Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybi 5. Ders - İmanla Kabre Girmek İçin..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="pendüender" data-source="post: 376719" data-attributes="member: 1023459"><p><strong>Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 57 - İmanla Kabre Girmek İçin..</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em>Ahirzaman da imanla kabre gitme ile ilgili Bediüzzaman'ın tespitleri</em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em></em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em>.....Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinin bunca genişliğine rağmen, kul yine de endişe etmeli; kabre imansız girmekten tir tir titremelidir. Zira Allah Resûlü’nün ifadeleri içerisinde, akşam mü’min olanın sabah kâfir; sabah mü’min olanın da akşam kâfir olabileceği şu dönemde, kimse akıbetinden emin olmamalıdır. </em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em></em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em>Evet, Üstad’ın 1940-45’li yılları arasında ifade ettiği bu hakikatin, üç yönden incelenmesi gerekir. Bir; ehl-i keşif ve tahkik kimdir? İki; Üstad, bu sözü hangi şartlarda söylemiştir? Üç; aynı mesele, günümüzde de geçerli midir? </em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em></em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em>Bir: Yaygın bir kanaate göre o “ehl-i keşif ve tahkik” Bediüzzaman’ın kendisidir. Evet, kendinin şuurunda ve farkında olan, fakat bunu etrafına açmayan Hak dostu onun kendisidir. Aslında daha 20-25 yaşlarında iken, kabirde olup-biteni sezecek kadar keşfe-keramete açık bir insanın, bir yerde ölen insanlardan ancak kırkta bir ya da ikisinin imanla, gerisinin imansız kabre girdiğini haber vermesi normal sayılabilir. Hayatı boyunca, gözlerini harama kapayan bir insanın, Cenâb-ı Hak kalb gözünü açmış ve onunla berzah âleminde olup biteni seyrettirmişse bu Allah’ın ona bir lütfudur. </em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em></em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em>İki: Üstad bu sözü hangi şartlarda söylemiştir? Herkesin bildiği gibi, onun yaşadığı devir, her yönüyle farklıdır. Tefsir yazacak seviyedeki din âlimleri bile, birtakım İslâm düşüncesiyle telifi imkânsız olan fikrî cereyanlara maruz kalmış; hilkat mevzuunda evolüsyona inanacak kadar tereddüde düşmüşlerdir. Böyle bir dönemde elbette avam halkın, kamil bir imânâ sahip olması düşünülemez. Kâmil imânâ sahip olmaları bir yana, insanlar küfür seylapları önünde yuvarlanan birer kütük haline gelmişlerdir. Dönemin bu özelliği, elbette o dönemde yaşayan insanlar üzerinde etkili olmuştur. İman ve Kur’ân adına en küçük bir kıvılcımın bile tutuşturulmasına müsaade edilmeyen bir dönemde Üstad, o döneme mahsus ölen insanların kırkta bir ya da ikisinin ancak imanlı olarak kabre girdiğini haber vermiştir. </em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em></em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em>Üç: Aynı mesele günümüzde de geçerli midir? Üstad’ın bundan 40-50 yıl önceki bir müşahedesini, bunca Allah’a iman etmiş ve gönül vermiş insanın olduğu şu döneme teşmil ve tamim etmek doğru olmasa gerek diye düşünüyorum. Zira o, aynı mesele ile ilgili başka bir yerde, iman ve Kur’ân’a hizmet dairesi içine girenlerin imanla kabre gireceklerini müjdeler. Dolayısıyla bugün, aynı daire içinde bulunup dünyanın dört bir yanına dağılmış, kalbleri aynı duygu ve aynı düşünce etrafında atan binlerce insan vardır. Bu insanlar her akşam-sabah ellerini kaldırıp: “Allahümme ecirna minennar; Allah’ım! İslâm’a gönül vermiş bütün Müslümanları cehennem ateşinden koru..” diyerek birbirlerine dua etmektedirler. Bu dua, ferdan ferda herkes için söz konusudur. Bir insanın duasını bile geri çevirmeyen Allah’ın (c.c) bunca insanın duasına hayır demesini düşünmek, O’nun hakkında yapılacak en büyük sû-i zan olur. Cenâb-ı Hak’tan ümidimiz, şimdilerde İslâm’ı tanıyıp kabullenen, O’na gönül veren ve hatta iman ve Kur’ân hizmetinde bulunanlara düşmanlık duyguları içeresinde olmayan insanlara bile, -bir kısım ibadetleri eksik ve kusurları olsa bile- imanla kabre girmeyi nasip edeceği istikametindedir. </em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em></em></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong><em>Burada üzerinde durulacak başka bir husus ise, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri hayatı boyunca yazdığı eserlerle, insanların zihnindeki şüpheleri izale edip, imanı tahkime çalışan bir İslâm âlimidir. Belki de Cenâb-ı Hak, bu görevi daha çevik-çavak yapsın diye, ona bu imansızlık fezaat ve fecaatini göstermiş, aşk ve şevkle iman hizmetinde bulunmasını sağlamıştır.M.Fethullah Gülen</em></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="pendüender, post: 376719, member: 1023459"] [b]Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 57 - İmanla Kabre Girmek İçin..[/b] [FONT=Georgia][B][I]Ahirzaman da imanla kabre gitme ile ilgili Bediüzzaman'ın tespitleri .....Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinin bunca genişliğine rağmen, kul yine de endişe etmeli; kabre imansız girmekten tir tir titremelidir. Zira Allah Resûlü’nün ifadeleri içerisinde, akşam mü’min olanın sabah kâfir; sabah mü’min olanın da akşam kâfir olabileceği şu dönemde, kimse akıbetinden emin olmamalıdır. Evet, Üstad’ın 1940-45’li yılları arasında ifade ettiği bu hakikatin, üç yönden incelenmesi gerekir. Bir; ehl-i keşif ve tahkik kimdir? İki; Üstad, bu sözü hangi şartlarda söylemiştir? Üç; aynı mesele, günümüzde de geçerli midir? Bir: Yaygın bir kanaate göre o “ehl-i keşif ve tahkik” Bediüzzaman’ın kendisidir. Evet, kendinin şuurunda ve farkında olan, fakat bunu etrafına açmayan Hak dostu onun kendisidir. Aslında daha 20-25 yaşlarında iken, kabirde olup-biteni sezecek kadar keşfe-keramete açık bir insanın, bir yerde ölen insanlardan ancak kırkta bir ya da ikisinin imanla, gerisinin imansız kabre girdiğini haber vermesi normal sayılabilir. Hayatı boyunca, gözlerini harama kapayan bir insanın, Cenâb-ı Hak kalb gözünü açmış ve onunla berzah âleminde olup biteni seyrettirmişse bu Allah’ın ona bir lütfudur. İki: Üstad bu sözü hangi şartlarda söylemiştir? Herkesin bildiği gibi, onun yaşadığı devir, her yönüyle farklıdır. Tefsir yazacak seviyedeki din âlimleri bile, birtakım İslâm düşüncesiyle telifi imkânsız olan fikrî cereyanlara maruz kalmış; hilkat mevzuunda evolüsyona inanacak kadar tereddüde düşmüşlerdir. Böyle bir dönemde elbette avam halkın, kamil bir imânâ sahip olması düşünülemez. Kâmil imânâ sahip olmaları bir yana, insanlar küfür seylapları önünde yuvarlanan birer kütük haline gelmişlerdir. Dönemin bu özelliği, elbette o dönemde yaşayan insanlar üzerinde etkili olmuştur. İman ve Kur’ân adına en küçük bir kıvılcımın bile tutuşturulmasına müsaade edilmeyen bir dönemde Üstad, o döneme mahsus ölen insanların kırkta bir ya da ikisinin ancak imanlı olarak kabre girdiğini haber vermiştir. Üç: Aynı mesele günümüzde de geçerli midir? Üstad’ın bundan 40-50 yıl önceki bir müşahedesini, bunca Allah’a iman etmiş ve gönül vermiş insanın olduğu şu döneme teşmil ve tamim etmek doğru olmasa gerek diye düşünüyorum. Zira o, aynı mesele ile ilgili başka bir yerde, iman ve Kur’ân’a hizmet dairesi içine girenlerin imanla kabre gireceklerini müjdeler. Dolayısıyla bugün, aynı daire içinde bulunup dünyanın dört bir yanına dağılmış, kalbleri aynı duygu ve aynı düşünce etrafında atan binlerce insan vardır. Bu insanlar her akşam-sabah ellerini kaldırıp: “Allahümme ecirna minennar; Allah’ım! İslâm’a gönül vermiş bütün Müslümanları cehennem ateşinden koru..” diyerek birbirlerine dua etmektedirler. Bu dua, ferdan ferda herkes için söz konusudur. Bir insanın duasını bile geri çevirmeyen Allah’ın (c.c) bunca insanın duasına hayır demesini düşünmek, O’nun hakkında yapılacak en büyük sû-i zan olur. Cenâb-ı Hak’tan ümidimiz, şimdilerde İslâm’ı tanıyıp kabullenen, O’na gönül veren ve hatta iman ve Kur’ân hizmetinde bulunanlara düşmanlık duyguları içeresinde olmayan insanlara bile, -bir kısım ibadetleri eksik ve kusurları olsa bile- imanla kabre girmeyi nasip edeceği istikametindedir. Burada üzerinde durulacak başka bir husus ise, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri hayatı boyunca yazdığı eserlerle, insanların zihnindeki şüpheleri izale edip, imanı tahkime çalışan bir İslâm âlimidir. Belki de Cenâb-ı Hak, bu görevi daha çevik-çavak yapsın diye, ona bu imansızlık fezaat ve fecaatini göstermiş, aşk ve şevkle iman hizmetinde bulunmasını sağlamıştır.M.Fethullah Gülen[/I][/B][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybi 5. Ders - İmanla Kabre Girmek İçin..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst