Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Soru Cevap
Risale-i Nur Soru Cevap 9 : Birinci Lem'a
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="uður1" data-source="post: 278646" data-attributes="member: 1016557"><p><strong>Cevap: Risale Soru Cevap 9 : Birinci Lem'a</strong></p><p></p><p>[DIKKAT]<span style="color: #ff0000"><strong>Soru 2</strong></span> : Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın hikayesi nedir?[/DIKKAT]</p><p></p><p></p><p style="text-align: center"><strong><span style="color: #ff0000"><span style="font-family: 'tahoma'">BALIĞIN KARNINDAKİ PEYGAMBER </span></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: #ff0000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></strong></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><span style="color: #ff0000"> </span></strong></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hazret-i Yunus, Allah tarafından Ninova halkına peygamber olarak gönderilmişti. Hazret-i Yunus, halkını bir olan Allah’a iman etmeye ve sadece ona ibadet etmeye çağırıyordu. Ancak halkı, Hazret-i Yunus’a inanmadı ve inkarcılıklarına devam ettiler.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Günler, aylar ve yıllar geçti ve halkından Hazret-i Yunus’a hiç kimse iman etmedi… </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bir gün Hazret-i Yunus, halkına kızarak onlardan uzaklaşmaya, başka bir ülkeye göç etmeye karar verdi. Belki orada Allah’a iman edecek ve ona ibâdet edecek bir halk bulabilirdi…</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hazret-i Yunus, Allah’tan izin almadan halkını bilgisizlik, inançsızlık ve sapıklığın karanlığında bırakarak ülkesinden işte böyle çıktı…</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hazret-i Yunus, kentin limanında uzak bir ülkeye giden bir gemi buldu. Ona yaklaştı ve geminin sahibinden gemiye kendisini de almalarını istedi. İstenilen ücreti ödedi. Geminin hangi ülkeye gideceği Yunus’u ilgilendirmiyordu. Onu ilgilendiren tek şey, Allah’ı inkâr eden bu ülkeden bir an önce uzaklaşmaktı.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Böylece gemi Hazret-i Yunus da içindeyken yolcularıyla denize açıldı. Deniz çok sakindi. Gemi kuğu gibi yüzüp gidiyordu. Fakat Yunus’un içindeki fırtına dinmemişti. Zihnine bir soru takıldı:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- “Acaba Ninova’yı terk etmekle doğru mu yapmıştı ? Sonuna kadar orada kalması gerekmez miydi? Ninova’dan ayrılacağı zaman Allah’tan izin almalı değil miydi?” İşte o sırada garip bir şey oldu. </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Gemi denizin ortasında kala kaldı. Hiç bir ârızası yoktu. Saatlerce uğraştıkları hâlde gemi yerinden kımıldamadı.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">O zaman yolculardan biri:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- İçimizde bir suçlu, bir günahkâr var. Bu yüzden gemi hareket etmiyor, dedi.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bir başkası:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- Belki de bu günahkâr, efendisinden kaçan bir köledir, diye söylendi.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu sözü duyan Yunus, büyük bir korkuya kapıldı. “O köle benim” diye düşündü. “Ben Efendimden, Rabbimden kaçıyorum. Onun iznini almadan gidiyorum” diye çırpındı.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- Suçlu ortaya çıksın! dediler.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Fakat kimse ortaya çıkmadı.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- Öyleyse kur’a atalım, dedi bir başkası. Bu teklifi benimsediler. Buna göre, kur’a kime çıkarsa, o suçlu sayılacak, denize atılacaktı.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Büyük bir heyecan sardı gemiyi. Herkes:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- “Ya kur’a bana çıkarsa!” diye düşünüyordu. Eski günahlar birer birer hatıra geliyordu. Derken kur’a başladı ve umulmadık bir şekilde bitti. Kur’a Yunus’a isabet etmişti. </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Gemidekiler: </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- Bu işte bir yanlışlık var. Bu ihtiyar suçlu olamaz, yeniden kur’a çekelim, suçlu kim imiş görelim, dediler. Bir daha kur’a çektiler.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kur’a yine Yunus’a isabet etti. Bu sonucu bir türlü kabul edemediler. Üçüncü kurayı çektiler. Yine Yunus’a çıktığını hayretle gördüler. </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Bu sırada hava kararmış, deniz bozmuştu. Bir fırtına çıkmak üzereydi. Böyle korkunç bir havada Yunus’u denize atmak istemediler. </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- Atın! dedi Yunus. Beni denize atın ki, cezamı çekeyim.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Rabbim izin vermeden görevimi terk ettim. Ben bir suçluyum. Benden kurtulun ki, kurtulasınız, dedi.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yunus peygamberi kollarından tuttular, fırlatıp denize attılar. Hava zifiri karanlıktı. Denizin suları buz gibi soğuktu. Geminin etrafında dolaşan kocaman bir balık, Yunus’u bir nefeste yuttu. Sonra derin sulara dalıp yuvasının yolunu tuttu. İşte o sırada Allah Teâlâ, Yunus’un tövbesini kabul etti. </span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- Yunus’a zarar verme! diye balığa emretti. Karanlık denizlerin dibinde karanlık bir odadaydı Yunus.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Rabbine karşı çok mahcuptu. Durmadan O’na yalvarıyor, dua ediyor, O’ndan kendini bağışlamasını diliyordu.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Allah Teâla Yunus’u bağışladı; çünkü Yunus peygamber hatasını anlamış ve yaptığına pişman olmuştu.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">O zaman balığa:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- Yunus’u sahile bırak! diye emretti. Yunus sahile çıktığı zaman yeni doğmuş bir çocuk gibi güçsüzdü. Yürüyecek dermanı yoktu. Hava da sıcak mı sıcaktı. </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bir kulunu korumak isteyince Allah neler yapmazdı… </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kocaman yaprakları olan bir bitki, dal kol atıp büyümeye başladı. Bu bildiğimiz kabaktı. İri yapraklarıyla kabak, Yunus’u sıcaktan ve sineklerden korudu.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hava serinlemeye başlayınca, memeleri süt dolu bir keçi geliyor, Yunus’u emzirdikten sonra gidiyordu.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Günler geçtikçe Yunus güçleniyor, sağlığına kavuşuyordu.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kendini iyi hissettiği bir gün yola çıkmaya karar verdi. Ninova’ya doğru günlerce yürüdü. Şehre yaklaştığı sırada bir hemşerisi onu tanıdı. Hemen ayaklarına kapandı:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- Aylardır seni arıyoruz. Nerelerdeydin, ey sevgili peygamberimiz? diye Yunus’a sarıldı. Sonra da var gücüyle koşarak, Ninovalılara Yunus’un geldiğini haber verdi..</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Başta kral olmak üzere bütün Ninova halkı yollara düştü.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yunus peygamberin ellerine sarıldılar: </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- Biz senin kıymetini bilememiştik. Seni çok üzmüştük. Bizi bağışla, dediler.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yunus, sevinç gözyaşları dökerek onlara baktı:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">- Yüce Rabbim bizlere yeniden hayat verdi. Doğru yolu gösterdi. O yolda yürüyelim. Rızasına erelim, dedi</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"><a href="http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunusvekissa.gif" target="_blank"><img src="http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunusvekissa.gif?w=500" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"></p><p> </span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><span style="color: #ff0000"></span></strong></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><span style="color: #ff0000">YUNUS PEYGAMBER</span></strong></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"></p><p></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kalem Suresin’de anlatılan Yunus’un Hikayesi; bütün ümidlerin kesildiği, karanlığın hakim olduğu, yolların tıkandığı bir zamanda Allah’ın kudretini insanlığa göstermek için verilmiş güzel bir örnektir. Yüce Allah Yunus Peygamber’i Ninova isimli kente göndermişti. </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Bu şehrin insanları Yunus Peygamber’in davetini kabul etmediler. Yunus Peygamber bu kabul etmeyişi karşısında onlara kızarak şehirden ayrıldı. Şehirden ayrılmadan önce onları Allah’ın azabı ile korkutup Peygamberlik mucizelerinden bazılarını göstermişti. Ninova halkı Yunus Peygamber gidince yaptıkları hatayı anladılar. Allah’ın azabından kurtulmak için Yüce Allah’a yalvardılar. Böylece Allah onları affetti. Bu konuda Allah şöyle buyurdu: -Keşke azabı gördükten sonra inanıp da, inanması kendisine fayda veren bir memleket olsaydı. Yalnız Yunus’un milleti azap kendilerine gelmeden önce imana gelince dünyada rezilliği gerektiren azabı onlardan kaldırmış ve onları bir süre daha yaşatmıştık. Yunus Peygamber Allah’tan bir izin almadan şehirden uzaklaşmıştı. Gidip bir gemiye binmişti. Fakat Allah’ın hikmeti gereği gemi batma tehlikesi geçirdi. Gemidekiler, içimizde tanımadığımız birisi var onun yüzünden gemimiz batıyor deyip bu yabancıyı tayin etmek için kura çektiler. Yine Allah’ın takdiri gereği kur’a Yunus Peygamber’e çıkmıştı. Fakat onu denize atmak istemiyorlardı. Yine kur’a çektiler, yine Yunus çıkmıştı. Bir daha çektiler, yine Yunus.. Hep O çıkıyordu. Bunun üzerine Yunus Peygamber kalktı, elbisesini çıkarıp denize atlatıverdi. Yüce Allah, onun üzerine bir balık gönderdi. Bu balık Yunus Peygamberi yutuverdi. Allah, balığa Yunus’un vucuduna birşey olmaması için emretmişti. Yunus Peygamber balığın karnındaydı. Tam bir karanlıktı. Kurtuluş çok uzaktaydı. Allah’ın belirlediği süre kadar orada karanlıklar içinde kaldı. Sonra Allah karanlıkları dağıtan rahmet müjdesini indirdi. Yüce Allah bunu bize şöyle anlatıyor: “Balık sahibi Yunus’u hatırla. Hani o, dinini kabul etmeyen millete öfkelenerek gitmişti de kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı. derken yutulduğu nalığın karnında karanlıklar içinde Rabbim, senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. gerçekten ben sana haksızlık edenlerden oldum, diye dua etmişti. Biz de duasını kabul ettik. Kendisini kederlerden kurtardık. İşte biz müslümanları böyle kurtarırız.” Böylece Yunus Peygamber tövbe ile kurtuluşa ermiş, karanlıklardan yeniden ilahi aydınlığa kavuşmuştu.”</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hz. YÛNUS (a.s) Adı Kur’ân’da geçen peygamberlerden biri. Soyu, Bünyamin vasıtasıyla Ya’kûb (a.s)’a ve onun vasıtasıyla de İbrâhim (a.s)’a dayanmaktadır. Bazı alimlerin naklettiğine göre, İsa (a.s) annesinin adıyla İsa b. Meryem diye anıldığı gibi, Yûnus (a.s) da annesinin adıyla Yûnus b. Matta diye anılmaktadır. (İbn Sa’d, Tabakatü’l-Kübra, Beyrut 1957, I, 55). Buhârî’nin verdiği bilgiye göre ise, bu görüş yanlıştır. Aslında Matta, Yûnus (a.s)’ın annesinin değil, babasının adıdır. Yani Yûnus (a.s), Yûnûs b. Matta diye anılınca, babasının adıyla anılmış olur (ez-Zebîdî, Sahihi Buhârî Muhtasarı Tecridi Sarih Tercemesi ve Şerhî, trc: Kamil Miras, Ankara, 1971, IX, 152).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yûnus (a.s)’ın Ya’kub (a.s)’ın torunlarından olduğu, Kur’ân’da şöyle haber veriliştir:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Nûh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Nitekim İbrâhim’e, İsmail’e, İshâk’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyûb’a, Yûnus’a, Harûn’a, Süleyman’a da vahyetmiş ve Davud’a da Zebûr’u vermiştik” (en-Nisâ, 4/163).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu âyette ifâde edildiği gibi İsâ (a.s), Eyyûb (a.s), Harun (a.s) ve Süleyman (a.s)’da Yunus (a.s) ile aynı soydan, Yakub (a.s)’ın torunlarındandırlar.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yûnus (a.s)’ın nüfusu yüz bini aşkın bir şehrin halkına uyarıcı ve tevhide çağrıcı bir peygamber olarak gönderildiği, Kur’ân’da şöyle geçmektedir:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Ve onu yüz bin insana, ya da daha fazla olanlara peygamber gönderdik” (es-Saffat, 37/147).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">O’nun peygamber olarak gönderildiği bu yerin Ninova şehri olduğu nakledilmiştir. Ninova şehri, Dicle nehrinin kıyısında, şimdiki Musul’un yerinde bulunmaktaydı. Bu beldenin insanları küfrün içinde bulunuyorlardı ve putlara tapmakta idiler. Yûnus (a.s) onları küfürden ve putperestlikten nehyetmek bir de onlara, küfürlerinden dolayı tevbe etmelerini, Yüce Allah’ın varlığına ve birbirine inanmalarını emretmek üzere gönderilmişti (ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, Kahire, t.y., V, 126; et-Taberî, Tarih, Mısır 1326, II, 42).</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yûnus (a.s)’ın adı, Kur’ân’ın çeşitli yerlerinde geçmekle berâber, Kur’ân’daki sûrelerden birine isim olarak verilmiştir. Kur’an’ın onuncu sûresinin adı, Yûnus sûresidir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yûnus (a.s) milletini otuz üç yıl Allah’a imân etmeye, küfürden kurtulmaya davet etti, tebliğde bulundu ve peygamberlik vazifesini yerine getirdi. Ancak sadece iki kişi ona imân etti (İbn Esir, el-Kâmil, Beyrut 1965, I, 360; Sahihi Buhâri ve Tecridi Sarih Tercümesi, IX, 152).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Milletinin bu şekilde küfürde direnmesi ve imâna gelmemesi, Yûnus (a.s)’ın zoruna gitti. Yüce Allah onun bu kızgınlığını ve bunun neticesinde milletini terketmeye kalkışmasını şöyle haber vermiştir:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Zünnûn (Yûnus)’a gelince, o, öf keli bir halde geçip gitmişti. Bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihâyet karanlıklar içinde; “Senden başka hiç bir ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!” diye niyaz etti.” (el-Enbiyâ, 21/87).</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu âyette Yûnus (a.s)’dan Zünnûn diye bahsedilmiştir. Zünnûn, balık sahibi demektir. Kur’ân’ın başka bir yerinde de, Yûnus (a.s) bu lakabla anılmıştır:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani, o dertli dertli Rabbine niyaz etmişti” (el-Kalem, 68/48).</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hem bu âyette hem de yukarıdaki âyette Yûnus (a.s)’ın sabretmemesine, Allah’ın emri olmadan milletini terketmeye kalkışmasına işâret edilmiştir. Onun bu hali üzerine, Yüce Allah şöyle buyurmuştu:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“O halde, peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret” (el-Ahkâf, 46/35).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Allah’ın müsaadesi olmadan Yûnus (a.s)’ın ayrılmaya kalkışması, iyi netice vermemişti. Ninova’dan ayrılmak için bir gemiye binmişti. Geminin batmaya yüz tutması üzerine, hafiflemesi için yolculardan birinin suya atılması gerekti. Kimin suya atılacağını tesbit için kur’a çekildi ve kur’a Yûnus (a.s)’a isâbet etti. Bu durum kur’ân’da şöyle haber verilmiştir:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Gemide onlarla karşılıklı Kur’a çektiler de yenilenlerden oldu” (es-Saffat, 37/141).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">İşin daha acısı, Yûnus (a.s) denize atıldıktan sonra bir balık onu yutmuştu. Yüce Allah Kur’ân’da onun bu durumunu şöyle haber vermiştir:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Yûnus, (Rabbinden izinsiz olarak kavminden ayrıldığı için) kendisi kötülüklerken, onu bir balık yuttu” (es-Saffat, 37/142).</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Burada Yûnus (a.s) hatasını anlamış ve nefsini kınamaya başlamıştı. Balığın karnındaki karanlıklarda:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Senden başka ilâh yoktur. Sen eksikliklerden uzaksın, yücesin. Ben zalimlerden oldum!” (el-Enbiyâ, 21/87) diye dua etmeye ve Allah’a yalvarmaya başladı. Bu şekilde imân ve inançla Allah’a sığınması neticesinde, Yüce Allah onu affetmişti (el-Maverdî, en-Nuketu ve’l-Uyûnu, Beyrut 1992, III, 465 vd). Yûnus (a.s)’ın duasının kabul edildiği ve Allah tarafından bağışlandığı, Kur’ân’da şöyle dile getirilmiştir:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Biz de onun duasını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz, insanları böyle kurtarırız” (el-Enbiyâ, 21/88).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Eğer tesbih edenlerden olmasaydı, (insanların) yeniden diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı” (es-Saffat, 37/143, 144).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Gücü her şeye yeten Yüce Allah, balığın karnındaki Yûnus (a.s)’ı öldürmedi. Bir süre sonra balık onu ağzı ile sahile bırakmıştı. Onun kurtuluş ve daha sonraki hafi, Kur’ân’da şöyle haber verilmiştir:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“(Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti), biz de onu hasta bir halde ağaçsız, boş bir yere attık ve üzerine (gölge yapması için) kabak türünden bir ağaç bitirdik” (es-Saffat, 37/145, 146).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yûnus (a.s)’ın Allah tarafından affedilmesi ve büyük bir tehlikeden kurtarılması, Kur’ân’ın başka bir yerinde dile getirilmiştir:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Sen Rabb’inin hükmüne sabret, balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, sıkıntıdan yutkunarak (Allah’a) seslenmişti. Eğer Rabb’inden ona bir nimet yetişmeseydi, yerilerek çıplak bir yere atılırdı. Fakat (böyle olmadı), Rabb’i onun duasını kabul etti de onu salihlerden kıldı” (el-Kalem, 68/8, 49, 50).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yûnus (a.s)’ı bu sıkıntılardan kurtaran Yüce Allah, onun milletine de neticede hidâyeti nasib etti. Onlar da sonunda Allah’a imân edip tevhid’e sarıldılar. Onların tevbe edip hakka dönüşlerini ifâde eden âyetin meâli şöyledir:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik” (es-Saffat, 37/148).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yûnus (a.s)’ın milletinin bu şekilde tevbe etmeleri, küfürden dönüp Allah’a inanmaları, Allah tarafından övülmüş, methedilmiştir:</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Keşke (azabı gördükten sonra) inanıp da, inanması kendisine fayda veren bir memleket olsaydı! (Azabı gördükten sonra inanmak, hiç bir memlekete yarar sağlamamıştır). Yalnız Yûnus’un kavmi, (azab henüz inmeden önce) inanınca, dünya hayatında onlardan rezillik azabını kaldırmış ve onları bir süre daha yaşatmıştık” (Yûnus, 10/98).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yûnus (a.s)’ın faziletli bir insan olduğu, Yüce Allah tarafından şöyle haber verilmiştir:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“İsmâil, el-Yesa’, Yunus ve Lut’a da (yol gösterdik). Hepsi iyilerden idiler” (el-En’âm, 6/86).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hz. Muhammed (s.a.v) de onu şöyle övmüştür:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Her kim ben Yûnus b. Mattâ’dan hayırlıyım derse, yalan söylemiştir” (Buhârî, Tefsiru süre 6, 4).</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yûnus (a.s) da, diğer peygamberler gibi, insanları küfrün şerrinden nehyetmiş ve Allah’a imân etmeye davet etmiştir. İnanan insanlar için, onun hayatından alınacak çeşitli ibretler vardır.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="color: #ff0000"><strong></strong></span></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="color: #ff0000"><strong>KISSA’yı BİRDE MANZUM OLARAK OKUYUN…</strong></span></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"></p><p></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Balığın Karnındaki Peygamber</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Dicle nehrinin kıyısında</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Çok güzel bir şehir vardı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu şehre Ninova derlerdi.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">İnsanları bu güzelliği vereni</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yani yüce Allah’ı unutmuş</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Taştan putlara tapıyorlar ve</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Onların adına kurban kesiyorlardı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Böylece Rableri olan yüce Allah’a</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Nankörlük ve isyanda bulunuyorlardı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ninova şehrinin karanlığını dağıtmak için</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yüce Allah bir peygamber gönderdi.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yunus peygamberin nuru bir güneş gibi</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Şehrin üstüne doğarak orayı aydınlattı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Rahmeti bir rüzgar gibi esti.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Halkın cehalet kirlerini temizlemek için.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ey insanlar dedi yüksek sesle</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Sizin Rabbiniz tek olan Allah’tır.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yalnız O’na secde edin ve önünde eğilin.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Başka yardımcınız olmayacaktır.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Sizi yaratan ve size can veren O’dur.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Sizi bu nehirle bereketlendiren yine O’dur.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Putların size hiç faydası yok anlayın!</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ben size gönderilmiş bir elçiyim.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Sözümü dinleyin ve bana itaat edin.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Halk bu sözlere bir anlam veremedi.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ne demek istiyor bu adam diye</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Şaşkın şaşkın yüzüne baktılar.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Sonra da ona karşı sert davrandılar.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ey Yunus biz putlarımızı terk etmeyiz</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bizim tanrılarımız bize yeter, dediler.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yunus bu sözlere çok kızdı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Allah’tan bir emir gelmeden terk etti.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">İsyancıların ve nankörlerin şehrini.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Allah’ın kendisini başka bir topluma</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Anlayışlı bir halka göndereceğini düşündü.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu masum düşünceyle ayrıldı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Nehrin kenarında yürümeye başladı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ağaçlar rüzgarda dans edercesine</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yapraklarını müzik ritminde sallıyorlardı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kuşlar ahenkle ötüşüyorlardı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Belki de Yunus’a sesleniyorlardı;</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Terk etme Rabbinden izinsiz şehri</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ama çok kızmıştı Yunus peygamber.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Öfkeli bir şekilde önüne çıkan bir gemiyle</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Terk etmeye hazırlandı asiler şehrini.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Gemi dalgaların arasında süzülüyordu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ama birden büyük bir fırtına çıkıverdi.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Gemi batmakla karşı karşıya kaldı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Gemideki fazla yükler atıldı denize.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ama yetmedi eşyaların atılması.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Aralarında bir tartışma çıktı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ne yapacaklarına karar vermek zordu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Eşyaları atmak kolaydı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ama insanları denize atmak kolay mı?</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hiç kimse razı olmuyordu denize atılmaya.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Sonunda hepsi söz verdiler.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Aldıkları bu karara uymaya.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">İnsanlar arasında kura çekilecek</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kimin denize atılacağı belirlenecekti.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kura çıka çıka kime çıktı biliyor musunuz?</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Allah’tan izinsiz şehri terk eden</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Allah’ın şerefli elçisi Yunus’a</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Onu tutup şiddetli dalgalarla</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Öfkeyle coşan denize atıverdiler.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yunus ne olduğunu anlamadan</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kendisini denizin dalgalı kollarında buldu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Balıklar geçiyordu gözlerinin önünden</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kendisi ise dibe doğru iniyordu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ne yapacağını bilmiyordu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kurtulması imkansız gibiydi.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Çünkü hem denizin ortasındaydılar</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hem de büyük dalgalar sarmıştı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ama bununla da kalmadı sıkıntısı</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Birden bire büyük bir balık geldi.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yunus peygamber çekindi balıktan.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ama yapacağı bir şey de yoktu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kaçması mümkün değildi.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Balık geldi etrafında dolaştı durdu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Sonunda dibe doğru sürüklenen</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Denize düşmüş Yunus’u yuttu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Şimdi sadece denizin dibinde değildi.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Aynı zamanda bir balığın karnındaydı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Burada Rabbini düşündü.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ne yaptığını, hatasının ne olduğunu anladı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Allah yüceliğiyle onu balığın karnında</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bir müddet daha yaşattı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu süre içinde Yunus peygamber</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yaptığı hatasından tövbe etti.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Sen’den başka İlah yoktur Rabbim</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Sen bağışlamazsan zalimlerden olurum.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Senin affına ve rahmetine sığınırım</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Senden başka ilah yok beni bağışla</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu şekilde yaptığı hatasını anladı</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Rabbimiz Allah da onun yalvarmasına</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Rahmetiyle cevap verdi.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Balığın karnında bir müddet kalan Yunus</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Allah’ın rahmetiyle sahile atıldı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu sırada Yunus ayrıldıktan sonra</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ninova halkı Yunus’un sözlerini</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Tekrar tekrar düşünmüşlerdi.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Onun haklı olduğunu anlamış</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ve onu aramaya çıkmışlardı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">İşte böyle bir güzellik sunulmuştu</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hatasını anlayan Yunus peygambere.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Güneş ışıl ışıl aydınlatmıştı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Karanlıklar kovulmuş nur dolmuştu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Rahmet rüzgarları Ninova’da eserek</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Şeytanları sürgün etmişti.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">İlk defa bir peygamberin halkı</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">İnkardan dönerek iman etmiş</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Helak olmaktan kurtulmuştu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kur’an-da anlatılan ilk peygamber kıssası</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Yunus peygamberin hayat hikayesidir.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu şekilde Rabbimiz Allah, peygamberine</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bir hatırlatma ve uyarı da bulunmuştu.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Sakın balık sahibi Yunus gibi olma!</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Emrimiz gelmeden tebliğimizi terk etme.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu uyarı hepimize yapılmıştır.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Allah’a ibadetten sıkıntı duymak</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ve O’ndan uzaklaşmak doğru değildir.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Kim O’nun rızası için sabreder</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Ve azimle emirlerine sarılırsa</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Allah onu nimetleriyle donatırdı.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Hem de hiç farkında olmadığımız yerden.</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Selam Allah’a itaatte sabırlı olan</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Tüm kulların üzerine olsun.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="color: #ff0000"><strong>YUNUS BALIĞI </strong></span></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"></p><p> <p style="text-align: center"><em>(Hakkında Kısa Bilgi)</em></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"></p><p> Yunuslar tıpkı balinalar, foklar, morslar, deniz aslanları gibi birer deniz memelisi. Zaten balinalarla da yakın akrabalar ve bu yakın akrabalarıyla birlikte memelilerin Cetacea (Balinalar + Yunuslar) takımında yer alıyorlar. Bu takıma ait olan ve gerçek yunuslar olarak bilinen Delphinidae familyasına ait birçok yunus türü var. Ama hemen tüm denizlerde yaşayan ve Türkiye denizlerinde de en yaygın olan tür, Delphinus delphis. Bu türe “Tırtak” adı da veriliyor.Yunuslar deniz memelisi oldukları için karasal memelilerden pek çok farklılıklar gösteriyorlar. Örneğin üyeleri çok farklılaşmış. Ön üyelerinde üst ve ön kol körelmiş. Yani göğüslerindeki yüzgeçleri, aslında yunusların elleri ve bu yüzgeçlerdeki 5 ışın da parmakları. Arka üyeleriyse kalça kemeri dışında tümüyle körelmiş.Derileri diğer pek çok memeliden farklı olarak kılsız ve pürüzsüz. Bunun yerine ısı yalıtımını sağlamak için derilerinin altında kalın bir yağ tabakası görülüyor.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'"><a href="http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunus-balik.jpg" target="_blank"><img src="http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunus-balik.jpg?w=500" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"> <a href="http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunusbaligiharikamavi.jpg" target="_blank"><img src="http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunusbaligiharikamavi.jpg?w=500" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"> </span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">VE BİR MAKALE….</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">2012 Yılı Düya’nın Kaderi</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Son yıllarda herkesin dilinde olan, Maya takviminin 2012 yılında bitmesi, sanki dünyanın sonuymuş gibi algılanmaya başlaması, haklı olarak birçok insanın şimdiden korkuya kapılmasına neden olmaktadır. Hemen söylemek gerekirki, aslında o kadar korkulacak bir durum yok ortada. En azından şimdilik ve önümüzdeki uzun yüzyıllar boyunca. Birçok tarihi olay ve kutsal metinler, yüce Allahın insanlardan kolay kolay vazgeçmeyeceğini gözler önüne sermektedir. Ünlü Hint düşünürü Togor’un dediği gibi. Doğan her çocuk, Allahın insanlardan ümidini kesmediğinin belirtisidir. Yunus Peygamberin hikayesi bize bunu ispatlamaktadır. veya, Muhiddin Arabi hazretlerinin söylemi ile, kıyamet günü, en son doğan çocuk 40 yaşında olacaktır. Allahın adaleti bu sözlerin garantisidir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Çünkü herkese eşit şans tanıyacaktır. Yüce Allah, kıyamet günü herkese eşit şans tanıdığını buyurur, bu yüce adaletinin gereğidir. Durum böyle olunca, 5 yaşında bir çocuk ile 60 yaşında bir yetişkinin aynı şansa sahip olduğunu düşünemeyiz, o çocuğun bir yetişkin olarak, özgür iradesiyle karar verebilecek bir yaşa gelmesini bekleyecektir. O gün, Hepinize eşit şans tanıdım, diyecektir. çünkü, Bu yüce adaletinin gereğidir. Yunus peygamberin hikayesi bize bu konuda bir mesaj veriyor. Yüce Allah, azgınlıkta çok ileri giden bir şehir halkını uyarması için, Yunus peygamberi görevlendirir. Yunus peygamber ise, şehir halkı tarafından öldürüleceği korkusu ile, O diyardan kaçmak için, bir gemiye biner ve başka bir ülkeye doğru yola çıkar. Fakat denizde olağandışı bir fırtına çıkınca, kaptan, bu fırtınanın normal olmadığını gemide bir günahkarın olduğunu ve o günahkar yüzünden herkesin öleceğini söyleğince, Yunus peygamber, o kişinin kendisi olduğunu söyler . </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bunun üzerine Yunus peygamberi denize atarlar, ve fırtına diner. Denize atılan Yunus peygamberi, bir balık ağzında taşıyarak bir çöl kenarında sahile bırakır. Yakıcı güneş altında sıcaktan bunalmış olan Yunus peygamber, bir sarmaşık bulunca, gölgesinde serinlemeye başlar. Fakat ertesi gün, sarmaşık kuruyunca, Yunus peygamber çok üzülür ve kara kara düşünmeye başlar. O sırada Allahtan Yunus peygambere bir nida gelir. Sen, hiçbir çaba sarfetmeden, hazır bulduğun bir sarmaşık için bu kadar üzülüyorsun. Ben ise, sevgi ve sabır ile büyüttüğüm koca bir şehrin yok olmasına razı olurmuyum sanıyorsun. Git ve onları uyar, işledikleri tüm günahlara rağmen, onlara bir şans daha veriyorum. Çünkü bir şehrin yok olmasına gönlüm razı olmaz.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">Bu hikayeden çıkaracağımız anlam, çok büyük günahlara rağmen, bir şehrin yok olmasına razı olmayan yüce Allah, koca bir dünyanın yok olmasına kolay kolay razı olmayacaktır. Ve doğan tüm çocuklar, eşit hale gelip, kendi özgür iradeleriyle kararlarını bir yetişkin olarak vermedikçe, Allah, insanların ve dünyanın yok olmasına razı olmayacaktır. İşin bilimsel yönüne gelince, Maya takvimi, 2012 yılı ve 3600 yıllık turunu tamamlamak üzere olan Marduk gezegeni ve bırakacağı etkiler, bu etkiler, bazı doğal afetler olacaktır ve asla kıyamet olarak algılanmaması gerekmektedir. Bu konuyu, Kaderin şifresi adlı kitabımda uzun bir şekilde ele almıştım. İşin bilimsel yönünü ve neden korkulmaması gerektiğini, dünyanın sonu olmadığının ayrıntılı izahını, sizleri daha fazla sıkmadan, haftaya bırakalım diyor, esenlikler diliyorum.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="uður1, post: 278646, member: 1016557"] [b]Cevap: Risale Soru Cevap 9 : Birinci Lem'a[/b] [DIKKAT][COLOR=#ff0000][B]Soru 2[/B][/COLOR] : Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın hikayesi nedir?[/DIKKAT] [CENTER][B][COLOR=#ff0000][FONT=tahoma]BALIĞIN KARNINDAKİ PEYGAMBER [/FONT][/COLOR][/B][/CENTER] [FONT=tahoma][B][COLOR=#ff0000] [/COLOR][/B] Hazret-i Yunus, Allah tarafından Ninova halkına peygamber olarak gönderilmişti. Hazret-i Yunus, halkını bir olan Allah’a iman etmeye ve sadece ona ibadet etmeye çağırıyordu. Ancak halkı, Hazret-i Yunus’a inanmadı ve inkarcılıklarına devam ettiler. Günler, aylar ve yıllar geçti ve halkından Hazret-i Yunus’a hiç kimse iman etmedi… Bir gün Hazret-i Yunus, halkına kızarak onlardan uzaklaşmaya, başka bir ülkeye göç etmeye karar verdi. Belki orada Allah’a iman edecek ve ona ibâdet edecek bir halk bulabilirdi… Hazret-i Yunus, Allah’tan izin almadan halkını bilgisizlik, inançsızlık ve sapıklığın karanlığında bırakarak ülkesinden işte böyle çıktı… Hazret-i Yunus, kentin limanında uzak bir ülkeye giden bir gemi buldu. Ona yaklaştı ve geminin sahibinden gemiye kendisini de almalarını istedi. İstenilen ücreti ödedi. Geminin hangi ülkeye gideceği Yunus’u ilgilendirmiyordu. Onu ilgilendiren tek şey, Allah’ı inkâr eden bu ülkeden bir an önce uzaklaşmaktı. Böylece gemi Hazret-i Yunus da içindeyken yolcularıyla denize açıldı. Deniz çok sakindi. Gemi kuğu gibi yüzüp gidiyordu. Fakat Yunus’un içindeki fırtına dinmemişti. Zihnine bir soru takıldı: - “Acaba Ninova’yı terk etmekle doğru mu yapmıştı ? Sonuna kadar orada kalması gerekmez miydi? Ninova’dan ayrılacağı zaman Allah’tan izin almalı değil miydi?” İşte o sırada garip bir şey oldu. Gemi denizin ortasında kala kaldı. Hiç bir ârızası yoktu. Saatlerce uğraştıkları hâlde gemi yerinden kımıldamadı. O zaman yolculardan biri: - İçimizde bir suçlu, bir günahkâr var. Bu yüzden gemi hareket etmiyor, dedi. Bir başkası: - Belki de bu günahkâr, efendisinden kaçan bir köledir, diye söylendi. Bu sözü duyan Yunus, büyük bir korkuya kapıldı. “O köle benim” diye düşündü. “Ben Efendimden, Rabbimden kaçıyorum. Onun iznini almadan gidiyorum” diye çırpındı. - Suçlu ortaya çıksın! dediler. Fakat kimse ortaya çıkmadı. - Öyleyse kur’a atalım, dedi bir başkası. Bu teklifi benimsediler. Buna göre, kur’a kime çıkarsa, o suçlu sayılacak, denize atılacaktı. Büyük bir heyecan sardı gemiyi. Herkes: - “Ya kur’a bana çıkarsa!” diye düşünüyordu. Eski günahlar birer birer hatıra geliyordu. Derken kur’a başladı ve umulmadık bir şekilde bitti. Kur’a Yunus’a isabet etmişti. Gemidekiler: - Bu işte bir yanlışlık var. Bu ihtiyar suçlu olamaz, yeniden kur’a çekelim, suçlu kim imiş görelim, dediler. Bir daha kur’a çektiler. Kur’a yine Yunus’a isabet etti. Bu sonucu bir türlü kabul edemediler. Üçüncü kurayı çektiler. Yine Yunus’a çıktığını hayretle gördüler. Bu sırada hava kararmış, deniz bozmuştu. Bir fırtına çıkmak üzereydi. Böyle korkunç bir havada Yunus’u denize atmak istemediler. - Atın! dedi Yunus. Beni denize atın ki, cezamı çekeyim. Rabbim izin vermeden görevimi terk ettim. Ben bir suçluyum. Benden kurtulun ki, kurtulasınız, dedi. Yunus peygamberi kollarından tuttular, fırlatıp denize attılar. Hava zifiri karanlıktı. Denizin suları buz gibi soğuktu. Geminin etrafında dolaşan kocaman bir balık, Yunus’u bir nefeste yuttu. Sonra derin sulara dalıp yuvasının yolunu tuttu. İşte o sırada Allah Teâlâ, Yunus’un tövbesini kabul etti. - Yunus’a zarar verme! diye balığa emretti. Karanlık denizlerin dibinde karanlık bir odadaydı Yunus. Rabbine karşı çok mahcuptu. Durmadan O’na yalvarıyor, dua ediyor, O’ndan kendini bağışlamasını diliyordu. Allah Teâla Yunus’u bağışladı; çünkü Yunus peygamber hatasını anlamış ve yaptığına pişman olmuştu. O zaman balığa: - Yunus’u sahile bırak! diye emretti. Yunus sahile çıktığı zaman yeni doğmuş bir çocuk gibi güçsüzdü. Yürüyecek dermanı yoktu. Hava da sıcak mı sıcaktı. Bir kulunu korumak isteyince Allah neler yapmazdı… Kocaman yaprakları olan bir bitki, dal kol atıp büyümeye başladı. Bu bildiğimiz kabaktı. İri yapraklarıyla kabak, Yunus’u sıcaktan ve sineklerden korudu. Hava serinlemeye başlayınca, memeleri süt dolu bir keçi geliyor, Yunus’u emzirdikten sonra gidiyordu. Günler geçtikçe Yunus güçleniyor, sağlığına kavuşuyordu. Kendini iyi hissettiği bir gün yola çıkmaya karar verdi. Ninova’ya doğru günlerce yürüdü. Şehre yaklaştığı sırada bir hemşerisi onu tanıdı. Hemen ayaklarına kapandı: - Aylardır seni arıyoruz. Nerelerdeydin, ey sevgili peygamberimiz? diye Yunus’a sarıldı. Sonra da var gücüyle koşarak, Ninovalılara Yunus’un geldiğini haber verdi.. Başta kral olmak üzere bütün Ninova halkı yollara düştü. Yunus peygamberin ellerine sarıldılar: - Biz senin kıymetini bilememiştik. Seni çok üzmüştük. Bizi bağışla, dediler. Yunus, sevinç gözyaşları dökerek onlara baktı: - Yüce Rabbim bizlere yeniden hayat verdi. Doğru yolu gösterdi. O yolda yürüyelim. Rızasına erelim, dedi [CENTER][URL="http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunusvekissa.gif"][IMG]http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunusvekissa.gif?w=500[/IMG][/URL] [/CENTER] [CENTER][B][COLOR=#ff0000] YUNUS PEYGAMBER[/COLOR][/B] [/CENTER] Kalem Suresin’de anlatılan Yunus’un Hikayesi; bütün ümidlerin kesildiği, karanlığın hakim olduğu, yolların tıkandığı bir zamanda Allah’ın kudretini insanlığa göstermek için verilmiş güzel bir örnektir. Yüce Allah Yunus Peygamber’i Ninova isimli kente göndermişti. Bu şehrin insanları Yunus Peygamber’in davetini kabul etmediler. Yunus Peygamber bu kabul etmeyişi karşısında onlara kızarak şehirden ayrıldı. Şehirden ayrılmadan önce onları Allah’ın azabı ile korkutup Peygamberlik mucizelerinden bazılarını göstermişti. Ninova halkı Yunus Peygamber gidince yaptıkları hatayı anladılar. Allah’ın azabından kurtulmak için Yüce Allah’a yalvardılar. Böylece Allah onları affetti. Bu konuda Allah şöyle buyurdu: -Keşke azabı gördükten sonra inanıp da, inanması kendisine fayda veren bir memleket olsaydı. Yalnız Yunus’un milleti azap kendilerine gelmeden önce imana gelince dünyada rezilliği gerektiren azabı onlardan kaldırmış ve onları bir süre daha yaşatmıştık. Yunus Peygamber Allah’tan bir izin almadan şehirden uzaklaşmıştı. Gidip bir gemiye binmişti. Fakat Allah’ın hikmeti gereği gemi batma tehlikesi geçirdi. Gemidekiler, içimizde tanımadığımız birisi var onun yüzünden gemimiz batıyor deyip bu yabancıyı tayin etmek için kura çektiler. Yine Allah’ın takdiri gereği kur’a Yunus Peygamber’e çıkmıştı. Fakat onu denize atmak istemiyorlardı. Yine kur’a çektiler, yine Yunus çıkmıştı. Bir daha çektiler, yine Yunus.. Hep O çıkıyordu. Bunun üzerine Yunus Peygamber kalktı, elbisesini çıkarıp denize atlatıverdi. Yüce Allah, onun üzerine bir balık gönderdi. Bu balık Yunus Peygamberi yutuverdi. Allah, balığa Yunus’un vucuduna birşey olmaması için emretmişti. Yunus Peygamber balığın karnındaydı. Tam bir karanlıktı. Kurtuluş çok uzaktaydı. Allah’ın belirlediği süre kadar orada karanlıklar içinde kaldı. Sonra Allah karanlıkları dağıtan rahmet müjdesini indirdi. Yüce Allah bunu bize şöyle anlatıyor: “Balık sahibi Yunus’u hatırla. Hani o, dinini kabul etmeyen millete öfkelenerek gitmişti de kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı. derken yutulduğu nalığın karnında karanlıklar içinde Rabbim, senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. gerçekten ben sana haksızlık edenlerden oldum, diye dua etmişti. Biz de duasını kabul ettik. Kendisini kederlerden kurtardık. İşte biz müslümanları böyle kurtarırız.” Böylece Yunus Peygamber tövbe ile kurtuluşa ermiş, karanlıklardan yeniden ilahi aydınlığa kavuşmuştu.” Hz. YÛNUS (a.s) Adı Kur’ân’da geçen peygamberlerden biri. Soyu, Bünyamin vasıtasıyla Ya’kûb (a.s)’a ve onun vasıtasıyla de İbrâhim (a.s)’a dayanmaktadır. Bazı alimlerin naklettiğine göre, İsa (a.s) annesinin adıyla İsa b. Meryem diye anıldığı gibi, Yûnus (a.s) da annesinin adıyla Yûnus b. Matta diye anılmaktadır. (İbn Sa’d, Tabakatü’l-Kübra, Beyrut 1957, I, 55). Buhârî’nin verdiği bilgiye göre ise, bu görüş yanlıştır. Aslında Matta, Yûnus (a.s)’ın annesinin değil, babasının adıdır. Yani Yûnus (a.s), Yûnûs b. Matta diye anılınca, babasının adıyla anılmış olur (ez-Zebîdî, Sahihi Buhârî Muhtasarı Tecridi Sarih Tercemesi ve Şerhî, trc: Kamil Miras, Ankara, 1971, IX, 152). Yûnus (a.s)’ın Ya’kub (a.s)’ın torunlarından olduğu, Kur’ân’da şöyle haber veriliştir: “Nûh’a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Nitekim İbrâhim’e, İsmail’e, İshâk’a, Yakub’a, torunlarına, İsa’ya, Eyyûb’a, Yûnus’a, Harûn’a, Süleyman’a da vahyetmiş ve Davud’a da Zebûr’u vermiştik” (en-Nisâ, 4/163). Bu âyette ifâde edildiği gibi İsâ (a.s), Eyyûb (a.s), Harun (a.s) ve Süleyman (a.s)’da Yunus (a.s) ile aynı soydan, Yakub (a.s)’ın torunlarındandırlar. Yûnus (a.s)’ın nüfusu yüz bini aşkın bir şehrin halkına uyarıcı ve tevhide çağrıcı bir peygamber olarak gönderildiği, Kur’ân’da şöyle geçmektedir: “Ve onu yüz bin insana, ya da daha fazla olanlara peygamber gönderdik” (es-Saffat, 37/147). O’nun peygamber olarak gönderildiği bu yerin Ninova şehri olduğu nakledilmiştir. Ninova şehri, Dicle nehrinin kıyısında, şimdiki Musul’un yerinde bulunmaktaydı. Bu beldenin insanları küfrün içinde bulunuyorlardı ve putlara tapmakta idiler. Yûnus (a.s) onları küfürden ve putperestlikten nehyetmek bir de onlara, küfürlerinden dolayı tevbe etmelerini, Yüce Allah’ın varlığına ve birbirine inanmalarını emretmek üzere gönderilmişti (ez-Zemahşerî, el-Keşşâf, Kahire, t.y., V, 126; et-Taberî, Tarih, Mısır 1326, II, 42). Yûnus (a.s)’ın adı, Kur’ân’ın çeşitli yerlerinde geçmekle berâber, Kur’ân’daki sûrelerden birine isim olarak verilmiştir. Kur’an’ın onuncu sûresinin adı, Yûnus sûresidir. Yûnus (a.s) milletini otuz üç yıl Allah’a imân etmeye, küfürden kurtulmaya davet etti, tebliğde bulundu ve peygamberlik vazifesini yerine getirdi. Ancak sadece iki kişi ona imân etti (İbn Esir, el-Kâmil, Beyrut 1965, I, 360; Sahihi Buhâri ve Tecridi Sarih Tercümesi, IX, 152). Milletinin bu şekilde küfürde direnmesi ve imâna gelmemesi, Yûnus (a.s)’ın zoruna gitti. Yüce Allah onun bu kızgınlığını ve bunun neticesinde milletini terketmeye kalkışmasını şöyle haber vermiştir: “Zünnûn (Yûnus)’a gelince, o, öf keli bir halde geçip gitmişti. Bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihâyet karanlıklar içinde; “Senden başka hiç bir ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!” diye niyaz etti.” (el-Enbiyâ, 21/87). Bu âyette Yûnus (a.s)’dan Zünnûn diye bahsedilmiştir. Zünnûn, balık sahibi demektir. Kur’ân’ın başka bir yerinde de, Yûnus (a.s) bu lakabla anılmıştır: “Sen Rabbinin hükmünü sabırla bekle. Balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani, o dertli dertli Rabbine niyaz etmişti” (el-Kalem, 68/48). Hem bu âyette hem de yukarıdaki âyette Yûnus (a.s)’ın sabretmemesine, Allah’ın emri olmadan milletini terketmeye kalkışmasına işâret edilmiştir. Onun bu hali üzerine, Yüce Allah şöyle buyurmuştu: “O halde, peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret” (el-Ahkâf, 46/35). Allah’ın müsaadesi olmadan Yûnus (a.s)’ın ayrılmaya kalkışması, iyi netice vermemişti. Ninova’dan ayrılmak için bir gemiye binmişti. Geminin batmaya yüz tutması üzerine, hafiflemesi için yolculardan birinin suya atılması gerekti. Kimin suya atılacağını tesbit için kur’a çekildi ve kur’a Yûnus (a.s)’a isâbet etti. Bu durum kur’ân’da şöyle haber verilmiştir: “Gemide onlarla karşılıklı Kur’a çektiler de yenilenlerden oldu” (es-Saffat, 37/141). İşin daha acısı, Yûnus (a.s) denize atıldıktan sonra bir balık onu yutmuştu. Yüce Allah Kur’ân’da onun bu durumunu şöyle haber vermiştir: “Yûnus, (Rabbinden izinsiz olarak kavminden ayrıldığı için) kendisi kötülüklerken, onu bir balık yuttu” (es-Saffat, 37/142). Burada Yûnus (a.s) hatasını anlamış ve nefsini kınamaya başlamıştı. Balığın karnındaki karanlıklarda: “Senden başka ilâh yoktur. Sen eksikliklerden uzaksın, yücesin. Ben zalimlerden oldum!” (el-Enbiyâ, 21/87) diye dua etmeye ve Allah’a yalvarmaya başladı. Bu şekilde imân ve inançla Allah’a sığınması neticesinde, Yüce Allah onu affetmişti (el-Maverdî, en-Nuketu ve’l-Uyûnu, Beyrut 1992, III, 465 vd). Yûnus (a.s)’ın duasının kabul edildiği ve Allah tarafından bağışlandığı, Kur’ân’da şöyle dile getirilmiştir: “Biz de onun duasını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz, insanları böyle kurtarırız” (el-Enbiyâ, 21/88). “Eğer tesbih edenlerden olmasaydı, (insanların) yeniden diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı” (es-Saffat, 37/143, 144). Gücü her şeye yeten Yüce Allah, balığın karnındaki Yûnus (a.s)’ı öldürmedi. Bir süre sonra balık onu ağzı ile sahile bırakmıştı. Onun kurtuluş ve daha sonraki hafi, Kur’ân’da şöyle haber verilmiştir: “(Ama balığın karnında bizi andı, tesbih etti), biz de onu hasta bir halde ağaçsız, boş bir yere attık ve üzerine (gölge yapması için) kabak türünden bir ağaç bitirdik” (es-Saffat, 37/145, 146). Yûnus (a.s)’ın Allah tarafından affedilmesi ve büyük bir tehlikeden kurtarılması, Kur’ân’ın başka bir yerinde dile getirilmiştir: “Sen Rabb’inin hükmüne sabret, balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, sıkıntıdan yutkunarak (Allah’a) seslenmişti. Eğer Rabb’inden ona bir nimet yetişmeseydi, yerilerek çıplak bir yere atılırdı. Fakat (böyle olmadı), Rabb’i onun duasını kabul etti de onu salihlerden kıldı” (el-Kalem, 68/8, 49, 50). Yûnus (a.s)’ı bu sıkıntılardan kurtaran Yüce Allah, onun milletine de neticede hidâyeti nasib etti. Onlar da sonunda Allah’a imân edip tevhid’e sarıldılar. Onların tevbe edip hakka dönüşlerini ifâde eden âyetin meâli şöyledir: “İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik” (es-Saffat, 37/148). Yûnus (a.s)’ın milletinin bu şekilde tevbe etmeleri, küfürden dönüp Allah’a inanmaları, Allah tarafından övülmüş, methedilmiştir: “Keşke (azabı gördükten sonra) inanıp da, inanması kendisine fayda veren bir memleket olsaydı! (Azabı gördükten sonra inanmak, hiç bir memlekete yarar sağlamamıştır). Yalnız Yûnus’un kavmi, (azab henüz inmeden önce) inanınca, dünya hayatında onlardan rezillik azabını kaldırmış ve onları bir süre daha yaşatmıştık” (Yûnus, 10/98). Yûnus (a.s)’ın faziletli bir insan olduğu, Yüce Allah tarafından şöyle haber verilmiştir: “İsmâil, el-Yesa’, Yunus ve Lut’a da (yol gösterdik). Hepsi iyilerden idiler” (el-En’âm, 6/86). Hz. Muhammed (s.a.v) de onu şöyle övmüştür: “Her kim ben Yûnus b. Mattâ’dan hayırlıyım derse, yalan söylemiştir” (Buhârî, Tefsiru süre 6, 4). Yûnus (a.s) da, diğer peygamberler gibi, insanları küfrün şerrinden nehyetmiş ve Allah’a imân etmeye davet etmiştir. İnanan insanlar için, onun hayatından alınacak çeşitli ibretler vardır. [CENTER][COLOR=#ff0000][B] KISSA’yı BİRDE MANZUM OLARAK OKUYUN…[/B][/COLOR] [/CENTER] Balığın Karnındaki Peygamber Dicle nehrinin kıyısında Çok güzel bir şehir vardı. Bu şehre Ninova derlerdi. İnsanları bu güzelliği vereni Yani yüce Allah’ı unutmuş Taştan putlara tapıyorlar ve Onların adına kurban kesiyorlardı. Böylece Rableri olan yüce Allah’a Nankörlük ve isyanda bulunuyorlardı. Ninova şehrinin karanlığını dağıtmak için Yüce Allah bir peygamber gönderdi. Yunus peygamberin nuru bir güneş gibi Şehrin üstüne doğarak orayı aydınlattı. Rahmeti bir rüzgar gibi esti. Halkın cehalet kirlerini temizlemek için. Ey insanlar dedi yüksek sesle Sizin Rabbiniz tek olan Allah’tır. Yalnız O’na secde edin ve önünde eğilin. Başka yardımcınız olmayacaktır. Sizi yaratan ve size can veren O’dur. Sizi bu nehirle bereketlendiren yine O’dur. Putların size hiç faydası yok anlayın! Ben size gönderilmiş bir elçiyim. Sözümü dinleyin ve bana itaat edin. Halk bu sözlere bir anlam veremedi. Ne demek istiyor bu adam diye Şaşkın şaşkın yüzüne baktılar. Sonra da ona karşı sert davrandılar. Ey Yunus biz putlarımızı terk etmeyiz Bizim tanrılarımız bize yeter, dediler. Yunus bu sözlere çok kızdı. Allah’tan bir emir gelmeden terk etti. İsyancıların ve nankörlerin şehrini. Allah’ın kendisini başka bir topluma Anlayışlı bir halka göndereceğini düşündü. Bu masum düşünceyle ayrıldı. Nehrin kenarında yürümeye başladı. Ağaçlar rüzgarda dans edercesine Yapraklarını müzik ritminde sallıyorlardı. Kuşlar ahenkle ötüşüyorlardı. Belki de Yunus’a sesleniyorlardı; Terk etme Rabbinden izinsiz şehri Ama çok kızmıştı Yunus peygamber. Öfkeli bir şekilde önüne çıkan bir gemiyle Terk etmeye hazırlandı asiler şehrini. Gemi dalgaların arasında süzülüyordu. Ama birden büyük bir fırtına çıkıverdi. Gemi batmakla karşı karşıya kaldı. Gemideki fazla yükler atıldı denize. Ama yetmedi eşyaların atılması. Aralarında bir tartışma çıktı. Ne yapacaklarına karar vermek zordu. Eşyaları atmak kolaydı. Ama insanları denize atmak kolay mı? Hiç kimse razı olmuyordu denize atılmaya. Sonunda hepsi söz verdiler. Aldıkları bu karara uymaya. İnsanlar arasında kura çekilecek Kimin denize atılacağı belirlenecekti. Kura çıka çıka kime çıktı biliyor musunuz? Allah’tan izinsiz şehri terk eden Allah’ın şerefli elçisi Yunus’a Onu tutup şiddetli dalgalarla Öfkeyle coşan denize atıverdiler. Yunus ne olduğunu anlamadan Kendisini denizin dalgalı kollarında buldu. Balıklar geçiyordu gözlerinin önünden Kendisi ise dibe doğru iniyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Kurtulması imkansız gibiydi. Çünkü hem denizin ortasındaydılar Hem de büyük dalgalar sarmıştı. Ama bununla da kalmadı sıkıntısı Birden bire büyük bir balık geldi. Yunus peygamber çekindi balıktan. Ama yapacağı bir şey de yoktu. Kaçması mümkün değildi. Balık geldi etrafında dolaştı durdu. Sonunda dibe doğru sürüklenen Denize düşmüş Yunus’u yuttu. Şimdi sadece denizin dibinde değildi. Aynı zamanda bir balığın karnındaydı. Burada Rabbini düşündü. Ne yaptığını, hatasının ne olduğunu anladı. Allah yüceliğiyle onu balığın karnında Bir müddet daha yaşattı. Bu süre içinde Yunus peygamber Yaptığı hatasından tövbe etti. Sen’den başka İlah yoktur Rabbim Sen bağışlamazsan zalimlerden olurum. Senin affına ve rahmetine sığınırım Senden başka ilah yok beni bağışla Bu şekilde yaptığı hatasını anladı Rabbimiz Allah da onun yalvarmasına Rahmetiyle cevap verdi. Balığın karnında bir müddet kalan Yunus Allah’ın rahmetiyle sahile atıldı. Bu sırada Yunus ayrıldıktan sonra Ninova halkı Yunus’un sözlerini Tekrar tekrar düşünmüşlerdi. Onun haklı olduğunu anlamış Ve onu aramaya çıkmışlardı. İşte böyle bir güzellik sunulmuştu Hatasını anlayan Yunus peygambere. Güneş ışıl ışıl aydınlatmıştı. Karanlıklar kovulmuş nur dolmuştu. Rahmet rüzgarları Ninova’da eserek Şeytanları sürgün etmişti. İlk defa bir peygamberin halkı İnkardan dönerek iman etmiş Helak olmaktan kurtulmuştu. Kur’an-da anlatılan ilk peygamber kıssası Yunus peygamberin hayat hikayesidir. Bu şekilde Rabbimiz Allah, peygamberine Bir hatırlatma ve uyarı da bulunmuştu. Sakın balık sahibi Yunus gibi olma! Emrimiz gelmeden tebliğimizi terk etme. Bu uyarı hepimize yapılmıştır. Allah’a ibadetten sıkıntı duymak Ve O’ndan uzaklaşmak doğru değildir. Kim O’nun rızası için sabreder Ve azimle emirlerine sarılırsa Allah onu nimetleriyle donatırdı. Hem de hiç farkında olmadığımız yerden. Selam Allah’a itaatte sabırlı olan Tüm kulların üzerine olsun. [CENTER][COLOR=#ff0000][B]YUNUS BALIĞI [/B][/COLOR] [/CENTER] [CENTER][I](Hakkında Kısa Bilgi)[/I] [/CENTER] Yunuslar tıpkı balinalar, foklar, morslar, deniz aslanları gibi birer deniz memelisi. Zaten balinalarla da yakın akrabalar ve bu yakın akrabalarıyla birlikte memelilerin Cetacea (Balinalar + Yunuslar) takımında yer alıyorlar. Bu takıma ait olan ve gerçek yunuslar olarak bilinen Delphinidae familyasına ait birçok yunus türü var. Ama hemen tüm denizlerde yaşayan ve Türkiye denizlerinde de en yaygın olan tür, Delphinus delphis. Bu türe “Tırtak” adı da veriliyor.Yunuslar deniz memelisi oldukları için karasal memelilerden pek çok farklılıklar gösteriyorlar. Örneğin üyeleri çok farklılaşmış. Ön üyelerinde üst ve ön kol körelmiş. Yani göğüslerindeki yüzgeçleri, aslında yunusların elleri ve bu yüzgeçlerdeki 5 ışın da parmakları. Arka üyeleriyse kalça kemeri dışında tümüyle körelmiş.Derileri diğer pek çok memeliden farklı olarak kılsız ve pürüzsüz. Bunun yerine ısı yalıtımını sağlamak için derilerinin altında kalın bir yağ tabakası görülüyor. [URL="http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunus-balik.jpg"][IMG]http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunus-balik.jpg?w=500[/IMG][/URL] [URL="http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunusbaligiharikamavi.jpg"][IMG]http://ilhanerol.files.wordpress.com/2010/10/yunusbaligiharikamavi.jpg?w=500[/IMG][/URL] VE BİR MAKALE…. 2012 Yılı Düya’nın Kaderi Son yıllarda herkesin dilinde olan, Maya takviminin 2012 yılında bitmesi, sanki dünyanın sonuymuş gibi algılanmaya başlaması, haklı olarak birçok insanın şimdiden korkuya kapılmasına neden olmaktadır. Hemen söylemek gerekirki, aslında o kadar korkulacak bir durum yok ortada. En azından şimdilik ve önümüzdeki uzun yüzyıllar boyunca. Birçok tarihi olay ve kutsal metinler, yüce Allahın insanlardan kolay kolay vazgeçmeyeceğini gözler önüne sermektedir. Ünlü Hint düşünürü Togor’un dediği gibi. Doğan her çocuk, Allahın insanlardan ümidini kesmediğinin belirtisidir. Yunus Peygamberin hikayesi bize bunu ispatlamaktadır. veya, Muhiddin Arabi hazretlerinin söylemi ile, kıyamet günü, en son doğan çocuk 40 yaşında olacaktır. Allahın adaleti bu sözlerin garantisidir. Çünkü herkese eşit şans tanıyacaktır. Yüce Allah, kıyamet günü herkese eşit şans tanıdığını buyurur, bu yüce adaletinin gereğidir. Durum böyle olunca, 5 yaşında bir çocuk ile 60 yaşında bir yetişkinin aynı şansa sahip olduğunu düşünemeyiz, o çocuğun bir yetişkin olarak, özgür iradesiyle karar verebilecek bir yaşa gelmesini bekleyecektir. O gün, Hepinize eşit şans tanıdım, diyecektir. çünkü, Bu yüce adaletinin gereğidir. Yunus peygamberin hikayesi bize bu konuda bir mesaj veriyor. Yüce Allah, azgınlıkta çok ileri giden bir şehir halkını uyarması için, Yunus peygamberi görevlendirir. Yunus peygamber ise, şehir halkı tarafından öldürüleceği korkusu ile, O diyardan kaçmak için, bir gemiye biner ve başka bir ülkeye doğru yola çıkar. Fakat denizde olağandışı bir fırtına çıkınca, kaptan, bu fırtınanın normal olmadığını gemide bir günahkarın olduğunu ve o günahkar yüzünden herkesin öleceğini söyleğince, Yunus peygamber, o kişinin kendisi olduğunu söyler . Bunun üzerine Yunus peygamberi denize atarlar, ve fırtına diner. Denize atılan Yunus peygamberi, bir balık ağzında taşıyarak bir çöl kenarında sahile bırakır. Yakıcı güneş altında sıcaktan bunalmış olan Yunus peygamber, bir sarmaşık bulunca, gölgesinde serinlemeye başlar. Fakat ertesi gün, sarmaşık kuruyunca, Yunus peygamber çok üzülür ve kara kara düşünmeye başlar. O sırada Allahtan Yunus peygambere bir nida gelir. Sen, hiçbir çaba sarfetmeden, hazır bulduğun bir sarmaşık için bu kadar üzülüyorsun. Ben ise, sevgi ve sabır ile büyüttüğüm koca bir şehrin yok olmasına razı olurmuyum sanıyorsun. Git ve onları uyar, işledikleri tüm günahlara rağmen, onlara bir şans daha veriyorum. Çünkü bir şehrin yok olmasına gönlüm razı olmaz. Bu hikayeden çıkaracağımız anlam, çok büyük günahlara rağmen, bir şehrin yok olmasına razı olmayan yüce Allah, koca bir dünyanın yok olmasına kolay kolay razı olmayacaktır. Ve doğan tüm çocuklar, eşit hale gelip, kendi özgür iradeleriyle kararlarını bir yetişkin olarak vermedikçe, Allah, insanların ve dünyanın yok olmasına razı olmayacaktır. İşin bilimsel yönüne gelince, Maya takvimi, 2012 yılı ve 3600 yıllık turunu tamamlamak üzere olan Marduk gezegeni ve bırakacağı etkiler, bu etkiler, bazı doğal afetler olacaktır ve asla kıyamet olarak algılanmaması gerekmektedir. Bu konuyu, Kaderin şifresi adlı kitabımda uzun bir şekilde ele almıştım. İşin bilimsel yönünü ve neden korkulmaması gerektiğini, dünyanın sonu olmadığının ayrıntılı izahını, sizleri daha fazla sıkmadan, haftaya bırakalım diyor, esenlikler diliyorum.[/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Soru Cevap
Risale-i Nur Soru Cevap 9 : Birinci Lem'a
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst