Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Nakşıbendi ve Nakşıbendilik
Sufinin Dünyası
sabır imtihani.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 291646" data-attributes="member: 1004566"><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">Hayat bir fırsat ve ganimettir. Harcandığında bir daha ele geçmez. Boşa gitmemesi, pişmanlıkla bitmemesi için sabır gerekir. Kurtulmanın tek çaresi sabretmektir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">Kişi, ilk olarak gayeye ermek ve ibadet edebilmek için tahammül göstermelidir. İbadet nefs için büyük bir zahmet ve ağırlıktır. Kişi, nefsinin karşı çıkışına ve ibadet lezzetine varamamış olanların hallerine uymayıp, kötü emsali örnek almayıp sabretmesi lazım gelir. Zira sabır kulluğun birinci basamağıdır. </span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">İkinci olarak, fedakârlık isteyen taat ve ibadete riya ve gösterişin katılmamaya da sabretmek gerekir. Riya gibi, gösteriş gibi, ihlâssızlık gibi ibadeti bâtıl eden hallerden kurtulmak için yine sabır gereklidir.</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">Üçüncü olarak, sıkıntı, güçlük ve musibetlerle dolu dünya hayatına sabır lazımdır. Dünyanın kendisi beladır. Allah için olmayan bir dünya hayatı musibettir. Seni Allah’a götürmeyen dünya, nimet değil musibettir. </span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">İnsan hayatı boyunca türlü meşakkatlere katlanır. Afetler, hırsızlıklar, uğradığı hakaret ve haksızlıklar... Çocukların, akrabaların ölümü, işlerin bozulması, iflâslar vs, vs... Türlü türlü musibetler yani. Fakat bütün bunlar üzücü olmakla beraber, Allah yolunda perde değildir. Kulluk için bir imtihandır ve bunlara sabretmek lazım gelir.</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">Allah Tealâ’nın sevgili kulları, en çok da peygamberleri sıkıntı çekmiştir. Daha sonra veliler, daha sonra da alimler bundan nasibini almıştır. Sıkıntı çekmek ahiret için olunca müminin sermayesidir, olgunluğuna sebeptir. Dünyanın kadr ü kıymete değmediğini anlamaya vesiledir.</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">Rabb-i Zülcelâl bir ayet-i kerimede buyuruyor: “And olsun ki, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihana çekileceksiniz.” (Âl-i İmran, 186). İmtihanının içine çeşit çeşit belalar, musibetler, dünya hayatının gidişatı... Kısaca acı tatlı bütün haller girer. Bütün bunlar ibadetten geri kalmak için değil, aksine yüzü Allah’a çevirmek için, onunla irtibatlı olmak birer vesiledir.</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">Sen yüzünü Allah’a çevirir, kulluk etmek istersin. Ama arkadaşların seni kötü alışkanlıklara, nefsin lezzetlerine çevirmeye çalışır. Dünya sana musallat olur. Bir bakarsın işlerin yolunda, dünyanın zevki sefası seni çağırır. Bir bakarsın hayat taş taşımaktan ağır hale gelmiş, içinden çıkılmaz işler olmuş... Ne olursa olsun, dünyanın da, hayatın da, bizim de sahibimiz Allah. Öyleyse dünyanın zevkine de ezasına da sabredip, kulluk etmeye devam edeceğiz. </span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">Kıyamette yaptıklarımız ortaya çıkar. Gençken ölen bir kimse, yaptığı hatalara karşılık: “Henüz çok gençtim, hayatın tadına varamamıştım..” der. Ama kendisine denilir ki: “Yusuf Aleyhisselam kadar genç ve güzel mi idin, insanların nefsî ve şehevî duygularına onun kadar muhatap mı oldun?” Öyle değil tabii ki...</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">Bazıları da: “Öyle fakirdim ki, geçim sıkıntısından ibadet edemedim. Eğer rızkım bol olsaydı, daha iyi kulluk ederdim.” der. Ona da denilir ki: “İsa Aleyhisselam kadar fakir miydin? O bir gün barınmak için mağaraya girdi, oradaki ceylan dile gelerek: ‘Ey Allah’ın Nebisi, Allah bu mağarayı bana mesken kıldı. Sizin mekânınız evlerinizdir.’ deyince oradan da ayrıldı. Taşı yastık yaptı, toprağı yatak, semayı yorgan yaptı, yattı. Lanetli şeytan gelip ‘Ya İsa sende mi dünyaya meylettin, yastık olarak taşı kullanıyorsun!’ deyince, o taşı da kaldırıp şeytana fırlattı ve bir daha yastık da kullanmadı. Dünyadan ayrıldığında ondan geriye kalan bir iğne ve bir ibrik idi. Sen bu kadar fakir miydin?”</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">Zenginler huzura getirilir ve onlar da der ki: “Yarabbi sen bize o kadar çok dünya malı verdin ki, biz bunlarla uğraşmaktan ibadet ve taate zaman bulamadık.” Onlara da şöyle denir: “Siz Süleyman Aleyhisselam kadar zengin miydiniz? Ne kadar zengin olursa olsun, sabah namazını kıldıktan sonra düşkünlerin yanına gider, onlarla otururdu. Dünya malı ne kadar arttıysa da o bununla meşgul olmadı.”</span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Black'"><span style="font-size: 15px">Mal-mülk, zenginlik-fakirlik, güzellik-gençlik insanı eğriltmez. Eğrilik kişinin içindedir. Bu yüzden insan bir an önce içini doğrultmaya çalışmalıdır. Bunun için de Mevlâna Hazretleri’nin söylediği gibi: Güzel ve kalıcı bir dövmeyle süslenmek isteyen kişinin, dövmecinin iğnesine sabretmesi gerekir. Kalplerimize nurun, güzelliğin nakşedilmesi de sabırladır.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Monotype Corsiva'">Mehmet Ildırar</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 291646, member: 1004566"] [FONT=Arial Black][SIZE=4]Hayat bir fırsat ve ganimettir. Harcandığında bir daha ele geçmez. Boşa gitmemesi, pişmanlıkla bitmemesi için sabır gerekir. Kurtulmanın tek çaresi sabretmektir. [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]Kişi, ilk olarak gayeye ermek ve ibadet edebilmek için tahammül göstermelidir. İbadet nefs için büyük bir zahmet ve ağırlıktır. Kişi, nefsinin karşı çıkışına ve ibadet lezzetine varamamış olanların hallerine uymayıp, kötü emsali örnek almayıp sabretmesi lazım gelir. Zira sabır kulluğun birinci basamağıdır. [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]İkinci olarak, fedakârlık isteyen taat ve ibadete riya ve gösterişin katılmamaya da sabretmek gerekir. Riya gibi, gösteriş gibi, ihlâssızlık gibi ibadeti bâtıl eden hallerden kurtulmak için yine sabır gereklidir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]Üçüncü olarak, sıkıntı, güçlük ve musibetlerle dolu dünya hayatına sabır lazımdır. Dünyanın kendisi beladır. Allah için olmayan bir dünya hayatı musibettir. Seni Allah’a götürmeyen dünya, nimet değil musibettir. [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]İnsan hayatı boyunca türlü meşakkatlere katlanır. Afetler, hırsızlıklar, uğradığı hakaret ve haksızlıklar... Çocukların, akrabaların ölümü, işlerin bozulması, iflâslar vs, vs... Türlü türlü musibetler yani. Fakat bütün bunlar üzücü olmakla beraber, Allah yolunda perde değildir. Kulluk için bir imtihandır ve bunlara sabretmek lazım gelir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]Allah Tealâ’nın sevgili kulları, en çok da peygamberleri sıkıntı çekmiştir. Daha sonra veliler, daha sonra da alimler bundan nasibini almıştır. Sıkıntı çekmek ahiret için olunca müminin sermayesidir, olgunluğuna sebeptir. Dünyanın kadr ü kıymete değmediğini anlamaya vesiledir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]Rabb-i Zülcelâl bir ayet-i kerimede buyuruyor: “And olsun ki, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihana çekileceksiniz.” (Âl-i İmran, 186). İmtihanının içine çeşit çeşit belalar, musibetler, dünya hayatının gidişatı... Kısaca acı tatlı bütün haller girer. Bütün bunlar ibadetten geri kalmak için değil, aksine yüzü Allah’a çevirmek için, onunla irtibatlı olmak birer vesiledir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]Sen yüzünü Allah’a çevirir, kulluk etmek istersin. Ama arkadaşların seni kötü alışkanlıklara, nefsin lezzetlerine çevirmeye çalışır. Dünya sana musallat olur. Bir bakarsın işlerin yolunda, dünyanın zevki sefası seni çağırır. Bir bakarsın hayat taş taşımaktan ağır hale gelmiş, içinden çıkılmaz işler olmuş... Ne olursa olsun, dünyanın da, hayatın da, bizim de sahibimiz Allah. Öyleyse dünyanın zevkine de ezasına da sabredip, kulluk etmeye devam edeceğiz. [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]Kıyamette yaptıklarımız ortaya çıkar. Gençken ölen bir kimse, yaptığı hatalara karşılık: “Henüz çok gençtim, hayatın tadına varamamıştım..” der. Ama kendisine denilir ki: “Yusuf Aleyhisselam kadar genç ve güzel mi idin, insanların nefsî ve şehevî duygularına onun kadar muhatap mı oldun?” Öyle değil tabii ki...[/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]Bazıları da: “Öyle fakirdim ki, geçim sıkıntısından ibadet edemedim. Eğer rızkım bol olsaydı, daha iyi kulluk ederdim.” der. Ona da denilir ki: “İsa Aleyhisselam kadar fakir miydin? O bir gün barınmak için mağaraya girdi, oradaki ceylan dile gelerek: ‘Ey Allah’ın Nebisi, Allah bu mağarayı bana mesken kıldı. Sizin mekânınız evlerinizdir.’ deyince oradan da ayrıldı. Taşı yastık yaptı, toprağı yatak, semayı yorgan yaptı, yattı. Lanetli şeytan gelip ‘Ya İsa sende mi dünyaya meylettin, yastık olarak taşı kullanıyorsun!’ deyince, o taşı da kaldırıp şeytana fırlattı ve bir daha yastık da kullanmadı. Dünyadan ayrıldığında ondan geriye kalan bir iğne ve bir ibrik idi. Sen bu kadar fakir miydin?”[/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]Zenginler huzura getirilir ve onlar da der ki: “Yarabbi sen bize o kadar çok dünya malı verdin ki, biz bunlarla uğraşmaktan ibadet ve taate zaman bulamadık.” Onlara da şöyle denir: “Siz Süleyman Aleyhisselam kadar zengin miydiniz? Ne kadar zengin olursa olsun, sabah namazını kıldıktan sonra düşkünlerin yanına gider, onlarla otururdu. Dünya malı ne kadar arttıysa da o bununla meşgul olmadı.”[/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Black][SIZE=4]Mal-mülk, zenginlik-fakirlik, güzellik-gençlik insanı eğriltmez. Eğrilik kişinin içindedir. Bu yüzden insan bir an önce içini doğrultmaya çalışmalıdır. Bunun için de Mevlâna Hazretleri’nin söylediği gibi: Güzel ve kalıcı bir dövmeyle süslenmek isteyen kişinin, dövmecinin iğnesine sabretmesi gerekir. Kalplerimize nurun, güzelliğin nakşedilmesi de sabırladır.[/SIZE][/FONT] [FONT=Monotype Corsiva]Mehmet Ildırar[/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Nakşıbendi ve Nakşıbendilik
Sufinin Dünyası
sabır imtihani.
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst