Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
TAHİRÎ ve ZÜBEYİR Ağabeyler hakkında Rüştü Tafral Abiye yöneltilen sualler
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ukbaa" data-source="post: 203005" data-attributes="member: 15165"><p><strong>Cevap: TAHİRÎ ve ZÜBEYİR Ağabeyler hakkında Rüştü Tafral Abiye yöneltilen s</strong></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">SUAL: <em><span style="color: red">Hizmet hayatında nizamlı olmak gibi hususlarda hassasiyetleri nasıldı?</span></em></span></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">CEVAP:</span></span></strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'"> <em><span style="color: darkslateblue">Risale-i Nur ve Üstad Hazretlerinden aldıkları ders ve terbiye neticesi olarak hizmet hayatları ciddî bir nizam içinde cereyan ederdi. Bugünkü hizmeti sonraya bırakmak gevşekliğini hiç sevmezler, o hizmeti anında ifa ederler ve ettirirlerdi.</span></em> </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Bu hususta bir hâtıram:İkindi namazı ve dersinden sonra Tahirî Ağabey'in isteği üzere bazan beraber oturup hizmet ve Risale-i Nur'a ait bazı mes'eleleri tezekküren sohbet ederdik. Bir kere de lahika mektublarının mânâ ve ehemmiyetine dair konuştuk. Emirdağ Lahikasının başındaki takdim yazısının 7. paragrafından sonraki paragraflarda da temas edidiği gibi, cemiyette zamanla ortaya çıkan bazı hâdiseler karşısında istikametli hareketi ta'yin edip neşretmekle <strong><span style="font-family: 'Tahoma'">Nur cemaatının hizmet birliğini korumak</span></strong>, <strong><span style="font-family: 'Tahoma'">münafıkların planlarına karşı gerekli ikazları yapmak</span></strong> ve hizmet-i imaniyenin ve o yoldaki fedakârlığın ve keyfiyet hususiyetlerinin ehemmiyetini beyanla teşvik etmekve böylece haslar dairesinden Nur cemaatı içinde manevî disiplin ve istinad noktasını göstermek gibi çok ciddi hikmetleri bulunan lahikaların neşrinin Risale-i Nur'da bir esas olduğu mânâsında hayli konuştuk. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Bunun üzerine Tahirî Ağabey: "Ahî, parası benden, hemen git teksir makinası al" dedi. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Ben: "Bu saatte büyük mağazalar kapanır, yarın bakarız" dedim. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Ağabey ise: "Hayır şimdi gideceksin" dedi. Bende hemen harekete geçtim. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Tahir Ağabey, medrese hayatı beraberliğinde de nizam ve disiplinli idi. Namazlar tam vaktinde ve cemaatle kılınır. Namaza yakın, yani namazı biraz geciktirecek şekilde sofra kurulamaz. <span style="color: darkslateblue"><em>Bir hizmet olmadıkça medrese ehli, keyfine göre dışarılarda gezemez. Sabah ve ikindi dersleri, tam bir nizam altında icra edilir, abdest alan ıslak ayaklarla halılara basamazdı.</em></span> </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="color: red">Dersanede gıybet yasağını ilân eden levhası, odasında asılı dururdu.</span> Sabah namazına yakın dershane ehlinin namaza hazır olmalarını nizam altına almıştı. Yemekler muayyen vakitlerde cemaatle yenirdi. Namazlarda sarık, cübbe ve tâdil-i erkân icra olunur, takva ve azimete riayet edilirdi. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Cerrahpaşa semtinde iken altımızdaki daireden bir kiracı, bizim dairenin balkon direğine televizyon antenini bağlamıştı. Tahirî Ağabey, ev sahibine şikâyet edip anteni derhal kaldırttı. <span style="color: navy">Bu iki Ağabeylerimiz, medresede fuzulî ve mâlâyani sohbetler, lâübaliyâne şakalar ve gülmeleri sevmezler, şayet bir gaflet eseri olarak vuku bulsa, -Tahirî Ağabey bizzat<em><span style="font-family: 'Tahoma'">, </span></em>Zübeyir Ağabey ise ekseriyetle dolaylı şekilde- ikaz ederlerdi. Medresede bu nizam ve disiplini, iyi yetişmek için elzem görüyorum. </span></span></span></span></p><p></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-size: 10px">Bu Ağabeylerin kendilerince ihdas ettikleri prensipleri yoktu. Bu zatların en ehemmiyetli mes'elesi, Risale-i Nur'da gösterilen prensip ve düsturlara, yani Emirdağ Lahikası 73'de ifade edildiği gibi <strong>"Risale-i Nur'un talimatı dairesinde" </strong>hareket etmeye cehd gösterirler, sadakati esas alırlardı. </span></span></span></p><p></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-size: 10px">Prensiplere bağlılıkta meleke kazanmak ve muhafaza etmek için Zübeyir Ağabey'in şu zikredeceğim hassasiyeti, yeterli bir örnektir: </span></span></span></p><p></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-size: 10px">Risale-i Nur'un neşriyatında bazan çok sıkı durumlar olurdu. Yani matbaadan gelen formaları hemen okuyup göndermek gerekiyordu. Bu tarafta hiç terk edilmeyen ikindi dersi de, epey zaman alıyordu. Meleke haline gelen bu dersin ıttıradımızı muhafaza ve tehâvüne kapı açmamak için, halka dersine oturulur, duruma göre bazan bir satır ders yapılır, fatiha çekilir ve hemen formaların okunup hazırlanmasına geçilirdi.</span></span></span></p><p></p><p><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-size: 10px">Tahirî Ağabey bazan İstanbul dahilinde dahi hizmet icabı dışarı çıksa, sarık, cübbe ve seccadesini yanına alır, asla unutmazdı. Odasında her şey nizamlıydı. Odasında bir cüz'i işini yapmak için küçük bir çivi gerekse, hiç aramadan, muayyen olan yerinden çıkarır, verirdi. <em>Yani en büyük hizmetinden, en küçük işine kadar her işinde nizam ve prensip sahibi idiler...</em></span></span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">SUAL: <span style="color: red">Üstadla olan şahsî münasebetleri hakkında neler biliyorsunuz?</span></span></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">CEVAP:</span></span></strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'"> Bir zaman Tahirî Ağabey'den bir mes'ele hakkında; "Üstaddan duyduğunuz bir şey varmı?" diye sormuştum. Verdiği cevabında: – <em><span style="color: navy">Biz böyle mes'eleleri bilmeyiz, ancak Zübeyir efendi bilir. Büyük zatların bir sır kâtibi olur Zübeyir de Üstad'ın sır kâtibi idi. Üstad Hazretleri daha çok onunla hususî sohbet ederdi” </span></em>demişti.</span></span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">SUAL: <span style="color: red"><em>Vefat anı ve vefatından sonraki duygularınız...</em></span></span></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">CEVAP:</span></span></strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'"> Zübeyir Ağabey'in vefatını netice veren hastalığı gününde, ızdırabımdan ben de yatağa düştüm. Aklî ve itikadî olmayıp hissî olan bu moral çöküntüsü, iki sene sürdü. Tahirî Ağabey'in vefatında da, bir süre hasta yattım. Bu Ağabeylerle olan medrese hayatımız, kat'î kararlılık ve birbirimize kopmaz manevî bağlarla bağlı bir şekilde idi.</span></span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">SUAL: <span style="color: red"><em>Risaleleri ilk defa nasıl tanıdınız. O kitabları okumanın o günkü mânâsı neydi? </em></span></span></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">CEVAP:</span></span></strong><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'"> 1950 senesi içinde komşu köyden iki mekteb arkadaşım, lâtin hurufu ve teksirle basılmış Asa-yı Musa kitabını bana verdiler. Bu kitabı halâ saklıyorum. Küçüklüğümden beri ilme karşı fıtrî bir meylim vardı. Asa-yı Musa'yı okumaya başladım, fakat fazla bir şey anlayamIyordum. Bunun üzerine, mânâsını bilemediğim kelime ve terkiplerin hepsini çıkardım, alfabetik sıraya dizdim. Bütünü üçbin kelime tuttu. Fakat bu kelimelerin karşılıklarını vermek için gereken lûgat kitabı yok, bilenlerde pek yok. Yine de ümidsizliğe düşmedim, sordum aradım. Kelimelerin ekserisinin karşılığını buldum. Bu uğraşmalarım takriben 3-5 ay sürdü. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Bu arada bölgemizde bir nur cemaatı ortaya çıktı. Birbirimize istinaden manevî kuvvetimiz ve şevkimiz arttığı gibi başlarında Hz. Üstadın bulunduğu mücahid Nur Cemaatının varlığını da öğrenince, onlara manen istinad ederek manevî kuvvetimiz çok arttı. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Hele bu mücahid cemaata gizli din düşmanı münafık cereyanın tecavüzlerini işittikçe, manevî cihada karşı alâka ve gayretimiz kat kat artıyor ve mahkeme hadiseleri de gayret-i diniyemizi de şiddetli kamçılıyordu. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Risaleleri anladıkça, cemiyetin durumunu anlıyor, âhirzaman fitnesinin aşıladığı gaflet zail oluyor, manevî ufuklarımız genişliyordu. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Onüçüncü Lem'anın Dokuzuncu işaretinde beyan olunan kanun-u mübârezenin, hakikaten kuvvetli bir tekâmül kanunu olduğunu hayatımızla müşahede ettik ve nihayet bu ahval bizi, <strong><span style="font-family: 'Tahoma'">Risale-i Nur'la Kur'an'a hizmet etmeyi tek gaye edinmek hedefi</span></strong>ne götürmeye vesile oldu ve bu gayemi bir mektubla Üstad hazretlerine bildirdim. Hz. Üstad hemen hafta içinde, mektubuma cevaben takdirkâr mektubunu yazdırıp gönderdi. Daha sonraki senelerde askerlik devremiz geldi. </span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: black"><span style="font-family: 'Tahoma'">Askerlikten sonra da 1959 da İstanbul'a geldim. Bu şehrin Türkiye vilâyetleri içinde mübâreze ve tekâmül kanununun en üstün dereceli merkezi olduğunu gördüğüm gibi, çok çeşitli tedenni sebeblerinin de mahalli olduğunu fark ettim.</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-size: 10px"><em>İttihad İlmi Araştırma Heyeti</em> </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ukbaa, post: 203005, member: 15165"] [b]Cevap: TAHİRÎ ve ZÜBEYİR Ağabeyler hakkında Rüştü Tafral Abiye yöneltilen s[/b] [SIZE=2][B][COLOR=black][FONT=Tahoma]SUAL: [I][COLOR=red]Hizmet hayatında nizamlı olmak gibi hususlarda hassasiyetleri nasıldı?[/COLOR][/I][/FONT][/COLOR][/B][/SIZE] [SIZE=2][B][COLOR=black][FONT=Tahoma]CEVAP:[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][FONT=Tahoma] [I][COLOR=darkslateblue]Risale-i Nur ve Üstad Hazretlerinden aldıkları ders ve terbiye neticesi olarak hizmet hayatları ciddî bir nizam içinde cereyan ederdi. Bugünkü hizmeti sonraya bırakmak gevşekliğini hiç sevmezler, o hizmeti anında ifa ederler ve ettirirlerdi.[/COLOR][/I] [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Bu hususta bir hâtıram:İkindi namazı ve dersinden sonra Tahirî Ağabey'in isteği üzere bazan beraber oturup hizmet ve Risale-i Nur'a ait bazı mes'eleleri tezekküren sohbet ederdik. Bir kere de lahika mektublarının mânâ ve ehemmiyetine dair konuştuk. Emirdağ Lahikasının başındaki takdim yazısının 7. paragrafından sonraki paragraflarda da temas edidiği gibi, cemiyette zamanla ortaya çıkan bazı hâdiseler karşısında istikametli hareketi ta'yin edip neşretmekle [B][FONT=Tahoma]Nur cemaatının hizmet birliğini korumak[/FONT][/B], [B][FONT=Tahoma]münafıkların planlarına karşı gerekli ikazları yapmak[/FONT][/B] ve hizmet-i imaniyenin ve o yoldaki fedakârlığın ve keyfiyet hususiyetlerinin ehemmiyetini beyanla teşvik etmekve böylece haslar dairesinden Nur cemaatı içinde manevî disiplin ve istinad noktasını göstermek gibi çok ciddi hikmetleri bulunan lahikaların neşrinin Risale-i Nur'da bir esas olduğu mânâsında hayli konuştuk. [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Bunun üzerine Tahirî Ağabey: "Ahî, parası benden, hemen git teksir makinası al" dedi. [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Ben: "Bu saatte büyük mağazalar kapanır, yarın bakarız" dedim. [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Ağabey ise: "Hayır şimdi gideceksin" dedi. Bende hemen harekete geçtim. [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Tahir Ağabey, medrese hayatı beraberliğinde de nizam ve disiplinli idi. Namazlar tam vaktinde ve cemaatle kılınır. Namaza yakın, yani namazı biraz geciktirecek şekilde sofra kurulamaz. [COLOR=darkslateblue][I]Bir hizmet olmadıkça medrese ehli, keyfine göre dışarılarda gezemez. Sabah ve ikindi dersleri, tam bir nizam altında icra edilir, abdest alan ıslak ayaklarla halılara basamazdı.[/I][/COLOR] [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma][COLOR=red]Dersanede gıybet yasağını ilân eden levhası, odasında asılı dururdu.[/COLOR] Sabah namazına yakın dershane ehlinin namaza hazır olmalarını nizam altına almıştı. Yemekler muayyen vakitlerde cemaatle yenirdi. Namazlarda sarık, cübbe ve tâdil-i erkân icra olunur, takva ve azimete riayet edilirdi. [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Cerrahpaşa semtinde iken altımızdaki daireden bir kiracı, bizim dairenin balkon direğine televizyon antenini bağlamıştı. Tahirî Ağabey, ev sahibine şikâyet edip anteni derhal kaldırttı. [COLOR=navy]Bu iki Ağabeylerimiz, medresede fuzulî ve mâlâyani sohbetler, lâübaliyâne şakalar ve gülmeleri sevmezler, şayet bir gaflet eseri olarak vuku bulsa, -Tahirî Ağabey bizzat[I][FONT=Tahoma], [/FONT][/I]Zübeyir Ağabey ise ekseriyetle dolaylı şekilde- ikaz ederlerdi. Medresede bu nizam ve disiplini, iyi yetişmek için elzem görüyorum. [/COLOR][/FONT][/COLOR][/SIZE] [COLOR=black][FONT=Tahoma][SIZE=2]Bu Ağabeylerin kendilerince ihdas ettikleri prensipleri yoktu. Bu zatların en ehemmiyetli mes'elesi, Risale-i Nur'da gösterilen prensip ve düsturlara, yani Emirdağ Lahikası 73'de ifade edildiği gibi [B]"Risale-i Nur'un talimatı dairesinde" [/B]hareket etmeye cehd gösterirler, sadakati esas alırlardı. [/SIZE][/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Tahoma][SIZE=2]Prensiplere bağlılıkta meleke kazanmak ve muhafaza etmek için Zübeyir Ağabey'in şu zikredeceğim hassasiyeti, yeterli bir örnektir: [/SIZE][/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Tahoma][SIZE=2]Risale-i Nur'un neşriyatında bazan çok sıkı durumlar olurdu. Yani matbaadan gelen formaları hemen okuyup göndermek gerekiyordu. Bu tarafta hiç terk edilmeyen ikindi dersi de, epey zaman alıyordu. Meleke haline gelen bu dersin ıttıradımızı muhafaza ve tehâvüne kapı açmamak için, halka dersine oturulur, duruma göre bazan bir satır ders yapılır, fatiha çekilir ve hemen formaların okunup hazırlanmasına geçilirdi.[/SIZE][/FONT][/COLOR] [COLOR=black][FONT=Tahoma][SIZE=2]Tahirî Ağabey bazan İstanbul dahilinde dahi hizmet icabı dışarı çıksa, sarık, cübbe ve seccadesini yanına alır, asla unutmazdı. Odasında her şey nizamlıydı. Odasında bir cüz'i işini yapmak için küçük bir çivi gerekse, hiç aramadan, muayyen olan yerinden çıkarır, verirdi. [I]Yani en büyük hizmetinden, en küçük işine kadar her işinde nizam ve prensip sahibi idiler...[/I][/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=2][B][COLOR=black][FONT=Tahoma]SUAL: [COLOR=red]Üstadla olan şahsî münasebetleri hakkında neler biliyorsunuz?[/COLOR][/FONT][/COLOR][/B][/SIZE] [SIZE=2][B][COLOR=black][FONT=Tahoma]CEVAP:[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][FONT=Tahoma] Bir zaman Tahirî Ağabey'den bir mes'ele hakkında; "Üstaddan duyduğunuz bir şey varmı?" diye sormuştum. Verdiği cevabında: – [I][COLOR=navy]Biz böyle mes'eleleri bilmeyiz, ancak Zübeyir efendi bilir. Büyük zatların bir sır kâtibi olur Zübeyir de Üstad'ın sır kâtibi idi. Üstad Hazretleri daha çok onunla hususî sohbet ederdi” [/COLOR][/I]demişti.[/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][B][COLOR=black][FONT=Tahoma]SUAL: [COLOR=red][I]Vefat anı ve vefatından sonraki duygularınız...[/I][/COLOR][/FONT][/COLOR][/B][/SIZE] [SIZE=2][B][COLOR=black][FONT=Tahoma]CEVAP:[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][FONT=Tahoma] Zübeyir Ağabey'in vefatını netice veren hastalığı gününde, ızdırabımdan ben de yatağa düştüm. Aklî ve itikadî olmayıp hissî olan bu moral çöküntüsü, iki sene sürdü. Tahirî Ağabey'in vefatında da, bir süre hasta yattım. Bu Ağabeylerle olan medrese hayatımız, kat'î kararlılık ve birbirimize kopmaz manevî bağlarla bağlı bir şekilde idi.[/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][B][COLOR=black][FONT=Tahoma]SUAL: [COLOR=red][I]Risaleleri ilk defa nasıl tanıdınız. O kitabları okumanın o günkü mânâsı neydi? [/I][/COLOR][/FONT][/COLOR][/B][/SIZE] [SIZE=2][B][COLOR=black][FONT=Tahoma]CEVAP:[/FONT][/COLOR][/B][COLOR=black][FONT=Tahoma] 1950 senesi içinde komşu köyden iki mekteb arkadaşım, lâtin hurufu ve teksirle basılmış Asa-yı Musa kitabını bana verdiler. Bu kitabı halâ saklıyorum. Küçüklüğümden beri ilme karşı fıtrî bir meylim vardı. Asa-yı Musa'yı okumaya başladım, fakat fazla bir şey anlayamIyordum. Bunun üzerine, mânâsını bilemediğim kelime ve terkiplerin hepsini çıkardım, alfabetik sıraya dizdim. Bütünü üçbin kelime tuttu. Fakat bu kelimelerin karşılıklarını vermek için gereken lûgat kitabı yok, bilenlerde pek yok. Yine de ümidsizliğe düşmedim, sordum aradım. Kelimelerin ekserisinin karşılığını buldum. Bu uğraşmalarım takriben 3-5 ay sürdü. [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Bu arada bölgemizde bir nur cemaatı ortaya çıktı. Birbirimize istinaden manevî kuvvetimiz ve şevkimiz arttığı gibi başlarında Hz. Üstadın bulunduğu mücahid Nur Cemaatının varlığını da öğrenince, onlara manen istinad ederek manevî kuvvetimiz çok arttı. [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Hele bu mücahid cemaata gizli din düşmanı münafık cereyanın tecavüzlerini işittikçe, manevî cihada karşı alâka ve gayretimiz kat kat artıyor ve mahkeme hadiseleri de gayret-i diniyemizi de şiddetli kamçılıyordu. [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Risaleleri anladıkça, cemiyetin durumunu anlıyor, âhirzaman fitnesinin aşıladığı gaflet zail oluyor, manevî ufuklarımız genişliyordu. [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Onüçüncü Lem'anın Dokuzuncu işaretinde beyan olunan kanun-u mübârezenin, hakikaten kuvvetli bir tekâmül kanunu olduğunu hayatımızla müşahede ettik ve nihayet bu ahval bizi, [B][FONT=Tahoma]Risale-i Nur'la Kur'an'a hizmet etmeyi tek gaye edinmek hedefi[/FONT][/B]ne götürmeye vesile oldu ve bu gayemi bir mektubla Üstad hazretlerine bildirdim. Hz. Üstad hemen hafta içinde, mektubuma cevaben takdirkâr mektubunu yazdırıp gönderdi. Daha sonraki senelerde askerlik devremiz geldi. [/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=black][FONT=Tahoma]Askerlikten sonra da 1959 da İstanbul'a geldim. Bu şehrin Türkiye vilâyetleri içinde mübâreze ve tekâmül kanununun en üstün dereceli merkezi olduğunu gördüğüm gibi, çok çeşitli tedenni sebeblerinin de mahalli olduğunu fark ettim.[/FONT][/COLOR][/SIZE] [RIGHT][FONT=Tahoma][SIZE=2][I]İttihad İlmi Araştırma Heyeti[/I] [/SIZE][/FONT][/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
TAHİRÎ ve ZÜBEYİR Ağabeyler hakkında Rüştü Tafral Abiye yöneltilen sualler
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst