Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Risale Açıklamalı 56 - Çam Ağacında Hatıra Gelen İki Üç Hatıra
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 408957" data-attributes="member: 27"><p><strong>Cevap: Mektubat 7. Ders - Çam Ağacında Hatıra Gelen İki Üç Hatıra</strong></p><p></p><p>"Öyle de, şu hiç ender hiç olan kardeşinize, yalnız hizmet-i Kur’ân’a istihdamı hengâmında ve o hazine-i bînihayenin dellâlı olduğu bir vakitte, ism-i Rahîm ve ism-i Hakîm mazhariyetine medar bir vaziyet verilmiş. Bütün Sözler, o mazhariyetin cilveleridir. İnşaallah, o Sözler [SUP]<strong>4</strong>[/SUP]<span style="font-family: 'trebuchet ms'"><span style="font-size: 22px">وَمَنْ يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ اُوتِىَ خَيْرًا </span></span> sırrına mazhardır.</p><p></p><p></p><p><strong><strong><strong><strong>[SUP]<strong>4</strong>[/SUP] : “Kime hikmet verilmişse, işte ona pek çok hayır verilmiştir.” Bakara Sûresi, 2:269.</strong></strong></strong></strong>"</p><p></p><p></p><p>Üstad Hazretleri'nin Rahim ismine mazhariyetlerine Tarihçe-i Hayatından birkaç misal verelim. Sizler de benzer misalleri paylaşabilirsiniz..</p><p></p><p></p><p>[TAVSIYE]Büyük üstad, hak ve hakikati tâ çocukluğunda bulmuştu. Kalbinin feryadını ve ruhunun münâcâtını dinlemek için mağaralara kapandığı günlerde bile ibadet ve taatten, tefekkür ve murakabelerden, feyiz ve huzur almanın zevkine ermiş olan bir ârif-i billâh idi.</p><p></p><p>Lâkin, karanlık gece dalgalarını andıran korkunç küfür ve ilhad kâbusunun Müslüman dünyasını ve dolayısıyla memleketimizi kaplamak üzere olduğu o tehlikeli günlerde, yatağından fırlayan bir arslan gibi, yanardağları andıran bir kükreyişle cihad meydanına atıldı. Bütün rahat ve huzurunu bu mukaddes dâvâya feda etti. Ve işte bu hikmete mebnidir ki, o günden beri her sözü bir dilim lâv, her fikri bir ateş parçası olmuş, düştüğü gönülleri yakıyor; hisleri, fikirleri alevlendiriyor.</p><p></p><p>Büyük Üstadın tam bir uzlet ve inzivadan sonra tekrar irşad ve cemiyet hayatına atılması, aynen İmam-ı Gazâlî’nin hayatında geçirmiş olduğu o mühim ve tarihî merhaleye benzemektedir.</p><p></p><p>Demek ki, Cenâb-ı Hak, büyük mürşidleri böyle bir müddet inzivada terbiye, tasfiye ve tezkiye ettikten sonra tenvir ve irşad vazifesiyle mükellef kılıyor. Ve bu sebepledir ki, bir mâ-i mukattardan daha temiz ve berrak olan yüreklerinden kopup gelen nefesler, kalblere akseder etmez bam başka tesirler icra ediyor.</p><p></p><p>Arz ettiğim gibi, İmam-ı Gazâlî’nin bundan dokuz yüz sene evvel ahlâk ve fazilet sahasında yapmış olduğu fütuhatı, bu asırda Bediüzzaman, iman ve ihlâs vâdisinde başarmıştır.</p><p></p><p>Evet, Hazret-i Üstadı bu müthiş cihad meydanlarına sevk eden, hep bu eşsiz şefkat ve merhameti olmuştur. Ve bunu bizzat kendisinden dinleyelim:</p><p></p><p></p><p>“Bana ‘Sen şuna buna niçin sataştın?’ diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var; alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda birisi beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!..”</p><p>[/TAVSIYE]</p><p></p><p>Hatta daha da ötesi çok defa yanlış lanse edilen şu sözü dahi [TAVSIYE]Sonra ben cemiyetin iman selâmeti yolunda ahiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’anımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur.. Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennem’in alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül, gülistan olur. Tarihçe-i Hayat[/TAVSIYE] Onun insanlığa olan derin şefkat ve merhametinin neticesidir. Şefkatin had safhada olması ona bu sözü söyletmiştir. Yoksa bazı müddeilerin iddia ettiği gibi, cehennemi cennetten daha güzel görmek manasında değildir. Zaten hayatı ile de, bu iddiayı neşredenlere muhalefet olduğunu göstermiştir. </p><p></p><p>Yine bu şefkatin bir neticesi olarak, memleket zindanlarında, sürgünlerde ve hayatının muhtelif dönemlerinde kendisine zulmedenleri dahi affetmiştir.</p><p></p><p>[TAVSIYE]Said yoktur. Said’in kudret ve ehliyeti de yoktur. Konuşan yalnız hakikattir, hakikat-i imaniyedir.</p><p></p><p>Madem ki nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said fedâ olsun. Yirmi sekiz sene çektiğim ezâ ve cefalar ve mâruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ittihamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helâl ettim. Tarihçe-i Hayat[/TAVSIYE]</p><p></p><p>Üstad Hazretlerinin kendisinin Rahim ismine mazhariyetinden birkaç misal verdik. Risale-i Nur'lar ise, en çetin ve zor şartlarda, imkansız gibi görünen bir dönemde, baskı ve zulümler altında ve yıllarca, az sayıda insanın gayretleriyle intişar etmesi ve günümüzdeki halini almasıyla, Rahim ismine mazhariyetini en ileri seviyede göstermiş ve gösteriyor elhamdülillah.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 408957, member: 27"] [b]Cevap: Mektubat 7. Ders - Çam Ağacında Hatıra Gelen İki Üç Hatıra[/b] "Öyle de, şu hiç ender hiç olan kardeşinize, yalnız hizmet-i Kur’ân’a istihdamı hengâmında ve o hazine-i bînihayenin dellâlı olduğu bir vakitte, ism-i Rahîm ve ism-i Hakîm mazhariyetine medar bir vaziyet verilmiş. Bütün Sözler, o mazhariyetin cilveleridir. İnşaallah, o Sözler [SUP][B]4[/B][/SUP][FONT=trebuchet ms][SIZE=6]وَمَنْ يُؤْتَ الْحِكْمَةَ فَقَدْ اُوتِىَ خَيْرًا [/SIZE][/FONT] sırrına mazhardır. [B][B][B][B][SUP][B]4[/B][/SUP] : “Kime hikmet verilmişse, işte ona pek çok hayır verilmiştir.” Bakara Sûresi, 2:269.[/B][/B][/B][/B]" Üstad Hazretleri'nin Rahim ismine mazhariyetlerine Tarihçe-i Hayatından birkaç misal verelim. Sizler de benzer misalleri paylaşabilirsiniz.. [TAVSIYE]Büyük üstad, hak ve hakikati tâ çocukluğunda bulmuştu. Kalbinin feryadını ve ruhunun münâcâtını dinlemek için mağaralara kapandığı günlerde bile ibadet ve taatten, tefekkür ve murakabelerden, feyiz ve huzur almanın zevkine ermiş olan bir ârif-i billâh idi. Lâkin, karanlık gece dalgalarını andıran korkunç küfür ve ilhad kâbusunun Müslüman dünyasını ve dolayısıyla memleketimizi kaplamak üzere olduğu o tehlikeli günlerde, yatağından fırlayan bir arslan gibi, yanardağları andıran bir kükreyişle cihad meydanına atıldı. Bütün rahat ve huzurunu bu mukaddes dâvâya feda etti. Ve işte bu hikmete mebnidir ki, o günden beri her sözü bir dilim lâv, her fikri bir ateş parçası olmuş, düştüğü gönülleri yakıyor; hisleri, fikirleri alevlendiriyor. Büyük Üstadın tam bir uzlet ve inzivadan sonra tekrar irşad ve cemiyet hayatına atılması, aynen İmam-ı Gazâlî’nin hayatında geçirmiş olduğu o mühim ve tarihî merhaleye benzemektedir. Demek ki, Cenâb-ı Hak, büyük mürşidleri böyle bir müddet inzivada terbiye, tasfiye ve tezkiye ettikten sonra tenvir ve irşad vazifesiyle mükellef kılıyor. Ve bu sebepledir ki, bir mâ-i mukattardan daha temiz ve berrak olan yüreklerinden kopup gelen nefesler, kalblere akseder etmez bam başka tesirler icra ediyor. Arz ettiğim gibi, İmam-ı Gazâlî’nin bundan dokuz yüz sene evvel ahlâk ve fazilet sahasında yapmış olduğu fütuhatı, bu asırda Bediüzzaman, iman ve ihlâs vâdisinde başarmıştır. Evet, Hazret-i Üstadı bu müthiş cihad meydanlarına sevk eden, hep bu eşsiz şefkat ve merhameti olmuştur. Ve bunu bizzat kendisinden dinleyelim: “Bana ‘Sen şuna buna niçin sataştın?’ diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var; alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda birisi beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!..” [/TAVSIYE] Hatta daha da ötesi çok defa yanlış lanse edilen şu sözü dahi [TAVSIYE]Sonra ben cemiyetin iman selâmeti yolunda ahiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur’anımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur.. Milletimizin imanını selâmette görürsem, Cehennem’in alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül, gülistan olur. Tarihçe-i Hayat[/TAVSIYE] Onun insanlığa olan derin şefkat ve merhametinin neticesidir. Şefkatin had safhada olması ona bu sözü söyletmiştir. Yoksa bazı müddeilerin iddia ettiği gibi, cehennemi cennetten daha güzel görmek manasında değildir. Zaten hayatı ile de, bu iddiayı neşredenlere muhalefet olduğunu göstermiştir. Yine bu şefkatin bir neticesi olarak, memleket zindanlarında, sürgünlerde ve hayatının muhtelif dönemlerinde kendisine zulmedenleri dahi affetmiştir. [TAVSIYE]Said yoktur. Said’in kudret ve ehliyeti de yoktur. Konuşan yalnız hakikattir, hakikat-i imaniyedir. Madem ki nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said fedâ olsun. Yirmi sekiz sene çektiğim ezâ ve cefalar ve mâruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helâl olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasaba dolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ittihamlarla mahkûm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helâl ettim. Tarihçe-i Hayat[/TAVSIYE] Üstad Hazretlerinin kendisinin Rahim ismine mazhariyetinden birkaç misal verdik. Risale-i Nur'lar ise, en çetin ve zor şartlarda, imkansız gibi görünen bir dönemde, baskı ve zulümler altında ve yıllarca, az sayıda insanın gayretleriyle intişar etmesi ve günümüzdeki halini almasıyla, Rahim ismine mazhariyetini en ileri seviyede göstermiş ve gösteriyor elhamdülillah. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Risale Açıklamalı 56 - Çam Ağacında Hatıra Gelen İki Üç Hatıra
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst