Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Soru Cevap
Risale-i Nur Soru Cevap 24 : Dördüncü Lem'a (Dördüncü Bölüm)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Nebizade" data-source="post: 424350" data-attributes="member: 1030286"><p>Soru 3: Akaid-i imaniye kitaplarına ve esasat-ı imaniye olmaması gereken ancak konu edilecek derecede ehemmiyet verilerek büyütülmüş olan mesele nedir? Bu meseleyi ehli sünnet ve cemaat nasıl izah ediyor? Şialar nasıl izah ediyor ve delilleri nelerdir?</p><p></p><p>Cevap 3: Akaid-i imaniye kitaplarına ve esasat-ı imaniye olmaması gereken ancak konu edilecek derecede ehemmiyet verilerek büyütülmüş olan mesele; Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman'ın hilafetlerinin Şialara göre haksız olması ve Hz. Ali'nin hepsinden önce Halife olması gerektiğidir.</p><p>Bu meseleyi şialar şu şekilde açıklıyor; “Hak Hazret-i Ali’nin (r.a.) idi. Ona haksızlık edildi. Umumundan enefdal Hazret-i Ali’dir (r.a.).” Dâvâlarına getirdikleri delillerin hülâsası: Derler ki,Hazret-i Ali (r.a.) hakkında vârid ehâdis-i Nebeviye3 ve Hazret-i Ali’nin (r.a.) “Şah-ı Velâyet” ünvanıyla, ekseriyet-i mutlaka ile evliyanın ve tariklerin mercii ve ilim veşecaat ve ibadette harikulâde sıfatları ve Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm ona ve ondan teselsül eden Âl-i Beyte karşı şiddet-i alâkası gösteriyor ki, en efdalodur. Daima hilâfet onun hakkı idi, ondan gasp edildi.</p><p></p><p>Bu meseleyi ehli sünnet şu şekilde açıklıyor; Hazret-i Ali’yi (r.a.) fevkalâde sevmek dâvâsında oldukları halde tenkis ediyorlar ve sû-i ahlâkta bulunduğunu onların mezhepleri iktiza ediyor. Çünkü diyorlar ki, “Hazret-i Sıddık ile Hazret-i Ömer (r.a.) haksız oldukları halde, Hazret-i Ali (r.a.) onlara mümâşât etmiş, Şîa ıstılahınca takiyye etmiş, yani onlardan korkmuş, riyâkârlık etmiş.” Acaba böyle kahraman-ı İslâm ve “Esedullah” ünvanını kazanan ve sıddıkların kumandanı ve rehberi olan bir zâtı riyâkâr ve korkaklıkla ve sevmediği zatlara tasannukârâne muhabbet göstermekle ve yirmi seneden ziyade havf altında mümâşât etmekle, haksızlara tebaiyeti kabul etmekle muttasıf görmek, ona muhabbet değildir. O çeşit muhabbetten Hazret-i Ali(r.a.) teberrî eder.</p><p></p><p>Doğru mu? <img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite1" alt=":)" title="Smile :)" loading="lazy" data-shortname=":)" /></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Nebizade, post: 424350, member: 1030286"] Soru 3: Akaid-i imaniye kitaplarına ve esasat-ı imaniye olmaması gereken ancak konu edilecek derecede ehemmiyet verilerek büyütülmüş olan mesele nedir? Bu meseleyi ehli sünnet ve cemaat nasıl izah ediyor? Şialar nasıl izah ediyor ve delilleri nelerdir? Cevap 3: Akaid-i imaniye kitaplarına ve esasat-ı imaniye olmaması gereken ancak konu edilecek derecede ehemmiyet verilerek büyütülmüş olan mesele; Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman'ın hilafetlerinin Şialara göre haksız olması ve Hz. Ali'nin hepsinden önce Halife olması gerektiğidir. Bu meseleyi şialar şu şekilde açıklıyor; “Hak Hazret-i Ali’nin (r.a.) idi. Ona haksızlık edildi. Umumundan enefdal Hazret-i Ali’dir (r.a.).” Dâvâlarına getirdikleri delillerin hülâsası: Derler ki,Hazret-i Ali (r.a.) hakkında vârid ehâdis-i Nebeviye3 ve Hazret-i Ali’nin (r.a.) “Şah-ı Velâyet” ünvanıyla, ekseriyet-i mutlaka ile evliyanın ve tariklerin mercii ve ilim veşecaat ve ibadette harikulâde sıfatları ve Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm ona ve ondan teselsül eden Âl-i Beyte karşı şiddet-i alâkası gösteriyor ki, en efdalodur. Daima hilâfet onun hakkı idi, ondan gasp edildi. Bu meseleyi ehli sünnet şu şekilde açıklıyor; Hazret-i Ali’yi (r.a.) fevkalâde sevmek dâvâsında oldukları halde tenkis ediyorlar ve sû-i ahlâkta bulunduğunu onların mezhepleri iktiza ediyor. Çünkü diyorlar ki, “Hazret-i Sıddık ile Hazret-i Ömer (r.a.) haksız oldukları halde, Hazret-i Ali (r.a.) onlara mümâşât etmiş, Şîa ıstılahınca takiyye etmiş, yani onlardan korkmuş, riyâkârlık etmiş.” Acaba böyle kahraman-ı İslâm ve “Esedullah” ünvanını kazanan ve sıddıkların kumandanı ve rehberi olan bir zâtı riyâkâr ve korkaklıkla ve sevmediği zatlara tasannukârâne muhabbet göstermekle ve yirmi seneden ziyade havf altında mümâşât etmekle, haksızlara tebaiyeti kabul etmekle muttasıf görmek, ona muhabbet değildir. O çeşit muhabbetten Hazret-i Ali(r.a.) teberrî eder. Doğru mu? :) [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Soru Cevap
Risale-i Nur Soru Cevap 24 : Dördüncü Lem'a (Dördüncü Bölüm)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst