Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Sohbetleri
Perde-i Gayb Açılsa yakinim ziyadeleşmeyecek
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="hasret" data-source="post: 73438" data-attributes="member: 3226"><p>;D Koptum._________________________________________________<strong>Bakıııın nasıl bir cevap geldi,ben bayıldim,kopy yapım sizde bayılın <img src="data:image/gif;base64,R0lGODlhAQABAIAAAAAAAP///yH5BAEAAAAALAAAAAABAAEAAAIBRAA7" class="smilie smilie--sprite smilie--sprite1" alt=":)" title="Smile :)" loading="lazy" data-shortname=":)" /></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>1244 yılı Kasım ayının sonlarına doğru bir gün, Mevlana Celaleddin, ikindi vakti Altun-aba medresesi'ndeki dersini bitirmiş, yanında birkaç müridi olduğu halde evine dönmektedir. Bedeni bineğinin üzerinde, ruhu ise mana aleminin derinliklerinde seyahat etmektedir. İşte bu sırada Mevlana, birilerinin bineğinin dizginlerini tutarak, hayvanı durdurduğunu fark eder.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Karşısında ışıklar saçan, keskin bakışlı bir çift göz vardır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Mevlana'nın bedeni ve ruhu titrer.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bir müddet öylece birbirlerine bakarlar.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Uzun bir sessizliğin ardından meçhul adam söze başlar:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>- "Sen, Belh'li Sultanü'l Ulema Bahâeddin Veled'in oğlu Muhammed Celâleddin değil misin?</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Mevlana:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>- "Evet" der.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Meçhul adam devam eder:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong><span style="color: #0000ff">- "Ey madde ve mana altınlarının sarrafı! Benim bilmediğim bir şey var. Söyle bana. Hz. Muhammed mi (s.a.v) büyüktür yoksa Beyazıd-ı Bestâmi mi?</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Beklenmeyen bu soru Mevlana'yı şaşırtmıştır. Fakat adamın boş birisi olmadığını anlamış, ona cevap vermiştir.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>- "Bu ne biçim soru? Elbette Hz.Muhammed büyüktür..."</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Adamın keskin bakışları yumuşar. Yüzünde tatlı bir gülümseme vardır. Tekrar sorar:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>- "Doğru diyorsun ama Hz. Muhammed<span style="color: #f500ff"> "Ya Rab! Seni tenzih ederim. Seni layıkıyla bilemedik. Sana günde yetmiş kere istiğfar ederim" buyurur. Beyazıd-ı Bestami ise, "Ben kendimi tenzih ederim. Benim şanım yücedir. Çünkü bedenimin her zerresinde Allah'tan başka bir varlık yok" diyor. Buna ne dersin?</span></strong></p><p><strong>Mevlana soruyu da konuyu da kavramıştır. Cevap verir:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>- <span style="color: #0000ff">"Hz. Muhammed öyle söylüyordu. Çünkü O, sayısız makamlarda dolaşıyordu. Her makam ve mertebeye vardığında önceki bilgi ve hallerinden istiğfar ediyor, "Ey bizim aklımızdan ve anlayışımızdan yüce olan Rabbim! Biz, seni layıkıyla bilemedik." diyor; hiçbir makam ve mertebede kalmıyor; sürekli yükseliyordu. Bir mutasavvıf olan Beyazıd-ı Bestami ise, vardığı ilk makamın sarhoşluğuna kapılmıştır. Bu yüzden kendinden geçti, orada kaldı ve bu sözü söyledi."</span></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Meçhul adam aldığı cevap karşısında büyük bir sevinç duyar. Mevlana da katırından inerek, meçhul adamla kucaklaşır. Sonra kol kola girerek medreseye doğru yürürler.</strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="hasret, post: 73438, member: 3226"] ;D Koptum._________________________________________________[b]Bakıııın nasıl bir cevap geldi,ben bayıldim,kopy yapım sizde bayılın :) 1244 yılı Kasım ayının sonlarına doğru bir gün, Mevlana Celaleddin, ikindi vakti Altun-aba medresesi'ndeki dersini bitirmiş, yanında birkaç müridi olduğu halde evine dönmektedir. Bedeni bineğinin üzerinde, ruhu ise mana aleminin derinliklerinde seyahat etmektedir. İşte bu sırada Mevlana, birilerinin bineğinin dizginlerini tutarak, hayvanı durdurduğunu fark eder. Karşısında ışıklar saçan, keskin bakışlı bir çift göz vardır. Mevlana'nın bedeni ve ruhu titrer. Bir müddet öylece birbirlerine bakarlar. Uzun bir sessizliğin ardından meçhul adam söze başlar: - "Sen, Belh'li Sultanü'l Ulema Bahâeddin Veled'in oğlu Muhammed Celâleddin değil misin? Mevlana: - "Evet" der. Meçhul adam devam eder: [color=#0000ff]- "Ey madde ve mana altınlarının sarrafı! Benim bilmediğim bir şey var. Söyle bana. Hz. Muhammed mi (s.a.v) büyüktür yoksa Beyazıd-ı Bestâmi mi?[/color] Beklenmeyen bu soru Mevlana'yı şaşırtmıştır. Fakat adamın boş birisi olmadığını anlamış, ona cevap vermiştir. - "Bu ne biçim soru? Elbette Hz.Muhammed büyüktür..." Adamın keskin bakışları yumuşar. Yüzünde tatlı bir gülümseme vardır. Tekrar sorar: - "Doğru diyorsun ama Hz. Muhammed[color=#f500ff] "Ya Rab! Seni tenzih ederim. Seni layıkıyla bilemedik. Sana günde yetmiş kere istiğfar ederim" buyurur. Beyazıd-ı Bestami ise, "Ben kendimi tenzih ederim. Benim şanım yücedir. Çünkü bedenimin her zerresinde Allah'tan başka bir varlık yok" diyor. Buna ne dersin?[/color] Mevlana soruyu da konuyu da kavramıştır. Cevap verir: - [color=#0000ff]"Hz. Muhammed öyle söylüyordu. Çünkü O, sayısız makamlarda dolaşıyordu. Her makam ve mertebeye vardığında önceki bilgi ve hallerinden istiğfar ediyor, "Ey bizim aklımızdan ve anlayışımızdan yüce olan Rabbim! Biz, seni layıkıyla bilemedik." diyor; hiçbir makam ve mertebede kalmıyor; sürekli yükseliyordu. Bir mutasavvıf olan Beyazıd-ı Bestami ise, vardığı ilk makamın sarhoşluğuna kapılmıştır. Bu yüzden kendinden geçti, orada kaldı ve bu sözü söyledi."[/color] Meçhul adam aldığı cevap karşısında büyük bir sevinç duyar. Mevlana da katırından inerek, meçhul adamla kucaklaşır. Sonra kol kola girerek medreseye doğru yürürler.[/b] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Sohbetleri
Perde-i Gayb Açılsa yakinim ziyadeleşmeyecek
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst