Siz Olsanız Ne Cevap Verirdiniz?

harp

Well-known member
Siz Olsanız Ne Cevap Verirdiniz?
[FONT=verdana,sans-serif]Huneyn Harbi Mekke'nin Fethi'nden sonra oldu. Bu savaşta elde edilen ganimetler daha çok gönlü İslama ısındırılmak istenenlere verildi. Bu kişilerin çoğu ise Peygamberimizin kabilesi olan Kureyş Kabilesi'ndendi. [/FONT]

[FONT=verdana,sans-serif]Bu durum Ensar arasında çeşitil şikayetlere sebep oldu. "Peygamber daha çok kendi kabilesinden kişilere mal mülk dağıtıyor." dediler.
İslam tarihinde Mekke'den Medine'ye göç eden Müslümanlara "Muhacir" ve muhacirlere yardım eden, Medineli Müslümanlara "Ensar" denilmiş. İslam tarihinde Ensar olarak anılan
[/FONT][FONT=verdana,sans-serif]Medine halkı; Mekke'de zûlüm altında olan ilk Müslümanları şehirlerine davet etmiş, onlarla evlerini, topraklarını paylaşmış, kentlerinin bu davet nedeniyle düşmanların taarruzlarına maruz kalmasını göze almışlardır.
Sahabelerden biri Ensar'ın şikayetlerini Peygamberimize bildirdi. Bunun üzerine Peygamberimiz sahabenin toplanmasını istedi ve onlara şu şekilde hitap etti:
[/FONT]

[FONT=verdana,sans-serif]"Ey Ensar topluluğu! Duydum ki, gönlünüzde bana karşı bir kırgınlık hâsıl olmuş..."[/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif]
"Ben geldiğimde, siz dalâlet içinde değil miydiniz? Allah, benimle sizi hidayete erdirmedi mi?"
"Ben geldiğimde, siz fakr u zaruret içinde kıvranmıyor muydunuz? Allah, benim vesilemle sizi zenginleştirmedi mi?"
"Ben geldiğimde siz, birbirinizle düşman değil miydiniz? Allah, benimle sizin kalplerinizi telif edip gönüllerinizi birbirinize ısındırmadı mı?"
Efendimiz, her cümle ve soruyu bitirdikçe ensardan topluca şu ses yükseliyordu: "Evet, evet, minnet Allah'a ve Resûlü'nedir.!"

"Ey ensar topluluğu! Dileseydiniz, bana başka türlü de cevap verebilirdiniz.
[/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif]Meselâ şöyle de diyebilirdiniz: Mekke'den bize tekzip edilmiş olarak geldin ve biz sana inandık; terk edilmiş olarak geldin, biz sana sahip çıktık; yurdundan kovulmuş olarak geldin, biz sana yuvalarımızı açtık; muhtaç olarak geldin, biz senin bütün ihtiyaçlarını karşıladık! Bana bu şekilde cevap vermiş olsaydınız, doğru söylemiş olacaktınız. Sizi yalanlayan da olmayacaktı. [/FONT]

[FONT=verdana,sans-serif] Ey ensar topluluğu! Müslüman olmalarını istediğim bazı kişilere bir miktar dünyalık verdiğim için kalben gücendi iseniz; herkes evine deveyle, koyunla dönerken, siz evlerinize Resûlullah'la dönmek istemez misiniz? [/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif]
Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, insanların hepsi bir vadiye, Ensar da başka bir vadiye gitse, ben hiç tereddüt etmeden Ensarın gittiği tarafa giderim. Eğer hicret meselesi olmasaydı, ben Ensardan biri olmayı ne kadar arzu ederdim. Ey Allahım! Ensarı, çocuklarını ve torunlarını Sen koru!"

Bu sözleri dinleyenler arasında ağlamayan tek fert kalmamıştı. Herkes, hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve güçleri yettiği kadar da "Allah ve Resulü bize yeter. Biz başka şey istemiyoruz." diye mırıldanıyorlardı. Orada burada vır vır vır konuşanlar... Nefisleri adına gelecek hesabı yapanlar... Allah ve Resulünden başka her şeye talip olanlar...
Bu yazıyı okuyanlar ve bu soruya muhatap olanlar...
Kendinizi o gün orada o anda olanların yerine koyunca bu soruya ne cevap verirdiniz!
[/FONT] [FONT=verdana,sans-serif] [/FONT]

Nasıl Bakarsan Öyle Görürsün

[FONT=verdana,sans-serif]Başlıktaki güzel söz, Hz. Ali’ye (ra) ait. Neşeli bir insanın çevresindeki herşeyi sevinçli, bayram havası içinde; üzüntülü bir insanın da her şeyi hüzünlü,yaslı,keyifsiz görmesi elbette ki bakış açılarından kaynaklanmaktadır.[/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif]Ve yine yarım bardak su iki kişiye gösterildiğinde birinin, “Yarısına kadar boş” demesi kötümserliğini; “Yarısına kadar dolu” diyenin de iyimserliğini gösterdiği gibi.[/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif] Bu "bakış açısı" gerçeklere sırt çevirmeyi, hayalperest olmayı gerektirmiyor. Güzel huylu olma, güzel görüp güzel düşünmenin bir sonucu. Bediüzzaman’ın dediği gibi, “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır. "Mü’mince bir bakış açısıdır bu." [/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif] Hadise,olaylara iman,itikat,islam,tevekkül gözlüğüyle bakmak adeta;hadisenin seyri,gidişatı,sonucu altında insanı karamsarlık,ezilmekten,üzüntüden kurtaran altın bir formuldür.Çünkü iman ve islami itikat, hayata ve olaylara, her şeyi sevimli, güzel, cana yakın gösteren şeffaf, berrak, aydınlık bir gözlükle baktırır. İmansızlık,inançsızlık ise herşeyi korkunç, sevimsiz, çirkin gösteren kapkara bir gözlük takar insanın gözüne.[/FONT]
[FONT=verdana,sans-serif]Bu bakış açısıyla iyi insanın elinde her şey iyi, faydalı ve sevimli olur. Tıpkı katilin elinde adam öldüren bıçağın, uzman bir cerrahın elinde ameliyat yapıp insan hayatını kurtardığı gibi.[/FONT]
 

uður1

Well-known member
GÜncelleme.allah razi olsun İnŞ. Hocam.selametle ve dua İle.en derİn saygilarimla.vesselamlar.............
 
Üst