Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Edebiyat
Necip Fazıl'daki Bazı Unsurlar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="molla_zehra" data-source="post: 82186" data-attributes="member: 30"><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>BÜYÜK ANNE</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong></strong>Bütün kuşkuların, korkuların ve vehimlerin belki de ilk kaynağı odur. Sinirli ve şaşkın bir insandır. Ayniyle döneminin bir prototipi.</span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Denizden korkar, vapura binmez, Sarıyer’deki köşke karadan gider. Ölümden korkar, yüksek yastıkta uyur, vs.</span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>BABA</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Onun hayatında büsbütün silik bir tip diyebilir miyiz? O, hayatında yoktur; ama baba imgesi onda bir öfke belirtisi gibidir. Ele avuca sığmayan, annesini terk eden, kendi hayatını yaşayan birisidir. Ona asla yakınlık duymayacaktır. Necip Fazıl’ın hayatında var ile yok arasındadır. Daha çok olumsuzlanacak biçimde vardır. </span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"><strong>VE ANNE</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"></span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'">Hayatının hüznü. Her zaman kendisine sığınak olan, yanından hiç ayrılmadığı tek varlık. Babası annesini terk etmiş, bir başka kadınla evlenmiştir. Bunun için babasına olan öfkesinin aksine annesine olan sevgisi, bağlılığı daha çoktur. Bahriye’de okurken, bir gün annesi okula gelir, Necip Fazıl ile görüştürülmez. O, annesini, uzaktan, bir ağacın arkasında seyreder ve ağlar. ( Bir Adam Yaratmak piyesinde de karşımıza çıkar bu olay -reyhan- ) bu onun hayatının bitmeyen ve tükenmeyen bir ağlayışıdır. Annesine çok düşkündür. Şiire başlangıca neden olan annesi değil midir ? Bir hastane koğuşunda şiire yönelişine neden oluşu.. Zaten anne, evde silik bir çehre olarak kalacaktır.</span></p><p><span style="font-family: 'Georgia'"></span><span style="font-size: 10px"></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Georgia'">II.</span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Georgia'"></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Georgia'">Necip Fazıl, 1934 yılına kadarki -30 yıllık- hayatında yalnız başınadır. Dünya sadece onun etrafında dönmektedir. Davranışları, oluşları, ruhundan taşıp gelenler, ayniyle dışa vurur, taşar. Gerçi, tâ baştan beri üzerinde durduğumuz, çevresi yakınları ve oluşumu ile bu ilk devresiyle doğrudan geleceğiyle de ilgisi vardır. Daha sonra Abdülhakim Arvasi’ye bağlanınca, onun üzerinde adeta bir denetmen olarak bulunacak ve o, zaman zaman kendinden kaçacak, kaçtıkça kendisini bu çemberin içinde bulacaktır. Aslında onun bu hali bir kaçış değildir, kendi içindeki çırpınışıdır. Yaşamakta olduğu yeni hayatın onu kuşatmanın etkisiyle eskisiyle yenisi arasında bir çatışma yaşayacaktır, bu da doğaldır. Onun asıl alanı yeni olanıdır. Geçmişi bir kendinden kaçıştan ibarettir. Zaman zaman yinelediği vasiyetinde, kendisinin bir günahkâr olduğunu, bağışlanması için duada bulunulmasını, Peygamber Efendimizi çok sevdiğini, o sevgi uğruna bağışlanması için temennide bulunduğunu biliyoruz. Samimi bir Müslüman tavrıdır bu. </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="molla_zehra, post: 82186, member: 30"] [FONT=Georgia][B]BÜYÜK ANNE [/B]Bütün kuşkuların, korkuların ve vehimlerin belki de ilk kaynağı odur. Sinirli ve şaşkın bir insandır. Ayniyle döneminin bir prototipi. Denizden korkar, vapura binmez, Sarıyer’deki köşke karadan gider. Ölümden korkar, yüksek yastıkta uyur, vs. [B]BABA[/B] Onun hayatında büsbütün silik bir tip diyebilir miyiz? O, hayatında yoktur; ama baba imgesi onda bir öfke belirtisi gibidir. Ele avuca sığmayan, annesini terk eden, kendi hayatını yaşayan birisidir. Ona asla yakınlık duymayacaktır. Necip Fazıl’ın hayatında var ile yok arasındadır. Daha çok olumsuzlanacak biçimde vardır. [B]VE ANNE[/B] Hayatının hüznü. Her zaman kendisine sığınak olan, yanından hiç ayrılmadığı tek varlık. Babası annesini terk etmiş, bir başka kadınla evlenmiştir. Bunun için babasına olan öfkesinin aksine annesine olan sevgisi, bağlılığı daha çoktur. Bahriye’de okurken, bir gün annesi okula gelir, Necip Fazıl ile görüştürülmez. O, annesini, uzaktan, bir ağacın arkasında seyreder ve ağlar. ( Bir Adam Yaratmak piyesinde de karşımıza çıkar bu olay -reyhan- ) bu onun hayatının bitmeyen ve tükenmeyen bir ağlayışıdır. Annesine çok düşkündür. Şiire başlangıca neden olan annesi değil midir ? Bir hastane koğuşunda şiire yönelişine neden oluşu.. Zaten anne, evde silik bir çehre olarak kalacaktır. [/FONT][SIZE=2] [FONT=Georgia]II. Necip Fazıl, 1934 yılına kadarki -30 yıllık- hayatında yalnız başınadır. Dünya sadece onun etrafında dönmektedir. Davranışları, oluşları, ruhundan taşıp gelenler, ayniyle dışa vurur, taşar. Gerçi, tâ baştan beri üzerinde durduğumuz, çevresi yakınları ve oluşumu ile bu ilk devresiyle doğrudan geleceğiyle de ilgisi vardır. Daha sonra Abdülhakim Arvasi’ye bağlanınca, onun üzerinde adeta bir denetmen olarak bulunacak ve o, zaman zaman kendinden kaçacak, kaçtıkça kendisini bu çemberin içinde bulacaktır. Aslında onun bu hali bir kaçış değildir, kendi içindeki çırpınışıdır. Yaşamakta olduğu yeni hayatın onu kuşatmanın etkisiyle eskisiyle yenisi arasında bir çatışma yaşayacaktır, bu da doğaldır. Onun asıl alanı yeni olanıdır. Geçmişi bir kendinden kaçıştan ibarettir. Zaman zaman yinelediği vasiyetinde, kendisinin bir günahkâr olduğunu, bağışlanması için duada bulunulmasını, Peygamber Efendimizi çok sevdiğini, o sevgi uğruna bağışlanması için temennide bulunduğunu biliyoruz. Samimi bir Müslüman tavrıdır bu. [/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Edebiyat
Necip Fazıl'daki Bazı Unsurlar
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst