Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Çocuk Gemisi
Güzel Dinimi Öğreniyorum
Peygamber Efendimizin Çocukluk Devri...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 173888" data-attributes="member: 15919"><p><strong><span style="color: maroon"><strong><span style="font-size: 12px">PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN ÇOCUKLUK DEVRİ</span></strong></span></strong></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px">Hz.Peygamberimiz'in dedesi Abdulmuttalib, yüz yaşını geçmiş olduğu halde hasta döşeğine düşünce, o zaman sekiz yaşında olan torunu Hz.Muhammed (S.A.V.)'i oğullarından birine teslim etmek üzere bütün oğullarını çağırdı, başına topladı.</span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px">Ebû Leheb'e şöyle dedi: <span style="color: red">"<strong>Sen zenginsin, fakat kalbinde merhamet yok. Çocuk yetim, yüreği zâten yaralı. O'nu sen hoş tutamazsın. Senin sert, kaba muâmelenden incinir, üzülür. Onun için çocuğu sana teslim edemem.</strong>" </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px">Sonra oğlu Abbas'a döndü: <span style="color: red">"<strong>Sen bu işe lâyıksın, fakat âilen kalabalık...</strong>"</span> dedi.</span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px">Bu esnâda Ebû Tâlib söze karıştı; <span style="color: red">"</span><strong><span style="color: red">Babacığım, gerçi benim servetim az, fakat şefkatim var. Kardeşim Abdullah'ın oğluna bakmağı ben cana minnet</span> <span style="color: red">bilirim</span></strong><span style="color: red">"</span> dedi.</span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px">Abdulmuttalib, küçük torununun da re'yini almağı unutmadı. </span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px">O'na dönerek; <span style="color: red">"<strong>Amcalarından hangisinin yanında kalmağı arzu ettiğini</strong>"</span> sordu. </span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px">Mâsum çocuk, yerinden fırlayıp Ebû Tâlib'in boynuna sarıldı. Böylece Ebû Tâlib'in himâyesine girmiş oldu. Bu hâdiseden birkaç gün sonra dede, bu fâni hayâta gözlerini yumdu. Ebû Tâlib, O'na öksüzlüğünü hissettirmemek için elinden geleni yapıyor ve O'na öz evlâdı gibi bakıyordu. </span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px">Peygamber Efendimiz 10-12 yaşlarında iken amcası Ebû Tâlib'in ve Mekke halkının koyunlarını güttü. Kırların temiz havası, O'nun fartı zekâsını (üstün zekâsını) korudu, geliştirdi. Bir ara kırda çobanlık yaparken kurtların sürüye dalıp koyunlarını kaptığını gördü. Bundan ibret aldı; </span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">«<strong>Güttüğü koyunları kurda kaptırmamak bir vazîfe idi. Herkes güttüğü koyundan mes'uldür, emânete riâyet olunmalıdır.</strong>» </span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px">Peygamber Efendimiz, çobanlık yapmağı hakir görmemiş, bilâkis bir Hadîs-i Şerifleri'nde; <span style="color: red">"<strong>Allah hiçbir peygamber göndermemiştir ki O, çobanlık yapmış olmasın. Mûsa peygamber çobanlık yapmıştı, Davut peygamber, kezâ.</strong>"</span> buyurmuşlardır.</span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px">Bir defasında koyunlarını arkadaşlarına bırakarak akranları gibi gezmek, eğlenmek için Mekke'ye inmek istemişti. Giderken yolda bir düğüne rastladı. Tam düğünü seyre dalacağı anda kendisine bir uyuklama hâli geldi, orada uyuyakaldı. Böylece düğünü seyredemedi. O, küfür ve câhiliyyet âdetlerinden zâten hoşlanmazdı, zevk almazdı. O'nu her kötülükten Allah koruyordu ve yetiştiriyordu. </span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: blue"><strong>*Recep KURT</strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 173888, member: 15919"] [B][COLOR=maroon][B][SIZE=3]PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN ÇOCUKLUK DEVRİ[/SIZE][/B][/COLOR][/B] [SIZE=3]Hz.Peygamberimiz'in dedesi Abdulmuttalib, yüz yaşını geçmiş olduğu halde hasta döşeğine düşünce, o zaman sekiz yaşında olan torunu Hz.Muhammed (S.A.V.)'i oğullarından birine teslim etmek üzere bütün oğullarını çağırdı, başına topladı.[/SIZE] [SIZE=3][/SIZE] [SIZE=3]Ebû Leheb'e şöyle dedi: [COLOR=red]"[B]Sen zenginsin, fakat kalbinde merhamet yok. Çocuk yetim, yüreği zâten yaralı. O'nu sen hoş tutamazsın. Senin sert, kaba muâmelenden incinir, üzülür. Onun için çocuğu sana teslim edemem.[/B]" [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][/SIZE] [SIZE=3]Sonra oğlu Abbas'a döndü: [COLOR=red]"[B]Sen bu işe lâyıksın, fakat âilen kalabalık...[/B]"[/COLOR] dedi.[/SIZE] [SIZE=3][/SIZE] [SIZE=3]Bu esnâda Ebû Tâlib söze karıştı; [COLOR=red]"[/COLOR][B][COLOR=red]Babacığım, gerçi benim servetim az, fakat şefkatim var. Kardeşim Abdullah'ın oğluna bakmağı ben cana minnet[/COLOR] [COLOR=red]bilirim[/COLOR][/B][COLOR=red]"[/COLOR] dedi.[/SIZE] [SIZE=3][/SIZE] [SIZE=3]Abdulmuttalib, küçük torununun da re'yini almağı unutmadı. [/SIZE] [SIZE=3][/SIZE] [SIZE=3]O'na dönerek; [COLOR=red]"[B]Amcalarından hangisinin yanında kalmağı arzu ettiğini[/B]"[/COLOR] sordu. [/SIZE] [SIZE=3][/SIZE] [SIZE=3]Mâsum çocuk, yerinden fırlayıp Ebû Tâlib'in boynuna sarıldı. Böylece Ebû Tâlib'in himâyesine girmiş oldu. Bu hâdiseden birkaç gün sonra dede, bu fâni hayâta gözlerini yumdu. Ebû Tâlib, O'na öksüzlüğünü hissettirmemek için elinden geleni yapıyor ve O'na öz evlâdı gibi bakıyordu. [/SIZE] [SIZE=3][/SIZE] [SIZE=3]Peygamber Efendimiz 10-12 yaşlarında iken amcası Ebû Tâlib'in ve Mekke halkının koyunlarını güttü. Kırların temiz havası, O'nun fartı zekâsını (üstün zekâsını) korudu, geliştirdi. Bir ara kırda çobanlık yaparken kurtların sürüye dalıp koyunlarını kaptığını gördü. Bundan ibret aldı; [COLOR=red][/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=red][/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=red]«[B]Güttüğü koyunları kurda kaptırmamak bir vazîfe idi. Herkes güttüğü koyundan mes'uldür, emânete riâyet olunmalıdır.[/B]» [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][/SIZE] [SIZE=3]Peygamber Efendimiz, çobanlık yapmağı hakir görmemiş, bilâkis bir Hadîs-i Şerifleri'nde; [COLOR=red]"[B]Allah hiçbir peygamber göndermemiştir ki O, çobanlık yapmış olmasın. Mûsa peygamber çobanlık yapmıştı, Davut peygamber, kezâ.[/B]"[/COLOR] buyurmuşlardır.[/SIZE] [SIZE=3][/SIZE] [SIZE=3]Bir defasında koyunlarını arkadaşlarına bırakarak akranları gibi gezmek, eğlenmek için Mekke'ye inmek istemişti. Giderken yolda bir düğüne rastladı. Tam düğünü seyre dalacağı anda kendisine bir uyuklama hâli geldi, orada uyuyakaldı. Böylece düğünü seyredemedi. O, küfür ve câhiliyyet âdetlerinden zâten hoşlanmazdı, zevk almazdı. O'nu her kötülükten Allah koruyordu ve yetiştiriyordu. [/SIZE] [SIZE=3][COLOR=blue][B]*Recep KURT[/B][/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Çocuk Gemisi
Güzel Dinimi Öğreniyorum
Peygamber Efendimizin Çocukluk Devri...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst