Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Soru Cevap
Risale-i Nur Soru Cevap 13: İkinci Lem'a (Üçüncü Bölüm)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="faris" data-source="post: 293534" data-attributes="member: 1006387"><p><strong><span style="color: #ff0000">Soru 1 :</span></strong> Ahlamak teesüfü ohlamak şükrün yerine geçer mi?</p><p></p><p>Bizler hal dilimiz ile bir çok halimizi ifade edebildiğimiz gibi kal dilimiz ile de açıktan içindeki durumumuzu ifade edebildiğimiz gibi onu daha manalı da ifade edebilmekteyiz. Ah ah dediğimiz zamanları düşündüğümüzde şikayet ve bir parça isyan olduğunu görebiliriz. Mesela geçmişte yapmış olduğumuz bir günahımızdan ötürü hayıflanabilmekteyiz. Keşke bu benim başıma gelmeseydi " ah benim başıma der ağlarız". Ya da yaptığımız güzel hadiseleri düşünüp lezzetlenebilir ve bu lezzeti oh oh diyerek ifade edebiliyoruz.</p><p></p><p><strong><span style="color: #ff0000">Soru 2 : </span></strong>Hangi hallerimiz için teesüf eder, elhamdülillah deriz?</p><p></p><p>Ustad Bediüzzaman r.a. hayatın yaşadığımız andan ibaret olduğunu geçen zamanın artık hayatı olmadığını sair risalelerde ifade etmekte. İşte bizlerde geçmişte kalanlar için ya elhamdülillah deriz ya da teesüf ederiz. Mesela daha çok esnaf ve iş adamlarında bu hali görmek mümkün. Bazı zamanlar da bolluk ve zenginlik içinde iken daha sonra sıkıntıya tücar olup sıfırı tüketen adam imkanlarının gitmesinden teesüf edebilmekte. Yine sıtma gibi ağır bir hastalık geçiren biri sıhhatine kavuştuğunda o zorlu ve hastalıklı halinden sonra sağlığına kavuşmasından müthiş şükredebilmekte.</p><p></p><p>Hatta soframızda ala çeşit nimetler olduğunda, soframızın bir kuru ekmekle geçirdiğimiz anları düşünerek o halimize binler şükredebilmekteyiz. Yine bunun zıddı bir hal olan soframızda envai çeşit nimetler olduğu zamanlardan sonra bir kuru ekmeğe talim olduğumuz da teesüf edebilmekteyiz.</p><p></p><p>Ama şunu iyi anlamalıyız ki, daha sonraki kısımlarda gelecek küfür ve dalalet hariç her halimiz için şükür halinde olmalıyız. İktisad risalesinde anlatıldığı gibi bir kuru ekmek gibi nimetler ile baklava gibi lezzetli nimetler aynı işi görmekte ve aynı icraatı yapmakta aradaki farkın ise dil gibi bir kapıcıya çok rüşvetler vermektir. Esas olan midenin ihtiyacını karşılamakta. Ve anlamalıyız ki nasıl küfür imanın zıddı ise teesüf ise şükrün zıddıdır.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="faris, post: 293534, member: 1006387"] [B][COLOR=#ff0000]Soru 1 :[/COLOR][/B] Ahlamak teesüfü ohlamak şükrün yerine geçer mi? Bizler hal dilimiz ile bir çok halimizi ifade edebildiğimiz gibi kal dilimiz ile de açıktan içindeki durumumuzu ifade edebildiğimiz gibi onu daha manalı da ifade edebilmekteyiz. Ah ah dediğimiz zamanları düşündüğümüzde şikayet ve bir parça isyan olduğunu görebiliriz. Mesela geçmişte yapmış olduğumuz bir günahımızdan ötürü hayıflanabilmekteyiz. Keşke bu benim başıma gelmeseydi " ah benim başıma der ağlarız". Ya da yaptığımız güzel hadiseleri düşünüp lezzetlenebilir ve bu lezzeti oh oh diyerek ifade edebiliyoruz. [B][COLOR=#ff0000]Soru 2 : [/COLOR][/B]Hangi hallerimiz için teesüf eder, elhamdülillah deriz? Ustad Bediüzzaman r.a. hayatın yaşadığımız andan ibaret olduğunu geçen zamanın artık hayatı olmadığını sair risalelerde ifade etmekte. İşte bizlerde geçmişte kalanlar için ya elhamdülillah deriz ya da teesüf ederiz. Mesela daha çok esnaf ve iş adamlarında bu hali görmek mümkün. Bazı zamanlar da bolluk ve zenginlik içinde iken daha sonra sıkıntıya tücar olup sıfırı tüketen adam imkanlarının gitmesinden teesüf edebilmekte. Yine sıtma gibi ağır bir hastalık geçiren biri sıhhatine kavuştuğunda o zorlu ve hastalıklı halinden sonra sağlığına kavuşmasından müthiş şükredebilmekte. Hatta soframızda ala çeşit nimetler olduğunda, soframızın bir kuru ekmekle geçirdiğimiz anları düşünerek o halimize binler şükredebilmekteyiz. Yine bunun zıddı bir hal olan soframızda envai çeşit nimetler olduğu zamanlardan sonra bir kuru ekmeğe talim olduğumuz da teesüf edebilmekteyiz. Ama şunu iyi anlamalıyız ki, daha sonraki kısımlarda gelecek küfür ve dalalet hariç her halimiz için şükür halinde olmalıyız. İktisad risalesinde anlatıldığı gibi bir kuru ekmek gibi nimetler ile baklava gibi lezzetli nimetler aynı işi görmekte ve aynı icraatı yapmakta aradaki farkın ise dil gibi bir kapıcıya çok rüşvetler vermektir. Esas olan midenin ihtiyacını karşılamakta. Ve anlamalıyız ki nasıl küfür imanın zıddı ise teesüf ise şükrün zıddıdır. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Soru Cevap
Risale-i Nur Soru Cevap 13: İkinci Lem'a (Üçüncü Bölüm)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst