Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sözler
Sözler 1. Ders - Bismillah Her Hayrın Başıdır.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 408263" data-attributes="member: 27"><p><strong>Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 21 - Bismillah Her Hayrın Başıdır.</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><strong>İşte, böyle bir seyahat için, iki adam sahrâya çıkıp gidiyorlar. Onlardan birisi mütevazi idi, diğeri mağrur. Mütevazii, bir reisin ismini aldı; mağrur almadı. Alanı her yerde selâmetle gezdi. Bir kàtıu’t-tarîke rast gelse, der: “Ben filân reisin ismiyle gezerim.” Şakî def olur gider, ilişemez. Bir çadıra girse o nam ile hürmet görür. Öteki mağrur, bütün seyahatinde öyle belâlar çeker ki, tarif edilmez. Daima titrer, daima dilencilik ederdi. Hem zelil, hem rezil oldu.</strong></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Burada kendi güç ve kuvvetinden teberri edip, her türlü belayı alt edebilecek birinin ismi ile hareket etmenin kıyaslamasını görüyoruz. Evet insan kendi gücüne, kuvvetine güvendiği zaman gücü nisbetinde iş görebilir. Mesela bir trafik polisi yolun bir yerinde durup, gelip geçen tüm araçları tek bir hareketiyle durdurabilir. Resmi elbiselerini çıkarıp aynı hareketi yapsa kendini ezilmekten kurtaramaz. Fark isim almakta. Kendi gücü yeterli olsaydı resmi elbiseleri olmadan da aynı şeyi yapabilmesi gerekirdi. Demek o elbise bir ismi sembolize ediyor. Elbiseyi gören onun ardında devletin gücünü hissediyor ve itaat ediyor. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Bir asker, kendinden daha büyük rütbede olan bir subayı ordudan gelen bir emirle tutuklayabilir. Askerlik elbisesini çıkarsa, kendinden daha aciz ve güçsüz birini de tutuklayamaz.</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><strong>İşte, ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın. </strong></span><strong><span style="font-family: 'verdana'">Şu dünya ise bir çöldür.</span></strong><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Daha öncede belirttiğimiz gibi, nefsimiz hikayedeki seyyahı temsil ediyor, çöl ise dünyamızı. Dünyamız çöl misali karşı koyamayacağımız düşmanlarla dolu. Kaçıp saklanacak bir yerimiz yok.</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p> <span style="font-family: 'verdana'"><strong>Aczin, fakrın hadsizdir. Düşmanın, hâcâtın nihayetsizdir. Madem öyledir; şu sahrânın Mâlik-i Ebedî ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al. Ta bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisâtın karşısında titremeden kurtulasın.</strong></span></p><p></p><p>Aczimiz ve fakrımız ise sınırsız. Düşmanlarımız nisbetinde aciz, ihtiyaçlarımız nisbetinde de fakiriz. Elimizdekileri korumaktan aciziz. Mesela sağlığımızı muhafaza etmek, varlığımızı muhafaza etmek bizim elimizde değil. Eşimiz, evladımız, malımız, mülkümüz ne varsa kendimizin zannediyoruz ama muhafazasına gelince elimizden çıkmalarına mani olamıyoruz. Yine ihtiyaçlarımız o kadar çok ki, gücümüz kuvvetimizle onları elde etmeye çalışsak, elde etmemiz mümkün değil. Mesela güneşe ihtiyacımız var, havaya ihtiyacımız var, suya, rızka, huzura vs...Tüm bunları bir veren olmasa, hangi gücümüz kuvvetimiz bunları karşılamaya yeter ? </p><p></p><p>Acizliklerimiz ve ihtiyaçlarımız çok olduğu gibi düşmanlarımızda çok. Maddi manevi hayatımızı tehdit eden herşey düşmanımız. Bilhassa manevi hayatımızın düşmanları saymakla bitmez. Bu derece acz ve fakr içinde yuvarlanan biçare insan, bu düşmanlara nasıl karşı koyabilir ? </p><p></p><p>Reçetemiz belli. Hikayede nasıl ki çölde seyahat eden seyyah bir reisin ismini alıp, kendini tehdit eden tehlikelere karşı koruyor ise, biz de dünya çölündeki düşmanlarımıza karşı koyabilmek için, herşeyin hakimi ve maliki olan Rabbimizin ismini almak durumundayız. Yoksa her bir ihtiyacımız için ve elimizdekilerin muhafazası için, fakrımız ve aczimiz nisbetinde başkalardan medet ummaya, dilenmeye mecbur kalırız. Öyle ise herkese müracaat etmek, herkesten dilenmek, her tehdide karşı titremek yerine bu Sahranın sahibi kim ise Onun bahtına düşmeliyiz, Ondan medet ummalı, Onu kaybetmekten korkup titremeliyiz.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 408263, member: 27"] [b]Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 21 - Bismillah Her Hayrın Başıdır.[/b] [FONT=verdana][B] İşte, böyle bir seyahat için, iki adam sahrâya çıkıp gidiyorlar. Onlardan birisi mütevazi idi, diğeri mağrur. Mütevazii, bir reisin ismini aldı; mağrur almadı. Alanı her yerde selâmetle gezdi. Bir kàtıu’t-tarîke rast gelse, der: “Ben filân reisin ismiyle gezerim.” Şakî def olur gider, ilişemez. Bir çadıra girse o nam ile hürmet görür. Öteki mağrur, bütün seyahatinde öyle belâlar çeker ki, tarif edilmez. Daima titrer, daima dilencilik ederdi. Hem zelil, hem rezil oldu. [/B] Burada kendi güç ve kuvvetinden teberri edip, her türlü belayı alt edebilecek birinin ismi ile hareket etmenin kıyaslamasını görüyoruz. Evet insan kendi gücüne, kuvvetine güvendiği zaman gücü nisbetinde iş görebilir. Mesela bir trafik polisi yolun bir yerinde durup, gelip geçen tüm araçları tek bir hareketiyle durdurabilir. Resmi elbiselerini çıkarıp aynı hareketi yapsa kendini ezilmekten kurtaramaz. Fark isim almakta. Kendi gücü yeterli olsaydı resmi elbiseleri olmadan da aynı şeyi yapabilmesi gerekirdi. Demek o elbise bir ismi sembolize ediyor. Elbiseyi gören onun ardında devletin gücünü hissediyor ve itaat ediyor. Bir asker, kendinden daha büyük rütbede olan bir subayı ordudan gelen bir emirle tutuklayabilir. Askerlik elbisesini çıkarsa, kendinden daha aciz ve güçsüz birini de tutuklayamaz. [B]İşte, ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın. [/B][/FONT][B][FONT=verdana]Şu dünya ise bir çöldür.[/FONT][/B][FONT=verdana] Daha öncede belirttiğimiz gibi, nefsimiz hikayedeki seyyahı temsil ediyor, çöl ise dünyamızı. Dünyamız çöl misali karşı koyamayacağımız düşmanlarla dolu. Kaçıp saklanacak bir yerimiz yok. [B]Aczin, fakrın hadsizdir. Düşmanın, hâcâtın nihayetsizdir. Madem öyledir; şu sahrânın Mâlik-i Ebedî ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al. Ta bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisâtın karşısında titremeden kurtulasın.[/B][/FONT] Aczimiz ve fakrımız ise sınırsız. Düşmanlarımız nisbetinde aciz, ihtiyaçlarımız nisbetinde de fakiriz. Elimizdekileri korumaktan aciziz. Mesela sağlığımızı muhafaza etmek, varlığımızı muhafaza etmek bizim elimizde değil. Eşimiz, evladımız, malımız, mülkümüz ne varsa kendimizin zannediyoruz ama muhafazasına gelince elimizden çıkmalarına mani olamıyoruz. Yine ihtiyaçlarımız o kadar çok ki, gücümüz kuvvetimizle onları elde etmeye çalışsak, elde etmemiz mümkün değil. Mesela güneşe ihtiyacımız var, havaya ihtiyacımız var, suya, rızka, huzura vs...Tüm bunları bir veren olmasa, hangi gücümüz kuvvetimiz bunları karşılamaya yeter ? Acizliklerimiz ve ihtiyaçlarımız çok olduğu gibi düşmanlarımızda çok. Maddi manevi hayatımızı tehdit eden herşey düşmanımız. Bilhassa manevi hayatımızın düşmanları saymakla bitmez. Bu derece acz ve fakr içinde yuvarlanan biçare insan, bu düşmanlara nasıl karşı koyabilir ? Reçetemiz belli. Hikayede nasıl ki çölde seyahat eden seyyah bir reisin ismini alıp, kendini tehdit eden tehlikelere karşı koruyor ise, biz de dünya çölündeki düşmanlarımıza karşı koyabilmek için, herşeyin hakimi ve maliki olan Rabbimizin ismini almak durumundayız. Yoksa her bir ihtiyacımız için ve elimizdekilerin muhafazası için, fakrımız ve aczimiz nisbetinde başkalardan medet ummaya, dilenmeye mecbur kalırız. Öyle ise herkese müracaat etmek, herkesten dilenmek, her tehdide karşı titremek yerine bu Sahranın sahibi kim ise Onun bahtına düşmeliyiz, Ondan medet ummalı, Onu kaybetmekten korkup titremeliyiz. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sözler
Sözler 1. Ders - Bismillah Her Hayrın Başıdır.
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst