Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Mevlana ve Mevlevilik
Mesneviden Hikayeler - KILIÇ SAPINI KESEBİLİR Mİ?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Zuhr" data-source="post: 154277" data-attributes="member: 8625"><p style="text-align: center"><strong><span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="color: indigo">KILIÇ SAPINI KESEBİLİR Mİ?</span></span></strong></p><p></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Uzak yerlerden bir merhametli dost, Yusuf-u Sıddıyk’a konuk oldu. Çocukluktan beri birbirlerini tanırlardı. Eskiden beri aşinalık yastığına yaslanmışlardı. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Konukla, Yusuf’a kardeşlerinin yaptığı cefayı, onların hasetlerini konuştular. Yusuf “<strong>o haset ve cefa, zincirdi; biz de aslandık. </strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Aslanın zincire vurulması ayıp değildir. Bizim Allahnın kaza ve kaderinden şikayetimiz yok. Aslan, boynunda zincir bulunmakla beraber bütün zincir yapanlara beydir” dedi. Dostu Yusuf’a “Zindanda ve kuyuda ne haldeydin?”</strong> dedi. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Yusuf cevap verdi: </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">“<strong>Ay, bedir halinden çıkar ve eski ay haline gelir ya... işte öyle</strong>”</span><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eski ay görünmez, sonra hilal olur da iki büklüm bir halde görünür. Fakat sonunda yine gökte bedir haline gelmez mi? İnci tanesini havanda döverler ama kadri yine yücedir, ya ilaç olarak göze çekilir, yahut macun haline getirilir, kalp ferahlığı için yenir. </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Buğdayı toprak altına attılar ama sonradan topraktan başaklar çıktı. Ondan sonra değirmende öğüttüler, değeri arttı, cana can katan gıda oldu. Sonra ekmeği bir kere daha diş altında ezdiler; akıllı kişiye akıl ve idrak oldu. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px">Daha sonra da o can, aşkta mahvoldu da Hak yolunda ekildikten sonra mahsul verdi, ekincileri hayrete düşürdü. Bu sözün sonu gelmez. Sen, o iyi adamın Yusuf’a ne dediğini anlatmaya başla.</span> </span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Yusuf, başından geçenleri anlattıktan sonra “ <strong>Eh...bize ne armağan getirdin, bakalım?</strong> ” dedi.</span><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ey ulu kişi! Dostları görmeye eli boş gitmek, değirmene buğdaysız gitmeye benzer. Ulu Allah bile mahşer günü, halka “ <strong>Kıyamet günü için armağanın nerede; </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong>Bize yapayalnız, azıksız, adeta sizi yarattığımız gibi geldiniz. Kendinize gelin! Kıyamet günü için ne hediyeniz var, ne getirdiniz? Yoksa tekrar dönüp geleceğinizi ummuyor muydunuz, size bugünün vadesi batıl mı göründü ki</strong>? Der. </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="color: #984806"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ona konuk olacağımızı inkar ediyorsan bu mutfaktan ancak toprak ve kül alabilirsin. İnkar etmiyorsan niçin böyle elin boş. O sevgilinin kapısına böyle nasıl ayak atacaksın? Yemeyi, uyumayı biraz azalt da onunla görüşmek için bir armağan götür. Geceleri az uyuyanlardan seher çağlarında istiğfar edenlerden ol.</span> </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sen de rahimdeki çocuk gibi az oyna da sana da nurları gören duygular bağışlasınlar. Rahim gibi olan dünyadan çıkınca yeryüzünden daha geniş bir sahaya dalacaksın. “ Allah yeri geniştir” derler ya; o geniş yer, bil peygamberlerin gidip daldıkları sahadır. O geniş sahada gönül daralmaz; yaş ağaç, orada kuru dal haline gelmez. </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Şimdi duygular, sen de. Fakat bir gün yorgun, bitkin, baş aşağı bir hale geleceksin. Uykuda duygularını taşımazsın, duygular seni taşır. Bu yorgunluk, bitkinlik gider, eziyetten, sıkıntıdan kurtulursun. Sen uyku halini, velilerin uyanıkken de duygularını taşımamaları halinde bir çeşni bil. </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Be inatçı; veliler, Eshab’ı Kehf’dir. Ayakta olsalar da, yürüyüp gezseler de uykudadırlar. Allah, onları, kendilerinin haberi olmadan işletir; sağa sola çevirir. O sağa çevrilme nedir? İyi iş. Ya sola çevrilme? O da bedene, varlığa ait işler. </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="color: #984806"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu iki hal de peygamberlerden, dağdan ses gelir gibi zuhur eder. Onların, her</span> <span style="color: darkred">ikisinden de haberleri yoktur. Dağ, hayır olsun, şer olsun... Senin sesini sana verir, duyurur. Fakat ikisinden de bihaberdir. </span></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Yusuf “<strong>Hadi, armağanını çıkar</strong>” deyince konuk, bu istekten utanıp adeta figan ederek.”<strong>Sana getirmek için ne kadar armağan aradıysam hiçbir şeyi beğenmedim, layık görmedim. Bir habbeyi alıp da madene, bir katrayı alıp da ummana nasıl götürebilirim? </strong></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sana gönül ve can bile getirsem Kirman’a kimyon götürmüş sayılırım. Senin, misli olmayan güzelliğinden başka bir tohum yoktur ki bu ambarda olmasın. Sana gönül nuru gibi bir ayna getirmeyi layık gördüm. </strong></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Ey güneş gibi gökyüzünün ışığı olan güzel! Ona baktıkça kendi güzel yüzünü görürsün. Gözümün nuru, sana ayna getirdim, ona bakıp yüzünü gördükçe beni hatırlarsın</strong>” dedi. Koynundan aynayı çıkarıp sundu.</span><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Güzeller, aynayla meşgul olurlar. </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong>Varlığın aynası nedir? Yokluk.</strong> Ahmak değilsen yokluğu ihtiyar et. <strong>Varlık, yoklukta görünebilir.</strong> <strong>Zenginler, yoksula cömertlik edebilirler. Ekmeğin saf aynası açtır; kav da çakmak taşının aynasıdır. Bir yerde yokluk ve noksan oldu mu...bu, bütün sanatların güzelliğine aynadır.</strong> </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Elbise biçilmiş, dikilmiş olursa terzinin mahareti görünebilir mi? Budaklar yontulmamış olmalı ki marangoz onu yontsun, rendelesin... Ondan asla, yahut fer’e ait bir şey yapsın. Usta kırıkçı nerede ayağı kırılmış varsa oraya gider. Hasta ve arık kişi olmazsa tıp sanatının güzelliği nasıl görünür? </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ey ulu kişi! Bakırların bayalığı, aşağılığı olmasa kimya nasıl olur da zuhur eder? Noksanlar, kemal vasfının aynasıdır. O horluk, yücelik ve ululuğa aynadır. Çünkü yakinen zıt, zıddı gösterir. Ondan dolayı bal, sirke ile görünür, (sirkengebin olur) </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kim, kendi noksanını görüp anlarsa yedeğinde dokuz at olduğu halde tekemmül yolunda koşar. Kendisini kamil sanan, ululuk sahibi Allahnın yolunda uçamaz. Ey mağrur ve sapık! Canında kendini kamil sanmaktan daha beter bir illet olamaz. </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Senden bu kendini beğenme defoluncaya kadar gönlünden de çok kan akar, gözünden de! İblis’in illeti “Ben, Adem’den hayırlıyım” demesiydi. Bu hastalık, her mahlukta vardır. Bu hastalığa müptela olan, kendisini hor görse bile sen onu, altında pislik olan saf su bil! </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">İmtihan kasdıyla onu bir karıştırsan hemen su bulanır, pislik rengini alır. Ey yiğit! Irmak sana saf ve berrak görünüyor ama senin ırmağının dibinde de pislik var. Yol bilen anlayışlı pir, Nefs-i küll bağlarına ark kazıcıdır. </span></span></span></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Irmak, kendisini nereden temizleyecek? İnsanın bilgisi, Allah bilgisiyle fayda verir. Kılıç sapını kesebilir mi? Yürü, bu yarayı bir cerraha göster. Kimse, yarasının kötülüğünü görmesin diye her yaranın üstüne sinek düşer. </span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O sinekler; senin düşüncelerin, mallarındır; yaran da ahvalindeki zulmet! Eğer o yaraya pir merhem korsa o zaman derdin iyileşir, feryat ve figanın kesilir. Yara sahibi, merhem konunca sıhhat buldum sanır. Halbuki hakikatte oraya merhemin ışığı vurmuştur. </span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kendine gel, ey sırtı yaralı, merhemden baş çekme; iyileşince de kendi kendime iyileştim deme, sıhhati merhemden bil! </span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Zuhr, post: 154277, member: 8625"] [CENTER][B][FONT=Tahoma][COLOR=indigo]KILIÇ SAPINI KESEBİLİR Mİ?[/COLOR][/FONT][/B][/CENTER] [FONT=Tahoma]Uzak yerlerden bir merhametli dost, Yusuf-u Sıddıyk’a konuk oldu. Çocukluktan beri birbirlerini tanırlardı. Eskiden beri aşinalık yastığına yaslanmışlardı. [/FONT] [FONT=Tahoma]Konukla, Yusuf’a kardeşlerinin yaptığı cefayı, onların hasetlerini konuştular. Yusuf “[B]o haset ve cefa, zincirdi; biz de aslandık. [/B][/FONT] [FONT=Tahoma][B]Aslanın zincire vurulması ayıp değildir. Bizim Allahnın kaza ve kaderinden şikayetimiz yok. Aslan, boynunda zincir bulunmakla beraber bütün zincir yapanlara beydir” dedi. Dostu Yusuf’a “Zindanda ve kuyuda ne haldeydin?”[/B] dedi. [/FONT] [FONT=Tahoma]Yusuf cevap verdi: [/FONT] [FONT=Tahoma]“[B]Ay, bedir halinden çıkar ve eski ay haline gelir ya... işte öyle[/B]”[/FONT][FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Eski ay görünmez, sonra hilal olur da iki büklüm bir halde görünür. Fakat sonunda yine gökte bedir haline gelmez mi? İnci tanesini havanda döverler ama kadri yine yücedir, ya ilaç olarak göze çekilir, yahut macun haline getirilir, kalp ferahlığı için yenir. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Buğdayı toprak altına attılar ama sonradan topraktan başaklar çıktı. Ondan sonra değirmende öğüttüler, değeri arttı, cana can katan gıda oldu. Sonra ekmeği bir kere daha diş altında ezdiler; akıllı kişiye akıl ve idrak oldu. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][COLOR=darkred][SIZE=3]Daha sonra da o can, aşkta mahvoldu da Hak yolunda ekildikten sonra mahsul verdi, ekincileri hayrete düşürdü. Bu sözün sonu gelmez. Sen, o iyi adamın Yusuf’a ne dediğini anlatmaya başla.[/SIZE] [/COLOR][/FONT] [FONT=Tahoma]Yusuf, başından geçenleri anlattıktan sonra “ [B]Eh...bize ne armağan getirdin, bakalım?[/B] ” dedi.[/FONT][FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Ey ulu kişi! Dostları görmeye eli boş gitmek, değirmene buğdaysız gitmeye benzer. Ulu Allah bile mahşer günü, halka “ [B]Kıyamet günü için armağanın nerede; [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred][B]Bize yapayalnız, azıksız, adeta sizi yarattığımız gibi geldiniz. Kendinize gelin! Kıyamet günü için ne hediyeniz var, ne getirdiniz? Yoksa tekrar dönüp geleceğinizi ummuyor muydunuz, size bugünün vadesi batıl mı göründü ki[/B]? Der. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=#984806][FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Ona konuk olacağımızı inkar ediyorsan bu mutfaktan ancak toprak ve kül alabilirsin. İnkar etmiyorsan niçin böyle elin boş. O sevgilinin kapısına böyle nasıl ayak atacaksın? Yemeyi, uyumayı biraz azalt da onunla görüşmek için bir armağan götür. Geceleri az uyuyanlardan seher çağlarında istiğfar edenlerden ol.[/COLOR] [/SIZE][/FONT][/COLOR] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Sen de rahimdeki çocuk gibi az oyna da sana da nurları gören duygular bağışlasınlar. Rahim gibi olan dünyadan çıkınca yeryüzünden daha geniş bir sahaya dalacaksın. “ Allah yeri geniştir” derler ya; o geniş yer, bil peygamberlerin gidip daldıkları sahadır. O geniş sahada gönül daralmaz; yaş ağaç, orada kuru dal haline gelmez. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Şimdi duygular, sen de. Fakat bir gün yorgun, bitkin, baş aşağı bir hale geleceksin. Uykuda duygularını taşımazsın, duygular seni taşır. Bu yorgunluk, bitkinlik gider, eziyetten, sıkıntıdan kurtulursun. Sen uyku halini, velilerin uyanıkken de duygularını taşımamaları halinde bir çeşni bil. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Be inatçı; veliler, Eshab’ı Kehf’dir. Ayakta olsalar da, yürüyüp gezseler de uykudadırlar. Allah, onları, kendilerinin haberi olmadan işletir; sağa sola çevirir. O sağa çevrilme nedir? İyi iş. Ya sola çevrilme? O da bedene, varlığa ait işler. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=#984806][FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu iki hal de peygamberlerden, dağdan ses gelir gibi zuhur eder. Onların, her[/COLOR] [COLOR=darkred]ikisinden de haberleri yoktur. Dağ, hayır olsun, şer olsun... Senin sesini sana verir, duyurur. Fakat ikisinden de bihaberdir. [/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR] [FONT=Tahoma]Yusuf “[B]Hadi, armağanını çıkar[/B]” deyince konuk, bu istekten utanıp adeta figan ederek.”[B]Sana getirmek için ne kadar armağan aradıysam hiçbir şeyi beğenmedim, layık görmedim. Bir habbeyi alıp da madene, bir katrayı alıp da ummana nasıl götürebilirim? [/B][/FONT] [FONT=Tahoma][B]Sana gönül ve can bile getirsem Kirman’a kimyon götürmüş sayılırım. Senin, misli olmayan güzelliğinden başka bir tohum yoktur ki bu ambarda olmasın. Sana gönül nuru gibi bir ayna getirmeyi layık gördüm. [/B][/FONT] [FONT=Tahoma][B]Ey güneş gibi gökyüzünün ışığı olan güzel! Ona baktıkça kendi güzel yüzünü görürsün. Gözümün nuru, sana ayna getirdim, ona bakıp yüzünü gördükçe beni hatırlarsın[/B]” dedi. Koynundan aynayı çıkarıp sundu.[/FONT][FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Güzeller, aynayla meşgul olurlar. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred][B]Varlığın aynası nedir? Yokluk.[/B] Ahmak değilsen yokluğu ihtiyar et. [B]Varlık, yoklukta görünebilir.[/B] [B]Zenginler, yoksula cömertlik edebilirler. Ekmeğin saf aynası açtır; kav da çakmak taşının aynasıdır. Bir yerde yokluk ve noksan oldu mu...bu, bütün sanatların güzelliğine aynadır.[/B] [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Elbise biçilmiş, dikilmiş olursa terzinin mahareti görünebilir mi? Budaklar yontulmamış olmalı ki marangoz onu yontsun, rendelesin... Ondan asla, yahut fer’e ait bir şey yapsın. Usta kırıkçı nerede ayağı kırılmış varsa oraya gider. Hasta ve arık kişi olmazsa tıp sanatının güzelliği nasıl görünür? [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Ey ulu kişi! Bakırların bayalığı, aşağılığı olmasa kimya nasıl olur da zuhur eder? Noksanlar, kemal vasfının aynasıdır. O horluk, yücelik ve ululuğa aynadır. Çünkü yakinen zıt, zıddı gösterir. Ondan dolayı bal, sirke ile görünür, (sirkengebin olur) [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Kim, kendi noksanını görüp anlarsa yedeğinde dokuz at olduğu halde tekemmül yolunda koşar. Kendisini kamil sanan, ululuk sahibi Allahnın yolunda uçamaz. Ey mağrur ve sapık! Canında kendini kamil sanmaktan daha beter bir illet olamaz. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Senden bu kendini beğenme defoluncaya kadar gönlünden de çok kan akar, gözünden de! İblis’in illeti “Ben, Adem’den hayırlıyım” demesiydi. Bu hastalık, her mahlukta vardır. Bu hastalığa müptela olan, kendisini hor görse bile sen onu, altında pislik olan saf su bil! [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]İmtihan kasdıyla onu bir karıştırsan hemen su bulanır, pislik rengini alır. Ey yiğit! Irmak sana saf ve berrak görünüyor ama senin ırmağının dibinde de pislik var. Yol bilen anlayışlı pir, Nefs-i küll bağlarına ark kazıcıdır. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Irmak, kendisini nereden temizleyecek? İnsanın bilgisi, Allah bilgisiyle fayda verir. Kılıç sapını kesebilir mi? Yürü, bu yarayı bir cerraha göster. Kimse, yarasının kötülüğünü görmesin diye her yaranın üstüne sinek düşer. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]O sinekler; senin düşüncelerin, mallarındır; yaran da ahvalindeki zulmet! Eğer o yaraya pir merhem korsa o zaman derdin iyileşir, feryat ve figanın kesilir. Yara sahibi, merhem konunca sıhhat buldum sanır. Halbuki hakikatte oraya merhemin ışığı vurmuştur. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Palatino Linotype][SIZE=3][COLOR=darkred]Kendine gel, ey sırtı yaralı, merhemden baş çekme; iyileşince de kendi kendime iyileştim deme, sıhhati merhemden bil! [/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Mevlana ve Mevlevilik
Mesneviden Hikayeler - KILIÇ SAPINI KESEBİLİR Mİ?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst