Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur ve Nur Cemaati
Risale-i Nur'a Yardımcı Kaynaklar - Görüş ve Tavsi
Risale-i nur’u anlama teknikleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Zuhr" data-source="post: 212447" data-attributes="member: 8625"><p><strong>Risale-i Nur'dan nasıl daha fazla istifade edebiliriz - 5 - (Misal)</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: sienna"><em><strong>Buraya kadar anlattıklarımızı Yedinci Söz üzerinde gösterelim:</strong></em></span></span></p><p> </p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">YEDİNCİ SÖZ</span></strong></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: indigo"><strong>1. </strong><strong>HÜKÜM</strong></span></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Şu kâinatın tılsım-ı muğlakını açan</span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 18px">[آمَنْتُ بِاللّهِ وَ بِالْيَوْمِ اْلآخِرِ]</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">(Allaha ve ahiret gününe iman ettim) ruh-u beşer için saadet kapısını fetheden ne kadar kıymetdar <strong>iki tılsım-ı müşkil-küşâ</strong> olduğunu ve sabır ile Hâlikına tevekkül ve iltica ve şükür ile Rezzâkından sual ve dua ne kadar nâfi ve tiryak gibi <strong>iki ilâç</strong> olduğunu; ve Kur'an'ı dinlemek, hükmüne inkıyad etmek, namazı kılmak, kebâiri terk etmek ebedü’l-âbâd yolculuğunda ne kadar mühim, değerli revnakdâr <strong>bir bilet</strong>, bir zâd-ı âhiret, bir nur-u kabir olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle:</span><a href="http://sorucevap.risaleonline.com/soru-cevap/risale-i-nurdan-daha-iyi-istifade-yollari#_ftnref1" target="_blank"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">[1]</span></a></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: indigo"><strong>2. </strong><strong>MİSAL</strong></span></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Bir zaman bir asker, meydan-ı harb ve imtihanda, kâr ve zarar deverârında pek müdhiş bir vaziyete düşer. <strong>ŞÖYLE Kİ:</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Sağ ve sol iki tarafından dehşetli derin <strong>iki yara</strong> ile yaralı ve arkasında <strong>cesîm bir arslan</strong>, ona saldırmak için bekliyor gibi duruyor. Ve gözü önünde bir <strong>darağacı</strong> dikilmiş, bütün sevdiklerini asıp mahvediyor, onu da bekliyor. Hem bu hâli ile beraber uzun bir <strong>yolculuğu var, nefyediliyor</strong>.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">O bîçare, şu dehşet içinde, meyusane düşünürken; sağ cihetinde Hızır gibi bir hayırhah, nuranî bir zât peyda olur. Ona der:</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">“Meyus olma.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Sana <strong>iki tılsım</strong> verip öğreteceğim. Güzelce istîmal etsen; o arslan, sana müsahhar bir at olur. Hem o darağacı, sana keyif ve tenezzüh için hoş bir salıncağa döner.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hem sana <strong>iki ilâç</strong> vereceğim. Güzelce istîmal etsen; o iki müteaffin yaraların, iki güzel kokulu gül-ü Muhammedî (Aleyhissalâtü Vesselâm) denilen latif çiçeğe inkılab ederler.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hem sana <strong>bir bilet</strong> vereceğim. Onunla, uçar gibi bir senelik bir yolu bir günde kesersin. İşte eğer inanmıyorsan bir parça tecrübe et. Tâ doğru olduğunu anlayasın."</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Hakikaten bir parça tecrübe etti. Doğru olduğunu tasdik etti. Evet ben, yani şu bîçare Said dahi bunu tasdik ederim. Çünki biraz tecrübe ettim, pek doğru gördüm. Bundan sonra birden gördü ki: Sol cihetinden Şeytan gibi dessas, ayyaş aldatıcı bir adam, çok zînetler, süslü sûretler, fantâziyeler, müskirler beraber olduğu halde geldi, karşısında durdu. Ona dedi:</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-Hey arkadaş! Gel gel, beraber işret edip keyfedelim. Şu güzel kız sûretlerine bakalım. Şu hoş şarkıları dinleyelim. Şa tatlı yemekleri yiyelim.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Sual: Hâ hâ, nedir ağzında gizli okuyorsun?</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Cevap: Bir tılsım.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-Bırak şu anlaşılmaz işi. Hâzır keyfimizi bozmayalım.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">S- Hâ, şu ellerindeki nedir?</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">C- Bir ilâç.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">- At şunu. Sağlamsın, neyin var? Alkış zamanıdır.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">S- Hâ, şu beş nişanlı kâğıt nedir?</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">C- Bir bilet. Bir tâyinat senedi.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">- Yırt bunları. Şu güzel bahar mevsiminde yolculuk bizim nemize lâzım! der. Herbir desise ile onu iknaa çalışır. Hatta o bîçâre, ona biraz meyleder. Evet, insan aldanır. Ben de öyle bir dessasa aldandım.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Birden sağ cihetinden ra'd gibi bir ses gelir. Der: "Sakın aldanma. Ve o dessâsa de ki: Eğer arkamdaki arslanı öldürüp, önümdeki darağacını kaldırıp, sağ ve solumdaki yaraları defedip, peşimdeki yolculuğu menedecek bir çare sende varsa, bulursan; haydi yap, göster, görelim. Sonra de: Gel keyfedelim. Yoksa sus, hey sersem! Tâ Hızır gibi bu zât-ı semâvî dediğini desin."</span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: indigo"><strong>3. </strong><strong>HAKİKAT</strong></span></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>İŞTE</strong> ey gençliğinde gülmüş, şimdi güldüğüne ağlayan nefsim!</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Bil! O bîçare asker ise, sensin ve insandır.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Ve o <strong>arslan</strong> ise, eceldir.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Ve o <strong>darağacı</strong> ise, ölüm ve zeval ve firaktır ki; gece gündüzün dönmesinde her dost vedâ eder, kaybolur.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Ve <strong>o iki yara</strong> ise, birisi müz’ic ve hadsiz bir acz-i beşerî; diğeri elim, nihayetsiz bir fakr-ı insanîdir.</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Ve o <strong>nefy ve yolculuk</strong> ise, âlem-i ervahtan, rahm-ı mâderden, sabâvetten, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, sırat’tan geçer bir uzun sefer-i imtihandır.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Ve o iki tılsım ise, </strong>Cenâb-ı Hakk'a îmân ve âhirete îmandır.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>EVET,</strong> şu kudsî tılsım ile ölüm; insan-ı mümini, zindan-ı dünyadan bostan-ı cinâna, huzur-u Rahman'a götüren bir müsahhar at ve burak sûretini alır. Onun içindir ki, ölümün hakikatini gören kâmil insanlar, ölümü sevmişler. Daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Hem zeval ve firak, memat ve vefat ve darağacı olan mürur-u zaman, </strong>o iman tılsımı ile, Sâni-i Zülcelâl'in taze taze, renk renk, çeşit çeşit mûcizât-ı nakşını, havarık-ı kudretini, tecelliyat-ı Rahmetini, Kemâl-i lezzetle seyr ve temaşaya vasıta sûretini alır. <strong>EVET,</strong> güneşin nurundaki renkleri gösteren âyinelerin tebeddül edip tazelenmesi ve sinema perdelerinin değişmesi, daha hoş, daha güzel manzaralar teşkil eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Ve o iki ilâç ise,</strong> biri sabır ile tevekküldür. Hâlıkının kudretine istinad, hikmetine itimaddır, öyle mi?</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>EVET.</strong> Emr-i [كُنْ فَيَكُونُ]’e mâlik bir Sultan-ı Cihân'a acz tezkeresiyle istinad eden bir adamın ne pervası olabilir? Zira en müdhiş bir musibet karşısında</span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 18px">[اِنَّا لِلّهِ وَاِنَّآ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ]</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">deyip itminan-ı kalb ile Rabb-ı Rahîm'ine îtimad eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>EVET</strong> ârif-i billâh, aczden, mehâfetullahtan telezzüz eder. <strong>EVET</strong> havfta lezzet vardır. Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan sual edilse: “En leziz ve en tatlı hâletin nedir?” Belki diyecek: “Aczimi, zâfımı anlayıp, vâlidemin tatlı tokatından korkarak yine vâlidemin şefkatli sinesine sığındığım hâlettir.” Hâlbuki bütün vâlidelerin şefkatleri, ancak bir lema-i tecelli-i rahmettir. Onun içindir ki kâmil insanlar, aczde ve havfullahta öyle bir lezzet bulmuşlar ki; kendi havl ve kuvvetlerinden şiddetle teberri edip, Allah'a acz ile sığınmışlar. Aczi ve havfı, kendilerine şefaatçi yapmışlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Diğer ilâç ise, şükür ve kanaat ile taleb ve dua ve Rezzâk-ı Rahîm'in rahmetine îtimaddır, </strong>öyle mi?</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>EVET</strong>. Bütün yeryüzünü bir sofra-i nimet eden ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan ve o sofranın yanına koyan ve üstüne serpen bir Cevvâd-ı Kerim'in misâfirine fakr ve ihtiyaç, nasıl elîm ve ağır olabilir? Belki fakr ve ihtiyacı, hoş bir iştiha sûretini alır. İştiha gibi fakrın tezyîdine çalışır. Onun içindir ki kâmil insanlar, fakr ile fahretmişler. Sakın yanlış anlama! Allah'a karşı fakrını hissedip yalvarmak demektir. Yoksa fakrını halka gösterip, dilencilik vaziyetini almak demek değildir.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>Ve o bilet, sened ise</strong>; başta namaz olarak edâ-yı ferâiz ve terk-i kebâirdir. Öyle mi?</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>EVET.</strong> Bütün ehl-i ihtisas ve müşâhedenin ve bütün ehl-i zevk ve keşfin ittifakıyla; o uzun ve karanlıklı ebedü’l-âbâd yolunda zâd ve zahîre, ışık ve Burak, ancak Kur’an’ın evâmirini imtisâl ve nevahîsinden içtinab ile elde edilebilir. Yoksa fen ve felsefe, sanat ve hikmet o yolda beş para etmez. Onların ışıkları, kabrin kapısına kadardır.</span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: indigo"><strong>4. </strong><strong>HİSSE</strong></span></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>İŞTE</strong> ey tenbel nefsim!</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Beş vakit namazı kılmak, yedi kebâiri terketmek ne kadar az ve rahat ve hafiftir. Neticesi ve meyvesi ve faidesi ne kadar çok mühim ve büyük olduğunu, aklın varsa, bozulmamış ise anlarsın.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Ve fısk ve sefahete seni teşvik eden şeytana ve o adama dersin: <strong>Eğer ölümü öldürüp, zevâli dünyadan izale etmek ve aczi ve fakrı beşerden kaldırıp kabir kapısını kapamak çaresi varsa söyle, dinleyelim</strong>. Yoksa sus! Kâinat mescid-i kebirinde Kur'an kâinatı okuyor, onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım, hidâyetiyle amel edelim ve onu vird-i zeban edelim. <strong>EVET,</strong> söz odur ve ona derler. Hak olup, Hak'tan gelip, Hak diyen ve hakikati gösteren ve nuranî hikmeti neşreden odur.</span></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">-------------------------------------------------------</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: navy"><em><strong>[1]</strong></em></span></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em> Hüküm kısmında Allah’a ve ahirete iman 2 tılsım, tevekkül ve dua 2 ilaç, Kur’an’a itaat ve namaz bir bilet olmak üzere 5 madde zikredilmiştir. Misal, hakikat ve hisse kısımlarına dikkat edilirse oralarda da 5 madde zikredildiği görülür.</em></span></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p style="text-align: right"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em>Kaynak: </em></span></span></p> <p style="text-align: right"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em>Risale-i Nur'un Mahiyeti ve İstifade Yolları</em></span></span></p> <p style="text-align: right"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em>İdris Tüzün</em></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Zuhr, post: 212447, member: 8625"] [b]Risale-i Nur'dan nasıl daha fazla istifade edebiliriz - 5 - (Misal)[/b] [FONT=Trebuchet MS][COLOR=sienna][I][B]Buraya kadar anlattıklarımızı Yedinci Söz üzerinde gösterelim:[/B][/I][/COLOR][/FONT] [B][FONT=Trebuchet MS]YEDİNCİ SÖZ[/FONT][/B] [FONT=Trebuchet MS][COLOR=indigo][B]1. [/B][B]HÜKÜM[/B][/COLOR][/FONT][FONT=Trebuchet MS]Şu kâinatın tılsım-ı muğlakını açan[/FONT] [CENTER][FONT=Trebuchet MS][SIZE=5][آمَنْتُ بِاللّهِ وَ بِالْيَوْمِ اْلآخِرِ][/SIZE][/FONT][/CENTER] [FONT=Trebuchet MS](Allaha ve ahiret gününe iman ettim) ruh-u beşer için saadet kapısını fetheden ne kadar kıymetdar [B]iki tılsım-ı müşkil-küşâ[/B] olduğunu ve sabır ile Hâlikına tevekkül ve iltica ve şükür ile Rezzâkından sual ve dua ne kadar nâfi ve tiryak gibi [B]iki ilâç[/B] olduğunu; ve Kur'an'ı dinlemek, hükmüne inkıyad etmek, namazı kılmak, kebâiri terk etmek ebedü’l-âbâd yolculuğunda ne kadar mühim, değerli revnakdâr [B]bir bilet[/B], bir zâd-ı âhiret, bir nur-u kabir olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle:[/FONT][URL="http://sorucevap.risaleonline.com/soru-cevap/risale-i-nurdan-daha-iyi-istifade-yollari#_ftnref1"][FONT=Trebuchet MS][1][/FONT][/URL] [FONT=Trebuchet MS][COLOR=indigo][B]2. [/B][B]MİSAL[/B][/COLOR][/FONT][FONT=Trebuchet MS]Bir zaman bir asker, meydan-ı harb ve imtihanda, kâr ve zarar deverârında pek müdhiş bir vaziyete düşer. [B]ŞÖYLE Kİ:[/B][/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Sağ ve sol iki tarafından dehşetli derin [B]iki yara[/B] ile yaralı ve arkasında [B]cesîm bir arslan[/B], ona saldırmak için bekliyor gibi duruyor. Ve gözü önünde bir [B]darağacı[/B] dikilmiş, bütün sevdiklerini asıp mahvediyor, onu da bekliyor. Hem bu hâli ile beraber uzun bir [B]yolculuğu var, nefyediliyor[/B].[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]O bîçare, şu dehşet içinde, meyusane düşünürken; sağ cihetinde Hızır gibi bir hayırhah, nuranî bir zât peyda olur. Ona der:[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]“Meyus olma.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Sana [B]iki tılsım[/B] verip öğreteceğim. Güzelce istîmal etsen; o arslan, sana müsahhar bir at olur. Hem o darağacı, sana keyif ve tenezzüh için hoş bir salıncağa döner.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Hem sana [B]iki ilâç[/B] vereceğim. Güzelce istîmal etsen; o iki müteaffin yaraların, iki güzel kokulu gül-ü Muhammedî (Aleyhissalâtü Vesselâm) denilen latif çiçeğe inkılab ederler.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Hem sana [B]bir bilet[/B] vereceğim. Onunla, uçar gibi bir senelik bir yolu bir günde kesersin. İşte eğer inanmıyorsan bir parça tecrübe et. Tâ doğru olduğunu anlayasın."[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Hakikaten bir parça tecrübe etti. Doğru olduğunu tasdik etti. Evet ben, yani şu bîçare Said dahi bunu tasdik ederim. Çünki biraz tecrübe ettim, pek doğru gördüm. Bundan sonra birden gördü ki: Sol cihetinden Şeytan gibi dessas, ayyaş aldatıcı bir adam, çok zînetler, süslü sûretler, fantâziyeler, müskirler beraber olduğu halde geldi, karşısında durdu. Ona dedi:[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]-Hey arkadaş! Gel gel, beraber işret edip keyfedelim. Şu güzel kız sûretlerine bakalım. Şu hoş şarkıları dinleyelim. Şa tatlı yemekleri yiyelim.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Sual: Hâ hâ, nedir ağzında gizli okuyorsun?[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Cevap: Bir tılsım.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]-Bırak şu anlaşılmaz işi. Hâzır keyfimizi bozmayalım.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]S- Hâ, şu ellerindeki nedir?[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]C- Bir ilâç.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]- At şunu. Sağlamsın, neyin var? Alkış zamanıdır.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]S- Hâ, şu beş nişanlı kâğıt nedir?[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]C- Bir bilet. Bir tâyinat senedi.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]- Yırt bunları. Şu güzel bahar mevsiminde yolculuk bizim nemize lâzım! der. Herbir desise ile onu iknaa çalışır. Hatta o bîçâre, ona biraz meyleder. Evet, insan aldanır. Ben de öyle bir dessasa aldandım.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Birden sağ cihetinden ra'd gibi bir ses gelir. Der: "Sakın aldanma. Ve o dessâsa de ki: Eğer arkamdaki arslanı öldürüp, önümdeki darağacını kaldırıp, sağ ve solumdaki yaraları defedip, peşimdeki yolculuğu menedecek bir çare sende varsa, bulursan; haydi yap, göster, görelim. Sonra de: Gel keyfedelim. Yoksa sus, hey sersem! Tâ Hızır gibi bu zât-ı semâvî dediğini desin."[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][COLOR=indigo][B]3. [/B][B]HAKİKAT[/B][/COLOR][/FONT][FONT=Trebuchet MS][B]İŞTE[/B] ey gençliğinde gülmüş, şimdi güldüğüne ağlayan nefsim![/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Bil! O bîçare asker ise, sensin ve insandır.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Ve o [B]arslan[/B] ise, eceldir.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Ve o [B]darağacı[/B] ise, ölüm ve zeval ve firaktır ki; gece gündüzün dönmesinde her dost vedâ eder, kaybolur.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Ve [B]o iki yara[/B] ise, birisi müz’ic ve hadsiz bir acz-i beşerî; diğeri elim, nihayetsiz bir fakr-ı insanîdir.[/FONT][FONT=Trebuchet MS]Ve o [B]nefy ve yolculuk[/B] ise, âlem-i ervahtan, rahm-ı mâderden, sabâvetten, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, sırat’tan geçer bir uzun sefer-i imtihandır.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]Ve o iki tılsım ise, [/B]Cenâb-ı Hakk'a îmân ve âhirete îmandır.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]EVET,[/B] şu kudsî tılsım ile ölüm; insan-ı mümini, zindan-ı dünyadan bostan-ı cinâna, huzur-u Rahman'a götüren bir müsahhar at ve burak sûretini alır. Onun içindir ki, ölümün hakikatini gören kâmil insanlar, ölümü sevmişler. Daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]Hem zeval ve firak, memat ve vefat ve darağacı olan mürur-u zaman, [/B]o iman tılsımı ile, Sâni-i Zülcelâl'in taze taze, renk renk, çeşit çeşit mûcizât-ı nakşını, havarık-ı kudretini, tecelliyat-ı Rahmetini, Kemâl-i lezzetle seyr ve temaşaya vasıta sûretini alır. [B]EVET,[/B] güneşin nurundaki renkleri gösteren âyinelerin tebeddül edip tazelenmesi ve sinema perdelerinin değişmesi, daha hoş, daha güzel manzaralar teşkil eder.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]Ve o iki ilâç ise,[/B] biri sabır ile tevekküldür. Hâlıkının kudretine istinad, hikmetine itimaddır, öyle mi?[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]EVET.[/B] Emr-i [كُنْ فَيَكُونُ]’e mâlik bir Sultan-ı Cihân'a acz tezkeresiyle istinad eden bir adamın ne pervası olabilir? Zira en müdhiş bir musibet karşısında[/FONT] [CENTER][FONT=Trebuchet MS][SIZE=5][اِنَّا لِلّهِ وَاِنَّآ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ][/SIZE][/FONT][/CENTER] [FONT=Trebuchet MS]deyip itminan-ı kalb ile Rabb-ı Rahîm'ine îtimad eder.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]EVET[/B] ârif-i billâh, aczden, mehâfetullahtan telezzüz eder. [B]EVET[/B] havfta lezzet vardır. Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan sual edilse: “En leziz ve en tatlı hâletin nedir?” Belki diyecek: “Aczimi, zâfımı anlayıp, vâlidemin tatlı tokatından korkarak yine vâlidemin şefkatli sinesine sığındığım hâlettir.” Hâlbuki bütün vâlidelerin şefkatleri, ancak bir lema-i tecelli-i rahmettir. Onun içindir ki kâmil insanlar, aczde ve havfullahta öyle bir lezzet bulmuşlar ki; kendi havl ve kuvvetlerinden şiddetle teberri edip, Allah'a acz ile sığınmışlar. Aczi ve havfı, kendilerine şefaatçi yapmışlar.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]Diğer ilâç ise, şükür ve kanaat ile taleb ve dua ve Rezzâk-ı Rahîm'in rahmetine îtimaddır, [/B]öyle mi?[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]EVET[/B]. Bütün yeryüzünü bir sofra-i nimet eden ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan ve o sofranın yanına koyan ve üstüne serpen bir Cevvâd-ı Kerim'in misâfirine fakr ve ihtiyaç, nasıl elîm ve ağır olabilir? Belki fakr ve ihtiyacı, hoş bir iştiha sûretini alır. İştiha gibi fakrın tezyîdine çalışır. Onun içindir ki kâmil insanlar, fakr ile fahretmişler. Sakın yanlış anlama! Allah'a karşı fakrını hissedip yalvarmak demektir. Yoksa fakrını halka gösterip, dilencilik vaziyetini almak demek değildir.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]Ve o bilet, sened ise[/B]; başta namaz olarak edâ-yı ferâiz ve terk-i kebâirdir. Öyle mi?[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][B]EVET.[/B] Bütün ehl-i ihtisas ve müşâhedenin ve bütün ehl-i zevk ve keşfin ittifakıyla; o uzun ve karanlıklı ebedü’l-âbâd yolunda zâd ve zahîre, ışık ve Burak, ancak Kur’an’ın evâmirini imtisâl ve nevahîsinden içtinab ile elde edilebilir. Yoksa fen ve felsefe, sanat ve hikmet o yolda beş para etmez. Onların ışıkları, kabrin kapısına kadardır.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][COLOR=indigo][B]4. [/B][B]HİSSE[/B][/COLOR][/FONT][FONT=Trebuchet MS][B]İŞTE[/B] ey tenbel nefsim![/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Beş vakit namazı kılmak, yedi kebâiri terketmek ne kadar az ve rahat ve hafiftir. Neticesi ve meyvesi ve faidesi ne kadar çok mühim ve büyük olduğunu, aklın varsa, bozulmamış ise anlarsın.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]Ve fısk ve sefahete seni teşvik eden şeytana ve o adama dersin: [B]Eğer ölümü öldürüp, zevâli dünyadan izale etmek ve aczi ve fakrı beşerden kaldırıp kabir kapısını kapamak çaresi varsa söyle, dinleyelim[/B]. Yoksa sus! Kâinat mescid-i kebirinde Kur'an kâinatı okuyor, onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım, hidâyetiyle amel edelim ve onu vird-i zeban edelim. [B]EVET,[/B] söz odur ve ona derler. Hak olup, Hak'tan gelip, Hak diyen ve hakikati gösteren ve nuranî hikmeti neşreden odur.[/FONT] [FONT=Trebuchet MS]-------------------------------------------------------[/FONT] [FONT=Trebuchet MS][COLOR=navy][I][B][1][/B][/I][/COLOR][/FONT][FONT=Trebuchet MS][I] Hüküm kısmında Allah’a ve ahirete iman 2 tılsım, tevekkül ve dua 2 ilaç, Kur’an’a itaat ve namaz bir bilet olmak üzere 5 madde zikredilmiştir. Misal, hakikat ve hisse kısımlarına dikkat edilirse oralarda da 5 madde zikredildiği görülür.[/I][/FONT] [RIGHT][SIZE=2][FONT=Trebuchet MS][I]Kaynak: [/I][/FONT][/SIZE] [SIZE=2][FONT=Trebuchet MS][I]Risale-i Nur'un Mahiyeti ve İstifade Yolları[/I][/FONT][/SIZE] [SIZE=2][FONT=Trebuchet MS][I]İdris Tüzün[/I][/FONT][/SIZE][/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur ve Nur Cemaati
Risale-i Nur'a Yardımcı Kaynaklar - Görüş ve Tavsi
Risale-i nur’u anlama teknikleri
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst