Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nurdan Makaleler
Seyyidim Gavs- Azam
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 343137" data-attributes="member: 5987"><p>14</p><p><strong><span style="font-family: 'Calibri-Bold'">"Onlar dünya hayatını seve seve ahirete tercih ederler."</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Calibri-Bold'"></span><span style="font-family: 'Calibri-Bold'"><span style="font-size: 9px"><span style="font-family: 'Calibri-Bold'"><span style="font-size: 9px">18 </span></span></span></span></strong></p><p><strong></strong><span style="font-family: 'Calibri'">ayetinin sırr-ı işarisiyle, ahireti</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">bildikleri ve İmân ettikleri halde dünyayı ahirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi bâki</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">bir elmasa bilerek rıza ve sevinçle tercih etmek ve âkıbeti görmeyen kör hissiyatın hükmüyle,</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">hazır bir dirhem zehirli lezzeti, ileride bir batman sâfi lezzete tercih etmek, bu zamanın</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">dehşetli bir marazı, bir musibetidir. O musibet sırrıyla, hakikî müminler dahi bazan ehl-i</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">dalâlete taraftar olmak gibi dehşetli hatada bulunuyorlar. Cenab-ı Hak, ehl-i imanı ve Risale-i</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">Nur şakirtlerini bu musibetlerin şerrinden muhafaza eylesin. Amin.</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">Said Nursî</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'"></span><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 12px">9. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 12px"></span></span></span></span><strong><span style="font-family: 'Calibri-Bold'">Cem-i Kutbiyet ve Ferdiyet ve Gavsiyet</span><span style="font-family: 'Calibri-Bold'"><span style="font-size: 9px"><span style="font-family: 'Calibri-Bold'"><span style="font-size: 9px">19</span></span></span></span></strong></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">Hazret-i Şeyh, veraset-i mutlaka noktasında, </span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'"></span><strong><span style="font-family: 'Calibri-Bold'"><span style="color: #c10000"><span style="font-family: 'Calibri-Bold'"><span style="color: #c10000">Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın</span></span></span></span></strong></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">kadem-i mübarekini omuzunda gördüğü için, kendi kademini evliyanın omuzuna o sırdan</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">bırakıyor. Kasidesinde zahir görünen, temeddüh ve iftihar değil, belki tahdis-i nimet ve âli bir</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">şükürdür. Yalnız bu kadar var ki, muhibbiyet makamı olan makam-ı niyazdan mahbubiyet</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">makamı olan nazdarlık makamına çıkmış. Yani tarik-i acz ve fakrdan, meşreb-i aşk ve istiğraka</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">girmiş. Ve kendine olan niam-ı azime-i İlâhiyeyi yâd edip, bihakkın müftehirane şükretmiştir.</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">Keramet, mucize gibi Cenab-ı Hakkın fiilidir, hediyesidir, ihsanıdır ve ikramıdır; beşerin fiili</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">değildir. O keramete mazhar olan zat ise, bazan biliyor, bazan bilmiyor, vukuundan sonra</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">bilir. Keramete mazhariyetini kablelvuku bilen ve ikram-ı İlâhîye ihtiyariyle tevfik-i hareket</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">eden kısım, eğer enaniyetten bütün bütün tecerrüd etmişse ve Hazret-i Gavs gibi kudsiyet</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">kesb etmişse, Cenab-ı Hakkın izniyle, o kerametin her tarafını bilerek kendisi sahip çıkar, bilir</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">ve bildirir. Fakat bununla beraber, madem o keramet ikramdır; bütün tafsilatıyla keramet</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">sahibine de meşhud olmak lâzım değildir. Bu sırra binaen, Hazret-i Şeyh, ilâm-ı Rabbanî ve</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">izn-i İlâhî ile bu asrı görmüş ve hizmet-i Kur'âniyenin etrafında bizleri müşahede edip nazar-ı</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">şefkatiyle bakmış. O beş satır, sırf bir keramet ve intak-ı bilhak ve bir ikram-ı İlâhî ve veraset-i</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">Nebeviye itibarıyla zuhur ettiğinden, mucizevârî, kudret-i beşer fevkinde bir şekil almış. Sun'î,</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">irade-i şeyh ile olduğu değildir. Çünkü intaktır. Ruh-u kudsîsi hissetmiş, görmüş. İrade ve</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">ihtiyar yetişemiyor. Akıl ise ruhun harekâtını ihâta edemez. Lisan, ne kadar aklın dekaik-i</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">tasavvuratının tercümesinde âciz ise, ihtiyar dahi ruhun dekaik-ı harekâtının derkinde o</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">derece âcizdir.</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">Hazret-i Gavs, o derece yüksek bir mertebeye mâlik ve o derece harika bir keramete</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">mazhardır ki, kâfirlerin bir kısmı demiş: </span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'"></span><strong><span style="font-family: 'Calibri-Bold'">"Biz İslâmiyeti kabul edemiyoruz; fakat Abdülkadir-i</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Calibri-Bold'">Geylânî'yi de inkâr edemiyoruz." </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Calibri-Bold'"></span></strong><span style="font-family: 'Calibri'">Hem evliyayı inkâr eden Vahhâbînin müfrit kısmı dahi</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">Hazret-i Şeyhi inkâr edemiyorlar. Evliya, onun derece-i celâletine yetişmediği bütün ehl-i</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">tarikatça teslim edilmiştir.</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">İşte böyle güneş gibi bir mucize-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâm, yüksek ve</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">sönmez bir bârika-i İslâmiyet olan bir zât-ı nuranînin, gayb-âşinâ nazarıyla asrımızı görüp,</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">böyle bir keramet izhariyle teselli verip teşci etmek şe'nindendir. Acaba hiç mümkün müdür</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">ki, </span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'"></span><strong><span style="font-family: 'Calibri-Bold'">"Sultanü'l-Evliya" </span></strong><span style="font-family: 'Calibri'">makamını ihraz etmiş ve hamiyet-i İslâmiye ile zamanındaki padişahları</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">titretmiş ve kuvve-i kudsiye ile mazi ve müstakbeli hazır gibi izn-i İlâhî ile görmüş ve</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'">mematında dahi hayatındaki gibi dâimî tasarrufu bulunduğu tasdik edilmiş olan bir</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'"></span><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 9px"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 9px">18 </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 9px"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 9px"></span></span></span></span><span style="font-family: 'Calibri'">İbrahim Sûresi: 14:3.</span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 9px"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 9px">19 </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 9px"><span style="font-family: 'Calibri'"><span style="font-size: 9px"></span></span></span></span><span style="font-family: 'Calibri'">Sikke-i Tasdik-ı Gaybi, Sekizinci Lem’a, s.217-219.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 343137, member: 5987"] 14 [B][FONT=Calibri-Bold]"Onlar dünya hayatını seve seve ahirete tercih ederler." [/FONT][FONT=Calibri-Bold][SIZE=1][FONT=Calibri-Bold][SIZE=1]18 [/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT] [/B][FONT=Calibri-Bold][SIZE=1][FONT=Calibri-Bold][SIZE=1][/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT][FONT=Calibri]ayetinin sırr-ı işarisiyle, ahireti[/FONT] [FONT=Calibri]bildikleri ve İmân ettikleri halde dünyayı ahirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi bâki bir elmasa bilerek rıza ve sevinçle tercih etmek ve âkıbeti görmeyen kör hissiyatın hükmüyle, hazır bir dirhem zehirli lezzeti, ileride bir batman sâfi lezzete tercih etmek, bu zamanın dehşetli bir marazı, bir musibetidir. O musibet sırrıyla, hakikî müminler dahi bazan ehl-i dalâlete taraftar olmak gibi dehşetli hatada bulunuyorlar. Cenab-ı Hak, ehl-i imanı ve Risale-i Nur şakirtlerini bu musibetlerin şerrinden muhafaza eylesin. Amin. Said Nursî [/FONT][FONT=Calibri][SIZE=3][FONT=Calibri][SIZE=3]9. [/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT][B][FONT=Calibri-Bold]Cem-i Kutbiyet ve Ferdiyet ve Gavsiyet[/FONT][FONT=Calibri-Bold][SIZE=1][FONT=Calibri-Bold][SIZE=1]19[/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Calibri-Bold][SIZE=1][FONT=Calibri-Bold][SIZE=1][/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT][/B][FONT=Calibri-Bold][SIZE=1][FONT=Calibri-Bold][SIZE=1][/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT][FONT=Calibri]Hazret-i Şeyh, veraset-i mutlaka noktasında, [/FONT][B][FONT=Calibri-Bold][COLOR=#c10000][FONT=Calibri-Bold][COLOR=#c10000]Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın[/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/B] [B][FONT=Calibri-Bold][COLOR=#c10000][FONT=Calibri-Bold][COLOR=#c10000][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][/B][FONT=Calibri-Bold][COLOR=#c10000][FONT=Calibri-Bold][COLOR=#c10000][/COLOR][/FONT][/COLOR][/FONT][FONT=Calibri]kadem-i mübarekini omuzunda gördüğü için, kendi kademini evliyanın omuzuna o sırdan bırakıyor. Kasidesinde zahir görünen, temeddüh ve iftihar değil, belki tahdis-i nimet ve âli bir şükürdür. Yalnız bu kadar var ki, muhibbiyet makamı olan makam-ı niyazdan mahbubiyet makamı olan nazdarlık makamına çıkmış. Yani tarik-i acz ve fakrdan, meşreb-i aşk ve istiğraka girmiş. Ve kendine olan niam-ı azime-i İlâhiyeyi yâd edip, bihakkın müftehirane şükretmiştir. Keramet, mucize gibi Cenab-ı Hakkın fiilidir, hediyesidir, ihsanıdır ve ikramıdır; beşerin fiili değildir. O keramete mazhar olan zat ise, bazan biliyor, bazan bilmiyor, vukuundan sonra bilir. Keramete mazhariyetini kablelvuku bilen ve ikram-ı İlâhîye ihtiyariyle tevfik-i hareket eden kısım, eğer enaniyetten bütün bütün tecerrüd etmişse ve Hazret-i Gavs gibi kudsiyet kesb etmişse, Cenab-ı Hakkın izniyle, o kerametin her tarafını bilerek kendisi sahip çıkar, bilir ve bildirir. Fakat bununla beraber, madem o keramet ikramdır; bütün tafsilatıyla keramet sahibine de meşhud olmak lâzım değildir. Bu sırra binaen, Hazret-i Şeyh, ilâm-ı Rabbanî ve izn-i İlâhî ile bu asrı görmüş ve hizmet-i Kur'âniyenin etrafında bizleri müşahede edip nazar-ı şefkatiyle bakmış. O beş satır, sırf bir keramet ve intak-ı bilhak ve bir ikram-ı İlâhî ve veraset-i Nebeviye itibarıyla zuhur ettiğinden, mucizevârî, kudret-i beşer fevkinde bir şekil almış. Sun'î, irade-i şeyh ile olduğu değildir. Çünkü intaktır. Ruh-u kudsîsi hissetmiş, görmüş. İrade ve ihtiyar yetişemiyor. Akıl ise ruhun harekâtını ihâta edemez. Lisan, ne kadar aklın dekaik-i tasavvuratının tercümesinde âciz ise, ihtiyar dahi ruhun dekaik-ı harekâtının derkinde o derece âcizdir. Hazret-i Gavs, o derece yüksek bir mertebeye mâlik ve o derece harika bir keramete mazhardır ki, kâfirlerin bir kısmı demiş: [/FONT][B][FONT=Calibri-Bold]"Biz İslâmiyeti kabul edemiyoruz; fakat Abdülkadir-i[/FONT][/B] [B][FONT=Calibri-Bold]Geylânî'yi de inkâr edemiyoruz." [/FONT][/B][FONT=Calibri-Bold][/FONT][FONT=Calibri]Hem evliyayı inkâr eden Vahhâbînin müfrit kısmı dahi[/FONT] [FONT=Calibri]Hazret-i Şeyhi inkâr edemiyorlar. Evliya, onun derece-i celâletine yetişmediği bütün ehl-i tarikatça teslim edilmiştir. İşte böyle güneş gibi bir mucize-i Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâm, yüksek ve sönmez bir bârika-i İslâmiyet olan bir zât-ı nuranînin, gayb-âşinâ nazarıyla asrımızı görüp, böyle bir keramet izhariyle teselli verip teşci etmek şe'nindendir. Acaba hiç mümkün müdür ki, [/FONT][B][FONT=Calibri-Bold]"Sultanü'l-Evliya" [/FONT][/B][FONT=Calibri-Bold][/FONT][FONT=Calibri]makamını ihraz etmiş ve hamiyet-i İslâmiye ile zamanındaki padişahları[/FONT] [FONT=Calibri]titretmiş ve kuvve-i kudsiye ile mazi ve müstakbeli hazır gibi izn-i İlâhî ile görmüş ve mematında dahi hayatındaki gibi dâimî tasarrufu bulunduğu tasdik edilmiş olan bir [/FONT][FONT=Calibri][SIZE=1][FONT=Calibri][SIZE=1]18 [/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT][FONT=Calibri]İbrahim Sûresi: 14:3.[/FONT] [FONT=Calibri][/FONT][FONT=Calibri][SIZE=1][FONT=Calibri][SIZE=1]19 [/SIZE][/FONT][/SIZE][/FONT][FONT=Calibri]Sikke-i Tasdik-ı Gaybi, Sekizinci Lem’a, s.217-219.[/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nurdan Makaleler
Seyyidim Gavs- Azam
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst