Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Soru Cevap
Risale-i Nur Soru Cevap 24 : Dördüncü Lem'a (Dördüncü Bölüm)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 438102" data-attributes="member: 1"><p><span style="color: #ff0000"><strong>Soru 9:</strong></span><span style="color: #151515"> "Muhabbetin şe’ni ifrattır" ve "ifrat-ı muhabbet" sözünü nasıl anlayabiliriz? Sakıncaları var mıdır?</span></p><p><span style="color: #151515"></span></p><p><span style="color: #151515">İslamiyet o kadar güzel bir dindir ki insanın bütün his ve duygularını tatmin edecek ihtiyacını karşılayarak lezzetlendirecek ölçüleri belirlemiş ve sınırlarını çizmiş. İnsandaki en şiddetli hissiyatlardan biri olan muhabbette ise elbette ona mukabil dusturlar olması gerekir. </span></p><p><span style="color: #151515"></span></p><p><span style="color: #151515">Risale-i Nurda Lemalar eserinde Ustad Bediüzzaman muhabbet hissiyatını ikiye ayırıyor : birincisi esbaba verilen muhabbet ki kişi esbabı sever ve bu muhabbetini Allah'ı sevmeye vesile yapar. ikincisi ise en evvel muhabbetini Allah'a verirse onun sevdiği herşeyi sever. Bu meseleyi aklımızın bir tarafına yazdıktan sonra şu meseleye bakmamız gerekir ki o da ifrad ve tefrid.</span></p><p><span style="color: #151515"></span></p><p><span style="color: #151515">Ustad Bediüzzaman r.a. ifrat ve tefridin hadisi sahih ile tehlikeli olduğunu ifade ederek "Her şeyin ifrat ve tefriti iyi değildir istikamet ise haddi vassattır." diyerek bu meseleyi özetlemektedir.</span></p><p><span style="color: #151515"></span></p><p><span style="color: #151515">İşte bu iki meseleyi dikkat ettikden sonra islamiyetin yine herşeyde olduğu gibi muhabbet meselesinde dahi bazı hususlara cevaz vermiş veyahut mazur görmüş.</span></p><p><span style="color: #151515"></span></p><p><span style="color: #151515">Ehli tarikatta çok veciz bir söz vardır "şeyh uçmaz murid uçurur" diye onun içindir ki ehli tarikatta bulunan kimselerin şeyhlerine gösterdikleri muhabbetteki ifratta başkalarına adavete ve islami kaideler dışına çıkmamak şartıyla müsaade edilmiş. Yani murid benim şeyhim çok büyük bir alim diyebilir ama sadece benim şeyhim büyük alimdir diğerleri alim bile değildir diyemez, o dahi içinde bulunduğu haleti ruhiyeden dolayı belki mazur olabilir yoksa tehlikeli olduğu bir kesindir.</span></p><p><span style="color: #151515"></span></p><p><span style="color: #151515"></span><span style="color: #ff0000"><strong>Soru 10:</strong></span><span style="color: #151515"> Şia-i Hilafetin Ömer ismine karşı şiddetli garaz ve adavetinin sebebi nedir? Haklılar mı?</span></p><p><span style="color: #151515"></span></p><p><span style="color: #151515">Hadis-i Şeriflerde peygamber efendimiz ileride olacak olaylardan haber verdiğini görüyoruz bunlardan biride o zamanın Bizansdan sonra ikinci büyük devleti olan ve azgınlıkları ve lüks hayatları ve insanları ezmeleri ve haksızlıkları ile olan İran devletidir. Zati tarihe baktığımızda Pers İmparatorluğu olarak gördüğümüz İran devletinin çok vahşi ve zorbalıklarını görüyoruz. Tabi bütün bunlar islamiyeti kabullerinden önceki tarihlerini içermekte. Hz. Ömer r.a. halife olmasından sonra islam devleti veya diğer dünyalık amaç ve gayeler için olmadığını İran Fethi için orduların başkomutanı tayin ettiği Sad Bin Ebi Vakkasa verdiği nasihatte görüyoruz. </span>"Ey Sa’d, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in dayisi ve onun sahabisi olman seni yaniltip Allah'tan uzaklastirmasin! Allah, kötülügü kötülükle degil, iyilikle yok eder. Allah ve insanlar arasinda, O’na itaatte baska hiç kimse yoktur. Allah katinda bütün insanlar esittir. Allah onlarin Rabbi, onlar da O'nun kullaridirlar. Onlara verilen hayat için, O'nu zikrederek, O'nun kanunlarina tabi olarak, O'na hamdederler. Resulullah (s.a.s.)’den gördügün gibi hareket et!.." (<span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Tahoma'"> Vakidî, Fütûhu's Sam, Misir, tarihsiz, I. 68.)</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Tahoma'">Ancak İranın fethinden sonra ortaya çıkacak olan şiayı siyaset Hz. Ömer r.a.'a garaz ve öfkelerini Hz. Ali r.a. üzerinden ifade edeceklerdi. Amr İbnu As'ın hz. Ali r.a. halife olmasından sonra Muaviye tarafında yer alması ve Ömer İbni Sad'ın Kerbelada Hz. Hüseyin r.a. yaptıklarından sonra bu garazlarına iyice bahane olmuştur. </span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Tahoma'">Yukarıdaki açıklamalar ile beraber şunu da ifade etmek gerekir ki: Eğer Hz. Ömer r.a., Hz Ali r.a. kemalatını ve maneviyatını tasdik etmemiş olsaydı halifeliği boyunca onu devletin en mühim meselelerinde görevlendirmezdi. Demek ki her iki halifede birbirilerini tasdik ettikleri gibi birbirlerine her konuda ittifak ederek yardımlaşmışlardır. </span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'Tahoma'">Ustad Bediüzzaman muhabbetin şeni ifrattır garaz olmazsa mazur olabilir sözü bu meselede onların ne kadar haksız ve mesul olacaklarını ispat etmekte.. Hem kendilerinden sadece Hz. Ömer r.a. davacı olmayacağı gibi Hz. Ali r.a. dahi davacı olacak hatta bu iki mubarek islam kahramanlarını seven ve öven ve övünen ehli sünnet vel cemaat dahi davacı olacaklar. Sadece bir kişinin hukukunu değil hukukuna kasd ve katl var. Elbette bunun muhim bir cezası olacaktır.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 438102, member: 1"] [COLOR=#ff0000][B]Soru 9:[/B][/COLOR][COLOR=#151515] "Muhabbetin şe’ni ifrattır" ve "ifrat-ı muhabbet" sözünü nasıl anlayabiliriz? Sakıncaları var mıdır? İslamiyet o kadar güzel bir dindir ki insanın bütün his ve duygularını tatmin edecek ihtiyacını karşılayarak lezzetlendirecek ölçüleri belirlemiş ve sınırlarını çizmiş. İnsandaki en şiddetli hissiyatlardan biri olan muhabbette ise elbette ona mukabil dusturlar olması gerekir. Risale-i Nurda Lemalar eserinde Ustad Bediüzzaman muhabbet hissiyatını ikiye ayırıyor : birincisi esbaba verilen muhabbet ki kişi esbabı sever ve bu muhabbetini Allah'ı sevmeye vesile yapar. ikincisi ise en evvel muhabbetini Allah'a verirse onun sevdiği herşeyi sever. Bu meseleyi aklımızın bir tarafına yazdıktan sonra şu meseleye bakmamız gerekir ki o da ifrad ve tefrid. Ustad Bediüzzaman r.a. ifrat ve tefridin hadisi sahih ile tehlikeli olduğunu ifade ederek "Her şeyin ifrat ve tefriti iyi değildir istikamet ise haddi vassattır." diyerek bu meseleyi özetlemektedir. İşte bu iki meseleyi dikkat ettikden sonra islamiyetin yine herşeyde olduğu gibi muhabbet meselesinde dahi bazı hususlara cevaz vermiş veyahut mazur görmüş. Ehli tarikatta çok veciz bir söz vardır "şeyh uçmaz murid uçurur" diye onun içindir ki ehli tarikatta bulunan kimselerin şeyhlerine gösterdikleri muhabbetteki ifratta başkalarına adavete ve islami kaideler dışına çıkmamak şartıyla müsaade edilmiş. Yani murid benim şeyhim çok büyük bir alim diyebilir ama sadece benim şeyhim büyük alimdir diğerleri alim bile değildir diyemez, o dahi içinde bulunduğu haleti ruhiyeden dolayı belki mazur olabilir yoksa tehlikeli olduğu bir kesindir. [/COLOR][COLOR=#ff0000][B]Soru 10:[/B][/COLOR][COLOR=#151515] Şia-i Hilafetin Ömer ismine karşı şiddetli garaz ve adavetinin sebebi nedir? Haklılar mı? Hadis-i Şeriflerde peygamber efendimiz ileride olacak olaylardan haber verdiğini görüyoruz bunlardan biride o zamanın Bizansdan sonra ikinci büyük devleti olan ve azgınlıkları ve lüks hayatları ve insanları ezmeleri ve haksızlıkları ile olan İran devletidir. Zati tarihe baktığımızda Pers İmparatorluğu olarak gördüğümüz İran devletinin çok vahşi ve zorbalıklarını görüyoruz. Tabi bütün bunlar islamiyeti kabullerinden önceki tarihlerini içermekte. Hz. Ömer r.a. halife olmasından sonra islam devleti veya diğer dünyalık amaç ve gayeler için olmadığını İran Fethi için orduların başkomutanı tayin ettiği Sad Bin Ebi Vakkasa verdiği nasihatte görüyoruz. [/COLOR]"Ey Sa’d, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in dayisi ve onun sahabisi olman seni yaniltip Allah'tan uzaklastirmasin! Allah, kötülügü kötülükle degil, iyilikle yok eder. Allah ve insanlar arasinda, O’na itaatte baska hiç kimse yoktur. Allah katinda bütün insanlar esittir. Allah onlarin Rabbi, onlar da O'nun kullaridirlar. Onlara verilen hayat için, O'nu zikrederek, O'nun kanunlarina tabi olarak, O'na hamdederler. Resulullah (s.a.s.)’den gördügün gibi hareket et!.." ([COLOR=#000000][FONT=Tahoma] Vakidî, Fütûhu's Sam, Misir, tarihsiz, I. 68.) Ancak İranın fethinden sonra ortaya çıkacak olan şiayı siyaset Hz. Ömer r.a.'a garaz ve öfkelerini Hz. Ali r.a. üzerinden ifade edeceklerdi. Amr İbnu As'ın hz. Ali r.a. halife olmasından sonra Muaviye tarafında yer alması ve Ömer İbni Sad'ın Kerbelada Hz. Hüseyin r.a. yaptıklarından sonra bu garazlarına iyice bahane olmuştur. Yukarıdaki açıklamalar ile beraber şunu da ifade etmek gerekir ki: Eğer Hz. Ömer r.a., Hz Ali r.a. kemalatını ve maneviyatını tasdik etmemiş olsaydı halifeliği boyunca onu devletin en mühim meselelerinde görevlendirmezdi. Demek ki her iki halifede birbirilerini tasdik ettikleri gibi birbirlerine her konuda ittifak ederek yardımlaşmışlardır. Ustad Bediüzzaman muhabbetin şeni ifrattır garaz olmazsa mazur olabilir sözü bu meselede onların ne kadar haksız ve mesul olacaklarını ispat etmekte.. Hem kendilerinden sadece Hz. Ömer r.a. davacı olmayacağı gibi Hz. Ali r.a. dahi davacı olacak hatta bu iki mubarek islam kahramanlarını seven ve öven ve övünen ehli sünnet vel cemaat dahi davacı olacaklar. Sadece bir kişinin hukukunu değil hukukuna kasd ve katl var. Elbette bunun muhim bir cezası olacaktır.[/FONT][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Soru Cevap
Risale-i Nur Soru Cevap 24 : Dördüncü Lem'a (Dördüncü Bölüm)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst