Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Mizah ve Eğlence
Serbest Kürsü
Resim söz ile buluştu..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Kýrýk Testi" data-source="post: 415997" data-attributes="member: 358"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><a href="http://www.1yenimesajinizvar.com/dostluk-kardeslik/" target="_blank"><img src="http://www.1yenimesajinizvar.com/wp-content/uploads/2012/06/dostluk3.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em><span style="color: #ff8c00">Hakîkî bir muhabbet, zahmetleri rahmete inkılâb ettirdiği için, sevilenin kahrı da lutfu gibi hoş karşılanır. Bir kimsenin muhabbetinin hakîkî olup olmadığını anlamak ve seviyesini ölçmek için, sevdiğinin kahrına ne kadar tahammül gösterebildiğine bakmak kâfîdir. </span></em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em><span style="color: #ff8c00"></span></em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>Hazret-i Mevlânâ, hakîkî muhabbet ve dostluğun, ancak dosttan gelen ezâ ve cefâyı dahî hoş karşılamakla, ona rızâ ve teslîmiyet göstermekle mümkün olabileceğini aşağıdaki hikâyede şöyle anlatır:</em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em></em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>“Bir efendiye, ziyârete gelen yakın dostları hediye olarak kavun getirmişlerdi. O da sevdiği, gönüldaşı, derin duygulu sâdık hizmetkârı Lokman’ı çağırttı.</em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>Lokman gelince, efendisi kavundan bir dilim kesip, ona ikrâm etti. Lokman o dilimi sanki bal gibi, şeker gibi yedi. Öyle hoşlanarak öyle zevkle yemişti ki, onu görenlerin de iştahları kabarıyor, ona âdeta imreniyorlardı. Efendisi ona ikinci bir dilim daha verdi. Zîrâ efendisi, Lokman’ın duyduğu bu lezzet karşısında huzur buluyordu. </em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>Derken kavundan son bir dilim kaldı. </em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em></em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>O zaman efendisi:</em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>“–Bunu da ben yiyeyim de ne kadar tatlı bir kavun olduğunu anlayayım!” dedi.</em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>Efendisi o dilimi yer yemez, kavunun acılığından ağzını bir ateş kapladı. Dili uçukladı, boğazı yandı. Kavunun acılığından kendinden geçti. Ondan sonra Lokman’a:</em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>“–Ey benim cânım hizmetkârım! Ey benim cihânım!” dedi. “Böyle bir zehri, nasıl oldu da tatlı tatlı yedin? Böyle bir kahrı, nasıl oldu da lutuf saydın? Bu ne sabırdır? Kim bilir, şimdiye kadar ne acılara katlandın ve sabrettin? Yoksa sen tatlı canına düşman mısın? Neden bir şey söylemedin? Neden; «Beni mâzur görün, şimdi yiyemem!» demedin?”</em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em></em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>Lokman dedi ki:</em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>“–Ben, siz efendimizin elinden o kadar tatlı yemekler yedim, maddeten ve mânen o kadar nâdide gıdalar aldım ki, size, bunlar için mukâbelede bulunamadığımdan dolayı utancımdan iki büklüm olmuşumdur. Elinizle sunduğunuz bir şeye, nasıl olur da «Bu acıdır, yenilemez.» diyebilirim?!. Hem, sizin elinizle gelen her acı, bana tatlı gelir. Çünkü bedenimin her hücresi, sizin nîmetlerinizle perverde olmuştur.”</em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>Sonra Lokman, heyecan ve muhabbet dolu sözlerle içini dökmeye şöyle devâm etti:</em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em></em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>“–Efendim! Sizden gelen bir acıdan feryâd edersem, başıma yüzlerce defa toprak saçılsın. Lutufkâr elinin tadı, bu kavunda nasıl acılık bırakır? Muhabbetten acılar tatlılaşır, muhabbet yüzünden bakırlar altın olur. Muhabbet ile tortular durulur, arınır. Muhabbetten, dermansız dertler şifâ bulur. Muhabbetten ölüler dirilir. Muhabbet yüzünden pâdişahlar kul olur. Muhabbetten zindanlar gül bahçelerine döner. Muhabbet yüzünden karanlık evler aydınlanır, nûrlanır. Muhabbet yüzünden nâr, nûr olur. Muhabbet yüzünden, çirkin bile hûri kesilir. Muhabbetten kederler, üzüntüler neşe olur, sevinç olur. Muhabbet yüzünden, yoldan çıkaran, yol kesen, yol gösterici ve saâdet rehberi olur. Muhabbet yüzünden hastalık, sıhhat ve âfiyete çevrilir. </em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em>Muhabbetten kahır rahmet olur.”</em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em></em></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><em></em><span style="color: #ff8c00"><em>Muhabbet, yaratılıştan gelen kalbî bir temâyüldür. Ancak kalbdeki muhabbetin seviyesi, muhabbet duyulanın ulviyyetine münâsip derecede olmalıdır. Bu îtibarla, kalbdeki muhabbet istîdâdının nihâî muhâtabı, Allâh -celle celâlühû-’dur.</em> </span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #ff8c00"></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #ff8c00"></span><span style="font-size: 10px"><em>MESNEVİ </em></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Kýrýk Testi, post: 415997, member: 358"] [CENTER][SIZE=3][FONT=book antiqua][URL="http://www.1yenimesajinizvar.com/dostluk-kardeslik/"][IMG]http://www.1yenimesajinizvar.com/wp-content/uploads/2012/06/dostluk3.jpg[/IMG][/URL] [I][COLOR=#ff8c00]Hakîkî bir muhabbet, zahmetleri rahmete inkılâb ettirdiği için, sevilenin kahrı da lutfu gibi hoş karşılanır. Bir kimsenin muhabbetinin hakîkî olup olmadığını anlamak ve seviyesini ölçmek için, sevdiğinin kahrına ne kadar tahammül gösterebildiğine bakmak kâfîdir. [/COLOR][/I] [I]Hazret-i Mevlânâ, hakîkî muhabbet ve dostluğun, ancak dosttan gelen ezâ ve cefâyı dahî hoş karşılamakla, ona rızâ ve teslîmiyet göstermekle mümkün olabileceğini aşağıdaki hikâyede şöyle anlatır: [/I] [I]“Bir efendiye, ziyârete gelen yakın dostları hediye olarak kavun getirmişlerdi. O da sevdiği, gönüldaşı, derin duygulu sâdık hizmetkârı Lokman’ı çağırttı.[/I] [I]Lokman gelince, efendisi kavundan bir dilim kesip, ona ikrâm etti. Lokman o dilimi sanki bal gibi, şeker gibi yedi. Öyle hoşlanarak öyle zevkle yemişti ki, onu görenlerin de iştahları kabarıyor, ona âdeta imreniyorlardı. Efendisi ona ikinci bir dilim daha verdi. Zîrâ efendisi, Lokman’ın duyduğu bu lezzet karşısında huzur buluyordu. Derken kavundan son bir dilim kaldı. O zaman efendisi:[/I] [I]“–Bunu da ben yiyeyim de ne kadar tatlı bir kavun olduğunu anlayayım!” dedi.[/I] [I]Efendisi o dilimi yer yemez, kavunun acılığından ağzını bir ateş kapladı. Dili uçukladı, boğazı yandı. Kavunun acılığından kendinden geçti. Ondan sonra Lokman’a:[/I] [I]“–Ey benim cânım hizmetkârım! Ey benim cihânım!” dedi. “Böyle bir zehri, nasıl oldu da tatlı tatlı yedin? Böyle bir kahrı, nasıl oldu da lutuf saydın? Bu ne sabırdır? Kim bilir, şimdiye kadar ne acılara katlandın ve sabrettin? Yoksa sen tatlı canına düşman mısın? Neden bir şey söylemedin? Neden; «Beni mâzur görün, şimdi yiyemem!» demedin?” [/I] [I]Lokman dedi ki:[/I] [I]“–Ben, siz efendimizin elinden o kadar tatlı yemekler yedim, maddeten ve mânen o kadar nâdide gıdalar aldım ki, size, bunlar için mukâbelede bulunamadığımdan dolayı utancımdan iki büklüm olmuşumdur. Elinizle sunduğunuz bir şeye, nasıl olur da «Bu acıdır, yenilemez.» diyebilirim?!. Hem, sizin elinizle gelen her acı, bana tatlı gelir. Çünkü bedenimin her hücresi, sizin nîmetlerinizle perverde olmuştur.”[/I] [I]Sonra Lokman, heyecan ve muhabbet dolu sözlerle içini dökmeye şöyle devâm etti: [/I] [I]“–Efendim! Sizden gelen bir acıdan feryâd edersem, başıma yüzlerce defa toprak saçılsın. Lutufkâr elinin tadı, bu kavunda nasıl acılık bırakır? Muhabbetten acılar tatlılaşır, muhabbet yüzünden bakırlar altın olur. Muhabbet ile tortular durulur, arınır. Muhabbetten, dermansız dertler şifâ bulur. Muhabbetten ölüler dirilir. Muhabbet yüzünden pâdişahlar kul olur. Muhabbetten zindanlar gül bahçelerine döner. Muhabbet yüzünden karanlık evler aydınlanır, nûrlanır. Muhabbet yüzünden nâr, nûr olur. Muhabbet yüzünden, çirkin bile hûri kesilir. Muhabbetten kederler, üzüntüler neşe olur, sevinç olur. Muhabbet yüzünden, yoldan çıkaran, yol kesen, yol gösterici ve saâdet rehberi olur. Muhabbet yüzünden hastalık, sıhhat ve âfiyete çevrilir. Muhabbetten kahır rahmet olur.” [/I][COLOR=#ff8c00][I]Muhabbet, yaratılıştan gelen kalbî bir temâyüldür. Ancak kalbdeki muhabbetin seviyesi, muhabbet duyulanın ulviyyetine münâsip derecede olmalıdır. Bu îtibarla, kalbdeki muhabbet istîdâdının nihâî muhâtabı, Allâh -celle celâlühû-’dur.[/I] [/COLOR][SIZE=2][I]MESNEVİ [/I][/SIZE] [/FONT][/SIZE][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Mizah ve Eğlence
Serbest Kürsü
Resim söz ile buluştu..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst