Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Şualar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 565422" data-attributes="member: 1040028"><p><strong><em><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">Sekizinci Şua </span></span></span></em></strong></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>ÜÇÜNCÜ BİR KERAMET-İ ALEVİYE </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>BİR İFADE-İ MERAM</strong> [Malûm olsun ki; ben Risale-i Nur'un kıymetini ve ehemmiyetini beyan etmekle Kur'an'ın hakikatlarını ve imanın rükünlerini ilân etmek ve za'f-ı imana düşenleri onlara davet etmek ve onların kuvvetlerini ve hakkaniyetlerini göstermek istiyorum. Yoksa, hâşâ kendimi ve hiçbir cihetle beğenmediğim nefs-i emmaremi beğendirmek ve medhetmek değildir. Hem Risale-i Nur zahiren benim eserim olmak haysiyetiyle sena etmiyorum. Belki yalnız Kur'anın bir tefsiri ve Kur'andan mülhem bir tercüman-ı hakikîsi ve imanın hüccetleri ve dellâlı olmak haysiyetiyle meziyetlerini beyan ediyorum. Hattâ bir kısım risaleleri ihtiyarım haricinde yazdığım gibi, Risale-i Nur'un ehemmiyetini zikretmekte ihtiyarsız hükmündeyim. İmam-ı Ali'nin (Radıyallahü Anh) Âyet-ül Kübra namını verdiği Yedinci Şua risalesini yazmakta çok zahmet çektiğime bir mükâfat-ı âcile ve bir alâmet-i makbuliyet ve bir medar-ı teşvik olarak bu keramet-i Celcelutiye, inayet-i İlahiye tarafından verildiğine şübhem kalmamış. Tahdis-i nimet kabîlinden bunu Sekizinci Şua olarak yazdım. Yoksa haşre dair mühim bir âyetin mu'cizeli olan bürhanlarını yazacaktım.]</span></span></em></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ</span></span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><u>[İmam-ı Ali'nin (Radıyallahü Anh) Risale-i Nur'a dair üçüncü bir kerametidir.</u>] </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet Onsekizinci ve Yirmisekizinci Lem'alarda izah ve isbat edilen iki zahir kerametini teyid ve takviye ederek Kaside-i Celcelutiye'sinde Siracünnur'dan sarahat derecesinde haber verdiği gibi, yine o kasidede Siracünnur'un en namdar risalelerine parmak basıyor, âdeta alkışlıyor; ve sekiz aded remz ile meşhur bir kısım risalelerini gösteriyor.</span></span></em></p><p></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>BİRİNCİSİ: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Risale-i Nur'a tasrih eden</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺗُﻘَﺎﺩُ ﺳِﺮَﺍﺝُ ﺍﻟﻨُّﻮﺭِ ﺳِﺮًّﺍ ﺑَﻴَﺎﻧَﺔً</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">fıkrasından sonra Süryanî lisanıyla esma-i hüsnadan istimdad ve suver-i Kur'aniye ile bir münacat yapıyor. Tam otuzüç surelerle öyle garib ve manidar bir tarzda zikrediyor ki; bir kısım sırları ve gaybî haberleri dahi bildirmek istediği anlaşılıyor. Ben sıkıntılı bir zamanda İmam-ı Ali'nin (Radıyallahü Anh) Âyet-ül Kübra namını verdiği Yedinci Şua'ı bitirdiğim aynı vakitte -itikadımca bana acele bir mükâfat ve bir ücret olarak- geceleyin Celcelutiye'yi okudum.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Birden bir ihtar-ı gaybî gibi kalbime denildi: İmam-ı Ali Radıyallahü Anh, Risale-i Nur ile çok meşguldür. Mecmuundan haber verdiği gibi kıymetdar risalelerine de işaret derecesinde remzedip îma ediyor. Eğer sarih bir surette gaybdan haber vermek çok zararları bulunduğundan, hikmete münafî olduğu cihetle hikmet-i İlahiye tarafından yasak olmasa idi tasrih edecekti. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Meselâ; sureleri ta'dad ederken, yirmibeşinciye geldiği vakit diyor ki:</span></span></em></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺑِﺤَﻖِّ ﺗَﺒَﺎﺭَﻙَ ﺛُﻢَّ ﻧُﻮﻥٍ ﻭَ ﺳَٓﺎﺋِﻞٍ ٭ ﻭَ ﺑِﺴُﻮﺭَﺓِ ﺍﻟﺘَّﻬْﻤِﻴﺰِ ﻭَ ﺍﻟﺸَّﻤْﺲُ ﻛُﻮِّﺭَﺕْ</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَ ﺑِﺎﻟﺬَّﺍﺭِﻳَﺎﺕِ ﺫَﺭْﻭًﺍ ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺠْﻢِ ﺍِﺫَﺍ ﻫَﻮَﻯ ٭ ﻭَ ﺑِﺎِﻗْﺘَﺮَﺑَﺖْ ﻟِﻰَ ﺍﻟْﺎُﻣُﻮﺭُ ﺗَﻘَﺮَّﺑَﺖْ</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَ ﺑِﺴُﻮَﺭِ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ ﺣِﺰْﺑًﺎ ﻭَ ﺍَﻳَﺔً ٭ ﻋَﺪَﺩَ ﻣَﺎ ﻗَﺮَﺍَ ﺍﻟْﻘَﺎﺭِﻯ ﻭَﻣَﺎ ﻗَﺪْ ﺗَﻨَﺰَّﻟَﺖْ</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻓَﺎَﺳْﺌَﻠُﻚَ ﻳَﺎ ﻣَﻮْﻟﺎَﻯَ ﺑِﻔَﻀْﻠِﻚَ ﺍﻟَّﺬِﻯ ٭ ﻋَﻠَﻰ ﻛُﻞِّ ﻣَٓﺎ ﺍَﻧْﺰَﻟْﺖَ ﻛُﺘْﺒًﺎ ﺗَﻔَﻀَّﻠَﺖْ</span></span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte bu fıkralarda Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesini hayrette bırakan ve üstünde göz ile görünen bir kerametiyle ve kıyamet ve haşri isbat eden hârika hüccetleriyle iştihar eden Yirmidokuzuncu Söz'e Hazret-i İmam-ı Ali Radıyallahü Anh, zikr ü ta'dad ettiği surelerin yirmidokuzuncu mertebesinde</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَﺍﻟﺸَّﻤْﺲُ ﻛُﻮِّﺭَﺕْ </span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ile ona işaret eder. Çünki kıyamet kopmasından gayet dehşetli haber veren</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺍِﺫَﺍ ﺍﻟﺸَّﻤْﺲُ ﻛُﻮِّﺭَﺕْ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">suresine tam mutabık bir surette o Yirmidokuzuncu Söz, kıyametin ve harab-ı âlemin ve mevt-i dünyanın ve hayat-ı âhiretin ve ihya-yı emvatın kat'î hüccetlerini beyan ederken, bu surenin dehşetli tasvirini zikretmesi; hem manada, hem yirmidokuzuncu mertebede tetabukları o işareti isbat eder.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem tahavvülât-ı zerratta boğulan maddiyyunları susturan ve zerratın tahavvülâtı ve harekâtını, vazife ve intizamlarını emsalsiz bir tarzda isbat eden Otuzuncu Söz namındaki Zerrat Risalesi'ne Hazret-i İmam-ı Ali Radıyallahü Anh, otuzuncu mertebede</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَﺑِﺎﻟﺬَّﺍﺭِﻳَﺎﺕِ ﺫَﺭْﻭًﺍ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">kasemiyle ona işaret eder. Evet bu işarette lafzan ve sureten Sure-i</span></span></em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A"> ﻭَﺍﻟﺬَّﺍﺭِﻳَﺎﺕِ ﺫَﺭْﻭًﺍ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ve Risale-i Zerrat, birbirine müşabehet ile beraber mana cihetiyle dahi münasebet var. Çünki Sure-i</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَﺍﻟﺬَّﺍﺭِﻳَﺎﺕ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ın başında tesadüfî ve intizamsız zannedilen temevvücat-ı havaiye, gayet hikmetli ve vazifedar olarak rububiyetin tekvinî emirlerini etrafa yetiştirir diye ifade ettiği gibi, Risale-i Zerrat dahi maddiyyunlar tarafından tesadüfî ve intizamsız telakki edilen harekât-ı zerrat dahi, gayet hikmetli ve o zerreler muntazam vazifelerle vazifedar olduklarını gayet kuvvetli ve kat'î bürhanlar ile isbat ediyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem Mi'rac-ı Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâm'ı delail-i akliye ile gayet makul ve kat'î bir surette isbat eden ve Otuzbirinci Söz namında ve mertebesinde bulunan Risale-i Mi'rac'a, Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.) otuzbirinci mertebede Mi'rac-ı Ahmedî (A.S.M.) ve Kab-ı Kavseyn'deki müşahede ve mükâlemeyi sarih bir surette başlayan Sure-i</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺠْﻢِ ﺍِﺫَﺍ ﻫَﻮَﻯ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">nın başında bulunan</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺠْﻢِ ﺍِﺫَﺍ ﻫَﻮَﻯ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">cümlesi ile sarahata yakın bir tarzda o risaleye işaret eder ve Sure-i</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَ ﺍﻟﻄُّﻮﺭِ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">yi bırakarak</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَ ﺍﻟﺬَّﺍﺭِﻳَﺎﺕ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">den sonra</span></span></em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A"> ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺠْﻢِ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Suresini zikretmesi bu işareti kuvvetlendirir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem Şakk-ı Kamer mu'cizesini münkirlere karşı kuvvetli deliller ile isbat eden Mi'rac Risalesi'nin zeyli bulunan Şakk-ı Kamer Risalesi namında otuzbirinci mertebenin âhirinde olan o risaleye, Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.) şakk-ı Kamer'i nass-ı sarih ile zikreden Sure-i</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﺍِﻗْﺘَﺮَﺑَﺖِ ﺍﻟﺴَّﺎﻋَﺔُ ﻭَ ﺍﻧْﺸَﻖَّ ﺍﻟْﻘَﻤَﺮُ </span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">den iktibas ederek otuzbirinci mertebenin akabinde zikredilen</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَ ﺑِﺎِﻗْﺘَﺮَﺑَﺖْ ﻟِﻰَ ﺍﻟْﺎُﻣُﻮﺭُ ﺗَﻘَﺮَّﺑَﺖْ</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">fıkrasıyla sarahata yakın işaret eder.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Malûmdur ki; Risale-i Nur başta otuzüç aded Sözler'dir ve Sözler namıyla yâd edilir. Fakat Otuzüçüncü Söz müstakil değil, belki otuzüç aded Mektubat'tan ibarettir ve Mektubat namıyla zikredilir. Sonra Otuzbirinci Mektub dahi müstakil değil, belki otuzbir aded Lem'alardan mürekkebdir ve Lem'alar adı ile müştehirdir. Sonra Otuzbirinci Lem'a dahi müstakil olmamış, o da inşâallah otuzbir aded Şualardan mürekkeb olacak. El-Âyet-ül Kübra yedinci ve bu risale Sekizinci Şualarıdır. Demek Sözler'in hâtimesi Otuzikinci Söz'dür. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem Risale-i Nur'un yıldızları içinde bir güneş hükmünde şakirdlerince telakki edilen Otuzikinci Söz namındaki üç mevkıflı risale-i hârika ve câmia ve Sözler'in bir cihette hâtimesi ve cem'iyetli neticesi olan o risaleye Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.) onun fevkalâde ehemmiyetini ve câmiiyetini göstermek için Kur'anın çok sureleriyle birden otuzikinci mertebede </span></span></em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻭَ ﺑِﺴُﻮَﺭِ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ ﺣِﺰْﺑًﺎ ﻭَ ﺍَﻳَﺔً</span></span></span> <em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">kasemiyle otuzikinci mertebede bulunan o câmi' risaleye işaret eder. Risale-i Nur'un Otuzüçüncü Söz'ü ise, bundan evvel beyan ettiğimiz gibi otuzüç aded mektublardan ibaret ve Mektubat namında otuzüç kitab ve yüzden ziyade risalelerdir.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.) otuzüçüncü mertebede ve kaseminde Otuzüçüncü Söz'ün eczaları olan o yüzon kitab ve mektubata birden işaret etmek için yüzon semavî suhuf namında yüzon muhtasar kitablar ve o büyük mukaddes kitablardan istimdad manasında olan şu:</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻓَﺎَﺳْﺌَﻠُﻚَ ﻳَﺎ ﻣَﻮْﻟﺎَﻯَ ﺑِﻔَﻀْﻠِﻚَ ﺍﻟَّﺬِﻯ ٭ ﻋَﻠَﻰ ﻛُﻞِّ ﻣَٓﺎ ﺍَﻧْﺰَﻟْﺖَ ﻛُﺘْﺒًﺎ ﺗَﻔَﻀَّﻠَﺖْ </span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">kelâmıyla işaret eder. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Malûmdur ki; ilm-i belâgatta ve fenn-i beyanda uzak ve gizli manalara delalet etmek için karine tabir ettikleri emarelerden ve münasebetlerden birisi bulunsa, uzak bir mana ve gizli ve işarî olan bir mefhum, karinenin kuvvetine göre sarih ve zahir manası gibi kabul edilir. İşte bu kaideye binaen, bu işarî manaların herbirisine müteaddid karineler, emareler bulunduğu gibi sair arkadaşları da ona karineler olur. Risale-i Nur'un mecmuundan haber veren sarih fıkralar dahi herbirisine kuvvetli bir karinedir.</span></span></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 565422, member: 1040028"] [B][I][FONT=Times New Roman][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]Sekizinci Şua [/COLOR][/SIZE][/FONT][/I][/B] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]ÜÇÜNCÜ BİR KERAMET-İ ALEVİYE BİR İFADE-İ MERAM[/B] [Malûm olsun ki; ben Risale-i Nur'un kıymetini ve ehemmiyetini beyan etmekle Kur'an'ın hakikatlarını ve imanın rükünlerini ilân etmek ve za'f-ı imana düşenleri onlara davet etmek ve onların kuvvetlerini ve hakkaniyetlerini göstermek istiyorum. Yoksa, hâşâ kendimi ve hiçbir cihetle beğenmediğim nefs-i emmaremi beğendirmek ve medhetmek değildir. Hem Risale-i Nur zahiren benim eserim olmak haysiyetiyle sena etmiyorum. Belki yalnız Kur'anın bir tefsiri ve Kur'andan mülhem bir tercüman-ı hakikîsi ve imanın hüccetleri ve dellâlı olmak haysiyetiyle meziyetlerini beyan ediyorum. Hattâ bir kısım risaleleri ihtiyarım haricinde yazdığım gibi, Risale-i Nur'un ehemmiyetini zikretmekte ihtiyarsız hükmündeyim. İmam-ı Ali'nin (Radıyallahü Anh) Âyet-ül Kübra namını verdiği Yedinci Şua risalesini yazmakta çok zahmet çektiğime bir mükâfat-ı âcile ve bir alâmet-i makbuliyet ve bir medar-ı teşvik olarak bu keramet-i Celcelutiye, inayet-i İlahiye tarafından verildiğine şübhem kalmamış. Tahdis-i nimet kabîlinden bunu Sekizinci Şua olarak yazdım. Yoksa haşre dair mühim bir âyetin mu'cizeli olan bürhanlarını yazacaktım.][/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3][U][İmam-ı Ali'nin (Radıyallahü Anh) Risale-i Nur'a dair üçüncü bir kerametidir.[/U]] Evet Onsekizinci ve Yirmisekizinci Lem'alarda izah ve isbat edilen iki zahir kerametini teyid ve takviye ederek Kaside-i Celcelutiye'sinde Siracünnur'dan sarahat derecesinde haber verdiği gibi, yine o kasidede Siracünnur'un en namdar risalelerine parmak basıyor, âdeta alkışlıyor; ve sekiz aded remz ile meşhur bir kısım risalelerini gösteriyor.[/SIZE][/FONT][/I] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]BİRİNCİSİ: [/B] Risale-i Nur'a tasrih eden[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺗُﻘَﺎﺩُ ﺳِﺮَﺍﺝُ ﺍﻟﻨُّﻮﺭِ ﺳِﺮًّﺍ ﺑَﻴَﺎﻧَﺔً[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]fıkrasından sonra Süryanî lisanıyla esma-i hüsnadan istimdad ve suver-i Kur'aniye ile bir münacat yapıyor. Tam otuzüç surelerle öyle garib ve manidar bir tarzda zikrediyor ki; bir kısım sırları ve gaybî haberleri dahi bildirmek istediği anlaşılıyor. Ben sıkıntılı bir zamanda İmam-ı Ali'nin (Radıyallahü Anh) Âyet-ül Kübra namını verdiği Yedinci Şua'ı bitirdiğim aynı vakitte -itikadımca bana acele bir mükâfat ve bir ücret olarak- geceleyin Celcelutiye'yi okudum. Birden bir ihtar-ı gaybî gibi kalbime denildi: İmam-ı Ali Radıyallahü Anh, Risale-i Nur ile çok meşguldür. Mecmuundan haber verdiği gibi kıymetdar risalelerine de işaret derecesinde remzedip îma ediyor. Eğer sarih bir surette gaybdan haber vermek çok zararları bulunduğundan, hikmete münafî olduğu cihetle hikmet-i İlahiye tarafından yasak olmasa idi tasrih edecekti. Meselâ; sureleri ta'dad ederken, yirmibeşinciye geldiği vakit diyor ki:[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺑِﺤَﻖِّ ﺗَﺒَﺎﺭَﻙَ ﺛُﻢَّ ﻧُﻮﻥٍ ﻭَ ﺳَٓﺎﺋِﻞٍ ٭ ﻭَ ﺑِﺴُﻮﺭَﺓِ ﺍﻟﺘَّﻬْﻤِﻴﺰِ ﻭَ ﺍﻟﺸَّﻤْﺲُ ﻛُﻮِّﺭَﺕْ ﻭَ ﺑِﺎﻟﺬَّﺍﺭِﻳَﺎﺕِ ﺫَﺭْﻭًﺍ ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺠْﻢِ ﺍِﺫَﺍ ﻫَﻮَﻯ ٭ ﻭَ ﺑِﺎِﻗْﺘَﺮَﺑَﺖْ ﻟِﻰَ ﺍﻟْﺎُﻣُﻮﺭُ ﺗَﻘَﺮَّﺑَﺖْ ﻭَ ﺑِﺴُﻮَﺭِ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ ﺣِﺰْﺑًﺎ ﻭَ ﺍَﻳَﺔً ٭ ﻋَﺪَﺩَ ﻣَﺎ ﻗَﺮَﺍَ ﺍﻟْﻘَﺎﺭِﻯ ﻭَﻣَﺎ ﻗَﺪْ ﺗَﻨَﺰَّﻟَﺖْ ﻓَﺎَﺳْﺌَﻠُﻚَ ﻳَﺎ ﻣَﻮْﻟﺎَﻯَ ﺑِﻔَﻀْﻠِﻚَ ﺍﻟَّﺬِﻯ ٭ ﻋَﻠَﻰ ﻛُﻞِّ ﻣَٓﺎ ﺍَﻧْﺰَﻟْﺖَ ﻛُﺘْﺒًﺎ ﺗَﻔَﻀَّﻠَﺖْ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]İşte bu fıkralarda Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesini hayrette bırakan ve üstünde göz ile görünen bir kerametiyle ve kıyamet ve haşri isbat eden hârika hüccetleriyle iştihar eden Yirmidokuzuncu Söz'e Hazret-i İmam-ı Ali Radıyallahü Anh, zikr ü ta'dad ettiği surelerin yirmidokuzuncu mertebesinde[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻭَﺍﻟﺸَّﻤْﺲُ ﻛُﻮِّﺭَﺕْ [/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3]ile ona işaret eder. Çünki kıyamet kopmasından gayet dehşetli haber veren[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺍِﺫَﺍ ﺍﻟﺸَّﻤْﺲُ ﻛُﻮِّﺭَﺕْ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]suresine tam mutabık bir surette o Yirmidokuzuncu Söz, kıyametin ve harab-ı âlemin ve mevt-i dünyanın ve hayat-ı âhiretin ve ihya-yı emvatın kat'î hüccetlerini beyan ederken, bu surenin dehşetli tasvirini zikretmesi; hem manada, hem yirmidokuzuncu mertebede tetabukları o işareti isbat eder. Hem tahavvülât-ı zerratta boğulan maddiyyunları susturan ve zerratın tahavvülâtı ve harekâtını, vazife ve intizamlarını emsalsiz bir tarzda isbat eden Otuzuncu Söz namındaki Zerrat Risalesi'ne Hazret-i İmam-ı Ali Radıyallahü Anh, otuzuncu mertebede[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻭَﺑِﺎﻟﺬَّﺍﺭِﻳَﺎﺕِ ﺫَﺭْﻭًﺍ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]kasemiyle ona işaret eder. Evet bu işarette lafzan ve sureten Sure-i[/SIZE][/FONT][/I][FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"] ﻭَﺍﻟﺬَّﺍﺭِﻳَﺎﺕِ ﺫَﺭْﻭًﺍ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]ve Risale-i Zerrat, birbirine müşabehet ile beraber mana cihetiyle dahi münasebet var. Çünki Sure-i[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻭَﺍﻟﺬَّﺍﺭِﻳَﺎﺕ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]ın başında tesadüfî ve intizamsız zannedilen temevvücat-ı havaiye, gayet hikmetli ve vazifedar olarak rububiyetin tekvinî emirlerini etrafa yetiştirir diye ifade ettiği gibi, Risale-i Zerrat dahi maddiyyunlar tarafından tesadüfî ve intizamsız telakki edilen harekât-ı zerrat dahi, gayet hikmetli ve o zerreler muntazam vazifelerle vazifedar olduklarını gayet kuvvetli ve kat'î bürhanlar ile isbat ediyor. Hem Mi'rac-ı Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselâm'ı delail-i akliye ile gayet makul ve kat'î bir surette isbat eden ve Otuzbirinci Söz namında ve mertebesinde bulunan Risale-i Mi'rac'a, Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.) otuzbirinci mertebede Mi'rac-ı Ahmedî (A.S.M.) ve Kab-ı Kavseyn'deki müşahede ve mükâlemeyi sarih bir surette başlayan Sure-i[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺠْﻢِ ﺍِﺫَﺍ ﻫَﻮَﻯ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]nın başında bulunan[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺠْﻢِ ﺍِﺫَﺍ ﻫَﻮَﻯ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]cümlesi ile sarahata yakın bir tarzda o risaleye işaret eder ve Sure-i[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻭَ ﺍﻟﻄُّﻮﺭِ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]yi bırakarak[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻭَ ﺍﻟﺬَّﺍﺭِﻳَﺎﺕ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]den sonra[/SIZE][/FONT][/I][FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"] ﻭَ ﺍﻟﻨَّﺠْﻢِ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Suresini zikretmesi bu işareti kuvvetlendirir. Hem Şakk-ı Kamer mu'cizesini münkirlere karşı kuvvetli deliller ile isbat eden Mi'rac Risalesi'nin zeyli bulunan Şakk-ı Kamer Risalesi namında otuzbirinci mertebenin âhirinde olan o risaleye, Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.) şakk-ı Kamer'i nass-ı sarih ile zikreden Sure-i[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﺍِﻗْﺘَﺮَﺑَﺖِ ﺍﻟﺴَّﺎﻋَﺔُ ﻭَ ﺍﻧْﺸَﻖَّ ﺍﻟْﻘَﻤَﺮُ [/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3]den iktibas ederek otuzbirinci mertebenin akabinde zikredilen[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻭَ ﺑِﺎِﻗْﺘَﺮَﺑَﺖْ ﻟِﻰَ ﺍﻟْﺎُﻣُﻮﺭُ ﺗَﻘَﺮَّﺑَﺖْ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]fıkrasıyla sarahata yakın işaret eder. Malûmdur ki; Risale-i Nur başta otuzüç aded Sözler'dir ve Sözler namıyla yâd edilir. Fakat Otuzüçüncü Söz müstakil değil, belki otuzüç aded Mektubat'tan ibarettir ve Mektubat namıyla zikredilir. Sonra Otuzbirinci Mektub dahi müstakil değil, belki otuzbir aded Lem'alardan mürekkebdir ve Lem'alar adı ile müştehirdir. Sonra Otuzbirinci Lem'a dahi müstakil olmamış, o da inşâallah otuzbir aded Şualardan mürekkeb olacak. El-Âyet-ül Kübra yedinci ve bu risale Sekizinci Şualarıdır. Demek Sözler'in hâtimesi Otuzikinci Söz'dür. Hem Risale-i Nur'un yıldızları içinde bir güneş hükmünde şakirdlerince telakki edilen Otuzikinci Söz namındaki üç mevkıflı risale-i hârika ve câmia ve Sözler'in bir cihette hâtimesi ve cem'iyetli neticesi olan o risaleye Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.) onun fevkalâde ehemmiyetini ve câmiiyetini göstermek için Kur'anın çok sureleriyle birden otuzikinci mertebede [/SIZE][/FONT][/I][FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻭَ ﺑِﺴُﻮَﺭِ ﺍﻟْﻘُﺮْﺍَﻥِ ﺣِﺰْﺑًﺎ ﻭَ ﺍَﻳَﺔً[/COLOR][/SIZE][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]kasemiyle otuzikinci mertebede bulunan o câmi' risaleye işaret eder. Risale-i Nur'un Otuzüçüncü Söz'ü ise, bundan evvel beyan ettiğimiz gibi otuzüç aded mektublardan ibaret ve Mektubat namında otuzüç kitab ve yüzden ziyade risalelerdir. İşte Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.) otuzüçüncü mertebede ve kaseminde Otuzüçüncü Söz'ün eczaları olan o yüzon kitab ve mektubata birden işaret etmek için yüzon semavî suhuf namında yüzon muhtasar kitablar ve o büyük mukaddes kitablardan istimdad manasında olan şu:[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻓَﺎَﺳْﺌَﻠُﻚَ ﻳَﺎ ﻣَﻮْﻟﺎَﻯَ ﺑِﻔَﻀْﻠِﻚَ ﺍﻟَّﺬِﻯ ٭ ﻋَﻠَﻰ ﻛُﻞِّ ﻣَٓﺎ ﺍَﻧْﺰَﻟْﺖَ ﻛُﺘْﺒًﺎ ﺗَﻔَﻀَّﻠَﺖْ [/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3]kelâmıyla işaret eder. Malûmdur ki; ilm-i belâgatta ve fenn-i beyanda uzak ve gizli manalara delalet etmek için karine tabir ettikleri emarelerden ve münasebetlerden birisi bulunsa, uzak bir mana ve gizli ve işarî olan bir mefhum, karinenin kuvvetine göre sarih ve zahir manası gibi kabul edilir. İşte bu kaideye binaen, bu işarî manaların herbirisine müteaddid karineler, emareler bulunduğu gibi sair arkadaşları da ona karineler olur. Risale-i Nur'un mecmuundan haber veren sarih fıkralar dahi herbirisine kuvvetli bir karinedir.[/SIZE][/FONT][/I] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Şualar
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst