Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Tefeül...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="mihrimah" data-source="post: 251684" data-attributes="member: 656"><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Mükâfatımız O'ndandır!</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>"İhtisap" kelimesi de sevabın Allah'tan beklenmesi manâsına</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>gelmektedir; dünyevî beklentilere girmeme, sadece Allah'ın</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>hoşnutluğunu gözetme ve mükâfatı O'nun rahmetinden umma demektir.</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Hayır işlerinde ve ibadetlerde ihlas ve samimiyete aykırı hiçbir husus</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>olmamalı; riya ve süm'alara girilmemelidir. Hiçbir amel insanların takdir</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>ve teveccühlerine bina edilmemeli; her şey Allah için yapılmalı ve</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>beklentiler de hep Allah'tan olmalıdır. O beklentilerde de yine himmet</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>âlî tutulmalı; yani, yapılan işler dünyevî faydalara bağlanmamalıdır.</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Gerçi, Sahabi anlayışıyla, ayakkabımızın bağını bile kaybetsek biz onu da</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Allah'tan istemeliyiz. Arkasında olduğumuz her konuda gayret etmeli,</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>iradenin hakkını vermeli ama neticede her şeyi Allah'tan dilemeliyiz.</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Ancak, kulluğumuzu Cenâb-ı Hakk'a sunarken, O'nun Ma'bud, bizim de</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>kul olduğumuzu hiç hatırdan çıkarmamalı; O'nun hakkı olduğu için kulluğumuzu</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>O'na tahsis etmeliyiz. Dolayısıyla, ibadetlerimizi ihtiyaç ve</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>isteklerimize bağlamamalı, vazifemiz olduğu için onları eda etmeliyiz.</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Haddizatında, Cenâb-ı Hak'tan bir şey isteme bizim zatî hakkımız değildir;</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>O'nun lutfedip bize verdiği haklar türündendir. O öyle lütufkârdır</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>ki, o hakları Kendisine karşı kullanmamıza müsaade etmiş ve kullandırmıştır.</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Meselâ, bir manâda, "Siz Bana kullukta bulunun, ibadet ü taatinizi</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>yerine getirin -ki bu sizin vazifenizdir- Ben de, öbür âlemde</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>244</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>nimetlerimle sizi sevindireyim" demiş ve bir mukavele yaparak bize bazı</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>haklar vermiş; "Kulluğunuzu yaparsanız Benim üzerimde hakkınız olur"</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>demiştir. Demek ki, hakkı veren de, onu kullanma imkanı bahşeden de</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Allah'tır.</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Yoksa, bizim mahiyetimizde ve rızık olarak bize verilen nimetlerde</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>kaç paralık kendi sermayemiz var ki, herhangi bir hakkımız olsun! Evet,</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>biz mebdeden müntehaya kadar her şeyimizle O'na aidiz ve O'nun verdiği</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>haklarımız olsa da her şeyden önce birer kuluz. Öyleyse, bir kula</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>yaraşır şekilde hareket etmeli ve sadece Hâlıkımızın, Râzıkımızın ve</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Rabbimizin hoşnutluğunu dilemeli, ibadetlerimizi de bu niyetle yerine</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>getirmeliyiz. İşte, "ihtisap" tabiri de bu hakikatlere bağlı kalarak, sadece</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Allah için oruç tutmak gerektiğini ve mükâfatı O'ndan beklemenin lüzumunu</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>belirtmektedir.</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Hâsılı; Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) "Men sâme Ramadâne</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>îmânen vehtisâben gufira lehu ma tekaddeme min zenbihi" buyurmuş;</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Ramazan'la gelen berekete tam inanan, ihlas ve samimiyetle oruç</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>tutup bu mübarek ayı ibadet ü taatle değerlendiren ve sevabını da yalnızca</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Allah'tan bekleyen mü'minlerin geçmişte işledikleri günahlarının</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>dahi affedileceğini müjdelemiştir.</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong>Kırık Testi 5 İkindi yağmurları</strong></em></span></p><p><span style="color: darkslategray"><em><strong></strong></em></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mihrimah, post: 251684, member: 656"] [COLOR=darkslategray][I][B]Mükâfatımız O'ndandır! "İhtisap" kelimesi de sevabın Allah'tan beklenmesi manâsına gelmektedir; dünyevî beklentilere girmeme, sadece Allah'ın hoşnutluğunu gözetme ve mükâfatı O'nun rahmetinden umma demektir. Hayır işlerinde ve ibadetlerde ihlas ve samimiyete aykırı hiçbir husus olmamalı; riya ve süm'alara girilmemelidir. Hiçbir amel insanların takdir ve teveccühlerine bina edilmemeli; her şey Allah için yapılmalı ve beklentiler de hep Allah'tan olmalıdır. O beklentilerde de yine himmet âlî tutulmalı; yani, yapılan işler dünyevî faydalara bağlanmamalıdır. Gerçi, Sahabi anlayışıyla, ayakkabımızın bağını bile kaybetsek biz onu da Allah'tan istemeliyiz. Arkasında olduğumuz her konuda gayret etmeli, iradenin hakkını vermeli ama neticede her şeyi Allah'tan dilemeliyiz. Ancak, kulluğumuzu Cenâb-ı Hakk'a sunarken, O'nun Ma'bud, bizim de kul olduğumuzu hiç hatırdan çıkarmamalı; O'nun hakkı olduğu için kulluğumuzu O'na tahsis etmeliyiz. Dolayısıyla, ibadetlerimizi ihtiyaç ve isteklerimize bağlamamalı, vazifemiz olduğu için onları eda etmeliyiz. Haddizatında, Cenâb-ı Hak'tan bir şey isteme bizim zatî hakkımız değildir; O'nun lutfedip bize verdiği haklar türündendir. O öyle lütufkârdır ki, o hakları Kendisine karşı kullanmamıza müsaade etmiş ve kullandırmıştır. Meselâ, bir manâda, "Siz Bana kullukta bulunun, ibadet ü taatinizi yerine getirin -ki bu sizin vazifenizdir- Ben de, öbür âlemde 244 nimetlerimle sizi sevindireyim" demiş ve bir mukavele yaparak bize bazı haklar vermiş; "Kulluğunuzu yaparsanız Benim üzerimde hakkınız olur" demiştir. Demek ki, hakkı veren de, onu kullanma imkanı bahşeden de Allah'tır. Yoksa, bizim mahiyetimizde ve rızık olarak bize verilen nimetlerde kaç paralık kendi sermayemiz var ki, herhangi bir hakkımız olsun! Evet, biz mebdeden müntehaya kadar her şeyimizle O'na aidiz ve O'nun verdiği haklarımız olsa da her şeyden önce birer kuluz. Öyleyse, bir kula yaraşır şekilde hareket etmeli ve sadece Hâlıkımızın, Râzıkımızın ve Rabbimizin hoşnutluğunu dilemeli, ibadetlerimizi de bu niyetle yerine getirmeliyiz. İşte, "ihtisap" tabiri de bu hakikatlere bağlı kalarak, sadece Allah için oruç tutmak gerektiğini ve mükâfatı O'ndan beklemenin lüzumunu belirtmektedir. Hâsılı; Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) "Men sâme Ramadâne îmânen vehtisâben gufira lehu ma tekaddeme min zenbihi" buyurmuş; Ramazan'la gelen berekete tam inanan, ihlas ve samimiyetle oruç tutup bu mübarek ayı ibadet ü taatle değerlendiren ve sevabını da yalnızca Allah'tan bekleyen mü'minlerin geçmişte işledikleri günahlarının dahi affedileceğini müjdelemiştir. Kırık Testi 5 İkindi yağmurları [/B][/I][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Tefeül...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst