Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Onbinlerce İnsan Müslüman Olur..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="mihrimah" data-source="post: 92687" data-attributes="member: 656"><p><strong><em>1962′de bir grup Nur Talebesi, merhum Ali Fuad Başgil’i ziyarete giderler. Bu esnada meşhur “Hüve Nüktesi” okunur. Derin bir düşünce, dikkat ve hayretle dinleyen Başgil, takdirini gizleyemez:” <span style="color: #0000ff">İslâm âleminde bu çeşit ders, izah ve ispat ile Tevhid dersi veren bir yazı şimdiye kadar görmedim, okumadım</span>. <span style="color: #0000ff">Eğer bu, gâyet kuvvetli bir tercüme ile İngilizceye çevrilse ve radyolardan okunsa, onbinlerce ecnebi derhal Müslüman olur</span>.”<span style="color: #ff0000">1(Son Şahitler)</span></em></strong></p><p><strong><em><u>Risâle-i Nur’un hangi bahsini dinlerse dinlesin, insaflı, hakperest ve peşin hükümden uzak herkes, bu ve buna benzer takdir duygularını dile getirmekten kendini alamaz. </u>Çünkü Risâle-i Nur farklı bir külliyattır. <span style="color: #ff0000">Bir ihsan-ı İlâhîdir.</span> Asrın girdap içerisindeki nesline İlâhî bir ikramdır. İşte onun bu ilham-ı İlâhî özelliğidir ki temiz vicdanları, ruhları, kalpleri kendine celbetmektedir.</em></strong></p><p></p><p><strong><em>Eser niçin rağbet görür? Eğer ciddî, önemli bir ihtiyaca cevap veriyorsa, o eser kapışılır, büyük rağbet görür. Bugün on beş dünya diline çevrilen Risale-i Nur Külliyatı (Yıl 1997′de), insanları kendine hayret ve takdir duygularıyla yöneltmekle kalmıyor, kopmamasıya da bağlıyor. Bir eser ne kadar değerli olursa olsun, <u>bir iki defa okunduğunda bir tarafa atıldığı halde</u>, <span style="color: #ff0000">Risâle-i Nurlar müteaddit defalar okunduğu halde yine de kendini okutturuyor, kişi her defasında hiç okumamışcasına bir heyecan dalgası içerisine girebiliyor</span>.</em></strong></p><p><strong><em>En önemli sebebi yukarda da işaret ettiğimiz gibi Risale-i Nurların arayış içindeki çağımızın insanının imdadına yetişmiş olması, insanların aradıklarını bütünüyle onda bulabilmeleridir. Derdi olanın dermanını bulduğunda rahatladığı, faydasını gördükçe kullanmaya devam ettiği gibi <span style="color: #0000ff">Risale-i Nur’u ruh ve kalplerin ilacı olarak gören</span>, ruhî huzura erdiğini müşahede eden insanlar da hava ve su gibi ona ihtiyaç hissetmekte, bırakmamasıya bağlanmaktadırlar.</em></strong></p><p><strong><em>Bu noktada <span style="color: #ff0000">onunla ruh ve kalplerini doyurmuş insanlara da büyük görevler düşmektedir.</span> Mutluluğu tattığı <u>bu eserleri tatmayanlara da ulaştırmak, onlarla da tanıştırmak</u>… Daha açıkçası mutluluğu diğer insanlarla da paylaşabilmek. Karnı aç, üstü başı perişan, yoksul insanları, konu komşumuzu görüp onlara göz yumamadığımız gibi, çevremizde dolaşmakta olan ruhen aç insanlara da yardım elini uzatmak zorundayız. Bu o hakikatlere şükrün de bir gereğidir aynı zamanda. Üstadın insanların mânevî kurtuluşları ve îmanlarının kuvvetlenmesi için çektiği sıkıntıları, ıztırapları düşündüğümüzde, bizim işimizin ne kadar kolay olduğunu görüyoruz.</em></strong></p><p><strong><em>Öylesine zevkli, güzel, huzur verici bir nimet ve hizmeti ihsan ettiği için de ayrıca şükretmeli değil miyiz? Fedâkârlara büyük hizmetler düşüyor..</em></strong></p><p><strong><em>Şaban DÖĞEN - Yeni ASYA 1997</em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mihrimah, post: 92687, member: 656"] [B][I]1962′de bir grup Nur Talebesi, merhum Ali Fuad Başgil’i ziyarete giderler. Bu esnada meşhur “Hüve Nüktesi” okunur. Derin bir düşünce, dikkat ve hayretle dinleyen Başgil, takdirini gizleyemez:” [COLOR=#0000ff]İslâm âleminde bu çeşit ders, izah ve ispat ile Tevhid dersi veren bir yazı şimdiye kadar görmedim, okumadım[/COLOR]. [COLOR=#0000ff]Eğer bu, gâyet kuvvetli bir tercüme ile İngilizceye çevrilse ve radyolardan okunsa, onbinlerce ecnebi derhal Müslüman olur[/COLOR].”[COLOR=#ff0000]1(Son Şahitler)[/COLOR][/I][/B] [B][I][U]Risâle-i Nur’un hangi bahsini dinlerse dinlesin, insaflı, hakperest ve peşin hükümden uzak herkes, bu ve buna benzer takdir duygularını dile getirmekten kendini alamaz. [/U]Çünkü Risâle-i Nur farklı bir külliyattır. [COLOR=#ff0000]Bir ihsan-ı İlâhîdir.[/COLOR] Asrın girdap içerisindeki nesline İlâhî bir ikramdır. İşte onun bu ilham-ı İlâhî özelliğidir ki temiz vicdanları, ruhları, kalpleri kendine celbetmektedir.[/I][/B] [B][/B] [B][I]Eser niçin rağbet görür? Eğer ciddî, önemli bir ihtiyaca cevap veriyorsa, o eser kapışılır, büyük rağbet görür. Bugün on beş dünya diline çevrilen Risale-i Nur Külliyatı (Yıl 1997′de), insanları kendine hayret ve takdir duygularıyla yöneltmekle kalmıyor, kopmamasıya da bağlıyor. Bir eser ne kadar değerli olursa olsun, [U]bir iki defa okunduğunda bir tarafa atıldığı halde[/U], [COLOR=#ff0000]Risâle-i Nurlar müteaddit defalar okunduğu halde yine de kendini okutturuyor, kişi her defasında hiç okumamışcasına bir heyecan dalgası içerisine girebiliyor[/COLOR].[/I][/B] [B][I]En önemli sebebi yukarda da işaret ettiğimiz gibi Risale-i Nurların arayış içindeki çağımızın insanının imdadına yetişmiş olması, insanların aradıklarını bütünüyle onda bulabilmeleridir. Derdi olanın dermanını bulduğunda rahatladığı, faydasını gördükçe kullanmaya devam ettiği gibi [COLOR=#0000ff]Risale-i Nur’u ruh ve kalplerin ilacı olarak gören[/COLOR], ruhî huzura erdiğini müşahede eden insanlar da hava ve su gibi ona ihtiyaç hissetmekte, bırakmamasıya bağlanmaktadırlar.[/I][/B] [B][I]Bu noktada [COLOR=#ff0000]onunla ruh ve kalplerini doyurmuş insanlara da büyük görevler düşmektedir.[/COLOR] Mutluluğu tattığı [U]bu eserleri tatmayanlara da ulaştırmak, onlarla da tanıştırmak[/U]… Daha açıkçası mutluluğu diğer insanlarla da paylaşabilmek. Karnı aç, üstü başı perişan, yoksul insanları, konu komşumuzu görüp onlara göz yumamadığımız gibi, çevremizde dolaşmakta olan ruhen aç insanlara da yardım elini uzatmak zorundayız. Bu o hakikatlere şükrün de bir gereğidir aynı zamanda. Üstadın insanların mânevî kurtuluşları ve îmanlarının kuvvetlenmesi için çektiği sıkıntıları, ıztırapları düşündüğümüzde, bizim işimizin ne kadar kolay olduğunu görüyoruz.[/I][/B] [B][I]Öylesine zevkli, güzel, huzur verici bir nimet ve hizmeti ihsan ettiği için de ayrıca şükretmeli değil miyiz? Fedâkârlara büyük hizmetler düşüyor..[/I][/B] [B][I]Şaban DÖĞEN - Yeni ASYA 1997[/I][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Onbinlerce İnsan Müslüman Olur..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst