Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Site Yönetimi ve Forum Duyuruları
Dini Gün ve Geceler
Ramazan Sözlüğü
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 424810" data-attributes="member: 15919"><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><strong>Fidye:</strong></span> Fidye, oruç ibadetini yerine getirmeye güç yetiremeyenlerin tut(a)madıkları her Ramazan orucuna karşılık fakirlere verdikleri para veya yiyeceği ifade eder.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Bir Müslüman, orucunu Ramazan’da tutamaz da daha sonra kaza ederek tutarsa fidye vermesine gerek kalmaz.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Fakat oruca gücü yetmeyen yaşlılar ve iyileşmesi mümkün görünmeyen hastalar, Ramazan’da tutamadıkları ve Ramazan’dan sonra da kaza edemeyecekleri oruçlarının her birine karşılık bir fakirin bir günlük yiyecek ihtiyacını karşılarlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><strong>Teravih: </strong></span>Teravih, Ramazan ayı boyunca yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan namazın ismidir. Teravih namazı evde veya camide, tek başına veya cemaatle kılınabilir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Teravih namazı Hz. Peygamber’in en çok önem verdiği sünnetleri arasındadır ve bu ibadetin faziletine dair bir hadisinde şöyle buyurmuştur:</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><strong>“<em>Kim inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek Ramazan namazını [teravih] kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır</em>.”</strong></span> (Buhari, Salatü’t-teravih, 1)</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Genellikle yirmi rekât olarak kılınan teravih namazının sekiz rekât olarak kılınması da mümkündür. Teravih namazı genellikle iki veya dört rekâtta bir selam verilerek kılınır. Verilen selamlardan sonra salât ve selam getirmek, Kur'ân’dan bölümler ve ilahiler okumak zamanla yerleşen uygulamalardır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Hz. Peygamber tarafından bu ibadete “Ramazan namazı” ismi verilmişti. Teravih kelimesi ise sözlükte “rahatlatmak, dinlendirmek” anlamlarına gelen Arapça “terviha” kelimesinin çoğuludur. Peygamber Efendimiz bu namazı eda ederken dört rekâtta bir kısa süre dinlenip rahatladığı için teravih adı da ilk dönemlerden itibaren kullanılagelmiştir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><strong>Mahya: </strong></span>Özellikle Ramazan aylarında birden fazla minaresi olan camilerin iki minaresi arasına kurulan ışıklı yazı veya resimlere verilen isimdir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Mübarek gün ve gecelerde kandil yakma geleneği Müslüman beldelerde öteden beri vardı. Ancak minareler arasına gerilen ipler üzerinde kandillerle yazılar yazılması veya çeşitli şekiller tasvir edilmesi geleneği Osmanlı’ya özgüdür. Mahyacılık sanatı İstanbul’da ortaya çıkmıştır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px">İslam dünyasının genelinde mübarek kabul edilen gecelerde kandil yakma geleneği yaygınken mahyacılık sanatının İstanbul’da ortaya çıkmış olmasının sebebi ise padişahların yaptırdığı iki, dört ve altı minareli selatin camilerin (Süleymaniye, Sultanahmet, Fatih Camii gibi) bu şehirde bulunuyor olmasıydı. Bu camilerin minareleri mahya kurulmasına elverişliydi.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px">İlk mahyanın Sultanahmet Camii’nde ve Hafız Kefevî tarafından kurulduğu rivayet edilmekte. Ramazan’ın aydınlık yüzleri olan mahyalar varlığını günümüzde de sürdürmektedir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><strong>Kaza: </strong></span>Kaza, vaktinde yerine getirilmeyen bir ibadetin daha sonra yerine getirilmesi anlamına gelmektedir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Oruç ibadeti açısından da vaktinde tutulamayan veya herhangi bir sebeple bozulan orucun, bir başka günde tutulmasını ifade eder. Kendisine Ramazan orucu farz olan kişi, geçerli bir özrü olmadığı halde orucunu zamanında tutmazsa bu orucu ilk fırsatta kaza etmesi gerekir. Bunun yanında oruç; yolculuk, hastalık, savaş, hayati tehlike arz eden açlık vb. gibi geçerli sebeplerden ötürü tutulmayabilir veya bozulabilir. Ay hali ve lohusalık döneminde de oruç tutulmayıp Ramazan sonrasında kaza edilir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><strong>Sadaka:</strong></span> Sadaka, ihtiyaç sahiplerine karşılık beklemeden yapılan maddi yardımlara denir. <span style="color: #FF0000"><strong>Ramazan ayı dışındaki vakitlerde de yerine getirilmesi gereken</strong></span> fakat Ramazan ayında yoğunluk kazanan bir ibadettir. İslam dini, sadakanın miktarı konusunda herhangi bir sınır getirmemiştir. Hayır sahibi kişiler, maddi durumu kötü olanlara diledikleri miktarda yardımda bulunabilirler.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Peygamber Efendimiz, sadaka hakkındaki bir hadisinde<span style="color: #FF0000"> <em>“<strong>Sadaka Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder</strong>” </em></span>buyurmuştur. (Tirmizi, 664)</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"><strong>İtikâf: </strong>İtikâf, içinde cemaatle beş vakit namaz kılınan bir camide ibadet niyetiyle ve belirli kurallara uyarak bir süre durmak anlamına gelmektedir.<span style="color: #FF0000"> <strong>Kişi, itikâf sırasında anlamsız konuşmalardan, özellikle kötü sözlerden kaçınmalı; vaktini namaz kılarak, Kur'ân okuyarak, dua ederek veya dini eserler okuyarak değerlendirmelidir.</strong> </span> </span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> </span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Hz. Aişe, Peygamber Efendimiz’in Medine’ye hicret ettikten sonra vefatına kadar her sene Ramazan’ın son on gününü itikâfta geçirdiğini ifade etmiştir. Bu sebeple Ramazan ayının son on gününde itikâfa girmek sünnettir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000"><strong>Hilal:</strong> </span>Hicrî takvime göre her ay hilalin görünmesiyle başlar, hilalin yeniden çıkmasıyla da yerini bir sonraki aya bırakır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Çoğu ibadet için vaktin belirlenmesinde ölçü olan hilalin Ramazan özelinde taşıdığı anlam, oruç ibadetinin yerine getirileceği ayın başlangıcını ve bitişini belirlemede ölçü olarak kullanılmasıdır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="font-size: 15px"> Peygamber Efendimiz, hadislerinde<span style="color: #FF0000"> “<strong><em>Yüce Allah hilalleri vakit ölçüleri kıldı. O halde hilali görünce oruca başlayın, onu tekrar görünce iftar edin</em></strong>” (Müsned, IV, 23, 321) ve “<strong><em>Hilali görünce oruca başlayın; onu tekrar görünce bayram yapın. Eğer hava kapalı ise içinde bulunduğunuz ayı otuz güne tamamlayın</em></strong>” (Buhari, Savm, 11)</span> buyurmuştur.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 424810, member: 15919"] [FONT=book antiqua][SIZE=4][COLOR=#FF0000][B]Fidye:[/B][/COLOR] Fidye, oruç ibadetini yerine getirmeye güç yetiremeyenlerin tut(a)madıkları her Ramazan orucuna karşılık fakirlere verdikleri para veya yiyeceği ifade eder. Bir Müslüman, orucunu Ramazan’da tutamaz da daha sonra kaza ederek tutarsa fidye vermesine gerek kalmaz. Fakat oruca gücü yetmeyen yaşlılar ve iyileşmesi mümkün görünmeyen hastalar, Ramazan’da tutamadıkları ve Ramazan’dan sonra da kaza edemeyecekleri oruçlarının her birine karşılık bir fakirin bir günlük yiyecek ihtiyacını karşılarlar. [COLOR=#FF0000] [B]Teravih: [/B][/COLOR]Teravih, Ramazan ayı boyunca yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan namazın ismidir. Teravih namazı evde veya camide, tek başına veya cemaatle kılınabilir. Teravih namazı Hz. Peygamber’in en çok önem verdiği sünnetleri arasındadır ve bu ibadetin faziletine dair bir hadisinde şöyle buyurmuştur: [COLOR=#FF0000][B]“[I]Kim inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek Ramazan namazını [teravih] kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır[/I].”[/B][/COLOR] (Buhari, Salatü’t-teravih, 1) Genellikle yirmi rekât olarak kılınan teravih namazının sekiz rekât olarak kılınması da mümkündür. Teravih namazı genellikle iki veya dört rekâtta bir selam verilerek kılınır. Verilen selamlardan sonra salât ve selam getirmek, Kur'ân’dan bölümler ve ilahiler okumak zamanla yerleşen uygulamalardır. Hz. Peygamber tarafından bu ibadete “Ramazan namazı” ismi verilmişti. Teravih kelimesi ise sözlükte “rahatlatmak, dinlendirmek” anlamlarına gelen Arapça “terviha” kelimesinin çoğuludur. Peygamber Efendimiz bu namazı eda ederken dört rekâtta bir kısa süre dinlenip rahatladığı için teravih adı da ilk dönemlerden itibaren kullanılagelmiştir. [COLOR=#FF0000][B]Mahya: [/B][/COLOR]Özellikle Ramazan aylarında birden fazla minaresi olan camilerin iki minaresi arasına kurulan ışıklı yazı veya resimlere verilen isimdir. Mübarek gün ve gecelerde kandil yakma geleneği Müslüman beldelerde öteden beri vardı. Ancak minareler arasına gerilen ipler üzerinde kandillerle yazılar yazılması veya çeşitli şekiller tasvir edilmesi geleneği Osmanlı’ya özgüdür. Mahyacılık sanatı İstanbul’da ortaya çıkmıştır. İslam dünyasının genelinde mübarek kabul edilen gecelerde kandil yakma geleneği yaygınken mahyacılık sanatının İstanbul’da ortaya çıkmış olmasının sebebi ise padişahların yaptırdığı iki, dört ve altı minareli selatin camilerin (Süleymaniye, Sultanahmet, Fatih Camii gibi) bu şehirde bulunuyor olmasıydı. Bu camilerin minareleri mahya kurulmasına elverişliydi. İlk mahyanın Sultanahmet Camii’nde ve Hafız Kefevî tarafından kurulduğu rivayet edilmekte. Ramazan’ın aydınlık yüzleri olan mahyalar varlığını günümüzde de sürdürmektedir. [COLOR=#FF0000][B]Kaza: [/B][/COLOR]Kaza, vaktinde yerine getirilmeyen bir ibadetin daha sonra yerine getirilmesi anlamına gelmektedir. Oruç ibadeti açısından da vaktinde tutulamayan veya herhangi bir sebeple bozulan orucun, bir başka günde tutulmasını ifade eder. Kendisine Ramazan orucu farz olan kişi, geçerli bir özrü olmadığı halde orucunu zamanında tutmazsa bu orucu ilk fırsatta kaza etmesi gerekir. Bunun yanında oruç; yolculuk, hastalık, savaş, hayati tehlike arz eden açlık vb. gibi geçerli sebeplerden ötürü tutulmayabilir veya bozulabilir. Ay hali ve lohusalık döneminde de oruç tutulmayıp Ramazan sonrasında kaza edilir. [COLOR=#FF0000][B]Sadaka:[/B][/COLOR] Sadaka, ihtiyaç sahiplerine karşılık beklemeden yapılan maddi yardımlara denir. [COLOR=#FF0000][B]Ramazan ayı dışındaki vakitlerde de yerine getirilmesi gereken[/B][/COLOR] fakat Ramazan ayında yoğunluk kazanan bir ibadettir. İslam dini, sadakanın miktarı konusunda herhangi bir sınır getirmemiştir. Hayır sahibi kişiler, maddi durumu kötü olanlara diledikleri miktarda yardımda bulunabilirler. Peygamber Efendimiz, sadaka hakkındaki bir hadisinde[COLOR=#FF0000] [I]“[B]Sadaka Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder[/B]” [/I][/COLOR]buyurmuştur. (Tirmizi, 664) [B]İtikâf: [/B]İtikâf, içinde cemaatle beş vakit namaz kılınan bir camide ibadet niyetiyle ve belirli kurallara uyarak bir süre durmak anlamına gelmektedir.[COLOR=#FF0000] [B]Kişi, itikâf sırasında anlamsız konuşmalardan, özellikle kötü sözlerden kaçınmalı; vaktini namaz kılarak, Kur'ân okuyarak, dua ederek veya dini eserler okuyarak değerlendirmelidir.[/B] [/COLOR] Hz. Aişe, Peygamber Efendimiz’in Medine’ye hicret ettikten sonra vefatına kadar her sene Ramazan’ın son on gününü itikâfta geçirdiğini ifade etmiştir. Bu sebeple Ramazan ayının son on gününde itikâfa girmek sünnettir. [COLOR=#FF0000][B]Hilal:[/B] [/COLOR]Hicrî takvime göre her ay hilalin görünmesiyle başlar, hilalin yeniden çıkmasıyla da yerini bir sonraki aya bırakır. Çoğu ibadet için vaktin belirlenmesinde ölçü olan hilalin Ramazan özelinde taşıdığı anlam, oruç ibadetinin yerine getirileceği ayın başlangıcını ve bitişini belirlemede ölçü olarak kullanılmasıdır. Peygamber Efendimiz, hadislerinde[COLOR=#FF0000] “[B][I]Yüce Allah hilalleri vakit ölçüleri kıldı. O halde hilali görünce oruca başlayın, onu tekrar görünce iftar edin[/I][/B]” (Müsned, IV, 23, 321) ve “[B][I]Hilali görünce oruca başlayın; onu tekrar görünce bayram yapın. Eğer hava kapalı ise içinde bulunduğunuz ayı otuz güne tamamlayın[/I][/B]” (Buhari, Savm, 11)[/COLOR] buyurmuştur.[/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Site Yönetimi ve Forum Duyuruları
Dini Gün ve Geceler
Ramazan Sözlüğü
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst