Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Vecize Analizi
Marifetullah ve Muhabbetullah
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="topraktoprak" data-source="post: 274830" data-attributes="member: 11795"><p><strong>Cevap: Risale Açıklamalı 10.yirminci mektup</strong></p><p></p><p><span style="color: #8b4513"><span style="font-size: 12px">Katiyen (kesinlikle) bil ki, hilkatin (yaradılışın) en yüksek gayesi (amacı) ve fıtratın (doğuştan gelen özelliğin) en yüce neticesi, iman-ı billâhtır (Allah'a imandır). Ve insaniyetin en âli (üstün, yüce) mertebesi (derecesi) ve beşeriyetin (insanlığın) en büyük makamı, iman-ı billâh içindeki marifetullahtır (Allah'ı bilme, tanımadır). Cin ve insin (insanın) en parlak saadeti (mutluluğu) ve en tatlı nimeti, o marifetullah içindeki muhabbetullahtır (Cenab-ı Hakk'a karşı beslenen ihlâslı sevgidir). Ve ruh-u beşer (insan ruhu) için en hâlis (saf, duru) sürur (sevinç) ve kalb-i insan (insan kalbi) için en sâfi (temiz, saf) sevinç, o muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir (ruhun aldığı lezzettir).</span></span></p><p><span style="color: #8b4513"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #8b4513"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #8b4513"><span style="font-size: 12px">Evet, bütün hakikî (gerçek) saadet (mutluluk) ve hâlis (saf) sürur (sevinç) ve şirin nimet ve sâfi lezzet, elbette marifetullah ve muhabbetullahtadır. Onlar, onsuz olamaz. Cenâb-ı Hakkı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envâra (nurlara), esrara (sırlara), ya bilkuvve (kabiliyet olarak) veya bilfiil (fiilen) mazhardır (sahip olur, şereflenir). Onu hakikî tanımayan, sevmeyen, nihayetsiz şekavete (sıkıntıya), âlâma (acılara) ve evhama (kuruntulara) mânen ve maddeten müptelâ (tutulmuş) olur. </span></span></p><p><span style="color: #8b4513"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="color: #8b4513"><span style="font-size: 12px">Evet, şu perişan dünyada, âvâre (başıboş, şaşkın) nev-i beşer (insan türü) içinde, semeresiz (meyvesiz) bir hayatta, sahipsiz, hâmisiz (koruyucusuz, himayesiz) bir surette, âciz (güçsüz), miskin (zavallı) bir insan, bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder? İşte bu âvâre nev-i beşer içinde, bu perişan, fâni (geçici) dünyada, insan sahibini tanımazsa, mâlikini (sahibini) bulmazsa, ne kadar biçare sergerdan (şaşkın) olduğunu herkes anlar. Eğer sahibini bulsa, mâlikini tanısa, o vakit rahmetine iltica eder (sığınır), kudretine istinad eder (dayanır). O vahşetgâh (korkutucu bir yer olan) dünya, bir tenezzühgâha (gezinti yerine) döner ve bir ticaretgâh (ticaret yeri) olur.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="topraktoprak, post: 274830, member: 11795"] [b]Cevap: Risale Açıklamalı 10.yirminci mektup[/b] [COLOR=#8b4513][SIZE=3]Katiyen (kesinlikle) bil ki, hilkatin (yaradılışın) en yüksek gayesi (amacı) ve fıtratın (doğuştan gelen özelliğin) en yüce neticesi, iman-ı billâhtır (Allah'a imandır). Ve insaniyetin en âli (üstün, yüce) mertebesi (derecesi) ve beşeriyetin (insanlığın) en büyük makamı, iman-ı billâh içindeki marifetullahtır (Allah'ı bilme, tanımadır). Cin ve insin (insanın) en parlak saadeti (mutluluğu) ve en tatlı nimeti, o marifetullah içindeki muhabbetullahtır (Cenab-ı Hakk'a karşı beslenen ihlâslı sevgidir). Ve ruh-u beşer (insan ruhu) için en hâlis (saf, duru) sürur (sevinç) ve kalb-i insan (insan kalbi) için en sâfi (temiz, saf) sevinç, o muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir (ruhun aldığı lezzettir). Evet, bütün hakikî (gerçek) saadet (mutluluk) ve hâlis (saf) sürur (sevinç) ve şirin nimet ve sâfi lezzet, elbette marifetullah ve muhabbetullahtadır. Onlar, onsuz olamaz. Cenâb-ı Hakkı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envâra (nurlara), esrara (sırlara), ya bilkuvve (kabiliyet olarak) veya bilfiil (fiilen) mazhardır (sahip olur, şereflenir). Onu hakikî tanımayan, sevmeyen, nihayetsiz şekavete (sıkıntıya), âlâma (acılara) ve evhama (kuruntulara) mânen ve maddeten müptelâ (tutulmuş) olur. Evet, şu perişan dünyada, âvâre (başıboş, şaşkın) nev-i beşer (insan türü) içinde, semeresiz (meyvesiz) bir hayatta, sahipsiz, hâmisiz (koruyucusuz, himayesiz) bir surette, âciz (güçsüz), miskin (zavallı) bir insan, bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder? İşte bu âvâre nev-i beşer içinde, bu perişan, fâni (geçici) dünyada, insan sahibini tanımazsa, mâlikini (sahibini) bulmazsa, ne kadar biçare sergerdan (şaşkın) olduğunu herkes anlar. Eğer sahibini bulsa, mâlikini tanısa, o vakit rahmetine iltica eder (sığınır), kudretine istinad eder (dayanır). O vahşetgâh (korkutucu bir yer olan) dünya, bir tenezzühgâha (gezinti yerine) döner ve bir ticaretgâh (ticaret yeri) olur.[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Vecize Analizi
Marifetullah ve Muhabbetullah
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst