Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
soru:Uluhiyet ve Rububiyet nedir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Garib" data-source="post: 162764" data-attributes="member: 1249"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red">Birinci Hakikat:</span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red"></span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red">Bâb-ı Rubûbiyet ve saltanattır ki, ism-i Rabbin cilvesidir.</span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red"></span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red">Hiç mümkün müdür ki, şe'n-i Rubûbiyet ve saltanat-ı Ulûhiyet, bâhusus böyle bir kâinatı, kemâlâtını göstermek için gayet âlî gâyeler ve yüksek maksadlar ile icâd etsin, onun gâyât ve makâsıdına karşı, İmân ve ubûdiyetle mukabele eden mü'minlere mükâfatı bulunmasın ve o makâsıdı red ve tahkir ile mukabele eden ehl-i dalâlete mücâzât etmesin?</span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong>...</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Green">Eğer deyip Kur'ân'a ve Habib-i Rahmân'a tâbi isen, o vakit semavat ve arz ve mevcudat, herkesin derecesine nisbeten, senin derecene göre senin firâkından müteessir olup mânen ağlarlar. Ulvî bir matemle ve haşmetli bir teşyî ile, kabir kapısıyla girdiğin beka âleminde senin derecene nisbeten senin için bir hüsn-ü istikbal var olduğuna işaret ederler.</span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Green"></span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Green"></span></strong></span></span><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkGreen">Birinci Hakikat:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkGreen">Bâb-ı Rubûbiyet ve saltanattır ki, ism-i Rabbin cilvesidir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkGreen">Hiç mümkün müdür ki, şe'n-i Rubûbiyet ve saltanat-ı </span></span></span><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkGreen"><u><strong>Ulûhiyet</strong></u>, bâhusus böyle bir kâinatı, kemâlâtını göstermek için gayet âlî gâyeler ve yüksek maksadlar ile icâd etsin, onun gâyât ve makâsıdına karşı, İmân ve ubûdiyetle mukabele eden mü'minlere mükâfatı bulunmasın ve o makâsıdı red ve tahkir ile mukabele eden ehl-i dalâlete mücâzât etmesin?</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkRed"><strong>Sözler | Onuncu Söz | 65</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Green"><span style="color: Olive"></span></span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Green"><span style="color: Olive"></span></span></strong><span style="color: Olive"><strong>Biri, kâinatın hey'et-i mecmûasındaki teâvün, tesânüd, teânuk, tecâvübden tezâhür eden sikke-i kübrâ-i <u>Ulûhiyet</u>tir ki, "Bismillah" -1- ona bakıyor.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: Olive"><strong>Sözler | On Dördüncü Lemanın İkinci Makamı | 15</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong> </strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red">ON ÜÇÜNCÜ İŞARET</span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong>Üç Noktadır.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red">BİRİNCİ NOKTA</span>: Şeytanın en büyük bir desisesi, hakaik-i imaniyenin azameti cihetinde dar kalbli ve kısa akıllı ve kâsır fikirli insanları aldatır, der ki: "Birtek zat, umum zerrat ve seyyarat ve nücumu ve sair mevcudatı bütün ahvâliyle tedbir-i rububiyetinde çeviriyor, idare ediyor deniliyor. Böyle hadsiz acip, büyük meseleye nasıl inanılabilir? Nasıl kalbe yerleşir? Nasıl fikir kabul edebilir?" der. Acz-i insanî noktasında bir hiss-i inkârî uyandırıyor.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red"></span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red">Elcevap:</span> Şeytanın bu desisesini susturan sır Allahu ekber'dir. Ve cevab-ı hakikîsi de Allahu ekber'dir. Evet, Allahu ekber'in ziyade kesretle şeâir-i İslâmiyede tekrarı, bu desiseyi mahvetmek içindir. Çünkü, insanın âciz kuvveti ve zayıf kudreti ve dar fikri, böyle hadsiz büyük hakikatleri Allahu ekber nuruyla görüp tasdik ediyor ve Allahu ekber kuvvetiyle o hakikatleri taşıyor ve Allahu ekber dairesinde yerleştiriyor ve vesveseye düşen kalbine diyor ki:</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong>Bu kâinatın gayet muntazamca tedbir ve tedvîri bilmüşahede görünüyor. Bunda iki yol var:</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red"></span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red">Birinci yol: </span>Mümkündür. Fakat gayet azîmdir ve harikadır. Zaten böyle harika bir eser, bir harika san'atla, çok acip bir yolla olur. O yol ise, mevcudat, belki zerrat adedince vücudunun şahitleri bulunan bir Zât-ı Ehad ve Samedin rububiyetiyle ve irade ve kudretiyle olmasıdır.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Red">İkinci yol:</span> Hiçbir cihet-i imkânı olmayan ve imtinâ derecesinde müşkilâtlı ve hiçbir cihette mâkul olmayan şirk ve küfür yoludur. Çünkü, Yirminci Mektup ve Yirmi İkinci Söz gibi çok risalelerde gayet kat'î ispat edildiği üzere, o vakit kâinatın herbir mevcudunda ve hattâ herbir zerresinde bir ulûhiyet-i mutlaka ve bir ilm-i muhit ve hadsiz bir kudret bulunmak lâzım geliyor. Tâ ki, mevcudatta bilmüşahede görünen nihayet derecede nizam ve intizam ve gayet hassas mizan ve imtiyaz ile mükemmel ve müzeyyen olan nukuş-u san'at vücut bulabilsin.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Cyan">Elhasıl:</span> Eğer tam lâyık ve tam yerinde olan azametli ve kibriyâlı rububiyet olmazsa, o vakit her cihetçe gayr-ı mâkul ve mümteni bir yol takip etmek lâzım gelecek. Lâyık ve lâzım olan azametten kaçmakla, muhal ve imtinâa girmeyi şeytan dahi teklif edemez. </strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: Magenta">Lemalar | On Üçüncü Lem´a | 90</span></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><strong></strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Garib, post: 162764, member: 1249"] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][B][COLOR=Red]Birinci Hakikat: Bâb-ı Rubûbiyet ve saltanattır ki, ism-i Rabbin cilvesidir. Hiç mümkün müdür ki, şe'n-i Rubûbiyet ve saltanat-ı Ulûhiyet, bâhusus böyle bir kâinatı, kemâlâtını göstermek için gayet âlî gâyeler ve yüksek maksadlar ile icâd etsin, onun gâyât ve makâsıdına karşı, İmân ve ubûdiyetle mukabele eden mü'minlere mükâfatı bulunmasın ve o makâsıdı red ve tahkir ile mukabele eden ehl-i dalâlete mücâzât etmesin?[/COLOR] ... [COLOR=Green]Eğer deyip Kur'ân'a ve Habib-i Rahmân'a tâbi isen, o vakit semavat ve arz ve mevcudat, herkesin derecesine nisbeten, senin derecene göre senin firâkından müteessir olup mânen ağlarlar. Ulvî bir matemle ve haşmetli bir teşyî ile, kabir kapısıyla girdiğin beka âleminde senin derecene nisbeten senin için bir hüsn-ü istikbal var olduğuna işaret ederler. [/COLOR][/B][/SIZE][/FONT][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=DarkGreen]Birinci Hakikat:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=DarkGreen]Bâb-ı Rubûbiyet ve saltanattır ki, ism-i Rabbin cilvesidir. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=DarkGreen]Hiç mümkün müdür ki, şe'n-i Rubûbiyet ve saltanat-ı [/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=DarkGreen][U][B]Ulûhiyet[/B][/U], bâhusus böyle bir kâinatı, kemâlâtını göstermek için gayet âlî gâyeler ve yüksek maksadlar ile icâd etsin, onun gâyât ve makâsıdına karşı, İmân ve ubûdiyetle mukabele eden mü'minlere mükâfatı bulunmasın ve o makâsıdı red ve tahkir ile mukabele eden ehl-i dalâlete mücâzât etmesin?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=DarkRed][B]Sözler | Onuncu Söz | 65[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][B][COLOR=Green][COLOR=Olive] [/COLOR][/COLOR][/B][COLOR=Olive][B]Biri, kâinatın hey'et-i mecmûasındaki teâvün, tesânüd, teânuk, tecâvübden tezâhür eden sikke-i kübrâ-i [U]Ulûhiyet[/U]tir ki, "Bismillah" -1- ona bakıyor. Sözler | On Dördüncü Lemanın İkinci Makamı | 15[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][B] [COLOR=Red]ON ÜÇÜNCÜ İŞARET[/COLOR] Üç Noktadır. [COLOR=Red]BİRİNCİ NOKTA[/COLOR]: Şeytanın en büyük bir desisesi, hakaik-i imaniyenin azameti cihetinde dar kalbli ve kısa akıllı ve kâsır fikirli insanları aldatır, der ki: "Birtek zat, umum zerrat ve seyyarat ve nücumu ve sair mevcudatı bütün ahvâliyle tedbir-i rububiyetinde çeviriyor, idare ediyor deniliyor. Böyle hadsiz acip, büyük meseleye nasıl inanılabilir? Nasıl kalbe yerleşir? Nasıl fikir kabul edebilir?" der. Acz-i insanî noktasında bir hiss-i inkârî uyandırıyor. [COLOR=Red] Elcevap:[/COLOR] Şeytanın bu desisesini susturan sır Allahu ekber'dir. Ve cevab-ı hakikîsi de Allahu ekber'dir. Evet, Allahu ekber'in ziyade kesretle şeâir-i İslâmiyede tekrarı, bu desiseyi mahvetmek içindir. Çünkü, insanın âciz kuvveti ve zayıf kudreti ve dar fikri, böyle hadsiz büyük hakikatleri Allahu ekber nuruyla görüp tasdik ediyor ve Allahu ekber kuvvetiyle o hakikatleri taşıyor ve Allahu ekber dairesinde yerleştiriyor ve vesveseye düşen kalbine diyor ki: Bu kâinatın gayet muntazamca tedbir ve tedvîri bilmüşahede görünüyor. Bunda iki yol var: [COLOR=Red] Birinci yol: [/COLOR]Mümkündür. Fakat gayet azîmdir ve harikadır. Zaten böyle harika bir eser, bir harika san'atla, çok acip bir yolla olur. O yol ise, mevcudat, belki zerrat adedince vücudunun şahitleri bulunan bir Zât-ı Ehad ve Samedin rububiyetiyle ve irade ve kudretiyle olmasıdır. [COLOR=Red]İkinci yol:[/COLOR] Hiçbir cihet-i imkânı olmayan ve imtinâ derecesinde müşkilâtlı ve hiçbir cihette mâkul olmayan şirk ve küfür yoludur. Çünkü, Yirminci Mektup ve Yirmi İkinci Söz gibi çok risalelerde gayet kat'î ispat edildiği üzere, o vakit kâinatın herbir mevcudunda ve hattâ herbir zerresinde bir ulûhiyet-i mutlaka ve bir ilm-i muhit ve hadsiz bir kudret bulunmak lâzım geliyor. Tâ ki, mevcudatta bilmüşahede görünen nihayet derecede nizam ve intizam ve gayet hassas mizan ve imtiyaz ile mükemmel ve müzeyyen olan nukuş-u san'at vücut bulabilsin. [COLOR=Cyan]Elhasıl:[/COLOR] Eğer tam lâyık ve tam yerinde olan azametli ve kibriyâlı rububiyet olmazsa, o vakit her cihetçe gayr-ı mâkul ve mümteni bir yol takip etmek lâzım gelecek. Lâyık ve lâzım olan azametten kaçmakla, muhal ve imtinâa girmeyi şeytan dahi teklif edemez. [COLOR=Magenta]Lemalar | On Üçüncü Lem´a | 90[/COLOR] [/B][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
soru:Uluhiyet ve Rububiyet nedir?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst