Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Bilim ve Sanat
Ney, Ebru, Tezhip ve Hat Sanatı
Ney’in türk tasavvuf düşüncesi’ndeki yeri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Merih" data-source="post: 204266" data-attributes="member: 2"><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Türklerin İslâmlaşma süreci X. yüzyılda başlamıştı.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">İslâmiyet ile birlikte zaten toplumda var olan mistik düşünce ve anlayış İslâmî bir kimliğe bürünerek, Türk tasavvuf anlayışının temellerini oluşturdu.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Hoca Ahmet Yesevî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî bu anlayışın Türk toplum hayatına yerleşmesini sağlamışlardı.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Türklerin İslâmiyetten önceki dinleri olan Şamanizm, Animizm ve Totemizmde de mûsikînin çok önemli rolü vardı. Bu dinlerin tümünde törenler müzik eşliğinde yapılırdı. Örneğin çoğunlukla hâkim olan Şamanizmde kam, baksı veya şaman denilen din adamları ellerinde kopuz ile dolaşır, dînî mesajlarını mûsikî yardımıyla iletirlerdi. İslâmiyette de mûsikîye karşı bir cephe mevcut değildir. İslâm Peygâmberi Hz.Muhammed, Kuran’ ın güzel sesle ve kâideye müstenîd âhenkle okunmasını öğütlemiştir. Tecvîd ve Kıraat işte bu rağbetin sonucunda doğmuştur ve mûsikî ile yakın ilişkileri vardır[1].</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Türklerin dînî hayatlarında mûsikî her zaman yer almıştır. Özellikle tekke hayatında, âyin ve diğer dînî törenlerde (cem, zikir, deverân vs.) mûsikînin rolü büyükse de bir çok tarîkatın törenlerinde telli çalgıların yer almasına cevâz verilmemiştir. Ancak hemen hemen bütün tarîkatlerin törenlerinde bendir ile birlikte ney yer almıştır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Bilhassa Mevlevîlikte neyin önemi çok büyüktür. Hz. Mevlânâ Mesnevî’ sine şu sözlerle başlamıştır:</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">“ Bişnev ez ney çün hikâyet mî küned</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Ez cüdâyîhâ şikâyet mî küned</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Gez neyistân tâ merâ bübrîde end</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Ez nefîrem merd ü zen nâlîde end</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Sîne hâhem şerha şerha ez firâk</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Tâ begûyem şerh-i derd-i iştiyâk ”[2]</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">“ Dinle neyden, zirâ o bir şeyler anlatmada</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Ayrılıklardan şikâyet etmededir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Ney der ki: Beni kamışlıktan kopardıklarından beri,</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">İniltim kadın - erkek herkesi ağlattı.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Ayrılık bağrımı delik deşik eylesin,</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Tâ ki aşk derdini anlatabileyim.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Hz. Mevlânâ’ ya göre mûsikî Allah’ ın lisânıdır. Yüce yaratıcı Bezm-i Elest’ te ruhlara mûsikî ile seslenmiştir. Bu sebepten hangi milletten, hangi dilden olurlarsa olsunlar, insanlar mûsikî ile aynı duyguları paylaşabilirler. Hiçbir sanat insan rûhuna mûsikî kadar doğrudan doğruya ve içinden kavrayacak şekilde nüfûz edemez. Mûsikî, son derece değerli bir mânevî temizlenme, ferahlama ve yücelme vâsıtasıdır. Rûhu kir ve paslardan temizlediği gibi, ona batmış olan dikenleri de ayıklayarak tedâvi eder. Mûsikî ile temizlenmeyen rûh yükselemez, aksine yerdeki bayağı ihtiraslara bulaşarak kirlenir ve körelir. Gerçek mûsikî insana hayvânî hisleri hatırlatmak şöyle dursun, ona “sonsuz varlık” ı hissettirir, sezdirir. Bu sezgiyle onu O’ na yaklaştırır ve nihâyet ulaştırır. Bunda en etkili ses ise ney sadâsıdır.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Hz. Mevlânâ’ nın felsefesinde ney, “insan-ı kâmil” in (yani bir takım merhalelerden geçerek olgunlaşmış insanın) sembolüdür ve aşk derdini anlatmadadır. Benzi sararmış, içi boşalmış, bağrı dağlanarak delikler açılmış, ancak Yüce Yaratıcı’ nın üflediği nefesle hayat bulan, tıpkı insan gibi geldiği yere özlem duyan ve delik deşik olmuş sînesinden çıkan feryâd ve iniltileri ile insanlara sırlar fısıldayan bir dosttur. Bu sebeple ney, mevlevîlerce kutsanmış ve “ nây-ı şerîf ” diye anılmıştır.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">“ Ney hadîs-i râh-ı pür hûn mîküned</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Kıssahâ-yı ışk-ı Mecnûn mîküned [3]”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">“ Ney, kanla dolu bir yoldan bahsetmede,</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Mecnûn’un aşkından hikâyeler anlatmadadır.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">“ Âteş-i ışkest ke’ender ney fütâd</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Cûşiş-i ışkest ke’ender mey fütâd ”[4]</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">“ Aşk âteşi ki neyin içine düşmüştür,</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Aşk coşkunluğu ki meyin içine düşmüştür.”</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">“ Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Hem çü ney demsâz ü müştâkî ki dîd ”[5]</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">“ Ney gibi hem zehir, hem panzehir,</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Ney gibi hem hemdem, hem müştâkı kim gördü? ”</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">1] Sadeddin Nüzhet Ergun, Türk Musikisi Antolojisi, İstanbul 1942, Cilt 1, Sayfa 8.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">[2] Amil Çelebioğlu, Mesnevi-i Şerif Manzum Nahifi Tercümesi, İstanbul 1967, Cilt 1, Sayfa 1-3.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">[3] Fuat Yöndemli, Mevlevilikte Sema Eğitimi, Ankara 1997, Sayfa 33-34.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">[4] Fuat Yöndemli, Mevlevilikte Sema Eğitimi, Ankara 1997, Sayfa 33-34.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">[5] Fuat Yöndemli, Mevlevilikte Sema Eğitimi, Ankara 1997, Sayfa 33-34.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p> <span style="font-family: 'Tahoma'">BİBLİYOGRAFYA</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">AÇIN, Cafer: Enstrüman Bilimi (Organoloji), İstanbul 1994, Yenidoğan Basımevi Ltd. Şti.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">AKINCI, Laika Karabey: Garplı Gözüyle Türk Musikisi, İstanbul 1963, Sıralar Matbaası, Doğan Güneş Yayınları, No: 12.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">BERTUĞ, Selami: Sazlarımız - Ney, Ahenk Mecmuası, İstanbul 15 Ekim 1963 Tarihli Sayı.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ÇELEBİOĞLU, Amil: Mesnevi-i Şerif Manzum Nahifi Tercümesi, İstanbul 1967. Sönmez Neşriyat AŞ Yayınları, Umumi Neşriyat No: 14.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ÇEVİKOĞLU, Timuçin: Mevlevi Ayinleri ve Ney adlı Görüntülü Belgesel Metni, Konya 1993. (Yayınlanmadı)</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ÇEVİKOĞLU, Timuçin: Türk Musikisinin Geleneksel Ahenk Sistemi, Konya 1997, Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Semineri.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ERGUN, Sadettin Nüzhet: Türk Musikisi Antolojisi Dini Eserler, İstanbul 1942, Rıza Koşkun Matbaası, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınlarından.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ERGUNER, Süleyman: Ney-Metot, İstanbul 1986, Yaşar Matbaası ve Günlük Ticaret Tesisleri.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ÖZTUNA, Yılmaz: Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi, Ankara 1990, Başbakanlık Basımevi, Kültür Bakanlığı Yayınları No: 1163.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">POLATÖZ, Ahmet: Sazlarımız -Ney Adlı Makale, Adana 1985, Adana Musiki Derneği Konser Kitapçığı.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">TURA, Yalçın: Türk Musikisinin Mes’eleleri, İstanbul 1988, Kent Basımevi, Pan Yayıncılık, No: 7.</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">YÖNDEMLİ, Fuat: Mevlevilikte Sema Eğitimi, Ankara 1997, Gün Ofset, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi Yayını No: 138.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Merih, post: 204266, member: 2"] [FONT=Tahoma]Türklerin İslâmlaşma süreci X. yüzyılda başlamıştı. İslâmiyet ile birlikte zaten toplumda var olan mistik düşünce ve anlayış İslâmî bir kimliğe bürünerek, Türk tasavvuf anlayışının temellerini oluşturdu. Hoca Ahmet Yesevî, Hacı Bektâş-ı Velî ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî bu anlayışın Türk toplum hayatına yerleşmesini sağlamışlardı. Türklerin İslâmiyetten önceki dinleri olan Şamanizm, Animizm ve Totemizmde de mûsikînin çok önemli rolü vardı. Bu dinlerin tümünde törenler müzik eşliğinde yapılırdı. Örneğin çoğunlukla hâkim olan Şamanizmde kam, baksı veya şaman denilen din adamları ellerinde kopuz ile dolaşır, dînî mesajlarını mûsikî yardımıyla iletirlerdi. İslâmiyette de mûsikîye karşı bir cephe mevcut değildir. İslâm Peygâmberi Hz.Muhammed, Kuran’ ın güzel sesle ve kâideye müstenîd âhenkle okunmasını öğütlemiştir. Tecvîd ve Kıraat işte bu rağbetin sonucunda doğmuştur ve mûsikî ile yakın ilişkileri vardır[1]. Türklerin dînî hayatlarında mûsikî her zaman yer almıştır. Özellikle tekke hayatında, âyin ve diğer dînî törenlerde (cem, zikir, deverân vs.) mûsikînin rolü büyükse de bir çok tarîkatın törenlerinde telli çalgıların yer almasına cevâz verilmemiştir. Ancak hemen hemen bütün tarîkatlerin törenlerinde bendir ile birlikte ney yer almıştır. Bilhassa Mevlevîlikte neyin önemi çok büyüktür. Hz. Mevlânâ Mesnevî’ sine şu sözlerle başlamıştır: “ Bişnev ez ney çün hikâyet mî küned Ez cüdâyîhâ şikâyet mî küned Gez neyistân tâ merâ bübrîde end Ez nefîrem merd ü zen nâlîde end Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Tâ begûyem şerh-i derd-i iştiyâk ”[2] “ Dinle neyden, zirâ o bir şeyler anlatmada Ayrılıklardan şikâyet etmededir. Ney der ki: Beni kamışlıktan kopardıklarından beri, İniltim kadın - erkek herkesi ağlattı. Ayrılık bağrımı delik deşik eylesin, Tâ ki aşk derdini anlatabileyim.” Hz. Mevlânâ’ ya göre mûsikî Allah’ ın lisânıdır. Yüce yaratıcı Bezm-i Elest’ te ruhlara mûsikî ile seslenmiştir. Bu sebepten hangi milletten, hangi dilden olurlarsa olsunlar, insanlar mûsikî ile aynı duyguları paylaşabilirler. Hiçbir sanat insan rûhuna mûsikî kadar doğrudan doğruya ve içinden kavrayacak şekilde nüfûz edemez. Mûsikî, son derece değerli bir mânevî temizlenme, ferahlama ve yücelme vâsıtasıdır. Rûhu kir ve paslardan temizlediği gibi, ona batmış olan dikenleri de ayıklayarak tedâvi eder. Mûsikî ile temizlenmeyen rûh yükselemez, aksine yerdeki bayağı ihtiraslara bulaşarak kirlenir ve körelir. Gerçek mûsikî insana hayvânî hisleri hatırlatmak şöyle dursun, ona “sonsuz varlık” ı hissettirir, sezdirir. Bu sezgiyle onu O’ na yaklaştırır ve nihâyet ulaştırır. Bunda en etkili ses ise ney sadâsıdır.[/FONT] [FONT=Tahoma] Hz. Mevlânâ’ nın felsefesinde ney, “insan-ı kâmil” in (yani bir takım merhalelerden geçerek olgunlaşmış insanın) sembolüdür ve aşk derdini anlatmadadır. Benzi sararmış, içi boşalmış, bağrı dağlanarak delikler açılmış, ancak Yüce Yaratıcı’ nın üflediği nefesle hayat bulan, tıpkı insan gibi geldiği yere özlem duyan ve delik deşik olmuş sînesinden çıkan feryâd ve iniltileri ile insanlara sırlar fısıldayan bir dosttur. Bu sebeple ney, mevlevîlerce kutsanmış ve “ nây-ı şerîf ” diye anılmıştır.[/FONT] [FONT=Tahoma] “ Ney hadîs-i râh-ı pür hûn mîküned[/FONT] [FONT=Tahoma] Kıssahâ-yı ışk-ı Mecnûn mîküned [3]” “ Ney, kanla dolu bir yoldan bahsetmede, Mecnûn’un aşkından hikâyeler anlatmadadır.” “ Âteş-i ışkest ke’ender ney fütâd[/FONT] [FONT=Tahoma] Cûşiş-i ışkest ke’ender mey fütâd ”[4][/FONT] [FONT=Tahoma] “ Aşk âteşi ki neyin içine düşmüştür,[/FONT] [FONT=Tahoma] Aşk coşkunluğu ki meyin içine düşmüştür.”[/FONT] [FONT=Tahoma] “ Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd[/FONT] [FONT=Tahoma] Hem çü ney demsâz ü müştâkî ki dîd ”[5][/FONT] [FONT=Tahoma] “ Ney gibi hem zehir, hem panzehir,[/FONT] [FONT=Tahoma] Ney gibi hem hemdem, hem müştâkı kim gördü? ”[/FONT] [FONT=Tahoma] 1] Sadeddin Nüzhet Ergun, Türk Musikisi Antolojisi, İstanbul 1942, Cilt 1, Sayfa 8.[/FONT] [FONT=Tahoma] [2] Amil Çelebioğlu, Mesnevi-i Şerif Manzum Nahifi Tercümesi, İstanbul 1967, Cilt 1, Sayfa 1-3.[/FONT] [FONT=Tahoma] [3] Fuat Yöndemli, Mevlevilikte Sema Eğitimi, Ankara 1997, Sayfa 33-34.[/FONT] [FONT=Tahoma] [4] Fuat Yöndemli, Mevlevilikte Sema Eğitimi, Ankara 1997, Sayfa 33-34.[/FONT] [FONT=Tahoma] [5] Fuat Yöndemli, Mevlevilikte Sema Eğitimi, Ankara 1997, Sayfa 33-34.[/FONT] [FONT=Tahoma] BİBLİYOGRAFYA[/FONT] [FONT=Tahoma] AÇIN, Cafer: Enstrüman Bilimi (Organoloji), İstanbul 1994, Yenidoğan Basımevi Ltd. Şti.[/FONT] [FONT=Tahoma] AKINCI, Laika Karabey: Garplı Gözüyle Türk Musikisi, İstanbul 1963, Sıralar Matbaası, Doğan Güneş Yayınları, No: 12.[/FONT] [FONT=Tahoma] BERTUĞ, Selami: Sazlarımız - Ney, Ahenk Mecmuası, İstanbul 15 Ekim 1963 Tarihli Sayı.[/FONT] [FONT=Tahoma] ÇELEBİOĞLU, Amil: Mesnevi-i Şerif Manzum Nahifi Tercümesi, İstanbul 1967. Sönmez Neşriyat AŞ Yayınları, Umumi Neşriyat No: 14.[/FONT] [FONT=Tahoma] ÇEVİKOĞLU, Timuçin: Mevlevi Ayinleri ve Ney adlı Görüntülü Belgesel Metni, Konya 1993. (Yayınlanmadı)[/FONT] [FONT=Tahoma] ÇEVİKOĞLU, Timuçin: Türk Musikisinin Geleneksel Ahenk Sistemi, Konya 1997, Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Semineri.[/FONT] [FONT=Tahoma] ERGUN, Sadettin Nüzhet: Türk Musikisi Antolojisi Dini Eserler, İstanbul 1942, Rıza Koşkun Matbaası, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınlarından.[/FONT] [FONT=Tahoma] ERGUNER, Süleyman: Ney-Metot, İstanbul 1986, Yaşar Matbaası ve Günlük Ticaret Tesisleri.[/FONT] [FONT=Tahoma] ÖZTUNA, Yılmaz: Büyük Türk Musikisi Ansiklopedisi, Ankara 1990, Başbakanlık Basımevi, Kültür Bakanlığı Yayınları No: 1163.[/FONT] [FONT=Tahoma] POLATÖZ, Ahmet: Sazlarımız -Ney Adlı Makale, Adana 1985, Adana Musiki Derneği Konser Kitapçığı.[/FONT] [FONT=Tahoma] TURA, Yalçın: Türk Musikisinin Mes’eleleri, İstanbul 1988, Kent Basımevi, Pan Yayıncılık, No: 7.[/FONT] [FONT=Tahoma] YÖNDEMLİ, Fuat: Mevlevilikte Sema Eğitimi, Ankara 1997, Gün Ofset, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi Yayını No: 138.[/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Bilim ve Sanat
Ney, Ebru, Tezhip ve Hat Sanatı
Ney’in türk tasavvuf düşüncesi’ndeki yeri
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst