O merakın, senin hastalığını ağırlaştırır.

Ahmet.1

Well-known member
Ey lüzumsuz merak eden hasta! Sen, hastalığın ağırlığından merak ediyorsun. O merakın, senin hastalığını ağırlaştırır. Hastalığın hafifleşmesini istersen, merak etmemeye çalış. Yani hastalığın faidelerini, sevabını ve çabuk geçeceğini düşün, merakı kaldır, hastalığın kökünü kes. Evet merak, hastalığı ikileştirir; maddî hastalığın altında merak ile manevî bir hastalığı kalbine verir; maddî hastalık ona dayanır, devam eder. Eğer teslimiyetle, rıza ile, hastalığın hikmetini düşünmekle o merak gitse, o maddî hastalığın mühim bir kökü kesilir, hafifleşir, kısmen gider. Hususan evhamla bir dirhem maddî hastalık, bazan merak vasıtasıyla on dirhem kadar büyür. Merak kesilmesiyle, o hastalığın onda dokuzu gider. Merak, hastalığı ziyade ettiği gibi, hikmet-i İlahiyeyi ittiham ve rahmet-i İlahiyeyi tenkid ve Hâlık-ı Rahîm'inden şekva hükmünde olduğu için, aks-i maksadıyla tokat yer, hastalığını ziyadeleştirir. Evet nasılki şükür nimeti ziyadeleştirir.. öyle de şekva; hastalığı, musibeti tezyid eder. Hem merakın kendisi de bir hastalıktır. Onun ilâcı, hastalığın hikmetini bilmektir. Madem hikmetini, faidesini bildin; o merhemi meraka sür, kurtul. "Ah!" yerine "Oh!" de, "Vâ-esefâ!" yerine "Elhamdülillahi alâküllihal" söyle.

Lemalar



Rıza: Memnunluk, kabul etme.
Hikmet: Gözetilen fayda ve gaye.
Evham: Vihimler, kuruntular, olmayanı var zannetme.
Hikmet-i İlahiye: Allah'ın(cc) hikmeti, Allah'ın gözettiği gaye ve fayda.
İttiham: Suçlama.
Rahmet-i İlahiye: Allah'ın(cc) merhameti.
Şekva: Şikayet.
Aks-i maksad: Gayenin tersi, madsadın aksi.
Musibet: Afet, bela, felaket.
Tezyid: Çoğaltma.
Vâ-esefâ: Eyvah yazıklar olsun.
 
Üst