Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a Gelen İtirazlar
Lozan'ın İçyüzü makalenin tamamı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="capay" data-source="post: 234142" data-attributes="member: 1005397"><p><span style="color: #000000"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 15px">Lozan'ın İçyüzü (Büyük Doğu Mecmuasından) (EMİRDAĞ LÂHİKASI-II)</span></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">(Bera-yı malûmat size gönderildi.)</span></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></p></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Büyük Doğu*nun yirmi dokuzuncu sayısında </span></p><p><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">"Lozan'ın İçyüzü" diye yazılan makaleden:</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">İngiliz murahhas heyeti reisi Lord Gürzon, nihayet en manidar sözünü söyledi. Dedi ki:</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">"Türkiye, İslâmî alâkasını ve İslâmı temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulûs birliği etmiş olur ve Hristiyan dünyasının hürmet ve minnetini kazanır; biz de kendisine dilediğini veririz."</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Lozan'da Türk murahhas heyeti başkanı bulunan ve henüz hakiki kasıtları anlayamayan İsmet Paşa*, bir aralık bütün Hristiyan emellerinin Türkiye'yi mazisindeki ruh ve mukaddesatı kökünden ayırmak olduğunu sezdiği halde, şu gizli ivaz ve teminatı veriyor ve diyor ki:</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">"Eskiden beri kökleşmiş ve köhne engellerden..." yani an'ane-i İslâmiyetten kurtulmak hususunda besledikleri -yani İsmet'in beslediği- azmin, inkâr edilmez delilidir.</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Harfi harfine iktibas ettiğimiz bu sözlerle, Türk başmurahhasının, yani İsmet'in eskiden kökleşmiş ve köhne olmuş engellerden kurtulmak hususunda Türk milletine beslediği kat'i azimle ne kasdettiği ve bunu hangi maksat altında İslâmiyet düşmanlarına ivaz diye takdim ettiğini sormak lâzımdır.</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Konferansın birinci defasında Türk başmurahhası, bizzat karar vermek vaziyetinde olmadığı ve büyüğüne, yani Mustafa Kemal'e bildirmek zorunda olduğu için, memlekete dönüyor; kendisini Haydarpaşa'dan Ankara'ya götüren tren ve devlet reisini (Mustafa Kemal) İzmir'den Ankara'ya götüren trende Eskişehir'de buluşuyor. Bir arada ve başbaşa seyahat... Sonra Ankara gizli meclis toplantıları... Fakat esas meselelerde daima başbaşa... Mustafa Kemal ile İsmet beraber içtimaları ve karar: "Din öldürülecektir."</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Lozan Konferansı'nın ikinci sahifesi... Artık her şey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dini terk ile her şey yapılacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve İsmet hükûmeti) bundan böyle, bu millette, İslâmiyeti katletmek prensibiyle hareket etmekte, hasım dünyanın kumandanlarından, yani düşman ehl-i salib kumandanlarından, dini vurmakta daha hevesli olduğu ve örnekler vereceği ve bilhassa hudut dışı değil de, hudut için ve milli irade yaftası altında çalışacağı şüpheden varestedir.</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Nihaî vesika</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Lozan muahedesinden sonra, İngiltere Avam Kamarasında, "Türklerin istiklâlini ne için tanıdınız?" diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon'un verdiği cevap:</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">"İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, maneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz. Yani Mustafa Kemal ve İsmet*in verdikleri karar, Türk milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır."</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Artık bunun üzerine her şey apaçık anlaşılıyor, değil mi?..</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Gizli anlaşmanın entrikası</p><p></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Türklere dinlerini ve din temsilciliğini feda ettirmek şartıyla, sun'i istiklâl işinde gizli anlaşmanın müessiri tek kelime ile Yahudiliktir. Buna memur-u müşahhas kimse de, şimdi Mısır Hahambaşısı bulunan Hayim Naum'dur. Bu Hayim Naum, bu korkunç teşebbüse, evvelâ Amerika'da Türkler lehinde bir seri konferans vermek ve emperyalizma şeflerine, Türk'ün maddesini serbest bırakmaları, buna mukabil ruhunu, tâ içinden ve kendi öz adamlarına yıktırmaları fikrini telkin etmek suretiyle başlamıştır. Yani masonluk hasebiyle Kur'an'ın ahkâmını kaldırmak; milleti dinsiz yapmak. Hayim Naum, müthiş planının zeminini Amerika'da hazırladıktan sonra İngiltere'ye geçmiş ve halis yahudi olan Lord Gürzon ile temas ederek şu teklifte bulunmuştur:</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">"Siz Türkiye'nin mülkî tamamiyetini kabul ediniz. Onlara ben İslâmiyeti ve İslâmî temsilciliklerini, ayaklar altında çiğnetmeği taahhüd ediyorum." Aynı Hayim Naum, Türk murahhaslar heyetine müşavir sıfatıyla sokulmanın da yolunu bulmuş, yani Mustafa Kemal ve İsmet'i kendine dost bulmuş. Onun için üçü birleşmiş. Ve artık arada santralın intizamla işlemesine hiçbir mâni kalmamıştır.</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 15px">Hayim Naum o sırada Ankara'ya kadar da uzanarak planın muvaffakıyeti için gereken en mühim ve merkezî şahıs nezdinde -yani Mustafa Kemal yanında- emin bulunduğu tesirinin derecesini ölçmek istemiştir. Öyle ki bu tesir, mahud mevzuda Hayim Naum'dan daha heveskâr ve gayretli bir İslâmiyet düşmanına tesadüf etmekle muradına ermiş. Ve artık Türk'ü içinden vurmanın planını gerçekleştirmek için her unsur tamamlanmıştır.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="capay, post: 234142, member: 1005397"] [COLOR="#000000"][CENTER][SIZE="4"]Lozan'ın İçyüzü (Büyük Doğu Mecmuasından) (EMİRDAĞ LÂHİKASI-II) (Bera-yı malûmat size gönderildi.) Büyük Doğu*nun yirmi dokuzuncu sayısında [/SIZE][/CENTER][SIZE="4"] "Lozan'ın İçyüzü" diye yazılan makaleden: İngiliz murahhas heyeti reisi Lord Gürzon, nihayet en manidar sözünü söyledi. Dedi ki: "Türkiye, İslâmî alâkasını ve İslâmı temsil rolünü kendi eliyle çözer ve atarsa, bizimle hulûs birliği etmiş olur ve Hristiyan dünyasının hürmet ve minnetini kazanır; biz de kendisine dilediğini veririz." Lozan'da Türk murahhas heyeti başkanı bulunan ve henüz hakiki kasıtları anlayamayan İsmet Paşa*, bir aralık bütün Hristiyan emellerinin Türkiye'yi mazisindeki ruh ve mukaddesatı kökünden ayırmak olduğunu sezdiği halde, şu gizli ivaz ve teminatı veriyor ve diyor ki: "Eskiden beri kökleşmiş ve köhne engellerden..." yani an'ane-i İslâmiyetten kurtulmak hususunda besledikleri -yani İsmet'in beslediği- azmin, inkâr edilmez delilidir. Harfi harfine iktibas ettiğimiz bu sözlerle, Türk başmurahhasının, yani İsmet'in eskiden kökleşmiş ve köhne olmuş engellerden kurtulmak hususunda Türk milletine beslediği kat'i azimle ne kasdettiği ve bunu hangi maksat altında İslâmiyet düşmanlarına ivaz diye takdim ettiğini sormak lâzımdır. Konferansın birinci defasında Türk başmurahhası, bizzat karar vermek vaziyetinde olmadığı ve büyüğüne, yani Mustafa Kemal'e bildirmek zorunda olduğu için, memlekete dönüyor; kendisini Haydarpaşa'dan Ankara'ya götüren tren ve devlet reisini (Mustafa Kemal) İzmir'den Ankara'ya götüren trende Eskişehir'de buluşuyor. Bir arada ve başbaşa seyahat... Sonra Ankara gizli meclis toplantıları... Fakat esas meselelerde daima başbaşa... Mustafa Kemal ile İsmet beraber içtimaları ve karar: "Din öldürülecektir." Lozan Konferansı'nın ikinci sahifesi... Artık her şey Türkiye hesabına çantada hazırdır. Yani dini terk ile her şey yapılacak. Yeni hizbin (Kemalizm ve İsmet hükûmeti) bundan böyle, bu millette, İslâmiyeti katletmek prensibiyle hareket etmekte, hasım dünyanın kumandanlarından, yani düşman ehl-i salib kumandanlarından, dini vurmakta daha hevesli olduğu ve örnekler vereceği ve bilhassa hudut dışı değil de, hudut için ve milli irade yaftası altında çalışacağı şüpheden varestedir. Nihaî vesika Lozan muahedesinden sonra, İngiltere Avam Kamarasında, "Türklerin istiklâlini ne için tanıdınız?" diye yükselen itirazlara, Lord Gürzon'un verdiği cevap: "İşte asıl bundan sonraki Türkler bir daha eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları, maneviyat ve ruh cephelerinden öldürmüş bulunuyoruz. Yani Mustafa Kemal ve İsmet*in verdikleri karar, Türk milletini İslâmiyet ve din cihetinden öldürmek kararıdır." Artık bunun üzerine her şey apaçık anlaşılıyor, değil mi?.. [CENTER]Gizli anlaşmanın entrikası[/CENTER] Türklere dinlerini ve din temsilciliğini feda ettirmek şartıyla, sun'i istiklâl işinde gizli anlaşmanın müessiri tek kelime ile Yahudiliktir. Buna memur-u müşahhas kimse de, şimdi Mısır Hahambaşısı bulunan Hayim Naum'dur. Bu Hayim Naum, bu korkunç teşebbüse, evvelâ Amerika'da Türkler lehinde bir seri konferans vermek ve emperyalizma şeflerine, Türk'ün maddesini serbest bırakmaları, buna mukabil ruhunu, tâ içinden ve kendi öz adamlarına yıktırmaları fikrini telkin etmek suretiyle başlamıştır. Yani masonluk hasebiyle Kur'an'ın ahkâmını kaldırmak; milleti dinsiz yapmak. Hayim Naum, müthiş planının zeminini Amerika'da hazırladıktan sonra İngiltere'ye geçmiş ve halis yahudi olan Lord Gürzon ile temas ederek şu teklifte bulunmuştur: "Siz Türkiye'nin mülkî tamamiyetini kabul ediniz. Onlara ben İslâmiyeti ve İslâmî temsilciliklerini, ayaklar altında çiğnetmeği taahhüd ediyorum." Aynı Hayim Naum, Türk murahhaslar heyetine müşavir sıfatıyla sokulmanın da yolunu bulmuş, yani Mustafa Kemal ve İsmet'i kendine dost bulmuş. Onun için üçü birleşmiş. Ve artık arada santralın intizamla işlemesine hiçbir mâni kalmamıştır. Hayim Naum o sırada Ankara'ya kadar da uzanarak planın muvaffakıyeti için gereken en mühim ve merkezî şahıs nezdinde -yani Mustafa Kemal yanında- emin bulunduğu tesirinin derecesini ölçmek istemiştir. Öyle ki bu tesir, mahud mevzuda Hayim Naum'dan daha heveskâr ve gayretli bir İslâmiyet düşmanına tesadüf etmekle muradına ermiş. Ve artık Türk'ü içinden vurmanın planını gerçekleştirmek için her unsur tamamlanmıştır.[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a Gelen İtirazlar
Lozan'ın İçyüzü makalenin tamamı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst