Okuldan kaynaklanan enfeksiyonlara dikkat!

HaberRss

Haber Robotu
hasta-ogrenci.jpg
Dicle Üniversitesi'nde görevli enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Saim Dayan, havalandırmanın iyi olmadığı, düşük nem oranı ve kötü hijyen şartları olan okul ve kalabalık ortamlarda virüslerin enfeksiyona neden olabileceğini kaydetti.Okullarda eğitim ve öğretimin başlamasıyla birlikte enfeksiyon hastalıklarında da artış görüldüğünü belirten Prof. Dr. Dayan, okul gibi toplu yaşam alanlarında enfeksiyon riskinin sık görüldüğüne dikkat çekti. Hapşırma ve öksürük sonucu havadan damlacık yolu, ortak kullanılan malzemeler ve doğrudan temasının enfeksiyon riskini arttırdığını dile getirdi. Prof. Dr. Dayan, "Soğuk algınlığı dışında kalan grip, kızamık, kızamıkçık, kabakulak ve su çiçeği gibi enfeksiyonların aşı ile önlenme imkanı vardır. Ülkemiz çocukluk dönemi aşıları içinde bunlar mevcuttur. Okul idareleri tarafından çocukların bu tür aşılarının yapılmış olduğuna dair kontroller yapılmalıdır. Grip aşısının ise daha çok astım, diyabet, kalp, böbrek ve nörolojik hastalığı olan risk altındaki çocuklara yapılması önerilmektedir. Kış döneminde öğrencilerin daha sık hastalanmalarının nedeni soğuktan çok; kalabalık yaşam ortamı, havalandırmanın iyi olmaması, düşük nem oranı ve kötü hijyen şartlarıdır. Bu tür ortamlarda 200 den fazla virüs havadan damlacık yolu ile enfeksiyona neden olabilmektedir. Bu nedenle bazı çocuklar bir yıllık okul dönemi boyunca ortalama 5-7 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebilmektedirler. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının ana nedeni grip veya soğuk algınlığıdır. Bu iki hastalığı birbiri ile karıştırmamak gerekir. Soğuk algınlığına neden olan 200 den fazla virüs mevcut iken grip etkeni İnfluenza A ve İnfluenza B virüsleridir. Bir kişi, bir kış dönemi boyunca sadece bir kez grip enfeksiyonu geçirir. Grip zannedilen çoğu üst solunum yolu enfeksiyonları aslında soğuk algınlığıdır" dedi.Grip ve soğuk algınlığı arasında klinik açıdan da bir takım farklılıklarınmevcut olduğunu belirten Prof. Dr. Dayan, gribin daha ağır seyrettiğini, ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı, kas ağrısı ve öksürüğün ön planda olduğunu vurguladı. Soğuk algınlığında ise boğaz ağrısı, hapşırık ve burun akıntısının daha sık görüldüğünü aktardı. Prof. Dr. Dayan, grip sonrası orta kulak iltihabı ve zatürre gibi komplikasyonların görülme riskinin daha fazla olduğunu açıkladı. Grip ve soğuk algınlığının etkeninin virüsler olduğu için tedavilerinde antibiyotiklerin yeri olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Dalan, "Bu tür enfeksiyonlarda gereksiz antibiyotik kullanımı antibiyotiklere karşı direnç gelişmesine neden olmaktadır. Grip ve soğuk algınlığı tedavisinde zannedildiğinin aksine C vitamininin de ilaç olarak alınmasının pek faydası olmadığı bildirilmiştir. Bu tür enfeksiyonlar tüm tedavilere rağmen genellikle bir haftada iyileşmektedir. Aspirin kullanımı tehlikeli sonuçlara yol açabilmektedir. Bu nedenle ateş düşürücülerin ve burun tıkanıklığını gideren ilaçların doktor önerisi ile kullanılması gerekir. Tedavide bol sıvı alımının, serum fizyolojik türü burun damlası kullanmanın, istirahat etmenin ve sigarasız ortamın yararı vardır. Ortak kullanılan malzemeler ve hijyen koşullarına riayet edilmemesi halinde daha çok Hepatit A ve paraziter enfeksiyonların bulaşı söz konusu olmaktadır. Hepatit A yakın zamanda çocukluk dönem aşıları arasına dahil edilmiştir. Bu yönüyle aşı ile korunma mümkündür. Gıda, el temizliği ve tuvalet hijyeninin aksadığı durumlarda paraziter enfeksiyonlar bulaşabilmektedir. Paraziter hastalıkların seyrinde çocuklarda burun ve makatta kaşıntı, karın ağrısı, yastığa ağızdan su akması ve kilo alamama gibi belirtiler görülebilir" diye konuştu.Prof. Dr. Dalan, toplu ve ortak yaşam alanlarında enfeksiyon riskini azaltmak amacıyla öğrencilerin hijyen kuralları konusunda bilgilendirilmesi, ellerin yıkanması, lavabolarda normal sabun yerine sıvı sabun kullanılması, ortamın sık sık havalandırılması ve ortak malzeme kullanımından uzak durması gerektiğini sözlerine ekledi.(İHA)

Devami...
 
Üst