Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Öğrenmenin üç sihirli anahtarı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Kýrýk Testi" data-source="post: 453584" data-attributes="member: 358"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong><span style="color: #ff8c00"><a href="http://halisdokgoz0-18cizgi.blogspot.com/2010/09/cocugun-egitim-hakk-ii.html" target="_blank"><img src="http://4.bp.blogspot.com/_QmJ8dvr0ks8/TJTSlDZ5uSI/AAAAAAAAAE8/VPbMn-bga7c/s1600/002.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></a></span></strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong><span style="color: #ff8c00"></span></strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong><span style="color: #ff8c00">İnsanın yaşayabilmesi, öğrenmesine bağlıdır. Bireyin öğrenmesinin önüne geçer, bilgi akışını durdurursanız, o kişi önce çıldırır, sonra ölür.</span></strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong><span style="color: #ff8c00"></span></strong></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong></strong></span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Bilgiye bu kadar zorunlu yaratılmış insan için her yeni duyumsadığı bilgi keyif vericidir. Buna “öğrenmekten kaynaklanan haz” diyebiliriz.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Çocuklar da öğrenmekten haz alırlar. Ancak çocuğun bir bilgiyi edinmesinde 3 temel şart vardır. Bu şartlar yerine gelmediği takdirde öğrenmeler geçici olur ve bir süre sonra unutulur. Bu şartlar; “güven, hoşgörü, tevazu”dur.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Çocuk ile yetişkin arasında güven bağı oluşmamış ise orada eğitimden söz etmek mümkün değildir. Zira “güven” yoksa “kaygı” vardır. Kaygı varsa eğitim yoktur. Çocuğu kaygı altında tutarak, inciterek, kızarak, cezalandırarak, belki bazı bilgiler zorla “ezber” ettirilse de böylesi bir eğitim ortamında bilginin içselleşmiş hali olan “edinme” oluşamaz. Çocuk bugün öğrendiğini yarın, ilkokulda öğrendiğini ortaokulda unutur.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Bu açıdan bakıldığında bir eğiticinin en önemli yeteneği, iyi ders anlatıyor olması değil, öğrencisi ile “güven” bağını kurabiliyor olmasıdır. Güven bağının kurulabilmesinin temel şartı ise “hoşgörü” dür.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Çocuk, yanlış, hatalı ve eksik yaptığında öğretmeninin “Olsun, ben de yanlış yapıyordum önceden” diyen sesini işitiyorsa, duyduğu bu “hoş gören” sesin çocukta oluşturduğu duygunun adı güven duygusudur.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Çocuklar yetişkinler kadar yetenekli değildir. Onlar kadar kasları gelişmiş de değildir. Bu yüzden yetişkinlerden daha çok hata içindedirler.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Amerikalı mucit Profesör Henri Jinott, kendisini diğer insanlardan farklı kılan şeyi soranlara şu hatırasını anlatıyor: “Başarımın sırrı annemin 6 yaşımdayken bana takındığı bir tavırdır. 6 yaşımdayken buzdolabından süt alırken, süt şişesini düşürüp kırdım. Annem olayı görünce bana kızmadı. ‘Aaaa Henri, sütten ne güzel bir göl oluşturmuşsun. Bu gölde benimle biraz oynamak ister misin?’ dedi. Bir süre oynadıktan sonra annem ‘Biliyor musun Henri, herkes kendi yaptığı şeyleri kendisi toplamalıdır. Şimdi bu süt gölünü temizlemek için benden sünger mi istersin, havlu mu?’ diye sorduğunda kendimi çok değerli hissetmiştim. Elimden geldiğince dökülen sütü temizledikten sonra annemle dışarı çıktık. Annem bana bahçede, süt şişesinin düşürmeden nasıl taşınacağını gösterdi. Bu olay benim diğer insanlardan farklı olmamı sağlayan en önemli olaydır.”</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Bazı yetişkinler, çocuğun hatasını bulup yüzüne vurmayı bir marifet zanneder. Böylece çocuğun daha az hata yapacağına inanırlar. Hâlbuki çocuklar hatalarını ortaya çıkartan yetişkinlerle değil, hoşgörü sahibi yetişkinlerle olmaktan mutludurlar.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Bir çocukta güven duygusunun oluşumunun ikinci şartı, tevazudur. Tevazu, “bildiğini bildirmemektir”, bildiğini hissettirmemek.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Çocuklar büyüklük tutkunluğu olan yetişkinlerden bilgi edinirken kaygılanırlar, ezilirler. Onlar, ancak alçak gönüllü ve kendisini “bilgisi ile ezmeyen” yetişkinlerle olmayı tercihe ederler.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">6 yaşında bir erkek çocuğu ile konuşuyorduk. İlkokul birinci sınıfa gidiyordu. Okulda yazmayı öğrenip öğrenmediğini anlamak için, “Gel istersen ikimiz de ismimizi yazalım” diye önüne bir kâğıt ve bir kalem koydum. Çocuk eline kalemi aldı ama yazmadı. Önce bana baktı. Ben de mahcup olmasın diye onu seyretmeyi bırakıp kendi önümdeki kâğıda yavaş ve özenerek ismimi yazmaya başladım. Yazıp bitirdiğimde çocuk elindeki kalemi bıraktı, “Ben yazmayacağım” diyerek omuzlarını kaldırdı. Şaşırdım, ama neden yazmak istemediğini anlamıştım. Çünkü ben bir yetişkin olarak kalemi çok güzel kullanıyor ve güzel yazıyordum. Çocuk “Bu çok bilmiş!” yetişkinin karşısında kendisini mahcup hissetmemek için yazmaktan vazgeçmişti. Onu utandırdığım için utandım. Az sonra “Biliyor musun ben bu elimle de yazabiliyorum” diyerek durumu düzeltmeye çalıştım. Kalemi sol elime alıp yazmaya başladığımda yazım önceki gibi düzgün olmadı, çizgiler eğri büğrü idi… Çocuk, benim eğri büğrü çizgilerime baktı, önce tebessüm etti, sonra o da kalemi eline alarak yazmaya başladı.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Çocuk eğitimi, yetişkin eğitimi gibi değildir. Onlara, güven, hoşgörü ve tevazu içinde yaklaşmayan yetişkin, eğitici değil, zarar verici olur.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'">Yetişkin nevrozlarının tamamına yakınında, çocukluk döneminde eğitimde yapılan hataların yer aldığı unutulmamalıdır.</span></em></span><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #888888"></span></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #888888"></span></span></em></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #888888">Adem Güneş / Aksiyon</span></span></em></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Kýrýk Testi, post: 453584, member: 358"] [CENTER][SIZE=3][I][FONT=book antiqua][B][COLOR=#ff8c00][URL="http://halisdokgoz0-18cizgi.blogspot.com/2010/09/cocugun-egitim-hakk-ii.html"][IMG]http://4.bp.blogspot.com/_QmJ8dvr0ks8/TJTSlDZ5uSI/AAAAAAAAAE8/VPbMn-bga7c/s1600/002.jpg[/IMG][/URL] İnsanın yaşayabilmesi, öğrenmesine bağlıdır. Bireyin öğrenmesinin önüne geçer, bilgi akışını durdurursanız, o kişi önce çıldırır, sonra ölür. [/COLOR] [/B][/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Bilgiye bu kadar zorunlu yaratılmış insan için her yeni duyumsadığı bilgi keyif vericidir. Buna “öğrenmekten kaynaklanan haz” diyebiliriz.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Çocuklar da öğrenmekten haz alırlar. Ancak çocuğun bir bilgiyi edinmesinde 3 temel şart vardır. Bu şartlar yerine gelmediği takdirde öğrenmeler geçici olur ve bir süre sonra unutulur. Bu şartlar; “güven, hoşgörü, tevazu”dur.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Çocuk ile yetişkin arasında güven bağı oluşmamış ise orada eğitimden söz etmek mümkün değildir. Zira “güven” yoksa “kaygı” vardır. Kaygı varsa eğitim yoktur. Çocuğu kaygı altında tutarak, inciterek, kızarak, cezalandırarak, belki bazı bilgiler zorla “ezber” ettirilse de böylesi bir eğitim ortamında bilginin içselleşmiş hali olan “edinme” oluşamaz. Çocuk bugün öğrendiğini yarın, ilkokulda öğrendiğini ortaokulda unutur.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Bu açıdan bakıldığında bir eğiticinin en önemli yeteneği, iyi ders anlatıyor olması değil, öğrencisi ile “güven” bağını kurabiliyor olmasıdır. Güven bağının kurulabilmesinin temel şartı ise “hoşgörü” dür.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Çocuk, yanlış, hatalı ve eksik yaptığında öğretmeninin “Olsun, ben de yanlış yapıyordum önceden” diyen sesini işitiyorsa, duyduğu bu “hoş gören” sesin çocukta oluşturduğu duygunun adı güven duygusudur.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Çocuklar yetişkinler kadar yetenekli değildir. Onlar kadar kasları gelişmiş de değildir. Bu yüzden yetişkinlerden daha çok hata içindedirler.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Amerikalı mucit Profesör Henri Jinott, kendisini diğer insanlardan farklı kılan şeyi soranlara şu hatırasını anlatıyor: “Başarımın sırrı annemin 6 yaşımdayken bana takındığı bir tavırdır. 6 yaşımdayken buzdolabından süt alırken, süt şişesini düşürüp kırdım. Annem olayı görünce bana kızmadı. ‘Aaaa Henri, sütten ne güzel bir göl oluşturmuşsun. Bu gölde benimle biraz oynamak ister misin?’ dedi. Bir süre oynadıktan sonra annem ‘Biliyor musun Henri, herkes kendi yaptığı şeyleri kendisi toplamalıdır. Şimdi bu süt gölünü temizlemek için benden sünger mi istersin, havlu mu?’ diye sorduğunda kendimi çok değerli hissetmiştim. Elimden geldiğince dökülen sütü temizledikten sonra annemle dışarı çıktık. Annem bana bahçede, süt şişesinin düşürmeden nasıl taşınacağını gösterdi. Bu olay benim diğer insanlardan farklı olmamı sağlayan en önemli olaydır.”[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Bazı yetişkinler, çocuğun hatasını bulup yüzüne vurmayı bir marifet zanneder. Böylece çocuğun daha az hata yapacağına inanırlar. Hâlbuki çocuklar hatalarını ortaya çıkartan yetişkinlerle değil, hoşgörü sahibi yetişkinlerle olmaktan mutludurlar.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Bir çocukta güven duygusunun oluşumunun ikinci şartı, tevazudur. Tevazu, “bildiğini bildirmemektir”, bildiğini hissettirmemek.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Çocuklar büyüklük tutkunluğu olan yetişkinlerden bilgi edinirken kaygılanırlar, ezilirler. Onlar, ancak alçak gönüllü ve kendisini “bilgisi ile ezmeyen” yetişkinlerle olmayı tercihe ederler.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]6 yaşında bir erkek çocuğu ile konuşuyorduk. İlkokul birinci sınıfa gidiyordu. Okulda yazmayı öğrenip öğrenmediğini anlamak için, “Gel istersen ikimiz de ismimizi yazalım” diye önüne bir kâğıt ve bir kalem koydum. Çocuk eline kalemi aldı ama yazmadı. Önce bana baktı. Ben de mahcup olmasın diye onu seyretmeyi bırakıp kendi önümdeki kâğıda yavaş ve özenerek ismimi yazmaya başladım. Yazıp bitirdiğimde çocuk elindeki kalemi bıraktı, “Ben yazmayacağım” diyerek omuzlarını kaldırdı. Şaşırdım, ama neden yazmak istemediğini anlamıştım. Çünkü ben bir yetişkin olarak kalemi çok güzel kullanıyor ve güzel yazıyordum. Çocuk “Bu çok bilmiş!” yetişkinin karşısında kendisini mahcup hissetmemek için yazmaktan vazgeçmişti. Onu utandırdığım için utandım. Az sonra “Biliyor musun ben bu elimle de yazabiliyorum” diyerek durumu düzeltmeye çalıştım. Kalemi sol elime alıp yazmaya başladığımda yazım önceki gibi düzgün olmadı, çizgiler eğri büğrü idi… Çocuk, benim eğri büğrü çizgilerime baktı, önce tebessüm etti, sonra o da kalemi eline alarak yazmaya başladı.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Çocuk eğitimi, yetişkin eğitimi gibi değildir. Onlara, güven, hoşgörü ve tevazu içinde yaklaşmayan yetişkin, eğitici değil, zarar verici olur.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua]Yetişkin nevrozlarının tamamına yakınında, çocukluk döneminde eğitimde yapılan hataların yer aldığı unutulmamalıdır.[/FONT][/I][/SIZE][SIZE=3][I][FONT=book antiqua][COLOR=#888888] Adem Güneş / Aksiyon[/COLOR][/FONT][/I][/SIZE][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Öğrenmenin üç sihirli anahtarı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst