Necip fazıldan ...

hasret

Well-known member
olmaz mı?

yön yön sarılmışım ne yana baksam,
sarılan olur da saran olmaz mı?
kim bu yüzü çizen sanatkar ressam?
geçip de aynaya soran olmaz mı?

bir parçacığım ben, bütüne hasret;
zaman dönedursun , o güne hasret.
ruhumsa zamanın üstüne hasret
ebediyet boyu bir an...olmaz mı?

DUA

Bende sıklet , sende letafet

Allah'ım affet..

Latiften af bekler kesafet

Allah'ım affet..

Etten kemikten kıyafet

Allah'ım affet..

Şanındır fakire ziyafet

Allah'ım affet..

Acize imdadın şerafet

Allah'ım affet..

Sen mutlaksın,Ben ise izafet

Allah'ım affet..

Ey kudret, Ey rahmet, Ey ef'et

Allah'ım affet..

NECİP FAZIL KISAKÜREK




Yattığım Kaya..
Bu akşam o kadar durgun ki sular
Gömül benim gibi kedere diyor
İçimde maziden kalma duygular
Ağla geri gelmez günlere diyor


Ey gönül ! Gidenden ümidini kes
Kaçan bir hayale benziyor herkes
Sanki kulağıma gaipten ses
Buluşmalar kaldı mahşere diyor


Enginden engine koşarken rüzgar
Bende bir yolculuk heyecanı var
Yattığım kayaya çarpan dalgalar
Çıkıver bir sonsuz sefere diyor....

NECİP FAZIL KISAKÜREK


Alemin küfre göre hem başı hem sonu hiç
İki yokluk arasında varlık olur mu hiç?!.."

Ben bende değilim ki ben sendeki beni sevdim
Bana senden gelen acıyı gönlüme zikreyledim..

Biz bu ilden gider olduk kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun..

Göğsü yakut ve safir
Kapıda bir misafir
Sordum : Kimsin,nesin sen?
Dedi:şeytandan sefir!
Nefs isimli o kafir
Yüzü kapkara zifir
Elinde kös ve nefir
Sabit fikir burgusu
Dili çözülmez cifir
Nefs isimli o kafir

NECİP FAZIL KISAKÜREK
Sermaye


Ne var ki pazarlığa girişecek ecelle
Sermayem tek kelime ALLAH azze ve celle

NECİP FAZIL KISAKÜREK
 

molla_zehra

Well-known member
ZİNDANDAN MEHMED'E MEKTUP



Zindan iki hece. Mehmed'im lâfta!

Baba katiliyle baban bir safta!

Bir de, geri adam, boynunda yafta...

Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!

Kavuşmak mı?.. Belki... Daha ölmedim!



Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,

Kırmızı tuğlalar altı köşeli.

Bu yol da tutuktur hapse düşeli...

Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!



Bir âlem ki, gökler boru içinde!

Akıl, almazların zoru içinde.

Üstüste sorular soru içinde:

Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?

Buradan insan mı çıkar, tabut mu?



Bir idamlık Ali vardı, asıldı

Kaydını düştüler, mühür basıldı.

Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı

Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;

Bahçeye diktiği üç beş karanfil...



Müdür bey dert dinler, bugün "maruzât"!

Çatık kaş... Hükûmet dedikleri zat...

Beni Allah tutmuş, kim eder azat?

Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem...

Anlamaz! ruhuma geçti bilekçem!



Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;

Sayım var, maltada hizaya dizil!

Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!

İnsanlar zindanda birer kemmiyet;

Urbalarla kemik, mintanlarla et.



Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;

Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...

Yalnız seccademin yönünde şefkat

Beni kimsecikler okşamaz mâdem;

Öp beni alnımdan, sen öp seccadem!



Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!

Dakika düşelim, senelik paydan!

Zindanda dakika farksız aydan

Karıştır çayını zaman erisin;

Köpük köpük, duman duman erisin!



Peykeler, duvara mıhlı peykeler;

Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,

Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...

Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!

Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!



Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;

Tek nokta seçemez dünyada nazar.

Yerinde mi acep, ölü ve mezar?

Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?

Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?



Ses demir, su demir ve ekmek demir...

İstersen demirde muhali kemir,

Ne gelir ki elden, kader bu, emir...

Garip pencerecik, küçük daracık;

Dünyaya kapalı, Allah'a açık



Dua, dua, eller karıncalanmış;

Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.

Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...

Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu

İplik ki incecik, örer boşluğu



Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;

Karanlığında nur, yeniden doğuş...

Sesler duymaktayım; Davran ve boğuş!

Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!

Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!



Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!

Ölsek de sevinin, eve dönsek de!

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

BU DA BENDEN OLA HASRET KARDEŞ ;D
 
Üst