Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nurdan Makaleler
RİSÂLE-İ NUR HER ŞEYE KÂFİ MİDİR? - Bir Makale
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 359396" data-attributes="member: 15919"><p>[h=2]<span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"><strong>a)</strong> Esâs-ı velâyet (Ferâizi işlemek, kebâiri terk etmek, sağâirde ısrâr etmemek ve sünnet-i seniyyeye ittiba’ etmek sûretiyle Allah’a yaklaşmak).</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"><strong>b)</strong> Esâs-ı takvâ (Menhiyyâttan ictinâb etmek).</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"><strong>c)</strong> Esâs-ı azîmet (Mümkün olduğu kadar azîmeti esâs tutmak; ruhsatlarla amel etmemek).</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"><strong>d)</strong> Esâsât-ı Sünnet-i Seniyye (Başta hakáik-ı îmâniyye ve esâsât-ı İslâmiyye olmak üzere Sünnet-i Seniyyenin bütün merâtibini evvelâ kalben tasdîk etmek; nevâfîl ve âdâb kısmına gelince elden geldiği kadar ittiba’ etmeğe çalışmak).</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px">(Risâletü’n-Nûr, gerçi umûma teşmîl sûretiyle değil, fakat herhâlde hakíkat-i İslâmiyyenin içinde cereyân edip gelen esâs-ı velâyet ve esâs-ı takvâ ve esâs-ı azîmet ve esâsât-ı Sünnet-i Seniyye gibi ince, fakat ehemmiyyetli esâsları muhâfaza etmek bir vazîfe-i asliyyesidir.) </span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px">Risâle-i Nûr’un mesleği, esâsâtı, yâni altı erkân-ı îmâniyye, beş esâsât-ı İslâmiyye, Kur’ân ve mütevâtir Hadîs’in nassıyla sâbit olan ahkâm-ı İlâhiyyeden tut, tâ en fer’î mes’elelere kadar müttefekun aleyh olan mesâili ders vermek; teferruâta, yâni mezhebler arasındaki ihtilâflara karışmamaktır. </span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px">Evet, Risâle-i Nûr, cumhûr-i ulemâ tarafından ittifâkla kabûl edilen velâyetin, takvânın, azîmetin ve sünnet-i seniyyenin esâslarını beyân ediyor. Teferruâta, yâni mezhebler arasındaki ihtilâflı mes’elelere girmiyor. Yâni, Risâle-i Nûr, bir mezhebce kabûl edilen bir velâyeti, bir takvâyı, bir azîmeti veyâ bir sünneti değil; bütün mezhebler tarafından ittifâkla kabûl edilen bir velâyeti, bir takvâyı, bir azîmeti veyâ bir sünneti ders veriyor. Müttefekun aleyh olan mes’eleleri tutuyor; teferruâta, yâni mezheblerin ihtilâflarına girmiyor. Meselâ, bir mezhebin sünnet kabûl ettiği bir mes’eleyi; diğer bir mezheb, o konudaki Hadîsi zaif kabûl edip o mes’elenin sünnet olmadığını kabûl ediyor. İşte Risâle-i Nûr, bu nev’i ihtilâflara girmeden muttefekun aleyh olan mes’eleler üzerinde tahşîdât yapmış ve o muttefekun aleyh olan mesâili ders vermiştir. Kader Risâlesi buna misâl olarak verilebilir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px">Demek, Risâle-i Nûr, teferruâta âit mesâili îzâh etmemiş, bu nev’i mesâili mezheb imâmlarının ictihâdâtına havâle etmiştir. Belki esâsları, yâni cumhûr-i ulemâca mücma aleyh olan mesâili ders vermiştir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px">Risâle-i Nûr’un hâs şâkirdi, hakíkat-i İslâmiyyenin içinde cereyân edip gelen esâs-ı velâyete, yâni sırr-ı verâset-i Nübüvvete mazhar olur. Yâni, ferâizi işlemek, kebâiri terk etmek, sağâirde ısrâr etmemek ve sünnet-i seniyyeye ittiba’ etmek sûretiyle Allah’a yaklaşır. Risâle-i Nûr mesleğinde nâfilelerle değil; farz ve sünnetlerle Allah’a yaklaşmak esâstır. Yâni, Risâle-i Nûr’un mesleği, kurb-i ferâizdir; kurb-i nevâfîl değildir. Risâle-i Nûr, müstakil bir tarîkat ve müstakil bir meslek olmayıp, sırr-ı verâset-i nübüvvetle hakíkat-i İslâmiyyet içinde cereyân edip gelen, yâni doğrudan doğruya şerîatın ve sünnet-i seniyyenin içinde bulunan velâyet-i Ahmediyyenin cilvesini göstermektedir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px">Kısaca, “Tarîkat-ı Muhammediyye”dir. Bu sebeble, esâsât-ı sünnet-i seniyyeye ittiba’ etmek ve ehl-i sünnet ulemâsının tesbît ettiği o esâsâtı bid’alara karşı muhâfaza etmek, Risâle-i Nûr’un vazîfesidir. Buna binâen, Risâle-i Nûr’da altı erkân-ı îmâniyye ve beş esâsât-ı İslâmiyye başta olmak üzere, sünnet-i seniyyenin esâsâtı ve onları muhâfaza etmenin ehemmiyyeti beyân edilmiş ve başta Sahabe-i Kirâm olmak üzere müctehidîn-i izâmın icmâ ettiği bir sünneti inkâr etmenin, belki basite almanın dalâlet-i azîme olduğu, “Bahtiyâr odur ki, bu ittiba-ı Sünnette hissesi ziyâde ola. Sünnete ittiba’ etmeyen, tenbellik eder ise, hasâret-i azîme; ehemmiyyetsiz görür ise, cinâyet-i azîme; tekzîbini işmâm eden tenkíd ise, dalâlet-i azîmedir”1 cümleleriyle îzâh edilmiştir. Teferruât denilen mezhebler arasındaki ihtilâflara girilmemiştir. Belki müellif (ra), Kur’ân ve Hadîs’te bedâheten îzâh edilen ve dört mezhebin, belki on iki hak mezhebin ittifâkı olan esâsât-ı sünnet-i seniyyeyi isbât ederek o esâsâtın hikmet ve güzelliklerini göstermiş; bid’aların çirkinliğini de gáyet kuvvetli ve tafsîlli bir sûrette beyân etmiştir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px">Ezcümle;“On Birinci Lem’a” olan “Mirkátü’s-Sünne ve Tiryâk-ı Marazi’l-Bid’a Risâlesi”nde, “Yirmi Yedinci Söz” olan “İctihâd Risâlesi”nde ve “Yirmi Dokuzuncu Mektûb” un Altıncı ve Yedinci Kısımlarında bu mevzû’lar çok güzel bir şekilde anlatılmıştır. Husûsan “Tesettür Risâlesi”nde “çarşaf”, bid’alara karşı müdâfaa edilmiş; “İktisâd Risâlesi”nde sünnet-i seniyyenin en mühim esâsı olan iktisâd emredilmiş, isrâfın zarârları açıklanmış; “Hikmetü’l-İstiâze Risâlesi”nde ehli bid’anın bâtıl fikirleri reddedilip, sünnetin düstûrlarının hakkániyyeti isbât edilmiş ve ehl-i îmân, sünnet-i seniyyenin kal’asına sığınmaya da’vet edilmiştir. Hem yine Risâle-i Nûr’da, “Arabî ezân, kámet ve hutbe” gibi şeâir-i İslâmiyye isbât edilip onların yerine ikáme edilmek istenen bid’alar reddedilmiş ve şeâirden olan hatt-ı Kur’ânî müdâfaa edilmiştir. Kur’ân’ın yerine tercümelerinin ikáme edilemeyeceği isbât edilmiştir. Daha bunlar gibi sünnet-i seniyyenin esâsâtını bid’alara karşı müdâfaa eden o kadar îzâhat vardır ki, Risâle-i Nûr, hep bu minvâl üzerine gidiyor ve bunun için yazılmıştır denilse yeridir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 12px">Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri, Risâle-i Nûr’da yukarıda birkaç misâlini zikrettiğimiz amel-i sâliha taallûk eden bir çok sünnetin esâsâtını muhâfaza ve o sünnetlere muhâlif bid’aları reddettiği gibi; sünnet-i seniyyenin îmâna taallûk eden “haşr-i cismânî, tevhîd-i hakíkí” gibi pek çok esâsâtını isbât ve haşr-i cismânîyi reddeden ve “ukúl-i aşere” veyâ “erbâbü’l-envâ” gibi bâtıl fikirleri kabûl eden ehl-i dalâlet ve ehl-i felsefenin o nev’i fikirlerini de reddetmiştir. </span></span>[/h]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 359396, member: 15919"] [h=2][FONT=book antiqua][SIZE=3][B]a)[/B] Esâs-ı velâyet (Ferâizi işlemek, kebâiri terk etmek, sağâirde ısrâr etmemek ve sünnet-i seniyyeye ittiba’ etmek sûretiyle Allah’a yaklaşmak). [B]b)[/B] Esâs-ı takvâ (Menhiyyâttan ictinâb etmek). [B]c)[/B] Esâs-ı azîmet (Mümkün olduğu kadar azîmeti esâs tutmak; ruhsatlarla amel etmemek). [B]d)[/B] Esâsât-ı Sünnet-i Seniyye (Başta hakáik-ı îmâniyye ve esâsât-ı İslâmiyye olmak üzere Sünnet-i Seniyyenin bütün merâtibini evvelâ kalben tasdîk etmek; nevâfîl ve âdâb kısmına gelince elden geldiği kadar ittiba’ etmeğe çalışmak). (Risâletü’n-Nûr, gerçi umûma teşmîl sûretiyle değil, fakat herhâlde hakíkat-i İslâmiyyenin içinde cereyân edip gelen esâs-ı velâyet ve esâs-ı takvâ ve esâs-ı azîmet ve esâsât-ı Sünnet-i Seniyye gibi ince, fakat ehemmiyyetli esâsları muhâfaza etmek bir vazîfe-i asliyyesidir.) Risâle-i Nûr’un mesleği, esâsâtı, yâni altı erkân-ı îmâniyye, beş esâsât-ı İslâmiyye, Kur’ân ve mütevâtir Hadîs’in nassıyla sâbit olan ahkâm-ı İlâhiyyeden tut, tâ en fer’î mes’elelere kadar müttefekun aleyh olan mesâili ders vermek; teferruâta, yâni mezhebler arasındaki ihtilâflara karışmamaktır. Evet, Risâle-i Nûr, cumhûr-i ulemâ tarafından ittifâkla kabûl edilen velâyetin, takvânın, azîmetin ve sünnet-i seniyyenin esâslarını beyân ediyor. Teferruâta, yâni mezhebler arasındaki ihtilâflı mes’elelere girmiyor. Yâni, Risâle-i Nûr, bir mezhebce kabûl edilen bir velâyeti, bir takvâyı, bir azîmeti veyâ bir sünneti değil; bütün mezhebler tarafından ittifâkla kabûl edilen bir velâyeti, bir takvâyı, bir azîmeti veyâ bir sünneti ders veriyor. Müttefekun aleyh olan mes’eleleri tutuyor; teferruâta, yâni mezheblerin ihtilâflarına girmiyor. Meselâ, bir mezhebin sünnet kabûl ettiği bir mes’eleyi; diğer bir mezheb, o konudaki Hadîsi zaif kabûl edip o mes’elenin sünnet olmadığını kabûl ediyor. İşte Risâle-i Nûr, bu nev’i ihtilâflara girmeden muttefekun aleyh olan mes’eleler üzerinde tahşîdât yapmış ve o muttefekun aleyh olan mesâili ders vermiştir. Kader Risâlesi buna misâl olarak verilebilir. Demek, Risâle-i Nûr, teferruâta âit mesâili îzâh etmemiş, bu nev’i mesâili mezheb imâmlarının ictihâdâtına havâle etmiştir. Belki esâsları, yâni cumhûr-i ulemâca mücma aleyh olan mesâili ders vermiştir. Risâle-i Nûr’un hâs şâkirdi, hakíkat-i İslâmiyyenin içinde cereyân edip gelen esâs-ı velâyete, yâni sırr-ı verâset-i Nübüvvete mazhar olur. Yâni, ferâizi işlemek, kebâiri terk etmek, sağâirde ısrâr etmemek ve sünnet-i seniyyeye ittiba’ etmek sûretiyle Allah’a yaklaşır. Risâle-i Nûr mesleğinde nâfilelerle değil; farz ve sünnetlerle Allah’a yaklaşmak esâstır. Yâni, Risâle-i Nûr’un mesleği, kurb-i ferâizdir; kurb-i nevâfîl değildir. Risâle-i Nûr, müstakil bir tarîkat ve müstakil bir meslek olmayıp, sırr-ı verâset-i nübüvvetle hakíkat-i İslâmiyyet içinde cereyân edip gelen, yâni doğrudan doğruya şerîatın ve sünnet-i seniyyenin içinde bulunan velâyet-i Ahmediyyenin cilvesini göstermektedir. Kısaca, “Tarîkat-ı Muhammediyye”dir. Bu sebeble, esâsât-ı sünnet-i seniyyeye ittiba’ etmek ve ehl-i sünnet ulemâsının tesbît ettiği o esâsâtı bid’alara karşı muhâfaza etmek, Risâle-i Nûr’un vazîfesidir. Buna binâen, Risâle-i Nûr’da altı erkân-ı îmâniyye ve beş esâsât-ı İslâmiyye başta olmak üzere, sünnet-i seniyyenin esâsâtı ve onları muhâfaza etmenin ehemmiyyeti beyân edilmiş ve başta Sahabe-i Kirâm olmak üzere müctehidîn-i izâmın icmâ ettiği bir sünneti inkâr etmenin, belki basite almanın dalâlet-i azîme olduğu, “Bahtiyâr odur ki, bu ittiba-ı Sünnette hissesi ziyâde ola. Sünnete ittiba’ etmeyen, tenbellik eder ise, hasâret-i azîme; ehemmiyyetsiz görür ise, cinâyet-i azîme; tekzîbini işmâm eden tenkíd ise, dalâlet-i azîmedir”1 cümleleriyle îzâh edilmiştir. Teferruât denilen mezhebler arasındaki ihtilâflara girilmemiştir. Belki müellif (ra), Kur’ân ve Hadîs’te bedâheten îzâh edilen ve dört mezhebin, belki on iki hak mezhebin ittifâkı olan esâsât-ı sünnet-i seniyyeyi isbât ederek o esâsâtın hikmet ve güzelliklerini göstermiş; bid’aların çirkinliğini de gáyet kuvvetli ve tafsîlli bir sûrette beyân etmiştir. Ezcümle;“On Birinci Lem’a” olan “Mirkátü’s-Sünne ve Tiryâk-ı Marazi’l-Bid’a Risâlesi”nde, “Yirmi Yedinci Söz” olan “İctihâd Risâlesi”nde ve “Yirmi Dokuzuncu Mektûb” un Altıncı ve Yedinci Kısımlarında bu mevzû’lar çok güzel bir şekilde anlatılmıştır. Husûsan “Tesettür Risâlesi”nde “çarşaf”, bid’alara karşı müdâfaa edilmiş; “İktisâd Risâlesi”nde sünnet-i seniyyenin en mühim esâsı olan iktisâd emredilmiş, isrâfın zarârları açıklanmış; “Hikmetü’l-İstiâze Risâlesi”nde ehli bid’anın bâtıl fikirleri reddedilip, sünnetin düstûrlarının hakkániyyeti isbât edilmiş ve ehl-i îmân, sünnet-i seniyyenin kal’asına sığınmaya da’vet edilmiştir. Hem yine Risâle-i Nûr’da, “Arabî ezân, kámet ve hutbe” gibi şeâir-i İslâmiyye isbât edilip onların yerine ikáme edilmek istenen bid’alar reddedilmiş ve şeâirden olan hatt-ı Kur’ânî müdâfaa edilmiştir. Kur’ân’ın yerine tercümelerinin ikáme edilemeyeceği isbât edilmiştir. Daha bunlar gibi sünnet-i seniyyenin esâsâtını bid’alara karşı müdâfaa eden o kadar îzâhat vardır ki, Risâle-i Nûr, hep bu minvâl üzerine gidiyor ve bunun için yazılmıştır denilse yeridir. Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri, Risâle-i Nûr’da yukarıda birkaç misâlini zikrettiğimiz amel-i sâliha taallûk eden bir çok sünnetin esâsâtını muhâfaza ve o sünnetlere muhâlif bid’aları reddettiği gibi; sünnet-i seniyyenin îmâna taallûk eden “haşr-i cismânî, tevhîd-i hakíkí” gibi pek çok esâsâtını isbât ve haşr-i cismânîyi reddeden ve “ukúl-i aşere” veyâ “erbâbü’l-envâ” gibi bâtıl fikirleri kabûl eden ehl-i dalâlet ve ehl-i felsefenin o nev’i fikirlerini de reddetmiştir. [/SIZE][/FONT][/h] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nurdan Makaleler
RİSÂLE-İ NUR HER ŞEYE KÂFİ MİDİR? - Bir Makale
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst