Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Rİsale-İ nur da Çocuk
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Nur Bahçesi" data-source="post: 316844" data-attributes="member: 1021761"><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000"> RİSALE’DE ÇOCUK</span></p><p></p><p> Çocukla konuşmak </p><p> Evet, yüksek bir insan, bir çocukla konuştuğu zaman çocukların şivesiyle konuşursa, çocuğun zihnini okşamış olur. Çocuğun fehmi, onun çat pat söylediği sözlerle ünsiyet peyda eder; söylediklerini dinler ve anlar. Aksi halde, o insanla o çocuk arasında bir malumat alışverişi olamaz. </p><p>İşârâtü'l-İcâz, s. 209 </p><p></p><p>Çocukla konuşulsa, çocukça tâbirât istimâl edilir. </p><p>Sözler, s. 354</p><p></p><p><span style="color: #ff0000">DERS-İ İMANİ</span></p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p>Çünkü bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslamiyet ve imanın erkanlarını ruhuna alabilir Adeta gayr-ı müslim birisinin İslamiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer </p><p>Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevi fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir O halde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi bela olur Ahirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur: "Neden imanımı terbiye-i İslamiye ile kurtarmadınız?"İşte bu hakikate binaen, en bahtiyar çocuklar onlardır ki, Risale-i Nur dairesine girip dünyada peder ve validesine hürmet ve hizmet ve hasenatı ile onların defter-i a maline vefatlarından sonra hasenatı yazdırmakla ve ahirette onlara derecesine göre şefaat etmekle bahtiyar evlat olurlar </p><p>emirdağ lahikası / 39 </p><p><span style="color: #ff0000"></span></p><p><span style="color: #ff0000">Çocuklara şefkat neyi gerektirir?</span></p><p></p><p>Eğer insan bir cesed-i hayvânîden ibaret olsaydı ve kafasında akıl olmasaydı, belki bu masum çocukları muvakkaten eğlendirecek terbiye-i medeniye tabir ettiğiniz ve terbiye-i milliye süsü verdiğiniz bu firengî usul, onlara çocukçasına bir oyuncak olarak, dünyevî bir menfaati verebilirdi. Madem ki o masumlar hayatın dağdağalarına atılacaklar, madem ki insandırlar. Elbette küçük kalblerinde çok uzun arzuları olacak ve küçük kafalarında büyük maksatlar tevellüt edecek. Madem hakikat böyledir; onlara şefkatin muktezası, gayet derecede fakr ve aczinde, gayet kuvvetli bir nokta-i istinadı ve tükenmez bir nokta-i istimdadı, kalblerinde iman-ı billâh ve iman-ı bi'l-âhiret sûretiyle yerleştirmek lâzımdır. Onlara şefkat ve merhamet bununla olur. Yoksa, divane bir validenin, veledini bıçakla kesmesi gibi, hamiyet-i milliye sarhoşluğuyla, o bîçare masumları mânen boğazlamaktır. Cesedini beslemek için beynini ve kalbini çıkarıp ona yedirmek nevinden, vahşiyâne bir gadirdir, bir zulümdür. </p><p>Mektûbât, s. 409</p><p></p><p><span style="color: #ff0000">BEDİÜZZAMAN DEDE</span></p><p></p><p>Said Nursî Hazretleri, cinsiyet ayrımı konusunda gelenekçi değil, mantıkçı ve sağduyuludur. Peygamberimizin "Oğlan çocuğunu seviniz" ifadesinin bir hikmetini “Kızlar kendi kendini sevdirirler, onlar doğuştan sevimlidirler" diye açıklamıştır. Bediüzzaman, kız çocuğunun şefkat ve cemalin mazharı olduğundan erkek çocuğundan daha fazla sevileceğini, bu zamanda anne-baba hakkında kız çocuğunun daha hayırlı olduğunu çünkü dinî tehlikelere daha az maruz kaldığını belirtmiştir. (Kastamonu Lâhikası]</p><p></p><p>alıntı</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Nur Bahçesi, post: 316844, member: 1021761"] [COLOR=#ff0000] RİSALE’DE ÇOCUK[/COLOR] Çocukla konuşmak Evet, yüksek bir insan, bir çocukla konuştuğu zaman çocukların şivesiyle konuşursa, çocuğun zihnini okşamış olur. Çocuğun fehmi, onun çat pat söylediği sözlerle ünsiyet peyda eder; söylediklerini dinler ve anlar. Aksi halde, o insanla o çocuk arasında bir malumat alışverişi olamaz. İşârâtü'l-İcâz, s. 209 Çocukla konuşulsa, çocukça tâbirât istimâl edilir. Sözler, s. 354 [COLOR=#ff0000]DERS-İ İMANİ [/COLOR] Çünkü bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslamiyet ve imanın erkanlarını ruhuna alabilir Adeta gayr-ı müslim birisinin İslamiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevi fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir O halde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi bela olur Ahirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur: "Neden imanımı terbiye-i İslamiye ile kurtarmadınız?"İşte bu hakikate binaen, en bahtiyar çocuklar onlardır ki, Risale-i Nur dairesine girip dünyada peder ve validesine hürmet ve hizmet ve hasenatı ile onların defter-i a maline vefatlarından sonra hasenatı yazdırmakla ve ahirette onlara derecesine göre şefaat etmekle bahtiyar evlat olurlar emirdağ lahikası / 39 [COLOR=#ff0000] Çocuklara şefkat neyi gerektirir?[/COLOR] Eğer insan bir cesed-i hayvânîden ibaret olsaydı ve kafasında akıl olmasaydı, belki bu masum çocukları muvakkaten eğlendirecek terbiye-i medeniye tabir ettiğiniz ve terbiye-i milliye süsü verdiğiniz bu firengî usul, onlara çocukçasına bir oyuncak olarak, dünyevî bir menfaati verebilirdi. Madem ki o masumlar hayatın dağdağalarına atılacaklar, madem ki insandırlar. Elbette küçük kalblerinde çok uzun arzuları olacak ve küçük kafalarında büyük maksatlar tevellüt edecek. Madem hakikat böyledir; onlara şefkatin muktezası, gayet derecede fakr ve aczinde, gayet kuvvetli bir nokta-i istinadı ve tükenmez bir nokta-i istimdadı, kalblerinde iman-ı billâh ve iman-ı bi'l-âhiret sûretiyle yerleştirmek lâzımdır. Onlara şefkat ve merhamet bununla olur. Yoksa, divane bir validenin, veledini bıçakla kesmesi gibi, hamiyet-i milliye sarhoşluğuyla, o bîçare masumları mânen boğazlamaktır. Cesedini beslemek için beynini ve kalbini çıkarıp ona yedirmek nevinden, vahşiyâne bir gadirdir, bir zulümdür. Mektûbât, s. 409 [COLOR=#ff0000]BEDİÜZZAMAN DEDE[/COLOR] Said Nursî Hazretleri, cinsiyet ayrımı konusunda gelenekçi değil, mantıkçı ve sağduyuludur. Peygamberimizin "Oğlan çocuğunu seviniz" ifadesinin bir hikmetini “Kızlar kendi kendini sevdirirler, onlar doğuştan sevimlidirler" diye açıklamıştır. Bediüzzaman, kız çocuğunun şefkat ve cemalin mazharı olduğundan erkek çocuğundan daha fazla sevileceğini, bu zamanda anne-baba hakkında kız çocuğunun daha hayırlı olduğunu çünkü dinî tehlikelere daha az maruz kaldığını belirtmiştir. (Kastamonu Lâhikası] alıntı [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Rİsale-İ nur da Çocuk
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst