i İslâmiye nazarında itimat ve emniyet kazanmasına medardır. Risale-i Nur’un Anadolu genişliğinde ve âlem-i İslâm vüs’atında ve Avrupa ve Amerika çapındaki maddî ve mânevî tesirat ve fütuhatına ve neşriyatına şahit olan İslâmiyet düşmanları yine bazı taarruzlar yapmışlar. Aldığımız haberlere göre, bu taarruzlardan sonra, hususan şark vilâyetlerinde, eskisine nazaran Nurun fütuhatı on gün içinde on misli fazlalaşmış. Hem böylelikle halkın nazar-ı dikkati Risale-i Nur’a ve Üstadımıza çevrilmiş, uyuyanlar uyanmış, tembeller harekete gelmiş, ihtiyatsızlar ihtiyata muvaffak olmuşlardır. Bu acı taarruzlar gelip geçici olmakla beraber, sırf bir korku ve evham yaymak kastıyla yapılan vesileler ve desiseli manevralardır. Ahmak din düşmanları güya Nur talebelerini korkutmak sevdasıyla resmî kimseleri aldatıp tahrik ve âlet etmeye çalışıyorlar. Acaba o gafiller bilmiyorlar mı ki, bizler Nur’un talebeleriyiz? Dinsizlerin, masonların, komünistlerin mâhiyeti gayet derecede zayıftır. Zahiren kuvvetli gibi görünmeleri, serseri bir çocuğun bir haneyi bir kibritle mahvetmesi gibi tahribatla iş görmelerindendir. Evet, onlar son derece zayıftırlar; çünkü, bir serçe kuşu kadar iktidarı olmayan kendi varlıklarına güvenirler. Hem son derece zillet, meskenet ve aşağılık içindedirler; çünkü, insanlara kul-köle olup, onlara mürailik, riyakârlık ve dalkavukluk ediyorlar. Ehl-i iman ise, hususan tahkikî iman ile imanı inkişaf edenler, kavîdirler, muazzezdirler. Onların herbiri bir abd-i aziz ve bir abd-i küllîdirler; çünkü onlar, bir Kadîr-i Zülcelâle ve bir Hakîm-i Zülkemâle ve bir Hâlık-ı Kâinat’a ve bir <strong>[SUP]<span style="color: #cc0000">1</span>[/SUP]</strong> </span><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">رَبُّ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">السَّمٰواَتِ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">وَاْلاَرَضِ</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> ’a ve bir <strong>[SUP]<span style="color: #cc0000">2</span>[/SUP]</strong> </span><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">وَهُوَ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">عَلٰى</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">كُلِّ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">شَىْءٍ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">قَدِيرٌ</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> ’e ibadet ederler, kulluk ederler... O’na intisap ederler, hem istinat ederler.<br /> <br /> Bu gizli din düşmanları ve münafıklar çoktandır anladılar ki, Nur talebelerinin kefenleri boyunlarındadır. Onları Risale-i Nur’dan ve Üstadlarından ayırmak kabil değildir. Bunun için şeytanî plânlarını, desiselerini değiştirdiler. Bir zayıf damarlarından veya sâfiyetlerinden istifade ederiz fikriyle aldatmak yolunu tuttular. O münafıklar veya o münafıkların adamları veya adamlarına aldanmış olanlar dost suretine girerek, bazan da talebe şekline girerek derler ve dedirtirler ki: “Bu da İslâmiyete hizmettir; bu da onlarla mücadeledir. Şu malûmatı elde edersen, Risale-i Nur’a daha iyi hizmet edersin. Bu da büyük eserdir” gibi birtakım kandırışlarla, sırf o Nur talebesinin Nurlarla olan meşguliyet ve hizmetini yavaş yavaş azaltmakla ve başka şeylere nazarını çevirip, nihayet Risale-i Nur’a çalışmaya vakit bırakmamak gibi tuzaklara düşürmeye çalışıyorlar. Veyahut da maaş, servet, mevki, şöhret gibi şeylerle aldatmaya veya korkutmakla hizmetten vazgeçirmeye gayret ediyorlar.<br /> <br /> Risale-i Nur, dikkatle okuyan kimseye öyle bir fikrî, ruhî, kalbî intibah ve uyanıklık veriyor ki, bütün böyle aldatmalar, bizi Risale-i Nur’a şiddetle sevk ve teşvik ve o dessas münafıkların maksatlarının tam aksine olarak bir tesir ve bir netice hâsıl ediyor. Fesübhanallah! Hattâ öyle Nur talebeleri meydana gelmektedir ki, asıl halis niyet ve kudsî gayeden sonra, bir sebep olarak da, münafıkların mezkûr plânlarının inadına, rağmına dünyayı terk edip kendini Risale-i Nur’a vakfediyor ve Üstadımızın dediği gibi diyorlar: “Zaman, İslâmiyet fedaisi olmak zamanıdır.”</span><br /> <strong>[SUP]<span style="font-family: 'Times New Roman'">3</span>[/SUP]</strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">اَلْحَمْدُ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">ِللهِ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">هٰذَا</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">مِنْ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">فَضْلِ</span></strong><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> </span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">رَبِّى</span></strong><br /> <br /> <span style="font-family: 'Calibri'">Bizim hizmet-i imaniyeye nazaran cam parçaları hükmündeki siyasetle alâkamız yoktur. Diyanet Riyaseti ehl-i vukuf raporunda, “Risale-i Nur kitaplarında siyaseti alâkadar eden mevzular yoktur” demiştir. Hattâ o zaman, yine Afyon Savcısı da iddianamesinde, “Bediüzzaman ve talebelerinin faaliyeti siyasî değildir” diye hükmetmiştir. Evet, Risale-i Nur şakirtlerinin meşgul olduğu vazife, en muazzam olan mesail-i dünyeviyeden daha büyüktür. Siyasetle uğraşmaya vaktimiz yoktur. Yüz elimiz de olsa, ancak Nura kâfi gelir. Amerika, İngiliz kadar servetimiz de olsa, yine imanı kurtarmak dâvâsına hasredeceğiz. Hem birtakım siyasî işlerle veya bir takım bâtıl cereyanlarla ve fikirlerle uğraşmaya zamanımız yoktur. Ömrümüz kısadır, vaktimiz dardır. Üstadımızın dediği gibi, “Fena şeylerle meşguliyet fena tesir eder, fena iz bırakır.” Hususan böyle bir asırda “Bâtılı iyice tasvir etmek sâfi zihinleri idlâldir.” Evet, menfilikleri öğrenerek mücadele edeceğim gibi saf bir niyetle başlayıp menfi şeylerle meşgul ola ola dinî bağları ve dinî salâbet ve sadakati eski haline nazaran gevşemiş olanlar olmuştur.<br /> <br /> Risale-i Nur, nuru yerleştirerek zulmeti izale ediyor, yok ediyor. İyiyi öğreterek, fenayı fark ve tefrik ettiriyor ve vazgeçiriyor. Hakikati ders vermekle bâtıldan kurtarıyor ve bâtıldan mahfuz kılıyor.<br /> <br /> Hülâsa-i kelâm: Biz, ancak Nurlarla meşgulüz. Biz mücevherat-ı Kur’âniye ile iştigal ediyoruz. Bizler, Kur’ân’ın kâinat vüs’atindeki elmas gibi hakikatlerine çalışıyoruz. Bizler ancak bâkiye hizmet ediyoruz. Bizler fâni şeylere emek sarf etmeyiz. Bizim Risale-i Nur’la olan hizmet-i imaniyemiz, başka şeylerle iştigalimize ihtiyaç bırakmıyor, herşeye kâfi geliyor…<br /> <br /> <strong>Elhasıl:</strong> Üstadımız Bediüzzaman’la ve Risale-i Nur’la mücadele eden insafsız gizli din düşmanları, acz-i mutlakla ebede kadar mağlûbiyettedirler. Bediüzzaman ve Risale-i Nur ise, ebediyen muzaffer ve muvaffaktır. Şahsı çürütmeye çalışmakla Risale-i Nur çürütülemez. Zira, Risale-i Nur, bizatihî hüccet ve burhandır. Onu ve onun müellifini çürütmeye çalışanlar, çürümeye mahkûm olmuşlardır. Nümunesi, tarih muvacehesinde meydandadır. Ve hem de çürüyeceklerdir. Risale-i Nur’daki yüksek hakikat, Risale-i Nur’u ebede kadar payidar kılacaktır…</span><br /> [h=3]<u><span style="font-family: 'Calibri'">Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :</span></u>[/h] <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>[SUP]<span style="color: #cc0000">1</span>[/SUP] </strong>: Göklerin ve yerin Rabbi, terbiye edicisi. Zuhruf Sûresi, 43:82; Duhan Sûresi, 44:7. <br /> <strong>[SUP]<span style="color: #cc0000">2</span>[/SUP]<span style="color: #cc0000"> </span></strong>: Onun gücü herşeye yeter. Rum Sûresi, 30:50; Şûrâ Sûresi, 42:9. <br /> <strong>[SUP]<span style="color: #cc0000">3</span>[/SUP] </strong>: Allah’a hamd olsun ki, bu Rabbimin bir ihsanıdır.</span><br /> <br /> </td><td> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">Lügatler : </span></u></strong><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>abd-i aziz</strong> : izzetli kul, Allah’tan başka kimseye minnet duymayan kul<br /> <strong>abd-i küllî</strong> : bütün varlıkların ibadetlerini kendi şahsında temsil eden kul</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">acz-i mutlak</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : sonsuz derecede âcizlik, güçsüzlük<br /> <strong>âlem-i İslâm</strong> : İslâm dünyası </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">bâki</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : devamlı ve kalıcı<br /> <strong>bâtıl</strong> : hak ve doğru olmayan, yalan, çirkin<br /> <strong>bizatihî</strong> : bizzat, kendisi<br /> <strong>burhan</strong> : güçlü ve sarsılmaz delil, kanıt<br /> <strong>cereyan</strong> : akım, hareket<br /> <strong>dalkavukluk</strong> : yağ çekme, yaltaklanma<br /> <strong>desise</strong> : hile, aldatma</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>dessas</strong> : hileci, hilekâr, aldatıcı</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Diyanet Riyaseti</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : Diyanet İşleri Başkanlığı<br /> <strong>ebed</strong> : sonu olmayan, sonsuzluk<br /> <strong>ebediyen</strong> : sonsuza dek<br /> <strong>ehl-i iman</strong> : Allah’a ve Allah’tan gelen her şeye inanan kimseler, mü’minler </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">ehl-i vukuf</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : bilirkişi<br /> <strong>elhasıl</strong> : kısaca, özetle<br /> <strong>emniyet</strong> : güven<br /> <strong>evham</strong> : kuruntular, şüpheler<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">fâni</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : geçici, ölümlü<br /> <strong>fedai</strong> : canını esirgemeyen, bir dava uğruna değerli şeylerini vermeye hazır bulunan</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">fena</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : geçici, ölümlü<br /> <strong>fesübhânallah</strong> : “Allah her türlü eksiklikten sonsuz derecede yücedir” anlamında kullanıp hayret ve hayranlığı ifade eden kelime<br /> <strong>fikrî</strong> : düşünceye ait, düşünceyle ilgili<br /> <strong>fütuhat</strong> : fetihler, zaferler<br /> <strong>gafil</strong> : duyarsız, sorumsuz, umursamaz<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">hakikat</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : hak, doğru, gerçek<br /> <strong>Hakîm-i Zülkemâl</strong> : sonsuz mükemmellik sahibi olan ve her şeyi hikmetle yaratan Allah<br /> <strong>Hâlık-ı Kâinat</strong> : evreni ve bütün varlıkları yaratan Allah<br /> <strong>halis</strong> : katıksız, saf<br /> <strong>hâsıl etme</strong> : meydana getirme</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">hasretme</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : ayırma, özgü kılma<br /> <strong>hizmet-i imaniye</strong> : iman hizmeti<br /> <strong>hususan</strong> : bilhassa, özellikle<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">hüccet</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : sağlam delil, kanıt<br /> <strong>hükmünde</strong> : konumunda </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">hülâsa-i kelâm</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : sözün özü, kısası<br /> <strong>iddianame</strong> : iddia yazısı<br /> <strong>idlâl</strong> : doğru yoldan çıkarma, saptırma<br /> <strong>ihtiyat</strong> : önlem alma, tedbirli hareket etme<br /> <strong>iktidar</strong> : güç, kudret<br /> <strong>inkişaf</strong> : açığa çıkma, gelişme<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">intibah</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : uyanma, uyanıklık<br /> <strong>intisap</strong> : bağlanma<br /> <strong>istifade</strong> : faydalanma<br /> <strong>istinat</strong> : dayanma</span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">iştigal etme</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : meşgul olma, uğraşma<br /> <strong>iştiyak</strong> : çok kuvvetli arzu ve istek<br /> <strong>itimat</strong> : güven<strong> </strong></span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>izale</strong> : giderme, kaldırma, yok etme<br /> <strong>kabil</strong></span><span style="font-family: 'Calibri'"> : mümkün, olabilir<br /> <strong>Kadîr-i Zülcelâl</strong> : sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan ve kudreti her şeyi kuşatan Allah<br /> <strong>kalbî</strong> : kalbe ait<br /> <strong>kast</strong> : amaç, gaye<br /> <strong>kavî</strong> : güçlü, kuvvetli<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">kudsî</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : yüce, kutsal, mukaddes<br /> <strong>mâhiyet</strong> : asıl yapı, temel nitelik ve özellik<br /> <strong>mahvetme</strong> : yok etme </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">maksat</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : gaye, amaç<br /> <strong>malûmat</strong> : bilgi<br /> <strong>manevra</strong> : tatbikat, eğitim<br /> <strong>medar</strong> : dayanak, sebep, vesile<br /> <strong>meskenet</strong> : miskinlik, fakirlik </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">mezkûr</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : anılan, sözü geçen<br /> <strong>millet-i İslâmiye</strong> : İslâm milleti; Müslümanlar<br /> <strong>misil</strong> : benzer, eş değer<br /> <strong>muazzez</strong> : çok aziz, çok değerli ve şerefli<br /> <strong>muvaffak olma</strong> : başarılı olma<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">mücadele</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : uğraşma, çabalama<br /> <strong>münafık</strong> : iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış görünen<br /> <strong>mürâilik</strong> : gösteriş, ikiyüzlülük<br /> <strong>nail olma</strong> : erişme<br /> <strong>nazar</strong> : göz, bakış<br /> <strong>nazaran</strong> : bakarak, –göre<br /> <strong>nazar-ı dikkat</strong> : dikkate alma, dikkatle bakma<br /> <strong>neşriyat</strong> : yayma, yayınlama </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Nurlar</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : Risale-i Nur Külliyatı<br /> <strong>Rabbü’s-Semâvâti ve’l-Arz</strong> : gökleri ve yeri terbiye edip tasarrufu ve egemenliği altında bulunduran Rab, Allah<br /> <strong>rağmına</strong> : zıddına, inadına<br /> <strong>resmî</strong> : devlete ait<br /> <strong>riyakâr</strong> : gösterişçi<br /> <strong>ruh u can</strong> : ruh ve can; bütün içtenlik<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">ruhî</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : ruha ait, ruhla ilgili<br /> <strong>sadakat</strong> : bağlılık </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">sâfiyet</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : temizlik, arınmış olma<br /> <strong>sebat</strong> : kararlılık, sabit olma </span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">suret</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : şekil, biçim, görünüş<br /> <strong>Şark</strong> : Doğu<br /> <strong>taarruz</strong> : saldırı, hücum<br /> <strong>tahkikî iman</strong> : araştırarak ve kesin delillere dayanarak elde edilen iman<br /> <strong>tahribat</strong> : tahripler, yıkıp bozmalar<br /> <strong>tahrik</strong> : harekete geçirme, kışkırtma<br /> <strong>tesirat</strong> : tesirler, etkiler<strong> </strong></span><br /> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">teşvik</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> : şevklendirme, cesaretlendirme<br /> <strong>vakfetme</strong> : bağışlama, kendini adama<br /> <strong>vilâyet</strong> : il<br /> <strong>vüs’at</strong> : genişlik<br /> <strong>zahiren</strong> : görünürde<br /> <strong>zillet</strong> : alçaklık, aşağılık</span><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>zulmet : </strong>karanlık</span><br /> </td></tr></table></blockquote><p></p>
[QUOTE="uður1, post: 263726, member: 1016557"] [B][FONT=Calibri][U]TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ[/U][/FONT][/B] [B][U][FONT=Calibri]12.4.BEDİÜZZAMAN VE RİSALE-İ NUR(DEVAMI)[/FONT][/U][/B] [B][U][FONT=Calibri]İslâmiyet düşmanlarının yaptıkları taarruz ve hilâf-ı hakikat menfî propagandalarına mukabil üniversite Nur talebelerinin bir açıklamasıdır.(Devamı)[/FONT][/U][/B] [B][U][FONT=Calibri] [/FONT][/U][/B] [TABLE] [TR] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [FONT=Calibri]Nurlara olan taarruzların bir zararı olsa, yirmi faidesi vardır. Elbette yirmi kazanca karşı bir zarar hiç hükmündedir. Taarruzlar ancak ve ancak Nurun neşriyat ve fütuhatının genişlemesine, inkişafına sebeptir ve millet-i İslâmiye nazarında itimat ve emniyet kazanmasına medardır. Risale-i Nur’un Anadolu genişliğinde ve âlem-i İslâm vüs’atında ve Avrupa ve Amerika çapındaki maddî ve mânevî tesirat ve fütuhatına ve neşriyatına şahit olan İslâmiyet düşmanları yine bazı taarruzlar yapmışlar. Aldığımız haberlere göre, bu taarruzlardan sonra, hususan şark vilâyetlerinde, eskisine nazaran Nurun fütuhatı on gün içinde on misli fazlalaşmış. Hem böylelikle halkın nazar-ı dikkati Risale-i Nur’a ve Üstadımıza çevrilmiş, uyuyanlar uyanmış, tembeller harekete gelmiş, ihtiyatsızlar ihtiyata muvaffak olmuşlardır. Bu acı taarruzlar gelip geçici olmakla beraber, sırf bir korku ve evham yaymak kastıyla yapılan vesileler ve desiseli manevralardır. Ahmak din düşmanları güya Nur talebelerini korkutmak sevdasıyla resmî kimseleri aldatıp tahrik ve âlet etmeye çalışıyorlar. Acaba o gafiller bilmiyorlar mı ki, bizler Nur’un talebeleriyiz? Dinsizlerin, masonların, komünistlerin mâhiyeti gayet derecede zayıftır. Zahiren kuvvetli gibi görünmeleri, serseri bir çocuğun bir haneyi bir kibritle mahvetmesi gibi tahribatla iş görmelerindendir. Evet, onlar son derece zayıftırlar; çünkü, bir serçe kuşu kadar iktidarı olmayan kendi varlıklarına güvenirler. Hem son derece zillet, meskenet ve aşağılık içindedirler; çünkü, insanlara kul-köle olup, onlara mürailik, riyakârlık ve dalkavukluk ediyorlar. Ehl-i iman ise, hususan tahkikî iman ile imanı inkişaf edenler, kavîdirler, muazzezdirler. Onların herbiri bir abd-i aziz ve bir abd-i küllîdirler; çünkü onlar, bir Kadîr-i Zülcelâle ve bir Hakîm-i Zülkemâle ve bir Hâlık-ı Kâinat’a ve bir [B][SUP][COLOR=#cc0000]1[/COLOR][/SUP][/B] [/FONT][B][FONT=Times New Roman]رَبُّ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]السَّمٰواَتِ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]وَاْلاَرَضِ[/FONT][/B][FONT=Calibri] ’a ve bir [B][SUP][COLOR=#cc0000]2[/COLOR][/SUP][/B] [/FONT][B][FONT=Times New Roman]وَهُوَ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]عَلٰى[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]كُلِّ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]شَىْءٍ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]قَدِيرٌ[/FONT][/B][FONT=Calibri] ’e ibadet ederler, kulluk ederler... O’na intisap ederler, hem istinat ederler. Bu gizli din düşmanları ve münafıklar çoktandır anladılar ki, Nur talebelerinin kefenleri boyunlarındadır. Onları Risale-i Nur’dan ve Üstadlarından ayırmak kabil değildir. Bunun için şeytanî plânlarını, desiselerini değiştirdiler. Bir zayıf damarlarından veya sâfiyetlerinden istifade ederiz fikriyle aldatmak yolunu tuttular. O münafıklar veya o münafıkların adamları veya adamlarına aldanmış olanlar dost suretine girerek, bazan da talebe şekline girerek derler ve dedirtirler ki: “Bu da İslâmiyete hizmettir; bu da onlarla mücadeledir. Şu malûmatı elde edersen, Risale-i Nur’a daha iyi hizmet edersin. Bu da büyük eserdir” gibi birtakım kandırışlarla, sırf o Nur talebesinin Nurlarla olan meşguliyet ve hizmetini yavaş yavaş azaltmakla ve başka şeylere nazarını çevirip, nihayet Risale-i Nur’a çalışmaya vakit bırakmamak gibi tuzaklara düşürmeye çalışıyorlar. Veyahut da maaş, servet, mevki, şöhret gibi şeylerle aldatmaya veya korkutmakla hizmetten vazgeçirmeye gayret ediyorlar. Risale-i Nur, dikkatle okuyan kimseye öyle bir fikrî, ruhî, kalbî intibah ve uyanıklık veriyor ki, bütün böyle aldatmalar, bizi Risale-i Nur’a şiddetle sevk ve teşvik ve o dessas münafıkların maksatlarının tam aksine olarak bir tesir ve bir netice hâsıl ediyor. Fesübhanallah! Hattâ öyle Nur talebeleri meydana gelmektedir ki, asıl halis niyet ve kudsî gayeden sonra, bir sebep olarak da, münafıkların mezkûr plânlarının inadına, rağmına dünyayı terk edip kendini Risale-i Nur’a vakfediyor ve Üstadımızın dediği gibi diyorlar: “Zaman, İslâmiyet fedaisi olmak zamanıdır.”[/FONT] [B][SUP][FONT=Times New Roman]3[/FONT][/SUP][/B][B][FONT=Times New Roman]اَلْحَمْدُ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]ِللهِ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]هٰذَا[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]مِنْ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]فَضْلِ[/FONT][/B][B][FONT=Calibri] [/FONT][/B][B][FONT=Times New Roman]رَبِّى[/FONT][/B] [B][FONT=Times New Roman] [/FONT][/B] [FONT=Calibri]Bizim hizmet-i imaniyeye nazaran cam parçaları hükmündeki siyasetle alâkamız yoktur. Diyanet Riyaseti ehl-i vukuf raporunda, “Risale-i Nur kitaplarında siyaseti alâkadar eden mevzular yoktur” demiştir. Hattâ o zaman, yine Afyon Savcısı da iddianamesinde, “Bediüzzaman ve talebelerinin faaliyeti siyasî değildir” diye hükmetmiştir. Evet, Risale-i Nur şakirtlerinin meşgul olduğu vazife, en muazzam olan mesail-i dünyeviyeden daha büyüktür. Siyasetle uğraşmaya vaktimiz yoktur. Yüz elimiz de olsa, ancak Nura kâfi gelir. Amerika, İngiliz kadar servetimiz de olsa, yine imanı kurtarmak dâvâsına hasredeceğiz. Hem birtakım siyasî işlerle veya bir takım bâtıl cereyanlarla ve fikirlerle uğraşmaya zamanımız yoktur. Ömrümüz kısadır, vaktimiz dardır. Üstadımızın dediği gibi, “Fena şeylerle meşguliyet fena tesir eder, fena iz bırakır.” Hususan böyle bir asırda “Bâtılı iyice tasvir etmek sâfi zihinleri idlâldir.” Evet, menfilikleri öğrenerek mücadele edeceğim gibi saf bir niyetle başlayıp menfi şeylerle meşgul ola ola dinî bağları ve dinî salâbet ve sadakati eski haline nazaran gevşemiş olanlar olmuştur. Risale-i Nur, nuru yerleştirerek zulmeti izale ediyor, yok ediyor. İyiyi öğreterek, fenayı fark ve tefrik ettiriyor ve vazgeçiriyor. Hakikati ders vermekle bâtıldan kurtarıyor ve bâtıldan mahfuz kılıyor. Hülâsa-i kelâm: Biz, ancak Nurlarla meşgulüz. Biz mücevherat-ı Kur’âniye ile iştigal ediyoruz. Bizler, Kur’ân’ın kâinat vüs’atindeki elmas gibi hakikatlerine çalışıyoruz. Bizler ancak bâkiye hizmet ediyoruz. Bizler fâni şeylere emek sarf etmeyiz. Bizim Risale-i Nur’la olan hizmet-i imaniyemiz, başka şeylerle iştigalimize ihtiyaç bırakmıyor, herşeye kâfi geliyor… [B]Elhasıl:[/B] Üstadımız Bediüzzaman’la ve Risale-i Nur’la mücadele eden insafsız gizli din düşmanları, acz-i mutlakla ebede kadar mağlûbiyettedirler. Bediüzzaman ve Risale-i Nur ise, ebediyen muzaffer ve muvaffaktır. Şahsı çürütmeye çalışmakla Risale-i Nur çürütülemez. Zira, Risale-i Nur, bizatihî hüccet ve burhandır. Onu ve onun müellifini çürütmeye çalışanlar, çürümeye mahkûm olmuşlardır. Nümunesi, tarih muvacehesinde meydandadır. Ve hem de çürüyeceklerdir. Risale-i Nur’daki yüksek hakikat, Risale-i Nur’u ebede kadar payidar kılacaktır…[/FONT] [h=3][U][FONT=Calibri]Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :[/FONT][/U][/h] [FONT=Calibri][B][SUP][COLOR=#cc0000]1[/COLOR][/SUP][COLOR=#cc0000] [/COLOR][/B]: Göklerin ve yerin Rabbi, terbiye edicisi. Zuhruf Sûresi, 43:82; Duhan Sûresi, 44:7. [B][SUP][COLOR=#cc0000]2[/COLOR][/SUP][COLOR=#cc0000] [/COLOR][/B]: Onun gücü herşeye yeter. Rum Sûresi, 30:50; Şûrâ Sûresi, 42:9. [B][SUP][COLOR=#cc0000]3[/COLOR][/SUP][COLOR=#cc0000] [/COLOR][/B]: Allah’a hamd olsun ki, bu Rabbimin bir ihsanıdır.[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [/TD] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [B][U][FONT=Calibri]Lügatler : [/FONT][/U][/B] [FONT=Calibri][B]abd-i aziz[/B] : izzetli kul, Allah’tan başka kimseye minnet duymayan kul [B]abd-i küllî[/B] : bütün varlıkların ibadetlerini kendi şahsında temsil eden kul[/FONT] [B][FONT=Calibri]acz-i mutlak[/FONT][/B][FONT=Calibri] : sonsuz derecede âcizlik, güçsüzlük [B]âlem-i İslâm[/B] : İslâm dünyası[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]bâki[/FONT][/B][FONT=Calibri] : devamlı ve kalıcı [B]bâtıl[/B] : hak ve doğru olmayan, yalan, çirkin [B]bizatihî[/B] : bizzat, kendisi [B]burhan[/B] : güçlü ve sarsılmaz delil, kanıt [B]cereyan[/B] : akım, hareket [B]dalkavukluk[/B] : yağ çekme, yaltaklanma [B]desise[/B] : hile, aldatma[/FONT] [FONT=Calibri][B]dessas[/B] : hileci, hilekâr, aldatıcı[/FONT] [B][FONT=Calibri]Diyanet Riyaseti[/FONT][/B][FONT=Calibri] : Diyanet İşleri Başkanlığı [B]ebed[/B] : sonu olmayan, sonsuzluk [B]ebediyen[/B] : sonsuza dek [B]ehl-i iman[/B] : Allah’a ve Allah’tan gelen her şeye inanan kimseler, mü’minler[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]ehl-i vukuf[/FONT][/B][FONT=Calibri] : bilirkişi [B]elhasıl[/B] : kısaca, özetle [B]emniyet[/B] : güven [B]evham[/B] : kuruntular, şüpheler[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]fâni[/FONT][/B][FONT=Calibri] : geçici, ölümlü [B]fedai[/B] : canını esirgemeyen, bir dava uğruna değerli şeylerini vermeye hazır bulunan[/FONT] [B][FONT=Calibri]fena[/FONT][/B][FONT=Calibri] : geçici, ölümlü [B]fesübhânallah[/B] : “Allah her türlü eksiklikten sonsuz derecede yücedir” anlamında kullanıp hayret ve hayranlığı ifade eden kelime [B]fikrî[/B] : düşünceye ait, düşünceyle ilgili [B]fütuhat[/B] : fetihler, zaferler [B]gafil[/B] : duyarsız, sorumsuz, umursamaz[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]hakikat[/FONT][/B][FONT=Calibri] : hak, doğru, gerçek [B]Hakîm-i Zülkemâl[/B] : sonsuz mükemmellik sahibi olan ve her şeyi hikmetle yaratan Allah [B]Hâlık-ı Kâinat[/B] : evreni ve bütün varlıkları yaratan Allah [B]halis[/B] : katıksız, saf [B]hâsıl etme[/B] : meydana getirme[/FONT] [B][FONT=Calibri]hasretme[/FONT][/B][FONT=Calibri] : ayırma, özgü kılma [B]hizmet-i imaniye[/B] : iman hizmeti [B]hususan[/B] : bilhassa, özellikle[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]hüccet[/FONT][/B][FONT=Calibri] : sağlam delil, kanıt [B]hükmünde[/B] : konumunda[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]hülâsa-i kelâm[/FONT][/B][FONT=Calibri] : sözün özü, kısası [B]iddianame[/B] : iddia yazısı [B]idlâl[/B] : doğru yoldan çıkarma, saptırma [B]ihtiyat[/B] : önlem alma, tedbirli hareket etme [B]iktidar[/B] : güç, kudret [B]inkişaf[/B] : açığa çıkma, gelişme[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]intibah[/FONT][/B][FONT=Calibri] : uyanma, uyanıklık [B]intisap[/B] : bağlanma [B]istifade[/B] : faydalanma [B]istinat[/B] : dayanma[/FONT] [B][FONT=Calibri]iştigal etme[/FONT][/B][FONT=Calibri] : meşgul olma, uğraşma [B]iştiyak[/B] : çok kuvvetli arzu ve istek [B]itimat[/B] : güven[B] [/B][/FONT] [FONT=Calibri][B]izale[/B] : giderme, kaldırma, yok etme [B]kabil[/B][/FONT][FONT=Calibri] : mümkün, olabilir [B]Kadîr-i Zülcelâl[/B] : sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan ve kudreti her şeyi kuşatan Allah [B]kalbî[/B] : kalbe ait [B]kast[/B] : amaç, gaye [B]kavî[/B] : güçlü, kuvvetli[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]kudsî[/FONT][/B][FONT=Calibri] : yüce, kutsal, mukaddes [B]mâhiyet[/B] : asıl yapı, temel nitelik ve özellik [B]mahvetme[/B] : yok etme[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]maksat[/FONT][/B][FONT=Calibri] : gaye, amaç [B]malûmat[/B] : bilgi [B]manevra[/B] : tatbikat, eğitim [B]medar[/B] : dayanak, sebep, vesile [B]meskenet[/B] : miskinlik, fakirlik[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]mezkûr[/FONT][/B][FONT=Calibri] : anılan, sözü geçen [B]millet-i İslâmiye[/B] : İslâm milleti; Müslümanlar [B]misil[/B] : benzer, eş değer [B]muazzez[/B] : çok aziz, çok değerli ve şerefli [B]muvaffak olma[/B] : başarılı olma[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]mücadele[/FONT][/B][FONT=Calibri] : uğraşma, çabalama [B]münafık[/B] : iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış görünen [B]mürâilik[/B] : gösteriş, ikiyüzlülük [B]nail olma[/B] : erişme [B]nazar[/B] : göz, bakış [B]nazaran[/B] : bakarak, –göre [B]nazar-ı dikkat[/B] : dikkate alma, dikkatle bakma [B]neşriyat[/B] : yayma, yayınlama[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]Nurlar[/FONT][/B][FONT=Calibri] : Risale-i Nur Külliyatı [B]Rabbü’s-Semâvâti ve’l-Arz[/B] : gökleri ve yeri terbiye edip tasarrufu ve egemenliği altında bulunduran Rab, Allah [B]rağmına[/B] : zıddına, inadına [B]resmî[/B] : devlete ait [B]riyakâr[/B] : gösterişçi [B]ruh u can[/B] : ruh ve can; bütün içtenlik[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]ruhî[/FONT][/B][FONT=Calibri] : ruha ait, ruhla ilgili [B]sadakat[/B] : bağlılık[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]sâfiyet[/FONT][/B][FONT=Calibri] : temizlik, arınmış olma [B]sebat[/B] : kararlılık, sabit olma[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]suret[/FONT][/B][FONT=Calibri] : şekil, biçim, görünüş [B]Şark[/B] : Doğu [B]taarruz[/B] : saldırı, hücum [B]tahkikî iman[/B] : araştırarak ve kesin delillere dayanarak elde edilen iman [B]tahribat[/B] : tahripler, yıkıp bozmalar [B]tahrik[/B] : harekete geçirme, kışkırtma [B]tesirat[/B] : tesirler, etkiler[B] [/B][/FONT] [B][FONT=Calibri]teşvik[/FONT][/B][FONT=Calibri] : şevklendirme, cesaretlendirme [B]vakfetme[/B] : bağışlama, kendini adama [B]vilâyet[/B] : il [B]vüs’at[/B] : genişlik [B]zahiren[/B] : görünürde [B]zillet[/B] : alçaklık, aşağılık[/FONT] [FONT=Calibri][B]zulmet : [/B]karanlık[/FONT] [/TD] [/TR] [/TABLE] [FONT=Calibri] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Tefeül...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst