Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Said Özdemir
Nur Dolu Bir Yasam: "Said Ozdemir"
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Nûrolog" data-source="post: 142420" data-attributes="member: 12613"><p>Dedesi Tillo’da M. Siyye Camiinde imamdı. Henüz küçük yaşlarındayken Üstaddan övgüyle bahsediyordu. Üstada derin bir muhabbet ve itimadı vardı.</p><p></p><p>Ankara’ya 1938’de geldiğinde henüz 8 yaşındaydı. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. Daha sonra İTÜ Makina Bölümünde 2 yıl okudu. Bir rahatsızlığından dolayı tekrar Ankara’ya döndü. 1950 yılında, Diyanet câmiasında görev almak için bir imtihana girdi. Kendisini bizzat Ahmed Hamdi Akseki (bk. Ahmed Hamdi Akseki maddesi maddesi) imtihan etti. Akseki’nin sorduğu “Kur’ân-ı Kerim radyodan kahvehanelerden okunuyor. Bu günah olmaz mı?” sorusuna verdiği şu cevap onu çok etkilemişti:</p><p></p><p>“Kelâm-ı İlâhî kahvede okunursa belki oradakilerin ıslâhına vesile olur. Orada okunması Kur’ân’a bir nakise olmaz.”</p><p></p><p>O sıralarda Üstad Bediüzzaman’a muhabbeti vardı. Ancak Diyanette tanıştığı İskender Göçer isimli kişinin bir süre etkisinde kaldı. Zira bu kişi bütün peygamberlerin hayatlarını gözlerinin önüne getirildiğini, hangi peygamberin nerede, nasıl mücadele ettiğini kendisine gösterildiğini söylüyordu. Kendisine sürekli mânevî telkinat yapıldığından bahsediyordu. Hattâ kendisinin Mehdi olduğunu iddia ediyordu.</p><p></p><p>Bir süre sonra İskender Göçer’in anlattıklarını sorgulamaya başladı. Kendi ifadesiyle “Bunu bilse bilse Bediüzzaman Said Nursî bilir” diyerek Üstad Bediüzzaman’a gitmeye karar verdi. İskender Göçer ve babasıyla birlikte Üstad’ı ziyaret etmek için Isparta’ya gitti. Ancak akşam vaktinde geldikleri için Üstad Bediüzzaman görüşmeyi kabul etmedi. Bunun üzerine bir otelde kaldılar. Ertesi gün Ceylan Çalışkan otele geldi ve Üstad Hazretlerinin sadece kendisiyle birlikte babasının gelebileceğini söyledi. </p><p></p><p>Üstad Bediüzzaman onları kucaklayarak “70 senedir oradan (Tillo’dan) bir yardımcı vermesi için Allah’a dua ediyordum ve bir yardımcı bekliyordum. Allah sizi bana yolladı” dedi.</p><p></p><p>Bu görüşmenin ardından Said Özdemir, her şeyini, Ankara’da, Risale-i Nur’un basılıp çoğaltılması hizmetine adadı. Basılan risaleleri Üstad Bediüzzaman’a gönderiyor veya bizzat kendisi takdim ediyordu.</p><p></p><p>Bir Isparta ziyareti sırasında, Üstad Bediüzzaman ona Sözler’i matbaada basmalarını istemiş, “Maya (sermaye) yaparsınız” diyerek 600 lira vermişti.</p><p></p><p>Buradaki diğer Nur talebeleriyle birlikte, Sözler’i ilk olarak Ankara’daki Ayyıldız Matbaasında bastırdılar.</p><p></p><p>Basılan risaleler formalar halinde Üstada gidiyordu. Üstad tashih ettikten sonra derhal baskı işlemine geçiliyordu.</p><p></p><p>Said Özdemir’in Üstadı en son ziyareti Sikke-i Tasdik-i Gaybî sebebiyle oldu. Ankara’ya dönüşünden bir süre sonra hapse atıldı. Hapse girişinin üçüncü günü Üstad Bediüzzaman’ın Urfa’da vefat ettiğini duydular.</p><p></p><p>Üstad Bediüzzaman, en son görüşmesinde kendisine şöyle demişti:</p><p></p><p>“Kardeşim, hizmeti düşünmeyin, hizmeti en muhalife dahi Cenab-ı Hak yaptırır. Sizin düşüneceğiniz; uhuvvet, muhabbet, ittihat ve tesanüttür.”</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Nûrolog, post: 142420, member: 12613"] Dedesi Tillo’da M. Siyye Camiinde imamdı. Henüz küçük yaşlarındayken Üstaddan övgüyle bahsediyordu. Üstada derin bir muhabbet ve itimadı vardı. Ankara’ya 1938’de geldiğinde henüz 8 yaşındaydı. İlk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. Daha sonra İTÜ Makina Bölümünde 2 yıl okudu. Bir rahatsızlığından dolayı tekrar Ankara’ya döndü. 1950 yılında, Diyanet câmiasında görev almak için bir imtihana girdi. Kendisini bizzat Ahmed Hamdi Akseki (bk. Ahmed Hamdi Akseki maddesi maddesi) imtihan etti. Akseki’nin sorduğu “Kur’ân-ı Kerim radyodan kahvehanelerden okunuyor. Bu günah olmaz mı?” sorusuna verdiği şu cevap onu çok etkilemişti: “Kelâm-ı İlâhî kahvede okunursa belki oradakilerin ıslâhına vesile olur. Orada okunması Kur’ân’a bir nakise olmaz.” O sıralarda Üstad Bediüzzaman’a muhabbeti vardı. Ancak Diyanette tanıştığı İskender Göçer isimli kişinin bir süre etkisinde kaldı. Zira bu kişi bütün peygamberlerin hayatlarını gözlerinin önüne getirildiğini, hangi peygamberin nerede, nasıl mücadele ettiğini kendisine gösterildiğini söylüyordu. Kendisine sürekli mânevî telkinat yapıldığından bahsediyordu. Hattâ kendisinin Mehdi olduğunu iddia ediyordu. Bir süre sonra İskender Göçer’in anlattıklarını sorgulamaya başladı. Kendi ifadesiyle “Bunu bilse bilse Bediüzzaman Said Nursî bilir” diyerek Üstad Bediüzzaman’a gitmeye karar verdi. İskender Göçer ve babasıyla birlikte Üstad’ı ziyaret etmek için Isparta’ya gitti. Ancak akşam vaktinde geldikleri için Üstad Bediüzzaman görüşmeyi kabul etmedi. Bunun üzerine bir otelde kaldılar. Ertesi gün Ceylan Çalışkan otele geldi ve Üstad Hazretlerinin sadece kendisiyle birlikte babasının gelebileceğini söyledi. Üstad Bediüzzaman onları kucaklayarak “70 senedir oradan (Tillo’dan) bir yardımcı vermesi için Allah’a dua ediyordum ve bir yardımcı bekliyordum. Allah sizi bana yolladı” dedi. Bu görüşmenin ardından Said Özdemir, her şeyini, Ankara’da, Risale-i Nur’un basılıp çoğaltılması hizmetine adadı. Basılan risaleleri Üstad Bediüzzaman’a gönderiyor veya bizzat kendisi takdim ediyordu. Bir Isparta ziyareti sırasında, Üstad Bediüzzaman ona Sözler’i matbaada basmalarını istemiş, “Maya (sermaye) yaparsınız” diyerek 600 lira vermişti. Buradaki diğer Nur talebeleriyle birlikte, Sözler’i ilk olarak Ankara’daki Ayyıldız Matbaasında bastırdılar. Basılan risaleler formalar halinde Üstada gidiyordu. Üstad tashih ettikten sonra derhal baskı işlemine geçiliyordu. Said Özdemir’in Üstadı en son ziyareti Sikke-i Tasdik-i Gaybî sebebiyle oldu. Ankara’ya dönüşünden bir süre sonra hapse atıldı. Hapse girişinin üçüncü günü Üstad Bediüzzaman’ın Urfa’da vefat ettiğini duydular. Üstad Bediüzzaman, en son görüşmesinde kendisine şöyle demişti: “Kardeşim, hizmeti düşünmeyin, hizmeti en muhalife dahi Cenab-ı Hak yaptırır. Sizin düşüneceğiniz; uhuvvet, muhabbet, ittihat ve tesanüttür.” [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Said Özdemir
Nur Dolu Bir Yasam: "Said Ozdemir"
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst