Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Lahika Analizi 9 : Vaiz-i Umumî
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="uður1" data-source="post: 264856" data-attributes="member: 1016557"><p><strong><span style="font-family: 'Calibri'"> <u>TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ</u></span></strong></p><p> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">12.16.BEDİÜZZAMAN VE RİSALE-İ NUR(DEVAMI)</span></u></strong></p><p> <table style='width: 100%'><tr><td> <strong><span style="font-family: 'Calibri'">Üçüncü mesele:</span></strong><span style="font-family: 'Calibri'"> Şimdi küfr-ü mutlak, öyle cehennem-i mânevî neşrine çalışıyor ki, kâinatta hiçbir kâfir ona yanaşmamak lâzım geliyor. Kur’ân’ın “rahmeten lil’âlemîn” olduğunun bir sırrı budur ki: Nasıl Müslümanlara rahmettir; âhirete iman, Allah’a iman ihtimalini vermesiyle de, bütün dinsizlere ve bütün âleme ve nev-i beşere rahmet olmasına bir nükte, bir işarettir ki, o mânevî cehennemden dünyada da onları bir derece kurtarmış. Halbuki şimdi fen ve felsefenin dalâlet kısmı, yani Kur’ân’la barışmayan, yoldan çıkmış, Kur’ân’a muhalefet eden kısmı, küfr-ü mutlakı komünistler tarzında neşre başladılar. Komünistlik perdesinde anarşistliği netice verecek bir surette münafıklar, zındıklar vasıtasıyla ve bazı müfrit dinsiz siyasetçiler vasıtasıyla neşir ile aşılanmaya başlandığı için, şimdiki hayat, dinsiz olarak kabil değildir, yaşamaz. “Dinsiz bir millet yaşamaz” hükmü bu noktaya işarettir. Küfr-ü mutlak olduğu zaman, hakikat-i halde yaşanmaz. Onun için, Kur’ân-ı Hakîm, bu asırda bir mu’cize-i mâneviyesi olarak Risale-i Nur şakirtlerine bu dersi vermiş ki, küfr-ü mutlaka, anarşistliğe karşı sed çeksin. Hem çekmiş. Evet Çin’i, hem yarı Avrupayı ve Balkanları istilâ eden bu cereyana karşı bizi muhafaza eden Kur’ân-ı Hakîmin bu dersidir ki, o hücuma karşı sed çekmiş, bu suretle o tehlikeye karşı çare bulmuştur.<br /> <br /> Demek bir Müslüman mümkün değil, başka bir dine girip, ya Hıristiyan ve Yahudi, hususan bolşevik gibi olmak... Çünkü, bir İsevi, Müslüman olsa, İsâ Aleyhisselâmı daha ziyade sever. Bir Mûsevî, Müslüman olsa, Mûsâ Aleyhisselâmı daha ziyade sever. Fakat bir Müslüman, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın zincirinden çıksa, dinini bıraksa, daha hiçbir dine girmez, anarşist olur; ruhunda kemâlâta medar hiçbir hâlet kalmaz. Vicdanı tefessüh eder, hayat-ı içtimaiyeye bir zehir olur.<br /> <br /> Onun için, Cenâb-ı Hakka şükür, Kur’ân-ı Hakîmin işârât-ı gaybiyesi ile, kahraman Türk ve Arap milletleri içinde lisan-ı Türkî ve Arabî ile bu asrı kurtaracak bir mu’cize-i Kur’âniyenin Risale-i Nur namıyla bir dersi intişara başlamış. Ve on altı sene evvel altı yüz bin adamın imanını kurtardığı gibi, şimdi milyonlardan geçtiği sabit olmuş.</span><br /> <br /> </td><td> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">Lügatler : </span></u></strong><br /> <span style="font-family: 'Calibri'"><strong>âhirete iman</strong> : öldükten sonra sonsuza kadar yaşanacak olan âlemin varlığına iman etmek<br /> <strong>Aleyhissalâtü Vesselâm</strong> : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun<br /> <strong>Aleyhisselâm</strong> : Allah selâmı onun üzerine olsun<br /> <strong>Cenâb-ı Hak</strong> : Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah<br /> <strong>cereyan</strong> : akım, hareket<br /> <strong>dalâlet</strong> : hak yoldan ayrılma, sapkınlık<br /> <strong>hakikat-i hal</strong> : işin aslı, gerçeği<br /> <strong>hâlet</strong> : durum, hâl<br /> <strong>hayat-ı içtimaiye</strong> : toplum hayatı<br /> <strong>hususan</strong> : özellikle<br /> <strong>intişar</strong> : yayılma<br /> <strong>İsevi</strong> : Hıristiyan<br /> <strong>işârât-ı gaybiye</strong> : geleceğe veya bilinmeyen bir olaya işaretler<br /> <strong>kabil</strong> : mümkün<br /> <strong>kemâlât</strong> : faziletler, iyilikler, mükemmel özellikler<br /> <strong>Kur’ân-ı Hakîm</strong> : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân<br /> <strong>küfr-ü mutlak</strong> : sınırsız inançsızlık; Allah’ı ve Allah’tan gelen her şeyi inkâr etme, kabul etmeme<br /> <strong>lisan-ı Türkî ve Arabî</strong> : Türkçe ve Arapça dil<br /> <strong>medar</strong> : kaynak<br /> <strong>mu’cize-i Kur’âniye</strong> : Kur’ân’ın mu’cizeleri<br /> <strong>mu’cize-i mâneviye</strong> : mânevî mu’cize<br /> <strong>muhafaza eden</strong> : koruyan<br /> <strong>muhalefet eden</strong> : karşıt olan, aykırı<br /> <strong>Mûsevî</strong> : Yahudi<br /> <strong>müfrit</strong> : ifrat eden, haddini aşan, ölçüsüz ve taşkın hareket eden<br /> <strong>münafık</strong> : iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış görünen<br /> <strong>neşir</strong> : yayma<br /> <strong>nev-i beşer</strong> : insanlar<br /> <strong>nükte</strong> : ince ve derin mânâ<br /> <strong>rahmet</strong> : İlâhî şefkat ve merhamet<br /> <strong>suret</strong> : şekil<br /> <strong>şakirt</strong> : talebe, öğrenci<br /> <strong>şükür</strong> : teşekkür etmek<br /> <strong>tefessüh etmek</strong> : bozulmak<br /> <strong>zındık</strong> : dinsiz</span><br /> <br /> </td></tr></table></blockquote><p></p>
[QUOTE="uður1, post: 264856, member: 1016557"] [B][FONT=Calibri] [U]TARİHÇE-İ HAYAT DERSLERİ[/U][/FONT][/B] [B][U][FONT=Calibri]12.16.BEDİÜZZAMAN VE RİSALE-İ NUR(DEVAMI)[/FONT][/U][/B] [TABLE] [TR] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [B][FONT=Calibri]Üçüncü mesele:[/FONT][/B][FONT=Calibri] Şimdi küfr-ü mutlak, öyle cehennem-i mânevî neşrine çalışıyor ki, kâinatta hiçbir kâfir ona yanaşmamak lâzım geliyor. Kur’ân’ın “rahmeten lil’âlemîn” olduğunun bir sırrı budur ki: Nasıl Müslümanlara rahmettir; âhirete iman, Allah’a iman ihtimalini vermesiyle de, bütün dinsizlere ve bütün âleme ve nev-i beşere rahmet olmasına bir nükte, bir işarettir ki, o mânevî cehennemden dünyada da onları bir derece kurtarmış. Halbuki şimdi fen ve felsefenin dalâlet kısmı, yani Kur’ân’la barışmayan, yoldan çıkmış, Kur’ân’a muhalefet eden kısmı, küfr-ü mutlakı komünistler tarzında neşre başladılar. Komünistlik perdesinde anarşistliği netice verecek bir surette münafıklar, zındıklar vasıtasıyla ve bazı müfrit dinsiz siyasetçiler vasıtasıyla neşir ile aşılanmaya başlandığı için, şimdiki hayat, dinsiz olarak kabil değildir, yaşamaz. “Dinsiz bir millet yaşamaz” hükmü bu noktaya işarettir. Küfr-ü mutlak olduğu zaman, hakikat-i halde yaşanmaz. Onun için, Kur’ân-ı Hakîm, bu asırda bir mu’cize-i mâneviyesi olarak Risale-i Nur şakirtlerine bu dersi vermiş ki, küfr-ü mutlaka, anarşistliğe karşı sed çeksin. Hem çekmiş. Evet Çin’i, hem yarı Avrupayı ve Balkanları istilâ eden bu cereyana karşı bizi muhafaza eden Kur’ân-ı Hakîmin bu dersidir ki, o hücuma karşı sed çekmiş, bu suretle o tehlikeye karşı çare bulmuştur. Demek bir Müslüman mümkün değil, başka bir dine girip, ya Hıristiyan ve Yahudi, hususan bolşevik gibi olmak... Çünkü, bir İsevi, Müslüman olsa, İsâ Aleyhisselâmı daha ziyade sever. Bir Mûsevî, Müslüman olsa, Mûsâ Aleyhisselâmı daha ziyade sever. Fakat bir Müslüman, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın zincirinden çıksa, dinini bıraksa, daha hiçbir dine girmez, anarşist olur; ruhunda kemâlâta medar hiçbir hâlet kalmaz. Vicdanı tefessüh eder, hayat-ı içtimaiyeye bir zehir olur. Onun için, Cenâb-ı Hakka şükür, Kur’ân-ı Hakîmin işârât-ı gaybiyesi ile, kahraman Türk ve Arap milletleri içinde lisan-ı Türkî ve Arabî ile bu asrı kurtaracak bir mu’cize-i Kur’âniyenin Risale-i Nur namıyla bir dersi intişara başlamış. Ve on altı sene evvel altı yüz bin adamın imanını kurtardığı gibi, şimdi milyonlardan geçtiği sabit olmuş.[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [/TD] [TD="width: 307, bgcolor: transparent"] [B][U][FONT=Calibri]Lügatler : [/FONT][/U][/B] [FONT=Calibri][B]âhirete iman[/B] : öldükten sonra sonsuza kadar yaşanacak olan âlemin varlığına iman etmek [B]Aleyhissalâtü Vesselâm[/B] : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun [B]Aleyhisselâm[/B] : Allah selâmı onun üzerine olsun [B]Cenâb-ı Hak[/B] : Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah [B]cereyan[/B] : akım, hareket [B]dalâlet[/B] : hak yoldan ayrılma, sapkınlık [B]hakikat-i hal[/B] : işin aslı, gerçeği [B]hâlet[/B] : durum, hâl [B]hayat-ı içtimaiye[/B] : toplum hayatı [B]hususan[/B] : özellikle [B]intişar[/B] : yayılma [B]İsevi[/B] : Hıristiyan [B]işârât-ı gaybiye[/B] : geleceğe veya bilinmeyen bir olaya işaretler [B]kabil[/B] : mümkün [B]kemâlât[/B] : faziletler, iyilikler, mükemmel özellikler [B]Kur’ân-ı Hakîm[/B] : her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân [B]küfr-ü mutlak[/B] : sınırsız inançsızlık; Allah’ı ve Allah’tan gelen her şeyi inkâr etme, kabul etmeme [B]lisan-ı Türkî ve Arabî[/B] : Türkçe ve Arapça dil [B]medar[/B] : kaynak [B]mu’cize-i Kur’âniye[/B] : Kur’ân’ın mu’cizeleri [B]mu’cize-i mâneviye[/B] : mânevî mu’cize [B]muhafaza eden[/B] : koruyan [B]muhalefet eden[/B] : karşıt olan, aykırı [B]Mûsevî[/B] : Yahudi [B]müfrit[/B] : ifrat eden, haddini aşan, ölçüsüz ve taşkın hareket eden [B]münafık[/B] : iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış görünen [B]neşir[/B] : yayma [B]nev-i beşer[/B] : insanlar [B]nükte[/B] : ince ve derin mânâ [B]rahmet[/B] : İlâhî şefkat ve merhamet [B]suret[/B] : şekil [B]şakirt[/B] : talebe, öğrenci [B]şükür[/B] : teşekkür etmek [B]tefessüh etmek[/B] : bozulmak [B]zındık[/B] : dinsiz[/FONT] [FONT=Calibri] [/FONT] [/TD] [/TR] [/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Lahika Analizi 9 : Vaiz-i Umumî
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst