Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Mevlana ve Mevlevilik
Mevlevi...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="pendüender" data-source="post: 368963" data-attributes="member: 1023459"><p><span style="font-family: 'comic sans ms'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #FF0000">A<strong><em>sıl sermayesi hiçlik olan ve yoktan var edilen insanoğlunun Cenâb-ı Hakk'a karşı nasıl bir kulluk edebi içerisinde bulunması gerektiğini, gönül dilinden birhikâye ile Ferîdüddin Attâr Hazretleri şöyle anlatmaktadır:</em></strong></span></span></span><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>"Bir gece pek şiddetli kar yağmıştı. Sultan Melikşah da sefer hâlindeydi. Bir nehrin yanında çadırlar kuruldu. Nehrin üstü, şiddetli soğuk dolayısıyla âdeta mermer gibi buzlarla kaplanmıştı. Kuşlar, bu ayaz sebebiyle suyun kenarındaki bir ağacın dalında yan yana birbirlerine sığınmışlardı. Balıklar da nehrin derinlerinde bir araya toplanmışlardı. Yani bütün mahlûkât bir köşeye sığınmıştı. Padişah ise gece boyu ayakta kalıp, seherin mânevî bereketinden istifâdeyle tebaasının refah ve saâdeti için plânlar yapmaktaydı. Gecenin ilerleyen saatlerinde gönlüne şöyle bir düşünce geldi:</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>«Yâ Rabbi! Bütün mahlûkâtın bir köşeye çekildiği, ilikleri donduran bu kuvvetli soğukta, acaba kapımda bekleyen biri var mı? Gizlice gidip bir bakayım... Bu şiddetli soğukta kapımda yatan var mı acaba?»</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Sonra hemen çadırın kapısına doğru yöneldi. Çadırdan birkaç adım uzaklaşmıştı ki, üstüne yağan karlar sebebiyle üşüyüp titremeye başladı. Fakat hiçbir yanda muhafızlardan eser görünmüyordu. Yalnız oracıkta gönlü uyanık bir bekçi yatmaktaydı. O da, üstüne bir yün elbise atmış, çadırın kazığını yastık edinmiş, toprağın üzerinde büzülüp kalmıştı. Bütün gece ayakkabısı ayağındaydı.</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Bekçi, padişahın ayak sesini duyunca yerinden fırladı ve alacakaranlıkta tanıyamadığı padişahına, biraz da yüksek sesle şöyle hitâb etti:</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>«-Hey, kimsin?»</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Padişah:</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>«-Ey müşfik adam! Ben padişahım. Söyle bakalım, asıl sen kimsin? Kimsin ki böyle bir gecede padişahı beklemektesin?» dedi.</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Adam hemen toparlanıp, pür edep, gönlündeki derin sadâkatini şöyle ifâde etti:</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>«-Padişahım! Ben yurtsuz bir garibim. Vatanım, ancak padişahın kapısı. Ona hizmet etmekten başka hiçbir vazifem yok. Bu can ve ten bana yoldaş oldukça başım, padişahımın ayağının bastığı yerde olacaktır.»</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Padişah, bir muhabbet çağlayanı hâlinde sarf edilen bu sözlerden ve sergilediği yüksek sadâkati dolayısıyla o bekçiden çok memnun oldu. Bir ferman buyurup, ona Horasan'ın âmirliğini verdi. Yani bir gecede onu bekçilikten âzâd edip, o yüce mevkiye eriştirdi.</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Ey gönül! Sen de bir gececik Hakk'ın kapısında sabahlarsan, devlet ve servete erişirsin. Bir geceyi uyanık geçirirsen, vefakârlık sınırına ulaşırsın. Sana yokluktan elde ettiğin, saltanatı ebedî olan bir elbise bağışlarlar, böylece bütün zerreleri Güneş görürsün. O gözü elde ettin mi, kör bile olsan çok talihli bir kimse olursun."</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Yokluk kapısından varlık semâsının yıldızı olarak çıkarılan insanın derinden derine tefekkür etmesi lâzımdır ki;</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Saltanatı, sonunda elinden alınacak hayat nîmetiyle sınırlı olan ve sahip olduğu dünyevî metâlarla padişahlık yapan bir kimseye gösterilen sadâkat, teslîmiyet ve hizmetin mukâbili, bekçilikten Horasan'ın âmirliğine yükselmek oluyorsa; bir kul, bütün kâinâtın yegâne Hâlık'ı, Melikʼi ve Padişahı olan Cenâb-ı Hakk'a sadâkat ve teslîmiyetle hizmette bulunursa, ne gibi mükâfatlara nâil olur?!.</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em>Bunun için de kula düşen, her an Padişahlar Padişahı Cenâb-ı Hakk'ın huzûrunda bulunduğunun idrâkiyle yaşayıp O'nun her emrine derin bir muhabbetle ve kemâl-i edeple boyun eğmesidir.</em></strong></span></span></span></p><p><span style="color: #006400"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><em></em></strong></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="pendüender, post: 368963, member: 1023459"] [FONT=comic sans ms][SIZE=4][COLOR=#FF0000]A[B][I]sıl sermayesi hiçlik olan ve yoktan var edilen insanoğlunun Cenâb-ı Hakk'a karşı nasıl bir kulluk edebi içerisinde bulunması gerektiğini, gönül dilinden birhikâye ile Ferîdüddin Attâr Hazretleri şöyle anlatmaktadır:[/I][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=#006400][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS][B][I] "Bir gece pek şiddetli kar yağmıştı. Sultan Melikşah da sefer hâlindeydi. Bir nehrin yanında çadırlar kuruldu. Nehrin üstü, şiddetli soğuk dolayısıyla âdeta mermer gibi buzlarla kaplanmıştı. Kuşlar, bu ayaz sebebiyle suyun kenarındaki bir ağacın dalında yan yana birbirlerine sığınmışlardı. Balıklar da nehrin derinlerinde bir araya toplanmışlardı. Yani bütün mahlûkât bir köşeye sığınmıştı. Padişah ise gece boyu ayakta kalıp, seherin mânevî bereketinden istifâdeyle tebaasının refah ve saâdeti için plânlar yapmaktaydı. Gecenin ilerleyen saatlerinde gönlüne şöyle bir düşünce geldi: «Yâ Rabbi! Bütün mahlûkâtın bir köşeye çekildiği, ilikleri donduran bu kuvvetli soğukta, acaba kapımda bekleyen biri var mı? Gizlice gidip bir bakayım... Bu şiddetli soğukta kapımda yatan var mı acaba?» Sonra hemen çadırın kapısına doğru yöneldi. Çadırdan birkaç adım uzaklaşmıştı ki, üstüne yağan karlar sebebiyle üşüyüp titremeye başladı. Fakat hiçbir yanda muhafızlardan eser görünmüyordu. Yalnız oracıkta gönlü uyanık bir bekçi yatmaktaydı. O da, üstüne bir yün elbise atmış, çadırın kazığını yastık edinmiş, toprağın üzerinde büzülüp kalmıştı. Bütün gece ayakkabısı ayağındaydı. Bekçi, padişahın ayak sesini duyunca yerinden fırladı ve alacakaranlıkta tanıyamadığı padişahına, biraz da yüksek sesle şöyle hitâb etti: «-Hey, kimsin?» Padişah: «-Ey müşfik adam! Ben padişahım. Söyle bakalım, asıl sen kimsin? Kimsin ki böyle bir gecede padişahı beklemektesin?» dedi. Adam hemen toparlanıp, pür edep, gönlündeki derin sadâkatini şöyle ifâde etti: «-Padişahım! Ben yurtsuz bir garibim. Vatanım, ancak padişahın kapısı. Ona hizmet etmekten başka hiçbir vazifem yok. Bu can ve ten bana yoldaş oldukça başım, padişahımın ayağının bastığı yerde olacaktır.» Padişah, bir muhabbet çağlayanı hâlinde sarf edilen bu sözlerden ve sergilediği yüksek sadâkati dolayısıyla o bekçiden çok memnun oldu. Bir ferman buyurup, ona Horasan'ın âmirliğini verdi. Yani bir gecede onu bekçilikten âzâd edip, o yüce mevkiye eriştirdi. Ey gönül! Sen de bir gececik Hakk'ın kapısında sabahlarsan, devlet ve servete erişirsin. Bir geceyi uyanık geçirirsen, vefakârlık sınırına ulaşırsın. Sana yokluktan elde ettiğin, saltanatı ebedî olan bir elbise bağışlarlar, böylece bütün zerreleri Güneş görürsün. O gözü elde ettin mi, kör bile olsan çok talihli bir kimse olursun." Yokluk kapısından varlık semâsının yıldızı olarak çıkarılan insanın derinden derine tefekkür etmesi lâzımdır ki; Saltanatı, sonunda elinden alınacak hayat nîmetiyle sınırlı olan ve sahip olduğu dünyevî metâlarla padişahlık yapan bir kimseye gösterilen sadâkat, teslîmiyet ve hizmetin mukâbili, bekçilikten Horasan'ın âmirliğine yükselmek oluyorsa; bir kul, bütün kâinâtın yegâne Hâlık'ı, Melikʼi ve Padişahı olan Cenâb-ı Hakk'a sadâkat ve teslîmiyetle hizmette bulunursa, ne gibi mükâfatlara nâil olur?!. Bunun için de kula düşen, her an Padişahlar Padişahı Cenâb-ı Hakk'ın huzûrunda bulunduğunun idrâkiyle yaşayıp O'nun her emrine derin bir muhabbetle ve kemâl-i edeple boyun eğmesidir. [/I][/B][/FONT][/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Mevlana ve Mevlevilik
Mevlevi...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst