Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Sorularla Risale-i Nur Hizmeti-DERLEME-
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ayvazoðlugýda" data-source="post: 256579" data-attributes="member: 1015225"><p>İnsanın fıtri vazifesi dua ile kulluktur</p><p> 11 Temmuz 2011 / 00:01</p><p> Günün Risale-i Nur dersi</p><p> </p><p> <em><strong>Bismillahirrahmanirrahim</strong></em></p><p> Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder.</p><p> Şu meselenin<span style="color: #f00"><strong> binler delillerinden</strong></span>, yalnız hayvan ve insanın dünyaya gelmelerindeki farkları, o meseleye vâzıh bir delildir ve bir burhan-ı kàtıdır. Evet,<span style="color: #00f"><strong> insaniyet, iman ile insaniyet olduğunu</strong></span>, insan ile hayvanın dünyaya gelişindeki farkları gösterir. Çünkü, hayvan, dünyaya geldiği vakit, adeta başka bir âlemde tekemmül etmiş gibi, istidadına göre mükemmel olarak gelir, yani gönderilir. Ya iki saatte, ya iki günde veya iki ayda bütün şerâit-i hayatiyesini ve kâinatla olan münasebetini ve kavânîn-i hayatını öğrenir, meleke sahibi olur.</p><p> <span style="color: #4b0082"><strong>İnsanın yirmi senede kazandığı iktidar-ı hayatiyeyi ve meleke-i ameliyeyi, yirmi günde serçe ve arı gibi bir hayvan tahsil eder, yani ona ilham olunur.</strong></span></p><p> Demek, <span style="color: #f00"><strong>hayvanın vazife-i asliyesi</strong></span>, taallümle tekemmül etmek değildir; ve marifet kesbetmekle terakki etmek değildir; ve aczini göstermekle medet istemek, dua etmek değildir. Belki vazifesi, istidadına göre taammüldür, amel etmektir, ubûdiyet-i fiiliyedir.</p><p> İnsan ise, dünyaya gelişinde, her şeyi öğrenmeye muhtaç ve hayat kanunlarına cahil; hattâ yirmi senede tamamen şerâit-i hayatı öğrenemiyor. Belki âhir ömrüne kadar öğrenmeye muhtaç, hem gayet âciz ve zayıf bir surette dünyaya gönderilip, bir iki senede ancak ayağa kalkabiliyor. On beş senede ancak zarar ve menfaati fark eder; hayat-ı beşeriyenin muavenetiyle, ancak menfaatlerini celp ve zararlardan sakınabilir.</p><p> Demek ki, <span style="color: #f00"><strong>insanın vazife-i fıtriyesi</strong></span>, taallümle tekemmüldür, dua ile ubûdiyettir. Yani, “Kimin merhametiyle böyle hakîmâne idare olunuyorum? Kimin keremiyle böyle müşfikane terbiye olunuyorum? Nasıl birisinin lütuflarıyla böyle nazeninâne besleniyorum ve idare ediliyorum?” bilmektir; ve binden ancak birisine eli yetişemediği hâcâtına dair Kàdıu’l-Hâcâta lisan-ı acz ve fakr ile yalvarmaktır ve istemek ve dua etmektir. Yani, aczin ve fakrın cenahlarıyla makam-ı âlâ-yı ubûdiyete uçmaktır.</p><p> Demek, <span style="color: #00f"><strong>insan bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir</strong></span>. Mahiyet ve istidat itibarıyla herşey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu marifetullahtır ve onun üssü’l-esası da iman-ı billâhtır. (Sözler 23. söz 4. Nokta)</p><p> <em><strong>Bediüzzaman Said Nursi</strong></em></p><p> <u><strong>SÖZLÜK: </strong></u></p><p><u><strong> </strong></u>acz : âcizlik, güçsüzlük</p><p> âdâ : düşmanlar</p><p> âhir : son</p><p> âlem : dünya</p><p> beliyyât : belalar</p><p> celp : çekme</p><p> cenah : kanat</p><p> dua : Allah’a yalvarma</p><p> esas-ı ubûdiyet : kulluğun esası, özü</p><p> fakr : fakirlik, ihtiyaç hali</p><p> giriftar : tutulmuş, yakalanmış</p><p> hâcât : ihtiyaçlar</p><p> hakîmâne : hikmetli biçimde</p><p> hayat-ı beşeriye : insan hayatı</p><p> iktidar-ı hayatiye : yaşama gücü</p><p> iman-ı billâh : Allah’a iman</p><p> istidad : kabiliyet, yetenek</p><p> Kàdıu’l-Hâcât : bütün ihtiyaçları karşılayan Allah</p><p> kerem : iyilik, ikram, cömertlik</p><p> kesbetmek : kazanmak</p><p> lisan-ı acz ve fakr : fakirlik ve acizlik dili</p><p> makam-ı âlâ-yı ubûdiyet : Allah’a kulluğun yüce makamı</p><p> marifet : geniş bilgi ve beceri</p><p> marifetullah : Allah’ı bilme ve tanıma</p><p> maruz : tesiri altında olan</p><p> medet : yardım</p><p> meleke-i ameliye : iş yapma mahareti, kabiliyeti</p><p> menfaat : çıkar, yarar</p><p> metâlib : istekler</p><p> muavenet : yardım</p><p> müptelâ : bağımlı, tutulmuş</p><p> müşfikane : şefkatli bir şekilde</p><p> nazeninâne : nazikçesine</p><p> nihayetsiz : sonsuz</p><p> suret : şekil</p><p> şerâit-i hayat : hayat şartları</p><p> taallüm : öğrenme</p><p> taammül : amel etmek, hareket etmek</p><p> tahsil etmek : öğrenmek</p><p> tekemmül : mükemmelleşme, olgunlaşma</p><p> terakki : ilerleme</p><p> ubûdiyet-i fiiliye : fiilî ibadetler</p><p> ulûm-u hakikiye : gerçek ilimler</p><p> üssü’l-esas : temel esas</p><p> vazife-i asliye : asıl vazife</p><p> vazife-i asliye-i fıtriye : yaratılıştan gelen asıl vazife</p><p> vazife-i fıtriye : yaratılıştan gelen görev</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ayvazoðlugýda, post: 256579, member: 1015225"] İnsanın fıtri vazifesi dua ile kulluktur 11 Temmuz 2011 / 00:01 Günün Risale-i Nur dersi [I][B]Bismillahirrahmanirrahim[/B][/I] Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder. Şu meselenin[COLOR=#f00][B] binler delillerinden[/B][/COLOR], yalnız hayvan ve insanın dünyaya gelmelerindeki farkları, o meseleye vâzıh bir delildir ve bir burhan-ı kàtıdır. Evet,[COLOR=#00f][B] insaniyet, iman ile insaniyet olduğunu[/B][/COLOR], insan ile hayvanın dünyaya gelişindeki farkları gösterir. Çünkü, hayvan, dünyaya geldiği vakit, adeta başka bir âlemde tekemmül etmiş gibi, istidadına göre mükemmel olarak gelir, yani gönderilir. Ya iki saatte, ya iki günde veya iki ayda bütün şerâit-i hayatiyesini ve kâinatla olan münasebetini ve kavânîn-i hayatını öğrenir, meleke sahibi olur. [COLOR=#4b0082][B]İnsanın yirmi senede kazandığı iktidar-ı hayatiyeyi ve meleke-i ameliyeyi, yirmi günde serçe ve arı gibi bir hayvan tahsil eder, yani ona ilham olunur.[/B][/COLOR] Demek, [COLOR=#f00][B]hayvanın vazife-i asliyesi[/B][/COLOR], taallümle tekemmül etmek değildir; ve marifet kesbetmekle terakki etmek değildir; ve aczini göstermekle medet istemek, dua etmek değildir. Belki vazifesi, istidadına göre taammüldür, amel etmektir, ubûdiyet-i fiiliyedir. İnsan ise, dünyaya gelişinde, her şeyi öğrenmeye muhtaç ve hayat kanunlarına cahil; hattâ yirmi senede tamamen şerâit-i hayatı öğrenemiyor. Belki âhir ömrüne kadar öğrenmeye muhtaç, hem gayet âciz ve zayıf bir surette dünyaya gönderilip, bir iki senede ancak ayağa kalkabiliyor. On beş senede ancak zarar ve menfaati fark eder; hayat-ı beşeriyenin muavenetiyle, ancak menfaatlerini celp ve zararlardan sakınabilir. Demek ki, [COLOR=#f00][B]insanın vazife-i fıtriyesi[/B][/COLOR], taallümle tekemmüldür, dua ile ubûdiyettir. Yani, “Kimin merhametiyle böyle hakîmâne idare olunuyorum? Kimin keremiyle böyle müşfikane terbiye olunuyorum? Nasıl birisinin lütuflarıyla böyle nazeninâne besleniyorum ve idare ediliyorum?” bilmektir; ve binden ancak birisine eli yetişemediği hâcâtına dair Kàdıu’l-Hâcâta lisan-ı acz ve fakr ile yalvarmaktır ve istemek ve dua etmektir. Yani, aczin ve fakrın cenahlarıyla makam-ı âlâ-yı ubûdiyete uçmaktır. Demek, [COLOR=#00f][B]insan bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir[/B][/COLOR]. Mahiyet ve istidat itibarıyla herşey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu marifetullahtır ve onun üssü’l-esası da iman-ı billâhtır. (Sözler 23. söz 4. Nokta) [I][B]Bediüzzaman Said Nursi[/B][/I] [U][B]SÖZLÜK: [/B][/U]acz : âcizlik, güçsüzlük âdâ : düşmanlar âhir : son âlem : dünya beliyyât : belalar celp : çekme cenah : kanat dua : Allah’a yalvarma esas-ı ubûdiyet : kulluğun esası, özü fakr : fakirlik, ihtiyaç hali giriftar : tutulmuş, yakalanmış hâcât : ihtiyaçlar hakîmâne : hikmetli biçimde hayat-ı beşeriye : insan hayatı iktidar-ı hayatiye : yaşama gücü iman-ı billâh : Allah’a iman istidad : kabiliyet, yetenek Kàdıu’l-Hâcât : bütün ihtiyaçları karşılayan Allah kerem : iyilik, ikram, cömertlik kesbetmek : kazanmak lisan-ı acz ve fakr : fakirlik ve acizlik dili makam-ı âlâ-yı ubûdiyet : Allah’a kulluğun yüce makamı marifet : geniş bilgi ve beceri marifetullah : Allah’ı bilme ve tanıma maruz : tesiri altında olan medet : yardım meleke-i ameliye : iş yapma mahareti, kabiliyeti menfaat : çıkar, yarar metâlib : istekler muavenet : yardım müptelâ : bağımlı, tutulmuş müşfikane : şefkatli bir şekilde nazeninâne : nazikçesine nihayetsiz : sonsuz suret : şekil şerâit-i hayat : hayat şartları taallüm : öğrenme taammül : amel etmek, hareket etmek tahsil etmek : öğrenmek tekemmül : mükemmelleşme, olgunlaşma terakki : ilerleme ubûdiyet-i fiiliye : fiilî ibadetler ulûm-u hakikiye : gerçek ilimler üssü’l-esas : temel esas vazife-i asliye : asıl vazife vazife-i asliye-i fıtriye : yaratılıştan gelen asıl vazife vazife-i fıtriye : yaratılıştan gelen görev [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Sorularla Risale-i Nur Hizmeti-DERLEME-
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst