Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Risale Açıklamalı 50 - Gençlik Nimetine Bir Şükür Olarak..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 408893" data-attributes="member: 27"><p><strong>Cevap: Asa-yı Musa 6. Ders - Gençlik Nimetine Bir Şükür Olarak..</strong></p><p></p><p>[NOT]<span style="font-family: 'ITCSouvenirStdLight'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 10px">Madem hakikat budur. Ve madem helâl dairesi keyfe kâfidir. Ve madem haram dairesindeki bir saat lezzet, bazan bir sene ve on sene hapis cezasını çektirir. Elbette, gençlik nimetine bir şükür olarak, o tatlı nimeti iffette, istikamette sarf etmek lâzım ve elzemdir.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'ITCSouvenirStdLight'"></span>[/NOT]</p><p></p><p>Hakikat, haramın neticelerinin dünyada da, ahirette de hüsran olduğunu gösteriyor. Hem İslamiyet fıtrat dinidir. İnsan fıtratına ne kadar uygun hal alırsa o derece huzur bulabilir. Bu huzura kavuşmanın yolu helal daireden istifade etmekle mğmkündür. Zaten haram olarak sayabileceğimiz şeyler sınırlıdır. Saysak 10 maddelik haram bir anda aklımıza gelmez belki de. Helaller ise insanın bütün ihtiyaçlarına kafi gelecek kadar çoktur. Haram olan içki ve yiyecek 3-5 tane ise helal olan saymakla bitmez. Ve haram olan şey zatında kötü olmakla birlikte, insana zarardan başka hiçbir faydası da yoktur. Cüz'i bazı faidelerinden bahsedilse de, helal dairede alternatiflerinin çok olmasından ötürü geçerliliği yoktur. Mesela içki geçici olarak aklı iptal ettiğinden, derdi kederi unutturuyorsa da, devamında çok büyük problemleri getireceğinden dolayı o faydasının hiçbir hükmü yoktur. Hem Allah'ın verdiği aklı iptal etmek, akıl işi değildir. Fıtrat, kendine zıt olan bir duruma zorlandığında, sahibinden fazlasıyla intikamını alır.</p><p></p><p>Madem helal daire geniş ve keyfe kafidir, o halde bu daireden istifade ile Rabbimizin bizden istediği şükür nimetini yerine getirmek durumundayız. Kur'an-ı Kerim bizi takva ve salih amele davet ediyor. Takva haramlardan uzak durmak ve günahlardan kendini muhafaza etmektir. Salih amel ise yapılan güzel işler, Cenab-ı Hakkın razı olduğu güzel amellerdir. Yani bilhassa gençlikte yapılan ibadetlerin daha makbul oldğunu da düşünürsek, bir genç haramları reddetmekle hem takva sahibi olmuş, olur, hem de salih amel işlemiş olur.</p><p></p><p></p><p></p><p>[TAVSIYE]Bugünlerde Kur’an-ı Hakîm’in nazarında imandan sonra en ziyade esas tutulan takva ve amel-i sâlih esaslarını düşündüm. </p><p></p><p>Takva, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i sâlih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır. Her zaman def’-i şer, celb-i nef’a racih olmakla beraber; bu tahribat ve sefahet ve cazibedar hevesat zamanında bu takva olan def’-i mefasid ve terk-i kebair üss-ül esas olup, büyük bir rüchaniyet kesbetmiş. Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlendiği için, takva bu tahribata karşı en büyük esastır. Farzlarını yapan, kebireleri işlemeyen, kurtulur. </p><p></p><p>Böyle kebair-i azîme içinde amel-i sâlihin ihlasla muvaffakıyeti pek azdır. Hem az bir amel-i sâlih, bu ağır şerait içinde çok hükmündedir. Hem takva içinde bir nevi amel-i sâlih var. Çünki bir haramın terki vâcibdir. Bir vâcibi işlemek, çok sünnetlere mukabil sevabı var. Takva, böyle zamanlarda, binler günahın tehacümünde bir tek içtinab, az bir amelle, yüzer günah terkinde, yüzer vâcib işlenmiş oluyor. Bu ehemmiyetli nokta niyetiyle, takva nâmıyla ve günahtan kaçınmak kasdıyla, menfî ibadetten gelen ehemmiyetli a’mal-i sâlihadır.</p><p></p><p></p><p><strong>Kastamonu Lahikası</strong>[/TAVSIYE]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 408893, member: 27"] [b]Cevap: Asa-yı Musa 6. Ders - Gençlik Nimetine Bir Şükür Olarak..[/b] [NOT][FONT=ITCSouvenirStdLight][FONT=verdana][SIZE=2]Madem hakikat budur. Ve madem helâl dairesi keyfe kâfidir. Ve madem haram dairesindeki bir saat lezzet, bazan bir sene ve on sene hapis cezasını çektirir. Elbette, gençlik nimetine bir şükür olarak, o tatlı nimeti iffette, istikamette sarf etmek lâzım ve elzemdir.[/SIZE][/FONT] [/FONT][/NOT] Hakikat, haramın neticelerinin dünyada da, ahirette de hüsran olduğunu gösteriyor. Hem İslamiyet fıtrat dinidir. İnsan fıtratına ne kadar uygun hal alırsa o derece huzur bulabilir. Bu huzura kavuşmanın yolu helal daireden istifade etmekle mğmkündür. Zaten haram olarak sayabileceğimiz şeyler sınırlıdır. Saysak 10 maddelik haram bir anda aklımıza gelmez belki de. Helaller ise insanın bütün ihtiyaçlarına kafi gelecek kadar çoktur. Haram olan içki ve yiyecek 3-5 tane ise helal olan saymakla bitmez. Ve haram olan şey zatında kötü olmakla birlikte, insana zarardan başka hiçbir faydası da yoktur. Cüz'i bazı faidelerinden bahsedilse de, helal dairede alternatiflerinin çok olmasından ötürü geçerliliği yoktur. Mesela içki geçici olarak aklı iptal ettiğinden, derdi kederi unutturuyorsa da, devamında çok büyük problemleri getireceğinden dolayı o faydasının hiçbir hükmü yoktur. Hem Allah'ın verdiği aklı iptal etmek, akıl işi değildir. Fıtrat, kendine zıt olan bir duruma zorlandığında, sahibinden fazlasıyla intikamını alır. Madem helal daire geniş ve keyfe kafidir, o halde bu daireden istifade ile Rabbimizin bizden istediği şükür nimetini yerine getirmek durumundayız. Kur'an-ı Kerim bizi takva ve salih amele davet ediyor. Takva haramlardan uzak durmak ve günahlardan kendini muhafaza etmektir. Salih amel ise yapılan güzel işler, Cenab-ı Hakkın razı olduğu güzel amellerdir. Yani bilhassa gençlikte yapılan ibadetlerin daha makbul oldğunu da düşünürsek, bir genç haramları reddetmekle hem takva sahibi olmuş, olur, hem de salih amel işlemiş olur. [TAVSIYE]Bugünlerde Kur’an-ı Hakîm’in nazarında imandan sonra en ziyade esas tutulan takva ve amel-i sâlih esaslarını düşündüm. Takva, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek; ve amel-i sâlih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır. Her zaman def’-i şer, celb-i nef’a racih olmakla beraber; bu tahribat ve sefahet ve cazibedar hevesat zamanında bu takva olan def’-i mefasid ve terk-i kebair üss-ül esas olup, büyük bir rüchaniyet kesbetmiş. Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlendiği için, takva bu tahribata karşı en büyük esastır. Farzlarını yapan, kebireleri işlemeyen, kurtulur. Böyle kebair-i azîme içinde amel-i sâlihin ihlasla muvaffakıyeti pek azdır. Hem az bir amel-i sâlih, bu ağır şerait içinde çok hükmündedir. Hem takva içinde bir nevi amel-i sâlih var. Çünki bir haramın terki vâcibdir. Bir vâcibi işlemek, çok sünnetlere mukabil sevabı var. Takva, böyle zamanlarda, binler günahın tehacümünde bir tek içtinab, az bir amelle, yüzer günah terkinde, yüzer vâcib işlenmiş oluyor. Bu ehemmiyetli nokta niyetiyle, takva nâmıyla ve günahtan kaçınmak kasdıyla, menfî ibadetten gelen ehemmiyetli a’mal-i sâlihadır. [B]Kastamonu Lahikası[/B][/TAVSIYE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Risale Açıklamalı 50 - Gençlik Nimetine Bir Şükür Olarak..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst