Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mesnevi-i Nuriye
Mesnevi-i Nuriye 6. Ders - Yardımlaşma Kanunu ve Rızkın Anında Yetişmesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ASHAB-I BEDR" data-source="post: 343754" data-attributes="member: 1013691"><p><strong>Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri - 36 - Yardımlaşma Kanunu ve Rızkın Anında Yetişmes</strong></p><p></p><p>[NOT]<p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'">Evet bu gibi eşya-yı camidenin yekdiğerine yaptıkları şu yardımlar, pek aşikâr bir delildir ki; onlar kerim bir Müdebbir'in hademesi ve amelesi olup, onun emri ile, izni ile iş görürler. </span></span></p><p></p><p></p><p>[/NOT]</p><p></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="color: #666600"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'book antiqua'">İzn-i İlahinin emri olmadan tek bir yağmur damlası dahi indirilmiyor.İbadetleri olan ameli itaatleri ile Allah'ın iradesinden bir saniye bile çıkmıyorlar ve kendi hallerinde bir vazife de görmüyorlar.Aralarındaki teavün ile kainatın ihtiyaçları, bir işbirliği halinde Allah'ın Rahmetiyle karşılanıyor.</span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #666600"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #666600"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></em></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #666600"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></em></strong></span></span></p><p>[DIKKAT]<p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong>3. (5771)-</strong> Zeyd İbnu Halid (radıyallahu anh) anlatıyor: </span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'">"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hudeybiye'de, bize geceleyin yağan yağmurun peşinden sabah namazı kıldırmıştı. Namazı bitirince cemaatın önüne geçti ve:</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'">"Rabbiniz ne dedi biliyor musunuz?" buyurdu. Cemaat: "Allah ve Resulü bilir!" dediler.</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'">"Allah Teala hazretleri: "Kullarımdan bir kısmı bana mü'min, bir kısmı da kâfir olarak sabahladı. "Allah'ın fazlı ve rahmetiyle bize yağmur yağdırıldı" diyen bana mü'min, yıldızları da inkar edici olarak sabahladı. </span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'">Kim de: "Falanca falanca yıldız sayesinde bize yağmur yağdırıldı" dediyse o da bana kâfir, yıldıza mü'min olarak sabaha erdi" dedi!" buyurdular." </span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'">[Buharî, Ezan 156, İstiska 28, Megazi 35, Tevhid 35; Müslim, İman 125, (71); Muvatta, İstiska 4, (1, 192); Ebu Davud, Tıbb 22, (3906); Nesâî, İstiska 16, (3, 165).][4]</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong>AÇIKLAMA:</strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong>1-</strong> Hadiste, yağmurun yıldızların tesiriyle yağdığı inancına düşenler küfre nisbet edilmektedir. Bu hüküm sadece yağmurla sınırlı olmamalıdır. Kişi, maruz kaldığı nimetleri veya müşahede ettiği hadiseleri Allah'tan başka birşeyle açıkladığı takdirde küfre nisbet edilebilecektir.</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'">Alimler buradaki küfürle iki ayrı küfrün kastedilmiş olabileceğini belirtirler.</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong>* </strong>Şirk koşma küfrü, İmanla mukayese yapılmış olması bu ihtimale bir karîne olmaktadır.</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong>* </strong>Nimete karşı küfr; buna küfân-ı nimet veya nankörlük de diyoruz. Bu ihtimalin verilmesine hadisin bir başka veçhinde gelen: "Kim, suyuvermiş olmamıza karşı bana hamd ü senada bulunursa, işte bu bana iman etmiştir" ibaresidir</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'">. Keza bir başka rivayette de: "...Bana veya nimetime küfretmiş olur" ibaresinin gelmiş olmasıdır. İbnu Abbas'tan gelen bir rivayette de: "...onlardan bir kısmı kâfir, bir kısmı şakir olarak sabaha ermiştir" ibaresi vardır. Şu halde, hadiste geçen "küfür"den maksadın imanî küfür olmayıp nimete nankörlük" olduğunu anlamayı haklı çıkaracak karineler mevcuttur.</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'">O halde hadisin değerlendirilmesinde her iki muhtemel mananın nazar-ı dikkate alınması gerekir. Mü'min, zaten şiddetle tahzir edildiği şirk-i hafiye düşmemek için, hayır ve şer her şeyin yaratılış cihetiyle Allah'tan geldiğini bilecektir. Hele hayır, nimet, saadet gibi hoş şeylerin Allah'ın hem iradî olarak takdiri hem de yaratması olarak bilip hamdini, şükrünü eda etmesi gerekir. Belirtilen yanlış inançlara başkasında rastlandığı zaman, bu inancın küfran-ı nimet olabilme ihtimalini gözönüne alarak tekfir etme cihetine gitmemesi uygun olur.</span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'">Nitekim bazı şarihler, Resulullah yıldızlar bahsinde şiddet göstermiştir. Çünkü Arapların hadisatı onlara nisbet etme âdetleri vardı. Ama, yağmuru Allah'tan bilen bir kimsenin o yıldızın doğduğu vakti kastederek: "Falanca yıldızda yağmura kavuştuk" <strong>demesi caizdir, demişlerdir.<strong>[5]</strong></strong></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p>[/DIKKAT]</p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ASHAB-I BEDR, post: 343754, member: 1013691"] [b]Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri - 36 - Yardımlaşma Kanunu ve Rızkın Anında Yetişmes[/b] [NOT][CENTER][SIZE=3][FONT=book antiqua]Evet bu gibi eşya-yı camidenin yekdiğerine yaptıkları şu yardımlar, pek aşikâr bir delildir ki; onlar kerim bir Müdebbir'in hademesi ve amelesi olup, onun emri ile, izni ile iş görürler. [/FONT][/SIZE][/CENTER] [/NOT] [CENTER][COLOR=#666600][SIZE=3][B][I][FONT=book antiqua]İzn-i İlahinin emri olmadan tek bir yağmur damlası dahi indirilmiyor.İbadetleri olan ameli itaatleri ile Allah'ın iradesinden bir saniye bile çıkmıyorlar ve kendi hallerinde bir vazife de görmüyorlar.Aralarındaki teavün ile kainatın ihtiyaçları, bir işbirliği halinde Allah'ın Rahmetiyle karşılanıyor. [/FONT][/I][/B][/SIZE][/COLOR][/CENTER] [DIKKAT][CENTER][SIZE=3][FONT=book antiqua][B]3. (5771)-[/B] Zeyd İbnu Halid (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hudeybiye'de, bize geceleyin yağan yağmurun peşinden sabah namazı kıldırmıştı. Namazı bitirince cemaatın önüne geçti ve: "Rabbiniz ne dedi biliyor musunuz?" buyurdu. Cemaat: "Allah ve Resulü bilir!" dediler. "Allah Teala hazretleri: "Kullarımdan bir kısmı bana mü'min, bir kısmı da kâfir olarak sabahladı. "Allah'ın fazlı ve rahmetiyle bize yağmur yağdırıldı" diyen bana mü'min, yıldızları da inkar edici olarak sabahladı. Kim de: "Falanca falanca yıldız sayesinde bize yağmur yağdırıldı" dediyse o da bana kâfir, yıldıza mü'min olarak sabaha erdi" dedi!" buyurdular." [Buharî, Ezan 156, İstiska 28, Megazi 35, Tevhid 35; Müslim, İman 125, (71); Muvatta, İstiska 4, (1, 192); Ebu Davud, Tıbb 22, (3906); Nesâî, İstiska 16, (3, 165).][4] [B]AÇIKLAMA:[/B] [B]1-[/B] Hadiste, yağmurun yıldızların tesiriyle yağdığı inancına düşenler küfre nisbet edilmektedir. Bu hüküm sadece yağmurla sınırlı olmamalıdır. Kişi, maruz kaldığı nimetleri veya müşahede ettiği hadiseleri Allah'tan başka birşeyle açıkladığı takdirde küfre nisbet edilebilecektir. Alimler buradaki küfürle iki ayrı küfrün kastedilmiş olabileceğini belirtirler. [B]* [/B]Şirk koşma küfrü, İmanla mukayese yapılmış olması bu ihtimale bir karîne olmaktadır. [B]* [/B]Nimete karşı küfr; buna küfân-ı nimet veya nankörlük de diyoruz. Bu ihtimalin verilmesine hadisin bir başka veçhinde gelen: "Kim, suyuvermiş olmamıza karşı bana hamd ü senada bulunursa, işte bu bana iman etmiştir" ibaresidir . Keza bir başka rivayette de: "...Bana veya nimetime küfretmiş olur" ibaresinin gelmiş olmasıdır. İbnu Abbas'tan gelen bir rivayette de: "...onlardan bir kısmı kâfir, bir kısmı şakir olarak sabaha ermiştir" ibaresi vardır. Şu halde, hadiste geçen "küfür"den maksadın imanî küfür olmayıp nimete nankörlük" olduğunu anlamayı haklı çıkaracak karineler mevcuttur. O halde hadisin değerlendirilmesinde her iki muhtemel mananın nazar-ı dikkate alınması gerekir. Mü'min, zaten şiddetle tahzir edildiği şirk-i hafiye düşmemek için, hayır ve şer her şeyin yaratılış cihetiyle Allah'tan geldiğini bilecektir. Hele hayır, nimet, saadet gibi hoş şeylerin Allah'ın hem iradî olarak takdiri hem de yaratması olarak bilip hamdini, şükrünü eda etmesi gerekir. Belirtilen yanlış inançlara başkasında rastlandığı zaman, bu inancın küfran-ı nimet olabilme ihtimalini gözönüne alarak tekfir etme cihetine gitmemesi uygun olur. Nitekim bazı şarihler, Resulullah yıldızlar bahsinde şiddet göstermiştir. Çünkü Arapların hadisatı onlara nisbet etme âdetleri vardı. Ama, yağmuru Allah'tan bilen bir kimsenin o yıldızın doğduğu vakti kastederek: "Falanca yıldızda yağmura kavuştuk" [B]demesi caizdir, demişlerdir.[B][5][/B][/B] [/FONT][/SIZE][/CENTER] [/DIKKAT] [SIZE=3][FONT=book antiqua] [/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=book antiqua] [/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mesnevi-i Nuriye
Mesnevi-i Nuriye 6. Ders - Yardımlaşma Kanunu ve Rızkın Anında Yetişmesi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst